ARKADAŞLAR uzun gibi gorunuyor ama 5 dakikada okursunuz.en temelden dini bilgiler.temel bilgilerden kendini eksik goren arkadaşlar icin birebir yazı.saygılar
DİNİ BİLGİLER
DİN NEYE DENİR?
Din, Allahu Teala tarafından konulmuş ilahi bir kanun olup, akıl sahiblerini kendi istekleri ile her iki cihanda huzura kavuşturan ilahi bir nizam dır.
Dinler uc kısma ayrılır
Hak din, muharref din ve batıl din. Bu dinlerin icinde hak dinden başka hic biri gecerli değildir. Cunku hak din diğerleri gibi uydurma ve değiştirilme değildir. İslam dini hak dindir.
İslam dinin ozelliği dunyada huzur ahirette ise eminliktir. Bu din Adem Aleyhisselam’dan Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam’a kadar olan butun peygamberlerin dinidir.
Butun peygamber gonderildikleri kabilelerini İslam dininin temel inancında olduğu gibi bir olan Allah’a ibadet etmeyi tebliğ etmişlerdir.
İslam dini kendinden onceki dinlerin hukmunu kaldırmış ve kıyamete kadar gecerli olan dindir. Bu Allah katında da boyledir.
İslam dinin diğer dinlerden olan ozelliği, onun son din olması, butun insanlığa gonderilmiş olmasıdır.
Dinimiz her akıllı insanın uyacağı ve rahatlık la kurallarını uygulayacağı bir dindir.
Bu dinde zorluk va aşırıcılık yoktur. İslam dininde yolculara, hasta olanlara, gucu yetmeyen yaşlılara kolaylık tanınmıştır.
İslam dini sevgi, huzur ve barış yanlısı olan bir dindir.
Dinimiz; İman, Amel, ve Ahlak olmak uzere uc kısımdır.
İman; Allah’tan Peygamberimize gelen her şeyi tasdik etmektir.
Amel: İnanılanla amel etmektir.
Ahlak: İnsanın tabiatına yerleşen huylardır. Bu huyların en guzel olanı en makbul olanıdır.
İslam’da şer’i hukumlerin dort ana kaynağı vardır ki bunlar şunlardır:
Kitap: Allah tarafından peygamberimiz Mu-hammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e vahiy yoluyla 23 se nede indirilen ve gunumuze kadar bir harfi bile bozulmadan gelen Kuranı Kerim’dir. İslam dinininde butun hukumler ona dayanılarak verilir.
Sunnet: Peygamber Efendimizin mubarek sozleri işlemiş olduğu şeylerdir.
İcma: Peygamberimizden sonra Ashabı Kiram’ın ve sonra gelen asırlarda yetişen islam muc tehidlerin birleştiği meselelerdir.
Kıyas: İllet benzerliği sebebiyle sabit olan bir hukmu ayet ve hadisle sabit olmayan, başka bir hukumle kıyaslamaktır.
İMAN
İman: Sozlukte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir.
Şeriatta ise; Peygamberimizin (Sallallahu aley hi ve sellem) Allah’tan getirdiği butun meselelere kalb ile tasdik dil ile ikrar etmektir.
İnanc yonunuden insanlar, Mu’min, Kafir, Munafık olamak uzere uc kısma ayrılırlar.
Mumin: Allah’ın varlığı ve birliği başta olmak uzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiği her şeye inanan ve inandığını ikrar eden kimseye denir.
Kafir: İnanmayan ve inanmadığını soyleyen kişiye denir.
Munafık: Kalbi ile inanmayan fakat dili ile inandığını soyleyen kişiye denir.
İmanın sahih ve kabul olması icin bir takım şartlar gereklidir bunlar:
Şuphe halinde olmamak, dini hukumlerle alay edip hafife almamak, dalga gecmemek, inkar sozleri ve davranışlarda bulunmamaktır.
İmanın olması icin ilk soylenecek soz Kelime-i Şe hadettir.
