Taşla oldurme, taşa tutma, birine taş atma, sovme, lÂnet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kotu zanda bulunma; evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde İslÂm mahkemesi kararıyla taşlanarak oldurulmesi anlamında bir fıkıh terimi. R.c.m kokunden mastar, coğulu "rucum" dur. Aynı kokten "racîm"; recm olunan, taşlanan, kovulan ve lÂnetlenen anlamındadır.

Kur'an-ı Kerim'de bu anlamda "recm" ifadesi bulunmamaktadır. Bir ayette gaybı taşlamak" (el-Kehf, 18/22), başka bir yerde, "yıldızları Şeytanlar icin atış taneleri yaptık" (el-Mulk, 67/5) ayetinde "atış taneleri" anlamında "rucûm" coğul olarak gelmiştir. Zina edenin taşlanması Sunnet, ve icma delillerine dayanır.

Zina butun semavî dinlerde haram kılınmış ve cok kotu bir fiil olarak kabul edilmiştir. İslÂm'da zina buyuk gunahlardan olup, ırz, namus ve neseplere yonelik olduğu icin, cezası da hadlerin en şiddetlisidir.

Zinanın cezası, fiili işleyenin evli veya bekÂr oluşuna, İslÂmî emir ve yasaklarla yukumlu bulunup bulunmamasına gore kısımlara ayrılır. Dayak, taşla oldurme, surgun ve İslÂm devleti'nin koyacağı ta'zir cezası bunlar arasındadır.

Yuz Değnek Cezası

BekÂr erkekle bekÂr kadının zina etmesi halinde, ceza her birine yuz değnek vurulmasıdır. Allah TeÂl şoyle buyurur: "Zina eden kadın ve erkekten her birine yuz değnek vurun" (en-Nûr, 34/2).

Zina cezası uygulanan kimsenin, toplum nezdindeki itibar kaybını onlemek, belki olayın unutulmasını sağlamak amacıyla bir yıl sureyle surgune gonderilmesi İslÂm'ın ilk yıllarında ek bir ceza olarak veriliyordu. UbÂde b. SÂmit (r.a)'tan rivÂyete gore şoyle demiştir: Resulullah (s.a.s) şoyle buyurmuştur: "Zinanın hukmunu benden oğrenin. Allah o kadınlara bir cıkar yol gosterdi. BekÂrla bekÂr zina ederse yuz değnek ve bir yıl surgun; evli ile evliye yuz değnek ve recm vardır" (İbn MÂce, Hudûd, 7; Muslim, Hudûd, 12). Ancak bu uygulama Nûr Suresi'nin inmesinden onceye aittir. Bu sure inince bekÂrlar icin yalnız değnek, evli olanlar icin sunnetle recm cezası belirlenmiştir (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/ 1978, IX, 36 vd.).

Hanefilere gore, bekÂrların zina cezası olan yuz değneğe ayrıca surgun eklenmez. Cunku ayette surgunden soz edilmemiştir. Ancak surgun bir had cezası değil; İslÂm devlet başkanının takdirine bırakılmış bir ta'zir cezası niteliğindedir. Nitekim zina edenin tovbe edinceye kadar hapsedilebilmesi de, fuhşa duşenleri bir sure toplumdan tecrid etmek amacıyla alınan bir onlemdir.

ŞÃ‚fiî ve Hanbelîlere gore ise bekÂrların zinasında yuz değnek ve bir yıl surgun birlikte uygulanır. Delil, surgun bildiren hadistir. Ancak kadın kocası veya bir mahremi ile birlikte surgune gonderilir. Ayrıca surgun yerinin sefer mesafesinden yakın olmaması da gerekir. Hz. Peygamber "Kadın, yanında kocası veya bir mahremi bulunmadıkca yolculuğa cıkamaz" (BuhÂrî, Taksîr, IV, Sayd, 26, Savm, 67; Ebû DÂvud, MenÂsik, III) buyurmuştur.

Recm Cezası

Hz. Peygamber'in evli olarak zina edene recm cezası uyguladığı, tevature ulaşan hadislerle sabittir. Temelde kıyasa gore evlilere de yuz değnek (celde) cezası uygulanması gerekirken, bu konudaki hadislerle amel edilerek recm cezası ongorulmuştur.

