Sinop Kultur ve Turizm Muduru Hikmet Tosun, unlu filozof Diyojen'in Sinop'un uluslararası marka değeri olduğunun onemine dikkat cekerek felsefe turizmine onculuk yapacaklarını soyledi.



SİNOP'UN ULUSLARARASI MARKA DEĞERİ: DİOGENES..
Diogenes M.O. 412 yılında Sinop'ta doğmuş, M.O. 323 yılında Korinth'te olmuştur. Bizans İmparatoru Romen Diogenes ile karışmaması icin literaturlerde Sinoplu Diogenes olarak anılmaktadır. Banker Hicesias'in oğluydu. Kaynaklarda hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Diokres'in anlattığına gore, devlet bankası babasının elindeyken sahte para (ayarı duşuk) bastığı icin babasıyla surgune gonderilmiştir. Bazı kaynaklara gore ise; Diogenes'in parayı, babasından alıp sahtesini yaptığı anlatılmaktadır. Babası zindana atılınca Diogenes'in de korkup kactığı soylenmektedir. Bazılarına gore adını duyurmak icin bunu yaptığı soylenmektedir.

Diogenes Atina'ya giderken, yakalanıp kole olarak satılır, alıcının sen ne iş yaparsın? sorusuna, ''İnsanları yonetmek'' diye karşılık vermiştir. Cığırtkana da sor bakalım kendisine bir efendi satın almak isteyen var mı? demiştir. Oturmasına izin verilmeyince ''Hic fark etmez'' demiş. Balıklar da nasıl yatarlarsa yatsınlar gene satılırlar. Antisthenes ile karşılaşmış, fakat hic kimseyi kabul etmeyen Antisthenes, Diogenes'i de geri cevirdi ancak; Diogenes ısrar edince, bastonunu kaldırarak ''Vur'' dedi. Ama bir şey soyleyeceğim, duşunduğum surece beni durduracak kadar sert bir odun bulamayacaksın. Boylece o gunden itibaren Diogenes onun oğrencisi oldu ve basit bir yaşam surmeye başlamıştır.

Felsefe okuluna kabul edilen Diogenes, Platon'un insan icin ''İki ayaklı ve kanatsız bir canlıdır'' tanımını getirmesi uzerine Diogenes de bir horoz bulup tuylerini yolmuş ve okula getirmiş ''İşte Platonun insanı'' diyerek cevap vermiştir. Diogenes, Planton'la tartışmaktan buyuk zevk alırdı. Masaya tırmanan fareleri goren Platon; ''İşte bak Diogenes de asalak besliyor'' diyince Diogenes; ''Doğru, Cunku beni satanlara geri donuyorum''.demiştir.


Bir gun Platon'un zengin bir şolende sadece zeytin aldığını gorunce Diogenes'in ''Nasıl oluyor da, boyle sofralar uğruna Sicilya'ya giden senin gibi bir filozof, şimdi onundekilerinin tadını cıkarmıyor?'' diye sorması uzerine Platon ''Tanrılar hakkı icin Diogenes, orada da zeytin ile benzer şeyler yiyordum'' diye karşılık verdi. Diogenes, doneminin filozoflarını eleştirmekten geri kalmazdı. Yine bir gun Platon, Diogenes'in yanından gelen dostlarını yemeğe cağırdığında, Diogenes halının ustunde yururken ''Platonun boş gururunu ciğniyorum'' demiştir. Platon da Diogenes'e ''Kurumsuz gorunup, oğle kurum satıyorsun ki'' diye karşılığını vermiştir. Diogenes'e hangi saatte kahvaltı yapılmalı diye sorulunca ''Zenginsen istediğin zaman, fakirsen bulduğun zaman'' cevabını vermiş. Zengin cahillere de ''Altın postlu koyun'' diyormuş. Surgun olduğunu yuzune vurana ''Bu sayede filozof oldum alcak!'' demiştir. Diogenes'e hangi yanında iyi insanlar gorduğu sorulduğunda ''Hic bir yerinde ama iyi cocukları Sparta'da gordum'' demiştir.

Buyuk İskender'e ''Golge etme başka ihsan istemem'' diyerek cesaretini sergileyen Diogenes'e Buyuk İskender, ''Buyuk İskender olmasaydım, Diogenes olmak isterdim'' demiştir. Diogenes sergilemiş olduğu cesaretiyle toplumun simgesi ve manevi değeri haline gelmiştir. Bu tema bir cok sanatcı tarafından tablolarda ve kabartmalarda defalarca canlandırılmıştır.

Aslında Diogenes Hıristiyanlık ve Muslumanlıktan cok daha once, doğa dinlerinin revacta olduğu donemde yaşamış ancak dunyanın menfaat ve kirli ilişkilerinden uzak, dunya malına değer vermeyen ve kendisini ''Topraktan geldik ve toprağa doneceğiz'' felsefesine inandıran ve yunusların ve mevlanaların savunduğu fikirleri, cağında savunan cesur bir filozoftur. Atina'da yonetime karşı duruş sergileyen dilinde, davranışlarında, giyiminde, beslenme ve barınmada butun gelenekleri reddederek doğal bir yaşam orneğini sergilemiştir. Ona kinik (kopeksi yaşam) adını taktılar. Atina'da Sokrates gibi bir cok filozoftan dersler almış kinik felsefesinin ve okulunun kurucusudur. Bu felsefenin ozu doğaya uygun yaşam cağrısıdır. Ona gore mal, hırs, ihtiras, adaletsizlik, sınıf ayrımı ve baskı yerine onemli olan ''ERDEMDİR''.

Hayatındaki her şeyi terk ederek kendi varlığında tanrıyı arayan Diogenes yaşamını fakirlik ve yoksulluk icersinde bir fıcı icersinde halka acık yerde yatıp kalkarak gecirmiştir. Yaşamın doğallıklarına ve sadeliğine inanmakta kimsenin kendisi gibi yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Kendisi acısından sade ve doğal hayata, kısıtlı şartlar altında insanın mutlu ve bağımsız olabileceğinin orneğini sergilemiştir. Toplumsal değerler acısından sefil bir hayat onu mutlu etmiştir. Gupegunduz elinde feneri ile adam arayan Diogenes ozellikle Avrupa'da moda haline gelen felsefe turları ve kultur yolları acısından Sinop icin turizmde marka değeri taşımaktadır. Sinoplular şehrin girişine heykelini dikerek hemşerilerini sahiplenmiştir.

Kaynak

__________________