Bu sozu:
Eşhedu en l ilÂhe illellÂh ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluh
(Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve rasuludur)
demeyen muslum olmaz.
İmanın şartları 6’dır.Allah’a inanmak
Allah’ın meleklerine inanmak
Allah’ın kitaplarına inanmak
Allah’ın peygamberlerine inanmak
Ahiret gunune inanmak
Kadere; iyilik ve kotuluğun Allah’ın yaratması ile olduğuna inanmak
Her aklı başında olan insanın yaratıcısını tanı mak ve ona inanmak farzdır.
İnsan icin evvela kendi varlığından başlayarak kainatın tamamını, goklerde ve yerde var olan şeyleri ibretle buyuk bir dikkatle duşunup incelemesi, bunları yaratan buyuk bir gucun oldu ğunu idrak etmesi icin yeter.
Herşeyin yaratılışında buyuk bir incelik harukulade bir dengelik vardır. Kulluk gorevimizin gereği yaradanımızın varlığı bilmek, sıfatlarını ve isimlerini tanımak ve o şekilde inanmaktır.
Allah birdir. Başlangıcı ve sonu yoktur. Allah yarattıklarında hic birine benzemez. Allah’a bu şekil inanan gercek imanın değerini kazanır.
Allah’ın sıfatları 14 tanedir.
Vucud:
Var olmak demektir. Allahu Teala vardır ve sıfatlarıyla muttasıftır. Şu kainatın yaratıcısı vacib-ul vucuddur. Onun var olması zatidir, ezeli dir, ebedidir.
Vacibul vucud olan bir Allah olmasaydı, hic bir şey olmazdı. Ve Allah icin yokluk duşunulemez.
Kıdem:
Ezeli olmak. Evveli bulunmamak. Her işin başlangıcı her şeyin evveli vardır. Fakat bu durum Allah icin gecerli değildir. Cunku onun varlı ğı vacibdir ve kendindendir.
Beka:
Allah’u TeÂla bakidir. Her var olan şeyin sonu vardır, yalnız Allah’ın varlığının sonu yoktur. Kıdem’i sabit olan her şeyin bekası vacibdir. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur.
Vahdaniyyet:
Allah’ın bir olması demektir. Tektir eşi ve benzeri yoktur. Allah bir dir doğmamış ve doğurulmamıştır. Eşi, ortağı, benzeri yoktur. Akıl ile duşunen insan bunu bilir ve anlar.
Allah’ın birliğiyle beraber rızık verenin o olduğuna, oldurenin ve dirilteninde o olduğuna inanmak lazımdır. Ondan başkasına tapınmak, ilah tutup boyun eğmek kufurdur.
Muhalefetun lil havadis:
Allah’u TeÂla gorduklerimizden, hatırımıza gelecek şeylerden ne zatı nede sıfatları bakımından hic birine benzemez.
O, herşeyden başkadır. Bizim hatırımıza gelecek olan şeyler mumkundur, sonradan yaratılmış tır yok olmaya mahkumdur. Bundan dolayı zatı ve sıfatları bakımından hic bir şeye benzememek Allah’ın zati sıfatlarındandır.
Kıyam bi nefsihi:
Allah’ın varlığı kendindendir. Varlığı icin baş ka bir şeye muhtac değildir. Zamandan, mekandan, yonden beridir. Ne zamana ne de bir yardım cıya
muhtac değildir bilakis alemde ki her şey ona muhtactır.
Hayat:
Diri olmak. Allah ebedi bir hayat ile diridir. O Yegane olmeyen diridir.
İlim:
Allah her şeyi bilir. O, olmuşu, olanı, olacağı her şeyiyle bilir. Onun icin hic bir şey gizli kalmaz. Onun ilmi butun alemi kuşatmıştır.
Semi:
İşitmek. Allah her şeyi işitir. Ona uzaklık engel değildir. O uzak bir yerde yuruyen karınca nın ayak sesini, bitkilerin zikrini dahi işitir.
Basar:
Gormek. Allah herşeyi gorur. Karanlık ona tesir etmez.