Recm konusunda hukmu devam eden, fakat Kur'an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhumÂ), Hz. Omer'in minberde şoyle dediğini rivÂyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)'i hak ile gondermiş ve O'na Kitab'ı indirmiştir. Recm ayeti de O'na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman gecince birileri cıkıp "Biz Allah'ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah'ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa duşerler. Şuphesiz recm, Allah'ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Muslim, Hudûd, 15).

Hz. Omer'in sozunu ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: "İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin" (MÂlik, Muvatta', Hudûd 10; İbn MÂce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). Hz. Omer'in recmi, Medine minberinden ilÂn etmesi, iclerinde bir cok sahabe bulunan cematten hic birinin buna karşı cıkmaması, recmin sabit olduğunu gosterir (Sahih-i Muslim Tercume ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (o. 490/1097). Omer (r.a)'in şoyle dediğini nakleder:

"Eğer insanlar, Omer Allah'ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, "ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri..." ifadesini Mushaf'ın haşiyesine yazardım" (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).

Hz. Peygamber'in recm cezasına uygulama ornekleri:

1. İşvereninin eşiyle zina eden bekÂr işciye yuz değnek ve bir yıl surgun cezası, kadına ise recm uygulanmıştır.

Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cuhenî (r.anhumÂ)'dan nakledildiğine gore, zina eden kadının kocası ile, zina eden işcinin babası Resulullah (s.a.s)'e başvurarak bu konuda "Allah'ın kitabı" ile hukum vermesini istemişlerdir. İşcinin babası şoyle dedi:

"Benim oğlum bu adamın yanında işci idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum icin recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yuz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekÂr olduğu icin) ona yuz değnekle bir yıl surgun cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler". Bunun uzerine, Hz. Peygamber şoyle buyurdu:

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hukmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yuz değnekle bir yıl surgun gerek. Ey Uneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet". Uneys kadına gitmiş ve kadın sucunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber'in emri uzerine de recmedilmiştir (Muslim, Hudûd, 25; BuhÂrî, Hudûd III, 38, 46, VekÂlet,13). Ebû Hanife'ye gore, yuz değnek yanında bir yıl surgun, ayete ilÂve niteliğinde olup, ayet inince bu ilÂve kısım neshedilmiştir. Ancak İslÂm devlet başkanı boyle bir cezayı ta'zir cezası olarak verebilir.

2. Zinasını dort defa ikrar eden MÂiz b. MÂlik (r.a)'in recmedilmesi.

MÂiz b. MÂlik, Hz. Peygamber'e gelerek "Beni temizle" dedi. Hz. peygamber "Yazık sana, cık git, Allah'a tovbe ve istiğfar et" buyurdu. MÂiz, pek uzaklaşmadan geri dondu ve "Ey Allah'ın Resulu! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber aynı sozlerle uc defa daha geri gonderdi. Dorduncu ikrarında "Seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu. MÂiz; "Zinadan" dedi. Hz. Peygamber "Bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu. Boyle bir rahatsızlığı olmadığını soylediler. "Şarap icmiş olabilir mi?" diye sordu. Bir adam kalkıp icki kontrolu yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. MÂiz "Evet" cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve MÂiz recmedildi. Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bolumu MÂiz'in helÂk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tovbeyi yaptığını soylediler. Bu farklı yaklaşım uc gun surdu. Daha sonra yanlarına gelen Resulullah (s.a.s) "MÂiz b. MÂlik icin dua edin" buyurdu. "Allah MÂiz'e mağfiret eylesin" dediler. Hz. Peygamber şoyle buyurdu: "MÂiz oyle bir tovbe etti ki, bu tovbe bir ummet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi" (Muslim, Hudûd, 22; eş-ŞevkÂnî, Neylul-EvtÂr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu'r-RÂye, III, 314 vd.).

3. GÂmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi.

MÂiz'in recmedilmesinden kısa bir sure sonra Ezd kabilesinin GÂmid kolundan bir kadın geldi ve "Ey Allah'ın elcisi! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber "Yazıklar olsun sana. Cık git, Allah'a tovbe ve istiğfar et" buyurdu. Kadın dedi: "Beni, MÂiz'i cevirdiğin gibi geri cevirmek istiyorsun" Hz. Peygamber, "Sana ne oldu?" diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu soyledi. Bunun uzerine "Sen mi?" buyurdu. Kadın "Evet" dedi. Hz. Peygamber "Doğuruncaya kadar git" buyurdu. Kadının bu arada gecimini Ensar'dan bir adam ustlendi. Daha sonra Hz. Peygamber'e gelerek; "GÂmidli kadın doğurdu" dedi. Cocuğun bakımını da Ensar'dan birisi uzerine aldı ve kadın recmedildi" (Muslim, Hudûd, 22, 23, 24; İbn MÂc'e, DiyÂt, 36; MÂlik, Muvatta', Hudûd, II). Başka bir rivÂyette, cocuk sutten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında HÂlid b. Velîd (r.a)'ın uzerine kan sıcraması uzerine kadın hakkında kotu sozler soylediğini işiten Hz. Peygamber'in şoyle buyurduğu nakledilir:

"Ey Halid! yavaş ol. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim. Bu kadın oyle bir tovbe etti ki, onu bir baccı (vergi memuru) yapsaydı, şuphesiz mağfiret olunurdu" Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir (Muslim, Hudûd, 23).

4. Evli bulunan Yahudi erkeği ile Yahudi kadınının zina sebebiyle recmedilmesi. Abdullah b. Omer (r.a)'tan nakledildiğine gore, Hz. Peygamber'e, zina etmiş bir yahudi erkeği ile bir yahudi kadını getirmişler. Allah elcisi, yahudilere, Tevratta ki zina hukmunu sormuştur. Yahudiler; "yuzleri karaya boyanır, sırt sırta hayvan uzerine bindirilip sokaklarda dolaştırılır" demişler. Tevrat getirilmiş, ancak okuyan yahudi genci recm ayetine gelince ceza kısmını parmağı ile kapatıp atlayınca durumu farkeden ve yahudi iken İslÂm'a giren Abdullah b. SelÂm, Hz. Peygamber'e yahudinin Tevrat'ın uzerinden elini kaldırmasını emir buyurmasını istemiştir. Yahudi elini kaldırınca recm ayeti gorulmuş ve her iki yahudi hakkında da evli olarak zina ettikleri icin recm uygulanmıştır (Muslim, Hudûd, 26).

Bera b. Azib (r.a)'ten nakledilen, iki yahudinin recmedilmesi olayı ise şoyledir: Hz. Peygamber'e, yuzu komurle karartılmış ve dayak vurulmuş bir yahudi getirildi. Allah elcisi yahudilere evlilerin zinasının Tevrat'taki hukmunu sordu. Onlar, bu şekilde olduğunu soyleyince, bir yahudi bilginine "Sana, Tevrat'ı Musa ya indiren Allah aşkına soruyorum. Zina edenin Tevrat'taki hukmu nedir?" diye sordu yahudi bilgini; Tevrat'ta recim var. Fakat zina eşraf arasında artınca, şerefli birini getirirlerse serbest bırakır, yoksul biri yakalanırsa onu recmeder olduk. Bu iki sınıfa eşit ceza icin recmi terkettik, komurle boyayıp, dayak vurmayı recmin yerine koyduk". Bunun uzerine, Hz. Peygamber şoyle buyurdu: "Allahım! Senin emrini onlar değiştirdikten sonra ilk uygulayan benim. Bunun uzerine emir verdi ve yahudi recmedildi" (Muslim, Hudûd, 28).

Bazı İslÂm muctehidlerine gore ehl-i kufur, musluman mahkemesine başvurursa, hÂkimin mutlaka Allah'ın hukmu ile amel etmesi gerekir. Onlar bu konudaki muhayyerliğin neshedildiğini soylerler, Hanefiler ve İmam ŞÃ‚fiî'den bir goruşe gore bu esas gecerlidir. Ancak Ebû Hanife şoyle demiştir: "İslÂm mahkemesine inkÂrcı karı-koca birlikte gelirlerse aralarında adaletle hukmetmek gerekir. Yalnız kadın gelir, kocası razı olmazsa hakim hukum veremez". Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e gore ise hukum verebilir (Ahmed Davudoğlu, Sahihi Muslim Terceme ve Şerhi, İstanbul 1978, VIII, 376).

