بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
عَنْ مُعَاوِيَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَلَا تَنْقَطِعُ التَّوْبَةُ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا
* * *
Muaviye b. Ebî SufyÂn Hazretleri, Allah Rasulu (sallallÂhu aleyhi vesellem) Efendimiz’in şoyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Hicret, tevbe kapısı kapanmadan son bulmayacaktır. Tevbe fırsatı da Guneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir.”
(Ebû DÂvûd, Sunen; DÂrimî, Sunen; Beyhakî, Sunen)
Hicret: Mukaddes Goc
Hicret; bir yurdu Allah icin geride bırakıp yeni bir vatana goc etmek, sevdiği bir diyarı davası uğrunda maddi anlamda terk edip imanı neşretmek icin bir diğerine gitmektir.
Hicretin gayesi Allah rızası uğrunda O’nun adını ve mesajını dunyanın dort bir tarafına ulaştırmaktır. Boylece butun insanların iki cihan saadeti icin fiilî bir duada da bulunmuş olunmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de pek cok yerde hicrete vurgu yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi şu ayet-i kerimedir:
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا
أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ
“İman edip hic-(Terbiyeden-Yoksunum)-ret eden-(Terbiyeden-Yoksunum)-ler, Al-(Terbiyeden-Yoksunum)-lah yo-(Terbiyeden-Yoksunum)-lun-(Terbiyeden-Yoksunum)-da ci-(Terbiyeden-Yoksunum)-had eden-(Terbiyeden-Yoksunum)-ler-(Terbiyeden-Yoksunum)-le on-(Terbiyeden-Yoksunum)-la-(Terbiyeden-Yoksunum)-ra ku-(Terbiyeden-Yoksunum)-cak acıp yar-(Terbiyeden-Yoksunum)-dım eden En-(Terbiyeden-Yoksunum)-sar var ya, İş-(Terbiyeden-Yoksunum)-te ger-(Terbiyeden-Yoksunum)-cek mu-(Terbiyeden-Yoksunum)-min-(Terbiyeden-Yoksunum)-ler bunlardır. Bun-(Terbiyeden-Yoksunum)-la-(Terbiyeden-Yoksunum)-ra bir mağ-(Terbiyeden-Yoksunum)-fi-(Terbiyeden-Yoksunum)-ret, pek de-(Terbiyeden-Yoksunum)-ğer-(Terbiyeden-Yoksunum)-li bir na-(Terbiyeden-Yoksunum)-sip var-(Terbiyeden-Yoksunum)-dır.” (EnfÂl Suresi, 8/74)
En yuksek seviyede sahabe-i kiram tarafından temsil edilen hicret, dunya tarihine yon veren en onemli hadiselerden biridir. Bu yuzden Hz. Omer (radıyallahu anh)’ın hilafeti devrinde İslamî takvimin başlangıcı olarak ashab-ı kiramın Mekke’den Medine’ye hicreti esas alınmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de Muhacirler EnsÂr’dan daha once zikredilmiş, onların daima Allah rızasına bağlı hareket ettikleri Allah’ın dini uğrunda O’nun Rasulu’ne yardım ettikleri vurgulanarak hicretteki temel noktaya dikkat cekilmiştir. (Haşir Suresi, 59/8) Bir rivayette de Efendimiz (sallallÂhu aleyhi vesellem):
وَلَوْلَا الْهِجْرَةُ لَكُنْتُ امْرَأً مِنْ الْأَنْصَارِ
“Hicret olmasaydı Ensar’dan biri olmayı isterdim.” (Sunen-i Tirmizî; Sunen-i İbn-i MÂce) buyurmuşlardır.