İrade:
Dilemek. Allah diler, dilediğini yapar ona kimse karışamaz niye boyle yapmış neden boyle yaratmış diye soramaz. Dunyada olan herşey onun dilemesi ile olmuştur. O dilemese bir yaprak bile kıpırdamaz.
Kudret:
Gucu yetmek. Guc Allah’ındır. Onun sonsuz gucu herşeye yeter. Onun gucunun en buyuk orneği, yerleri, gokleri, dağları, taşları yoktan var etmesidir.
Kelam:
Soylemek. Onun sozu Kur’anı Kerimdir.
Tekvin:
Yaratmak demektir. Onun ol demesiyle her şey olur. Kainatta her şeyi yaratan odur.
Tekvin sıfatının kolları:
İhya:
Diriltmek. Allah dileğini anında diriltir.
İmate:
Oldurmek. Allah dilediği an dilediğini oldururur.
Tahlik:
Yaratmak. Allahın ol demesi ile her şey anın oluverir.
Terzık:
Rızıklandırmak. Rızkı veren ancak Allah’dır.
Meleklere İman
Melekler nurani varlıklar olup tamamen Allah’ın emri uzere harekat ederler. Onlar yemezler, icmezler, evlenmezler, gunah işlemezler.
Melekler var olup gorunmeyen varlıklardır. İnsan aklını, ruhunu, havayı, ruzgarı goremediği gibi melekleri de goremez.
Her meleğin kendine ait işi vardır. Bazısı daima Allah’ı zikr ederler. Bazıları insanları tehlike lerden korur, dar zamanlarında muminlere yardım ederler.
Meleklerin buyukleri denilen dort buyuk melek vardır bunlar gorevleriyle birlikte şunlardır.
Cebrail: Meleklerin en buyuğudur. Gorevi ise Allah ile Peygamberleri arasında elcilik yapmaktır. Kur’anı Kerimi Peygamberimize o getirmiştir.
Mikail: Tabiatla ilgilenir. Yağmurların yağması, ruzgarın esmesi, ekinlerin bitmesi ile gorevlidir.
İsrafil: Sura ufurmekle vazifelidir. Ufurduğu an dunya hayatı bitecek ahiret hayatı başlayacaktır.
Azrail: Omru sona erenlerin canını almakla vazifelidir.
Bu meleklerden başka birde Kiramen Katibin dediğimiz iki melek daha vardır ki bunlardan biri sağ yanımızda bir diğeri ise sol yanımızda bulunur ve sağ taraftaki işlediğimiz iyi amelleri sol taraftaki de işlediğimiz kotu işleri yazar. Bu yazılan deftere amel defteri adı verilir.
Munker ve Nekir adında iki melek daha vardır ki bunlar kabirde insanlara soru sormakla gorevlidir.
Kitablara İman
Kitablar Peygamberlere vahiy yoluyla gelir.
Vahiy: Sozlukte kelam, ilham, bir şeyi harf harf bildirmek manalarına gelir.
Şeriatta ise; Allah, dilediği hukumleri Peygamberine vahiy, ruya, ilham veya melek vasıtasıyla bildirmesidir.
Kitablar ilahi emirleri, yasakları bildirir. İnsanlara Cennet yolunu gosterir ve onları kotulukten men eder. Adem Aleyhisselam’dan Peygambe rimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)e kadar gelen butun peygamberlere gonderilen kitablara inanmak iman etmenin şartlarındandır. Bu kitabların dordu buyuk kitab yuzu ise suhuftur. Toplam 104 tanedir.
Tevrat: Musa Aleyhisselam’a
Zebur: Davud Aleyhissealm’a
İncil: İsa Aleyhisselam’a
Kuranı Kerim: Reygamberimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) e indirilmiştir. Bunlar dort buyuk kitabtır. Suhuf olanlar ise:
10 sahife Adem Aleyhisselam’a
50 sahife Şit Aleyhisselam’a
30 sahife İdris Aleyhisselam’a
10 sahifede İbrahim Aleyhisselam’a gonderilmiştir.
