Cenazeyi taşımak ve arkasından gitmek gerekir.
Bu Muslumanın diğer Musluman uzerindeki haklarındandır. Bu hususta birtakım hadisler vardır. Bunlardan ikisi şoyledir.

Birinci Hadis:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmaktadır:

“Muslumanın, Musluman uzerindeki hakkı beş tanedir.

1) Selamı almak,

2) Hastayı ziyaret etmek,

3) Cenazelerin arkasından gitmek,

4) Davete icabet etmek,

5) Aksırana elhamdulillah dediğinde yerhamukellah demek.”

Başka bir rivayette Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmaktadır:

“Ve senden nasihat istediği vakit ona nasihat et!”

Buhari 3/88, Muslim 7/3, İbni Mace 1/439, İbnu’l-Carud 261, Ahmed 2/372, 412, 540

İkinci Hadis:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu:

“Hastayı ziyaret ediniz! Cenazelerin arkasından gidiniz! Onlar size ahreti hatırlatır!”

İbni Ebi Şeybe Musannef 3/73, Buhari Edebu’l-Mufred 75, İbni Hibban Mevarid 709, Tayalisi 1/224, Ahmed 3/27, 32, 48, Beğavi Şerhu’s-Sunne 1/166/1

44) Cenazenin arkasından cenaze namazı kılınıncaya kadar gitmek.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları yapmıştır. Ebu Said Hudri (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’ye geldiğinde bizden birisi olum haline duştu mu, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e haber verirdik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de yanına gelir ve onun icin mağfiret dilerdi. Ruhu kabzedilince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve beraberindekiler defnedilinceye kadar ayrılmazlardı. Bazen bu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in uzun zaman alıkonulmasına da sebeb olurdu. Biz bu işin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e zorluk vereceğinden korktuğumuzdan birbirimize şoyle dedik:

−Keşke Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bir kimsenin ruhu kabzedilmedikce haber vermesek. Ruhu kabzedilince gidip ona haber versek ve boylece bu sebebten Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e zorluk verilmese ve onu alıkoymasak. Bu şekilde hareket ettik. Kişi oldukten sonra ona gider haber verirdik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de yanına gelir, cenaze namazını kılardı. Kimi zaman ayrılır gider, kimi zaman olen defnedilinceye kadar beklerdi. Bir sure bu şekilde devam ettik.

Sonra şoyle dedik:

−Keşke Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelmese, cenazemizi biz ona gotursek de evinin yanında onun namazını kıldırsa. Bu onu daha da rahatlatır dedik ve bu durum bu gune kadar boylece devam etti.”

İbni Hibban Mevarid 753, HÂkim 1/353, 364, 36, Beyhaki 4/74, Ahmed 3/66

45) Cenaze namazı kılındıktan sonra defin işi bitirilinceye kadar cenazenin arkasından gitmektir.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Kim cenazede, evinden itibaren hazır bulunursa, kim bir Muslumanın cenazesinin arkasından ecrine inanarak ve umarak giderse ve namazı kılınıncaya kadar beklerse ona bir kiyrad vardır. Kim de defnedilinceye kadar hazır bulunursa, işi bitene kadar ona ait ecir olarak iki kiyrad vardır.”

Sahabeler:

−Ey Allah’ın Rasulu! İki kiyrad nedir? diye soruldu.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu:

“Oldukca buyuk iki dağ kadardır.”

Diğer rivayette Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu:

“Herbir kiyrad Uhud dağı gibidir.”

Buhari 1/89, 90, 3/150, 152, 153, 154, Muslim 3/51, 52, Ebu Davud 2/63, 64, Nesei 1/282, Tirmizi 2/150, İbnİ Mace 1/467-468, İbnu’l-Carud 261, Beyhaki 3/412, 413, Tayalisi 2581, Ahmed 2/233

Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) cenaze namazını kılar, sonra giderdi. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’ın hadisi kendisine ulaşınca şoyle dedi:

−“Ebu Hureyre’nin rivayetleri artık bize cok gelmeye başladı.

Bir rivayette Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) bunu buyuk bir iş olarak değerlendirdi, bunun uzerine Habbab’ı, Aişe (Radiyallahu Anha)’ya, Ebu Hureyre’nin soyledikleri hakkında soru sormak ve sonra donup neler soylediklerini kendisine haber vermek uzere gonderdi.

Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) mescidin cakıl taşlarından bir avuc alıp onları gonderdiği elci kendisine donunceye kadar elinde evirip cevirdi.

Sonra Habbab geldi ve:

−Aişe (Radiyallahu Anha), Ebu Hureyre doğru soylemiştir dedi.

Bu sefer Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) elinde bulunan cakılları yere attı ve şunları soyledi:

−Andolsun pek cok kiyradları kazanma fırsatını kaybettik!

Bu durum Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’a ulaşınca şunları soyledi:

−Ne carşı pazarda alışveriş, ne hurma fidanları dikmek beni, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte olmakdan alıkoymadı! Ben bana oğreteceği bir kelime ve bana yedireceği bir lokma icin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanından ayrılmıyordum.

Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) ona şoyle dedi:

−Ey Ebu Hureyre! Aramızda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile en cok birlikte olan ve hadisini aramızda en iyi bilensin!”

Buhari, Muslim

Cenazede hazır bulunmanın faziletine dair bir başka hadisi daha vardır. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Bugun aranızdan kim oruc?’ dedi.

Ebu Bekir (Radiyallahu Anh):

−Ben dedi.

Bu sefer Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Aranızdan bugun kim hasta ziyareti yaptı?’ diye sordu.

Ebu Bekir (Radiyallahu Anh):

−Ben dedi.

Bu sefer Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Bugun aranızdan kim bir cenazede hazır bulundu?’ diye sordu.

Yine Ebu Bekir (Radiyallahu Anh):

−Ben dedi.

Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Bugun kim bir yoksula yemek yedirdi?’ diye sordu.

Ebu Bekir (Radiyallahu Anh):

−Ben dedi.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Bun hasletler bir kişide bir gunde bulundu mu o kişi mutlaka cennete girer!’ buyurdu.”

Muslim 3/92, 7/110, Buhari Edebu’l-Mufred 57

46) Cenazenin arkasından gitmek erkekler icindir!
Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınların cenazenin peşinden gitmelerini yasaklamıştır.

Ummu Atiye (Radiyallahu Anha) şoyle demiştir:

“Bizlere cenazenin arkasından gitmek yasaklanıyordu.

Buhari 1/328, 329, 3/162, Muslim 3/47, Ebu Davud 2/63, İbni Mace 1/487, Ahmed 6/408, 409, Beyhaki 4/77

47) Şeriate muhalif bir şekilde cenazelerin arkasından gitmek caiz değildir.
İki husus yasaklanmıştır.

1) Yuksek sesle ağlamak.

2) Cenazenin arkasından tutsulerle gitmek.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Cenazenin arkasından yuksek sesle ve ateşle gidilmez!”

Cabir (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Olunun arkasından yuksek sesle ya da ateşle gidilmesini yasakladı!’ buyurdu.”

Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) şoyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beraberinde ses bulunan bir cenazenin peşinden gidilmesini yasakladı.”

Amr bin As vasiyetinde şoyle demiştir:

“Olduğum zaman benimle beraber ne ağıt yakıcı bir kadın, ne de bir ateş gelmesin!”

Muslim

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) olumu yaklaştığı sırada şoyle vasiyet etti:

“Benim uzerime herhangi bir cadır kurmayınız ve cenazemin arkasından tutsu ve ateş ile gelmeyiniz!”

Ebu Davud 2/64, Ahmed 2/427, 528, 532, 4/199, 5668 Heysemi 3/29, Ebu Ya’la Musned 2627, İbni Mace 1/479, 480, Muslim 1/78

48) Cenazenin onunde yuksek sesle zikir yapmak.
Bu bid’attır. Cunku Kays bin Abbad (Radiyallahu Anh) şoyle demiştir:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı cenazelerin yanında sesin yukseltilmesini mekruh goruyorlardı!”

Beyhaki 4/74, İbnu’l-Mubarek Zuhd 83, Ebu Nuaym 9/58

AllÂme Muhammed NÂsıruddin el-AlbÂnî (Rahmetullahi Aleyh) şoyle dedi:

“Bu davranış Hristiyanlara benzeyiştir. Hristiyanlar, incilden ve yaptıkları zikirlerden bolumler okuyarak seslerini nağmelerle, seslerine huzun vererek ve gerekli gereksiz uzatarak yukseltirler. Bundan daha da cirkin olarak cenazenin onunde muzik aletleri ile hazin calgılar ile cenazeyi goturmektir. Bazı İslam ulkelerinde kÂfirler taklit edilerek yapıldığı gibi. Allah’tan yardım dileriz!”

İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şunları soylemektedir:

“Doğru ve tercih edilen selefi salihinin Allah onlardan razı olsun izlediği yol cenaze ile birlikte yurume halinde susmaktır. Ne Kur’an okuyarak, ne zikirle ne de başka bir şekilde ses yukseltilmez. Bundaki hikmet gayet acıktır. Cunku boyle bir hal cenaze ile ilgili hususlarda kişinin kalbine verir, duşuncesini toparlamasına yardım eder. Boyle bir halde istenen de budur. Hak olan işte budur. Buna muhalefet edenlerin cokluğu seni aldatmasın!

Ebu Ali el-Fudayl bin İyad (Radiyallahu Anh) şu manada bir soz soylemiştir:

“Sen hidayet yollarından ayrılma! O yolu izleyenlerin cokluğunun sana zararı olmaz! Sapıklık yollarından da sakın! O yolda helak olanların cokluğu da seni aldatmasın!”

Nevevi Ezkar 203

Beyhaki’nin Sunen’inde bu dediklerimi gerektiren rivayetler nakledilmiştir. Bununla Kays bin Abbad (Radiyallahu Anh)’ın sozune işaret etmektedir. Cunku Kays bin Abbad (Radiyallahu Anh) şoyle demiştir:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın ashabı cenazelerin yanında sesin yukseltilmesini mekruh goruyorlardı.”

Beyhaki 4/74, İbnu’l-Mubarek Zuhd 83, Ebu Nuaym 9/58

Dımeşk ve başka yerlerde cenaze uzerinde cahillerin yaptıkları gibi Kur’an okumak, Kur’an okurken nağmeleri uzatmak, sozu gercek şeklinden uzaklaştırmak ise ilim adamlarının icması ile haramdır! Ben bunun cirkinliğini, haramlığın ağırlığını ve buna karşı cıkıp değiştirmek imkÂnı bulunmakla birlikte bunu yapmayan kimselerin fasık olacağını, AdÂbu’l-Kırae adlı eserimde acıklamış bulunuyorum!”

49) Cenazenin koşar adımlarla cabucak goturulmesi gerekir!
Bu hususta bazı hadisler vardır.

Birinci Hadis:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Cenazeyi cabuk goturunuz! Eğer salih birisi ise onu bir hayra doğru goturuyorsunuz. Eğer salih birisi değilse boyunlarınızdan bırakacağınız bir kotuluktur!”

Buhari, Muslim, Tirmizi, Ahmed 2/240, 280, 488, Beyhaki 4/21

İkinci Hadis:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Cenaze eğer salih bir kimse ise:

−Beni cabuk goturun der.

Eğer salih biri değilse:

−Vay benim halime! Beni nereye goturuyorsunuz der. Onun bu sesini insan dışında her şey işitir. Eğer insan bu sesi duyarsa elbette baygın duşer.”

Buhari 3/142, Nesei 1/270, Beyhaki, Ahmed 3/41, 58

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) olumu yaklaştığında şoyle demişti:

“Benim mezarımın uzerine cadır kurmayınız! Arkamdan buhur ve tutsu getirmeyiniz! Beni hızlıca goturunuz! Cunku ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şoyle buyururken dinledim:

‘Salih bir kimse teneşiri uzerine konuldu mu beni ileriye goturunuz! der...’ dedi.”

Nesei, İbni Hibban 768, Beyhaki, Tayalisi 2336, Ahmed 2/292, 274, 500

Ucuncu Hadis:

Abdurrahman bin Cevşen şoyle dedi:

“Ben Abdurrahman bin Semure’nin cenazesinde hazır bulundum. Ziyad ve onun azadlılarından birtakım kimseler tabutunun onunde topukları uzerinde geri geri yurumeye ve:

−Yavaş! Yavaş! Allah size bereketler ihsan etsin demeye başladılar.