Hicret hayatında cekilen sıkıntılar gunahlara kefaret ve ahiret icin de yol azığıdır. Hicretin meşakkatlerine katlanmanın fazileti Zumer Suresi’nde şoyle anlatılır:
قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ
وَأَرْضُ اللهِ وَاسِعَةٌ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ
“(Ey Habibim! Benden naklen kullarıma) De ki: “Ey iman eden kul-(Terbiyeden-Yoksunum)-la-(Terbiyeden-Yoksunum)-rım! Takv dairesine girerek Rab-(Terbiyeden-Yoksunum)-bi-(Terbiyeden-Yoksunum)-ni-(Terbiyeden-Yoksunum)-ze kar-(Terbiyeden-Yoksunum)-şı gel-(Terbiyeden-Yoksunum)-mek-(Terbiyeden-Yoksunum)-ten sa-(Terbiyeden-Yoksunum)-kı-(Terbiyeden-Yoksunum)-nın. Bu dun-(Terbiyeden-Yoksunum)-ya-(Terbiyeden-Yoksunum)-da iyi iş-(Terbiyeden-Yoksunum)-ler ya-(Terbiyeden-Yoksunum)-pan-(Terbiyeden-Yoksunum)-lar, mut-(Terbiyeden-Yoksunum)-la-(Terbiyeden-Yoksunum)-ka iyi-(Terbiyeden-Yoksunum)-lik bu-(Terbiyeden-Yoksunum)-lur-(Terbiyeden-Yoksunum)-lar. Al-(Terbiyeden-Yoksunum)-lah’ın arzı ge-(Terbiyeden-Yoksunum)-niş-(Terbiyeden-Yoksunum)-tir. (Allah icin hicret edin.) Hak yo-(Terbiyeden-Yoksunum)-lun-(Terbiyeden-Yoksunum)-da sab-(Terbiyeden-Yoksunum)-re-(Terbiyeden-Yoksunum)-den-(Terbiyeden-Yoksunum)-le-(Terbiyeden-Yoksunum)-re-(Terbiyeden-Yoksunum)- mukafatları sınır-(Terbiyeden-Yoksunum)-sız bir tarz-(Terbiyeden-Yoksunum)-da verilir.” (Zumer Suresi, 39/10)
Hicreti derinleştiren niyet, samimiyet ve ihlastır. Baştan cok ciddi bir şuur ile gelinememişse dahi ye’se kapılmamalı, kendimizi ciddi ve kapsamlı bir hicret mulahazası rehabilitesine almalıdır. Bu istikametteki yazı ve eserleri okumak, vaaz ve sohbetleri dinlemek cok faydalı olacaktır.
Her mu’minde Peygamber Efendimiz (aleyhissalÂtu vesselÂm)’ın sunneti uzere hicret etme iştiyakı olmalı fakat bunun da kararı istişare ile verilmelidir. Nitekim Resul-i Ekrem (sallallÂhu aleyhi vesellem), Allah TeÂlÂ’dan emir gelmeden hicret yolculuğuna cıkmamış, sahabe-i kiram da Allah Rasulu’nun işaretiyle yollara koyulmuştur.
Hicret hakkında diğer onemli bir nokta da bir hadis-i şerifte vurgulanan şu husustur:
اَلْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ مَا نَهَى اللَّهُ عَنْهُ
“Hakiki muhacir Allah’ın yasakladıklarından uzaklaşıp Allah’ın hoşnut olduğu şeylere hicret edendir.” (Sahih-i Buhari; Sahih-i Muslim; Musned-i Ahmed b. Hanbel) buyrulmaktadır. Nefsin hevÂsından, bedenin arzularından kalb ve rûhun derece-i hayatına hicret de diğer maddi hicret kadar kıymetlidir.
Mevzumuzu Kırık Mızrap’tan hicretle ilgili bir bolumle bitirelim:
Kederi gibi sevinci de boldur hicretin,
Hakk’a goturen yollar arasında en metin;
Buyukluğe yuruyenler icin o bir kopru,
Herkes ona uğramalıydı bundan oturu.!
***
Şimdi sırada tekmil cağın garipleri var,
“Hicret” deyip dokulmuş yollara O’nu arar.
Dolaşıp dururlar her koyda ayrı bir bahar.
Onların bağına dikenler eken gul toplar.
***
اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
وَعَلٰى اٰلِه وَأَصْحَابِهِ أَجْمَعِينْ
وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
__________________
Hicret - Mukaddes Goc (İslam Timi)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Hicret - Mukaddes Goc (İslam Timi)