Kuranı Kerim
Kuranı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayında, pazartesi gecesi, Hira dağındaki, Hira isimli mağarada nazil olmaya başlamıştır.
İlk inen ayetler, Alak suresinin ilk beş ayetidir. Kura’nın en son inen ayeti ise Bakara suresinin 281. Ayetidir.
Kur’an zulmet icinde boğulan insanlığa birlik ve beraberliği getirmiş, gonulleri huzura, vicdanları rahata kavuşturmuştur. İnsanlara şeref kazan dırmış, mutlu bir hayat yaşamayı oğretmiştir.
Hukumleri her asırda gecerlidir. Onun bir har fini bile hic kimsenin değiştirmeye gucu yetmeyecektir. O oyle muazzam bir kitabtır ki kendinden onceki kitabları icine alıp insanlığa saadet yollarını acmıştır.
Kuranı Kerimin, değişmeyecek tek kitab olması, kıyamete kadar gecerli olan son kitab olma sı, butun alemlere gonderilmiş olması onun başlı ca ozelliklerindendir.
Kuran parca parca indirilmiş ve o şekil ezber lenmiştir. Peygamberimizin vefatından sonra halife olan Hazreti Ebu Bekir’in emriyle Zeyd bin Sabit onu bir araya getirmiştir.
Kuran cok şerefli bir kitabdır. O’na hurmet etmek, sevgi ve saygı gostermek her muslumana borctur. O kendisine hurmet edene, emirlerini tutana yarın ahirette şefaatci olacaktır.
Peygamberlere iman
Peygamberler, Allah tarafından secilen temiz, durust, asil ve zeki insanlardır.
Onlar, Allah’tan aldıkları emirleri hic cekinmeden, usanmadan insanlara bildirirler.
Peygamberler olmasa insanlar nasıl ibadet edeceklerini bilemezler. Bu yuzden Allah onlara kendi iclerinde peygamber gondermiş ve onları mucizelerle kuvvetlendirmiştir.
İlk Peygamber, ilk insan olan Adem Aleyhisselam’dır. Son Peygamberde Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) dir.
Gonderilen peygamberlerin sayısı belli değildir fakat Kuran’da 28 peygamber zikr edilmiştir. Bunlar şunlardır:
Adem Aleyhisselam, İdris Aleyhisselam, Nuh Aleyhisselam, Hud Aleyhisselam, Salih Aleyhisselam, Lut Aleyhisselam, İbrahim Aleyhisselam, İsmail Aleyhisselam, İshak Aleyhisselam, Yakup Aleyhisselam, Yusuf Aleyhisselam, Şuayb Aleyhis selam, Musa Aleyhisselam, Harun Aleyhisselam, Davud Aleyhisselam, Suleyman Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam, Elyesa Aleyhisselam, Zekeriy ya Aleyhisselam, Yahya Aleyhisselam, İsa Aleyhis selam, Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem.
Diğer uc isim ki bunlar Uzeyr, Lokman, Zulkarneyn’dir. Fakat bunların peygambermi velimi oldukları belli değildir.
Peygamberler bizim gibi insanlardır. Onlarda her beşer gibi yer, icer, uyur, acıkır, susar.
Peygamberler guzel ahlak sahibi olan, temiz kalbli, kotuluk duşunmeyen kişilerdir. Onlar son derece temiz ve asil bir soydan gelirler.
Allah gonderdiği peygamberlerine birde muci ze vermiştir ki bu mucizeler o Peygamberin peygamber olduğunun isbatı icindir.
Veli kullarında gosterdikleri olağanustu şeylerede keramet denir.
Peygamberimizin mucizelerinden en buyuğu Kur’anı Kerim’dir. Devamla; Mirac (goğe yukselme) mucizesi, ayı eli ile ikiye yarma olayı ve gecmişten ve gelecekten verdiği her haber. Bunlar peygamberimizin mucizelerinden bir kacıdır.