Ebu Bekere (Radiyallahu Anh) Medine istikametinden altındaki katır ile uzerlerine yurudu, kamcı ile onlara hamle yapıp:

−Bırakınız! dedi. Ebu’l-Kasım (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zatını mukerrem kılanın hakkı icin Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi nerdeyse koşarcasına cenazeyi goturduğumuzu gordu! dedi.”

Ebu Davud 2/65, Nesei 1/271, Tahavi 1/276, Hakim 1/255, Beyhaki 4/22, Tayalisi 883, Ahmed 5/36, 38

İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şunları soylemektedir:

“İlim adamları cenazenin cabuk goturulmesinin mustehab olduğu uzerinde ittifak etmişlerdir. Ancak hızlı gotururken, olunun parcalanmasından yahut değişikliğe uğramasından ve benzeri hallerin olması mustesna. O vakit ağır ağır gidilir.”

Mustehab: İşlenmesinde sevap olan, terkinde gunah olmayan işlerdir.

AllÂme Muhammed NÂsıruddin el-AlbÂnî (Rahmetullahi Aleyh) şoyle dedi:

“Emrin zahiri vucubu gerektirir! İbni Hazm (Rahmetullahi Aleyh)’de boyle demiştir. Bu vucubu mustehablığa donuşturecek herhangi bir delil bulunmamaktadık. Bundan dolayı biz bu goruşte değiliz! İbni Kayyim (Rahmetullahi Aleyh) Zadu’l-Mead isimli kitabında şoyle demektedir:

“Bugun insanların cenazeyi adım adım, ağır ağır goturmelerine gelince bu sunnete muhaliftir! Ve cirkin bir bid’attır! Cenazeyi adım adım, ağır ağır goturmek kitab ehli, Yahudilere benzemektir!”

Nevevi 5/271, İbni Hazm 5/154, 155

50) Cenazeye yakın olmak şartı ile onunde, arkasında, sağında, solunda yurumek caizdir.
Ancak binekli olan kimse cenazenin arkasından takip eder. Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu:

“Binekli cenazenin arkasında gider, yaya ise cenazenin istediği yerinde arkasından, onunden, sağından, solundan ama ona yakın olarak yurur. Cocuğun da cenaze namazı kılınır. Anne babasına mağfiret ve rahmet ile dua edilir.”

Ebu Davud 2/65, Nesei 1/275, 276, Tirmizi 2/144, İbni Mace 1/451, 458, Tahavi 1/278, İbni Hibban 769, Beyhaki 84, Tayalisi 701, 702, Ahmed 4/247, 248, 249, 252

51) Cenazenin onunden ve arkasından yurumek.
Cunku Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenazenin onunden ve arkasından yurumuştur. Nitekim Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şoyle demiştir:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ebu Bekir ve Omer cenazenin onunden ve arkasından yuruyorlardı.”

İbni Mace 1483, Tahavi 1/278

Fakat efdal olan cenazenin arkasında yurumektir. Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

“Cenazelerin arkasından gidiniz!..” demiştir.

Buhari 3/88, Muslim 7/3, İbni Mace 1/439, İbnu’l-Carud 261, Ahmed 2/372, 412, 540

Ayrıca bunu Ali (Radiyallahu Anh)’ın şu sozu de desteklemektedir:

“Cenazenin arkasında yurumek, cenazenin onunde yurumekten daha faziletlidir! Tıpkı kişinin cemaat ile birlikte namaz kılmasının, tek başına namaz kılmasından daha faziletli olduğu gibi.”

İbni Ebi Şeybe Musannef 4/101, Tahavi 1/279, Beyhaki 4/25, Ahmed 754

52) Binekli (araba ile giden) cenazenin arkasında takip eder.
Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Binekli cenazenin arkasında gider...”

Ebu Davud 2/65, Nesei 1/275, 276, Tirmizi 2/144, İbni Mace 1/451, 458, Tahavi 1/278, İbni Hibban 769, Beyhaki 84, Tayalisi 701, 702, Ahmed 4/247, 248, 249, 252

Fakat efdal olan yurumektir. Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den gorulen budur. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in cenazeyi binitli takip ettiği varid olmamıştır. Hatta Sevban (Radiyallahu Anh) şoyle demiştir:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir cenaze ile birlikte bulunduğu bir sırada ona bir binek getirildi. Ona binmeyi kabul etmedi. Cenazeden dondukten sonra yine ona bir binek getirildi, bu sefer bindi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e sebebi sorulunca:

‘Melekler de yuruyordu. Onlar yururken ben binmek istemedim. Onlar gidince ben de bindim’ buyurdu.”