Recm cezası uygulanması icin Gerekli Şartlar:

1. Zina eden kadın veya erkeğin ergin olması.

2. Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz. Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zina etse, yalnız kendisine had uygulanır.

3. Evli olan gayri muslime recm yerine değnek cezası uygulanır. ŞÃ‚fiî ve Hanbelîlere gore pasaportla İslÂm devletine gelen gayrî muslim yabancılara ne zina ve ne de icki icme cezası uygulanmaz.

4. Zinanın zor kullanarak olmaması gerekir.

5. Zinanın diri bir insanla olması gerekir.

6. Zina edilen kadının da ergin veya kendisine cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir.

7. Zinanın bir şupheye dayalı olmaması gerekir. Fasit nikahtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda goruş birliği vardır. Velisiz veya şahitsiz evlenme gibi.

Zinanın bir para karşılığında olması halinde Ebû Hanife'ye gore her ikisine de had cezası uygulanmaz. Cunku bu durum bir mehir karşılığında nikÂh akdine benzemektedir. Burada şupheden dolayı had duşer. Ancak fiil haram olduğu icin ta'zir uygulanır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e gore bu durumda da had cezası verilir (Omer Nasuhi Bilmen, İstilÂhÂt-ı Fıkhıyye KÂmusu, İstanbul 1968, III,197 vd.).

8. Cinsel temasın onden olması. Arkadan ilişki yani livata icin Ebû Hanîfe'ye gore yalnız ta'zir cezası uygulanır. Ebû Yusuf, İmam Muhammed ve Hanefiler dışındaki uc mezhebe gore ise livata haddi gerektirir. Yabancı bir kadına on veya arka dışında karın, uyluk gibi başka bir yere temas ise yalnız ta'zîri gerektirir. Cunku bu, şer'an kendisine bir şey takdir edilmeyen munker bir fiildir.

9. Had cezalarının uygulanabilmesi icin İslÂm devletinin varlığı şarttır. Cunku dÂrul-harp veya dÂrul-bağy (Âsiler ulkesi) de had cezalarını uygulamaya İslÂm devletinin velÂyet yetkisi olmaz ve bu hukumleri uygulamaya gucu yetmez.

10. Zina eden erkek veya kadının halen veya daha once sahih nikÂhla evlenmiş olması ve bu nikÂh devam ederken eşiyle bir defa da olsa cinsel temasta bulunması şarttır. Boyle bir erkeğe "muhsan", kadına ise "muhsana" denir. Recm cezası icin bu son niteliğin bulunması da gerekir.

Recm icin muhsan sayılmada erkek veya kadında şu yedi niteliğin bulunması gerekir: Akıllı olmak, ergin bulunmak, hur ve musluman olmak, sahih nikÂhla evlenmiş bulunmak ve bu nikÂhtan sonra eşiyle guslu gerektirecek şekilde cinsel temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa ceza yuz değneğe donuşur. Zina edenlerden birisi muhsan olur, diğeri bekÂr bulunursa; bekÂra yuz değnek, muhsan olana ise recm cezası uygulanır.

Ebû Hanife ve MÂlik'e gore, bir erkek veya kadının muhsan sayılması icin musluman olması şarttır. Bu yuzden evli olan gayri muslimlerin zinasına recm cezası uygulanmaz, cunku recm, gunahtan temizlenme yoludur. Zimmî ise gunahtan temizlenmeye ehil değildir. Onun temizlenmesi ancak ahirette azapla gercekleşir. Hz. Peygamber; Allah'a şirk koşan kimse muhsan değildir" (Zeylaî, Nasbu'r-RÂye, III, 327) buyurmuştur. Bu goruşte olanlar icin iki yahudinin Hz. Peygamber tarafından recmedilmesi olayı, Tevrat hukmune gore olmuştur. Daha sonra bu neshedilmiştir (Zeylaî, a.g.e, III, 326; eş-ŞevkÂnî, Neylul-EvtÂr, VII, 92).