Bizim Peygamberimizin diğer peygamberlerden ozelliği:
Peygamberimizin İnsanlara ve cinlere gonderilmesi, yeryuzunun kendisine mescid kılınması, savaşta duşman tarafından bırakılan ganimet adı verilen malın peygamberimize helal olması, gonderilen peygamberlerin en sonuncusu olması, ağacların ve yaşların kendisine selam vermesi ve daha nice şeyler onun ozel olmasıdır.
Ahiret gunune İman
Ahiret gunu; bu dunya hayatının bitip her can lının yaptıklarından hesab vermek icin tekrar diriltileceği gundur. O gunde ameller tartılacak, sırat koprusu kurulacak, amel defterleri verilecek, iyilik yapan mukafatlandırılacak, kotuluk ya panda cezasını bulacaktır. Bu durumda iyiler cennette, kotuler cehenneme girecektir.
Ahiret gununu inkar eden iman şartlarından birini inkar ettiği icin kafir olur.
Kaza ve Kadere İman
Allah’ın ezelden ebede kadar, olmuş ve olacak olan şeylerin hepsini takdir etmesine kader denir.
Kaza ise, Allah tarafından ezelde bilinen ve takdir edilen şeylerin zamanı gelince ezeldekine uygun olarak gercekleşmesine denir.
İmanın şartları Âmentu ib****inde toplanmıştır.
Amentu şudur.
Manası:
Ben Allahu TeÂla’ya, Meleklerine, Kitabları-na, Peygamberlerine, Ahiret gunune, Kadere; yani iyilik ve kotuluğun, Allahın yaratması ile oldu ğunu inandım.
Oldukten sonra dirilmek haktır ben şahidlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederimki Hazreti Muhammed onun kulu ve Peygamberidir.
İbadet nedir?
İbadet, Allah’ın emirlerini yerine getimek ve yasaklarından kacınmaktır.
İbadet beden ile yapılırki bunlar, namaz kılmak, oruc tutmaktır. Mal ile yapılan ibadetler ise zekat vermek ve kurban kesmektir. Hem mal hemde beden ile yapılan ibadetler vardır. Hac’da boyle bir ibadettir.
Yapılan ibadetler yalnız Allah icindir. Allah rızası gozetilmeyen bir ibadetten hic bir sevab ha sıl olmaz. İbadetler ruhumuzun gıdasıdır.
İSLAM
İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (Sallallahu Aleyhi vesellem) in Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin mensubunada Musluman denir.
İslam dininin beş şartı vardır.
Kelime-i şehadet getirmek.
Namaz kılmak.
Oruc tutmak.
Zekat vermek.
Hacca gitmek.
Diniyle mukellef olan insanın oncelikle akıllı olması, musluman olması ve baliğ olması gerekir.
Mukellefle ilgili hukumler
Farz
Dinimizce yapılması gereken ve kesinlikle emr edilen şeye Farz denir. Farzın işlenmesine sevap, terkinde ise azab vardır. Farzı inkar eden dinden cıkar. Farz ikiye ayrılır.
Her mukellefin kendi yapması gereken farz demektir. 5 vakit namaz gibi.
Farzı kifaye: bazı mukelleflerin yapması ile, diğerlerinden duşen, yapmak mecburiyeti kalkan farzlardır. Cenaze namazı kılmak gibi.
Vacib
Farz kadar kesin olmayıp, kuvvetli bir delil ile yapılması emr edilen şeye vacib denir. Vacibi yapan sevab kazanır. İnkar eden ise gunahkar olur.
Sunnet
Farz ve vacibden başka, Peygamberimiz’in yaptığı şeye sunnet denir.
Mustehab
Şevilmiş şey demektir. Peygamberimiz’in bazen yapıp bazen terk ettiği şeye denir.
Mubah
Yapmak ve yapmamakta serbest olunan şeye denir.
Haram
Dinimizde yapılması kesin olarak yasaklanan şeye denir. Haramı işleyen azaba uğrar, inkar eden dinden cıkar, haramı terk eden sevab kazanır.
Mekruh
Yapılması cirkin gorulmuş şeylerdir.