Ebu Davud 2/64, 65, HÂkim 1/355, Beyhaki 4/23

53) Cenazeden dondukten sonra binmeğe gelince, caizdir.
Az once Sevban (Radiyallahu Anh) yoluyla gelen hadis bunu gerektirmektedir. Bunun bir benzeri de Cabir bin Semure (Radiyallahu Anh)’ın rivayet ettiği hadistir. O şoyle demektedir:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) İbnu’d-Dehdah (Radiyallahu Anh)’ın cenaze namazını kıldırdı.

Bir rivayette İbnu’d-Dehdah (Radiyallahu Anh)’ın cenazesi ile yuruyerek cıktı. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e eğersiz bir at getirildi fakat Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ata binmedi ve bir adam onu bağladı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenazeden geri donerken o ata bindi. Biz de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arkasından bir rivayette etrafında yuruyerek gittik…”

Muslim 3/60, 61, Ebu Davud 2/65, Nesei 1/284, Tirmizi 2/138, Beyhaki 4/22, 23, Tayalisi 760, 761, Ahmed 5/98, 99, 102

54) Cenazenin, cenazeye has motorlu taşıt uzerinde taşınmasına ve cenazeyi kabre goturenlerin arabalarında cenazeyi teşyi etmelerine gelince, hicbir şekilde meşru değildir!
1) Cunku bu kÂfirlerin adetlerindendir.

Şeriatte ise bu hususta onların taklid edilmelerinin caiz olmadığı acıkca sabittir! Bu konuda pekcok hadis vardır. Ben bunları hepsini “Hicabu’l-Mer’eti’l-Muslime fi’l-Kitabi ve’s-Sunne” adlı eserimde topladım ve tahriclerini yaptım. Bu hadislerin bir bolumu ibadetlerinde, kılık kıyafetlerinde, adetlerinde onlara muhalefeti emr ve teşvik sadedindedir. Bir bolumu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in onlara muhalefet etmeye dair fiili uygulamaları hakkındadır. Bunları gormek isteyen kimse bu kitaba başvurabilir.

2) Bu, bir ibadette ortaya konulmuş bir bid’attır.

Aynı zamanda bu cenazenin taşınması hususundaki amelî sunnetle catışmaktadır. Bu şekilde olan sonradan cıkan butun hususlar ittifakla bir sapıklıktır.

3) Boyle bir uygulama cenazeyi taşımanın ve teşyi’ etmenin gayesini ortadan kaldırır.

Bu gaye ise ahireti hatırlamaktır. Nitekim Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu bolumun baştaraflarında kaydettiğimiz hadiste:

“...Cenazelerin arkasından gidiniz! Cunku onlar sizlere ahireti hatırlatırlar!” lafzı ile bunu acıkca ifade etmektedir.

İbni Ebi Şeybe Musannef 3/73, Buhari Edebu’l-Mufred 75, İbni Hibban Mevarid 709, Tayalisi 1/224, Ahmed 3/27, 32, 48, Beğavi Şerhu’s-Sunne 1/166/1

“Şuphesiz bu şekilde cenazeyi goturmek insanların bu yuce amacı gercekleştirmelerine tamamen ya da ona yakın bir şekilde engel teşkil eder. Basiret sahibi olan kimse acıkca şunu gorur ki oleni omuzlar uzerinde taşımak, cenazeyi goturenlerin başları uzerinde cenazeyi gormeleri elbetteki sozu gecen şekilde cenazeyi goturmeye nisbetle daha cok oğut ve ahireti hatırlatıcıdır.

Avrupalıları bu şekilde cenaze goturmeye iten onların olumden ve olumu hatırlatan her şeyden korkmalarıdır. Buna sebeb de maddenin onlara baskın gelmesi ve ahireti inkar etmeleridir diyecek olursam, mubalağalı bir ifade kullanmış sayılmam.”

4) Ayrıca bu, cenazeyi uğurlayanların azalmasına ve ecri elde etmek isteyenlerin azalmasına sebebtir.