ŞÃ‚fiî, İbn Hanbel ve Ebû Yusuf'a gore, recmin uygulanması icin zina edenin musluman olması şart değildir. Bir zimmî zina sucuyla İslÂm mahkemesine gelse had uygulanır. Musluman bir erkek zimmî bir kadınla evlenip cinsel temasta bulunsa, her ikisi de "muhsan" olur. Delil, Hz. Peygamber'in iki yahudiye recmi uygulamasıdır. "Dulun dul ile zinasında taşlama vardır" (Muslim, Hudûd,12-14; Ebû DÂvud, Hudûd 23; Tirmizî, Hudûd, 8) hadisinin genel anlamı da başka bir delildir. Diğer yandan zina butun semavi dinlerde haram kılınmıştır (bk. eş-ŞîrÂzî, el-Muhezzeb, II, 267; İbn KudÂme, el-Muğnî, Kahire 1970, VIII, 163; ez-Zuhaylî, el-Fıkhul-İslÂmî ve Edilletuh, Dımaşk 1405/1985, VI, 43).

Zina Sucunun SÂbit Olması:

Zina, ya ikrarla ya da dort şahitle sabit olur.

1. İkrarla Tesbit:

Zina ikrarında bulunanın akıllı, ergin olması ve zorlama altında bulunmaması gerekir. Ayrıca ikrarın dort defa yapılması gereklidir. Cunku MÂiz b. MÂlik'e Allah elcisi dort defa ikrar esasını uygulamıştır. Hanefi ve Hanbelîlerin goruşu budur. ŞÃ‚fiî ve MÂlikilere gore ise tek ikrar yeterlidir. Bunlar da işcinin kendi patronunun eşiyle zina etmesi olayına dayanırlar. Cunku orada dort ikrardan soz edilmemiştir (BuhÂrî, Âhad,I, Şurut, 9; Muslim, Hudûd, 25; el-BÂcî, el-MuntekÂ, VII,135; İbn KudÂme, el-Muğni, VIII, 191 vd.).

Diğer yandan dort ikrarın ayrı meclislerde yapılması gerekir.

2. Zinayı dort şahitle ispat: Zinanın musluman, erkek, adaletli ve hur dort erkek şahitle ispat edilmesi gerekir (en-NisÂ', 4/15; en-Nûr, 24/4,13). Şahit sayısı dortten az olur veya dorduncu şahit "sadece bunları bir yorgan altında gordum" gibi kesin zinaya delÂlet eden beyanda bulunmasa, ilk uc şahide "zina iftirası (kazf)" cezası uygulanır. Zina isnat edilenden had duşer. Cunku Hz. Omer, Muğîre (r.a)'in zinasına şahitlik eden uc kişiye zina iftirası cezası uygulamıştır (bk. ez-Zuhayli, a.g.e., VI, 48; "Kazf" maddesi).

Recm Cezasının İnfazı:

Zina ikrarla sabit olmuşsa recm uygulamasına devlet başkanı veya infaz gorevlisinin başlaması gerekir. Şahitle sabit olması halinde ise infaza şahitlerin tamamının hazır bulunması ve ilk taşı onların atması şekliyle başlanır. Boylece herhangi bir şuphe, vazgecme yanlışlık vb. tum ihtimallerin ortadan kalkması ve adli hataya duşulmemesi icin gerekli onlemler alınmıştır. Hz. Ali'den şoyle dediği nakledilmiştir: "Once şahitler taş atmaya başlar, sonra devlet başkanı, sonra diğer insanlar" (Zeylai, a.g.e., III, 319 vd.; es-ŞevkÂnî, a.g.e., VII,108). BekÂrların zinasında ise değnek cezasına şahitlerin başlaması gerekmez. Cunku onlar bunun usul ve şeklini bilmeye bilirler ve bu durum zulme yol acabilir.

Recm cezası, ibretli olması icin bir meydanda erkek ayakta, kadın ise tercih edilen goruşe gore goğsune kadar bir cukura sokularak kendisine olunceye kadar kucuk taşlar atılmak suretiyle infaz edilir. Hz. Peygamber'in GÂmidiyeli kadın icin, goğsune kadar bir cukur actırdığı nakledilir (Zeylaî, a.g.e., III, 325; eş-ŞevkÂnî, a.g.e., VII, 109).

Recmle oldurulen kimse yıkanır. Kefenlenir, cenaze namazı kılınır ve defnedilir. Cunku Hz. Peygamber, recmedilen MÂiz icin Kendi olulerinize yaptığınız şeyleri ona da yapınız" (Zeylai, a.g.e, III, 320) buyurmuştur.
__________________