Mufsid
Başlanmış olan ibadeti bozan şeye denir. Namazda gulmek ve oruclu iken yemek ve icmek gi bi.
TAHARET
Lugatta temizlik manalarına gelir.
Şeriatta ise; Hadesden ve pislikten bedeni temizlemektir. İslam dini temizliğe cok onem ve rir. Her ibadete once temizlikten başlanır.
Temizlik yani taharet iki ceşittir
Hukmi taharet: Abdestsizliği ve cunubluğu gidermektir. Buna hadesten taharet denir. Abdest, gusul, teyemmum gibi.
Hakiki taharet: Kirli ve pis şeyleri yıkayıp gidermek. Buna da necasetten taharet denir.
Abdest: Temizlik, paklık demektir.
Şeriatta ise: yuzu, kollarla beraber iki eli ve topuklarla birlikte iki ayakları yıkamak, başı mesh etmektir.
Abdestin farzları dorttur.
Yuzu bir kere yıkamak.
Kolları, dirseklerle beraber bir kere yıkamak.
Başın dortte birini mesh etmek.
Ayakları, topuklarla beraber bir kere yıka mak.
Bu farzlardan birisi eksik olursa, abdest sahih değildir.
Abdest alırken niyet etmek, eûzu ile başlamak, elleri bileklere kadar yıkamak, ağıza ve bur na uc kere su vermek abdestin sunnetlerindendir.
Kıbleye yonelerek yuksek bir yerde abdest almak, başkasından yardım istememek, dunya kela mı konuşmamak, her azasını yıkarken Bismillah demek, abdestin edeblerindendir.
Abdestin mekruhları ise:
Abdest suyunu israf etmek, suyu yuzune carp mak, konuşmak, ihtiyacı olmadığı halde başka sından yardım istemektir.
Vucudun her hangi bir yerinden kan, irin ve su cıkması, ağız dolusu kusmak, yellenmek, bu gibi durumlarda abdest bozulur.
Abdesti olmayanlar, namaz kılamazlar, kurana el suremezler, tilavet secdesi yapamazlar.
GUSUL
Bedenin tamamını yıkamak demektir. Guslun farzı uctur.
Mazmaza: Ağıza bolca su verip calkalamak.
İstinşak: Burna su verip genize kadar cekmek.
Butun bedeni iğne tepesi kadar kuru yer bırak maksızın yıkamak.
Niyet etmek, elleri yıkamaya başlarken besmele cekmek, kıbleye yonelmek, uzuvları ovalamak, kimsenin gormeyeceği yerde yıkamak, konuşmamak guslun sunnetlerindendir.
Cunubluk hali (cima etmek gibi), ihtilam olmak, hayız halinin bitmesi, nifas halinin sona ermesi bu durumlarda gusul gereklidir. Bu halde olanlar gusul yapmadıkca, namaz kılamazlar, ku ran okuyamazlar el dahi suremezler, kabe’yi tavaf edemezler.
TEYEMMUM
Niyet ederek, temiz toprak ve toprak cinsin den olan bir şeye, ellerini vurup yuzuun ve kolla rını mesh etmeye denir.
Gusul alması gereken kişi su bulamadığında teyemmum etmesi de gusul yerine gecer.
Teyemmumun farzı ikidir.
Niyet etmek, elleri temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye iki defa vurup birinci vuruşta yuzu, ikinci vuruşta kolları mesh etmektir.
Besmele cekmek, sırayı gozetlemek, toprağa vurunca elleri evvela ileri surmek ve sonra geri cekmek, parmakları acık bulundurmak teyemmu mun sunnetlerindendir.
Teyemmum şoyle yapılır:
Kollar sıvanır ve ne icin teyemmum edilecek se ona niyet edilir. Parmaklar acık olarak eller te miz bir toprağa yada toprak cinsinden olan herhangi bir şeye bir kere vurulur. Eller tozlanmış is yan yana getirilerek birbirine yavaşca vurulup tozlar silkelenir.