Cunku herkes cenazeyi uğurlamak icin bir araba kiralayamaz.

5) Bu şekil uzaktan yakından şeriatın bilinen şekilcilik ve resmiyetten uzaklığı ile hicbir şekilde bağdaşmamaktadır!

Oldukca onemli bir husus olan bu olum meselesinde, ben doğruyu soyleyecek olursam şunu soylemeliyim:

Eğer bu bid’atte sadece boyle bir muhalefet dahi olsaydı, yine onu reddetmek icin yeterli idi. Buna az once acıkladığımız diğer muhalif davranışlar ve sozunu etmediğim daha başka hususlar katılıyor ise ne buyurulur?

55) Cenaze icin ayağa kalkmak nesh olmuştur.
Bu da iki turlu olur:

1) Oturan kimsenin yanından cenaze gecmesi halinde ayağa kalkması.

2) Cenazeyi taşıyan kimselerin kabre vardıkları vakit yere bırakılıncaya kadar ayakta durmaları.

Buna delil de Ali (Radiyallahu Anh)’ın rivayet ettiği hadistir. Bu hadisin farklı lafızları vardır:

Birinci Lafız:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenaze icin ayağa kalktı. Biz de kalktık, sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturdu, biz de oturduk.”

Muslim 3/59, İbni Mace 1/468, Tahavi 1/383, Tayalisi 150, Ahmed 631, 1094, 1167

İkinci Lafız:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenazeler getirildiğinde kalkardı. Daha sonra oturmaya başladı.”

Malik 1/332, Şafiî, El-Umm 1/247, Ebu Davud 2/64

Ucuncu Lafız:

Sad bin Muaz (Radiyallahu Anh) şoyle demiştir:

“Ben, Selime oğullarında bir cenazede hazır bulundum. Nafi bin Cubeyr bana dedi ki:

Otur, ben sana bu hususta bir şey soyleyeceğim. Mesud bin el-Hakem ez-Zuraki Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh)’ı Kufe’nin duzluğunde şoyle dediğini dinlemiş:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onceleri bize cenazelerde ayağa kalkmayı emretmişti. Daha sonra oturdu ve bizede oturmayı emretti.”

Şafiî, Ahmed 627, Tahavi 1/282 İbni Hibban, Hazimi El-İtibar 91, Beyhaki 4/127

Dorduncu Lafız:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cenaze yere bırakılıncaya kadar ayakta dururdu. İnsanlar da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte ayakta dururdu. Daha sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturdu ve insanlarada oturmalarını emretti.”

Beşinci Lafız:

İsmail bin Mesud bin Hakem ez-Zuraki babasından şoyle dediğini nakletmektedir:

“Irak’ta bir cenazede hazır bulundum. Ayakta cenazenin yere bırakılmasını bekleyen adamlar gordum. Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh)’ın ise onlara oturun diye işaret ettiğini gordum. Cunku Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) daha once ayakta duruyorken sonraları bize oturmamızı emretti diyordu.”

Tahavi 1/282

“Bu lafız ve bundan onceki lafız cenaze yere bırakılıncaya kadar cenaze icin ayakta durmak, yasağın kapsamı icerisindedir ve nesh olmuştur. Dolayısıyla Sıddiyk Hasan Han cenazenin gecmesi halinde ayağa kalkmanın mensuh olduğunu tesbit ettikten sonra soylediği:

“Cenaze yere bırakılıncaya kadar insanların ayakta durmalarına gelince, bu muhkemdir, nesh olmamıştır.” şeklindeki ifadeleri acık bir hatadır. Cunku sozunu ettiğimiz iki lafza muhaliftir. Gorulduğu kadarıyla o bu rivayetlere vakıf olmamıştır.”

Sıddiyk Hasen Han Er-Ravda 176

56) Cenazeyi taşıyan kimselerin abdest almaları mustehabtır.
Mustehab: İşlenmesinde sevap olan, terkinde gunah olmayan işlerdir.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:

“Kim bir oluyu yıkarsa gusletsin, kim de bir olu taşırsa abdest alsın!”

Ebu Davud 2/62, 63, Tirmizi 2/132, İbni Hibban 751, Tayalisi 2314, Ahmed 2/280, 433, 454, 472
__________________