Eller tekrar toprağa vurulup sol elin ici ile dir sekle beraber sağ kol, sağ elin iciylede dirsekle beraber sol kol sığanır.
Ancak teyemmum abdest veya gusul alacak kadar temiz su bulunmazsa, su olduğu halde kullanılması mumkun değilse, yara olan bedene su kullanmak zararlı ise bu durumlarda yapılır.
NAMAZ
Namaz islam dininin beş temelinden ve en gozdelerindendir. İslam dini namaz uzerine bina edilmiştir. O yuzden kişinin namazı sakat olursa dinide o derece sakat olur.
Namazı Allahu Teala Mirac gecesi Peygamberimize (Aleyhisselam) teselli olarak lutf etmiştir. Peygamberimiz (Aleyhisselam) namaz kıldığında o huzuru bulmuş ve onun icinde Namaz ‘Muminin Miracı’dır’ buyurmuştur.
Namaz muminin alametidir. Namaz ancak Allah rızası icin, verdiği sayısız rızıklara şukur icin kılınır.
Namazlar uc ceşittir:
Farz namazlar: Beş vakit farz namazı ile, cuma ve cenaze namazıdır.
Vacib namazlar: Vitir namazı, Ramazan bay ramı namazı, Kurban bayramı namazı.
Nafile namazlar:
Farz ve vacib den başka kılınan namazlara nafile namaz denir.
Namazın farzı on ikidir:
Bunların altısı namazın dışından altısıda namazın icindendir. Namazın sahih olabilmesi icin şu şartların olması gerekir. Dışındakiler yani namaza başlamadan onceki şartlar:
Hadesten taharet:
Manevi kiri gidermek icin, abdest almak, gerekli hallerde, gusul yapmaktır.
Necasetten taharet:
Bedende veye elbisede veya namaz kılacağı mekanda olan pislikleri gidermektir.
Setri avret:
Vucudunda ortmesi gereken yerleri ortmesi-dir. Bu ortulmesi gereken yerler, erkeklerin gobek ile diz kapağı arasının (diz kapağı da dahil) ortmesidir. Kadınların ise butun vucudunu ort-mesi gerekir.
İstikbali kıble:
Kıble’ye yonelme. Namaz kılacak kişinin kabe’ye doğru yonelmesidir.
Vakit:
Namazları vakti girince kılmaktır. Aksi takdirde sahih olmaz.
Niyet:
Hangi namazı kılacağını bilmek ve ona niyet etmek.
Namazın icindekiler:
İftitah tekbiri:
Namaza başlarken Allahu Ekber demek.
Kıyam:
Namazda ayakta durmak.
Kıraat:
Namazda, ayakta iken, biraz kuran okumak demektir.
Rukû:
Namazda, ellerin diz kapağına erişecek kadar eğilmesi demektir.
Sucud:
Ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnı ve burnu yere koymak demektir.
Kade-i ahire:
EttehiyyÂtu okuyacak kadar namazın sonunda oturmak.
Tum bu saydıklarımız namazın farzlarıdır.
Namazın vacibleri
Allahu Ekber diyerek başlamak, fatihayı tama mıyla okumak, farz namazların iki rekatın da fatihadan sonra bir kucuk sure veya uc kısa yada bir uzun ayet okumak, fatihayı sureden once okumak, secdede burnunu alnı ile beraber yere koymak, iki secdeyi birbiri ardınca yapmak, kıyamda iken dosdoğru durmak, rukuda iken dumduz durmak, rukudan kalkınca beli iyice doğrultmak ve ‘Subhanellah’ diyecek kadar oyle ce durmak, secdeden kalktığında iki secde arasın da ‘Subhanellah’ diyecek kadar oturmak, uc ve dort rekatlı namazlarda ikinci rekattan sonra oturmak, ikinci rekattan sonra veya selam vereceği vakit oturduğunda Ettehiyyatu’yu okumak imama uyan kimsenin susması, vitir namazında kunut dualarını okumak, namazın sonunda selam vermek, namazda yanılırsa sehiv secdesi yap mak, namazda secde ayeti okursa secde etmek.
Namazın sunnetleri:
Namaza başlarken alınan tekbirde el kaldırmak.
İmama uyan kimsenin iftitah tekbiri, imamın iftitah tekbirinden sonraya kalması ve imamın tekbirine yakın olması.
İftitah tekbiri alır almaz el bağlamak.
Subhaneke okumak.
(Tek kılan) ilk rekatta subhaneke okuduktan sonra Euzu Besmele cekmek.
(Tek kılan) diğer rekatlarda Fatihadan evvel yalnız besmele cekmek.
Subhaneke ve Euzu Besmeleyi icinden okumak.
Fatiha’nın sonunda, okuyan ve işiten icinden Amin demek.
Rukuya eğilirken Allahu Ekber demek.
Rukuda uc kere Subhane Rabbiyel Azim demek.
Rukudan kalkarken Semiallahu limen hamideh demek.
Kıyamda iken iki ayak arası acık olmak.
Rukuda elleriyle dizlerini tutmak.
Secdeye varırken evvela dizlerini, sonra elleri ni, daha sonra yuzunu yere koymak.
Namazı şu şeyler bozar:
Konuşmak, bir şey yemek veya icmek, kendi işiteceği sesle gulmek, selam vermek ve almak, bir şeye uflemek, cevap maksadıyla ayet oku -mak, dunya kelamı (ah, of, vah, of) soylemek, teyemmumlu olan kişinin suyu gormesi tum bun lar olursa, namaz bozulur.
Namazda, bedeni ve elbisesiyle oynamak, parmakları cıtlatmak, esnemek, gerinmek, başka sının yanına cıkılmayacak elbiseyle namaza durmak, secdeye varırken elbisesini kaldırmak, okumayı rukuda tamamlamak, bile bile ayet atlamak, gozlerini yummak, secdede ozursuz olduğu halde burnunu yere koymamak, on saf boşken arka safta durmak, kıble tarafında canlı resmi bulunmak, namazda etrafı gozetlemek, yanan ateşe karşı durmak, herhangi bir şeye dayanarak namaz kılmak, insan yuzune karşı namaza durmak, bu saydıklarımız namazın mekruhlarındandır.
Sabah namazının kılınış şekli
Niyet ettim Allah rızası icin sabah namazının sunnetini kılmaya diyerek kalbten niyet edilir.
Allahu Ekber diyerek tekbir alınır. Subhaneke okunur, Euzu Besmele cekilir ardında fatiha ve bir miktar kuran okunur.
Rukuya varılır. Uc kere subhane Rabbiyel Azim denir, doğrulur. Bu doğruluşta Semiallahu limen hamideh denir. Sonra Allahu ekber diyerek secdeye inilir, uc kere Subhane Rabbiel Âl diyerek oturur bu hareket iki kez tekrarlanır.
İkinci rekata kalkılır bu rekatta aynen ilki gibi kılınır. Yalnız son oturuşta Ettehiyyetu ve salli barik duaları okunur, once sağa sonra sola selam verilir.
Farzların iki rekat olanlarıda boyle kılınır. Dort rekatlı olan razlarda ilk oturuşta sadece ettehiyyatu okunarak tekbir alınır ve ayağa kalkı lır. Bu ucuncu rekatta besmele ile fatiha okunur ve aynı şekilde ruku ve secdeler yapıldıktan sonra tekbir alınarak dorduncu rekata kalkılır. Aynı hal uzere bu rekatta tamamlandıktan sonra oturulur ve ettehiyyatu, salli barik duaları okunarak se lam verilir.
ORUC
İslamın beş temelinden biride Ramazan ayında oruc tutmaktır.
Oruc: Niyetlenip tan yeri ağarmaya başladığı zamandan, ta guneş batıncaya kadar yememek, icmemek, cinsi munasebette bulunmamak demektir.
Oruc, muslumana, akıl baliğ olana farzdır.
Altı ceşit oruc vardır.
Farz olan oruc; Ramazan ayında tutulan oruc.
Vacib olan: Adak orucları ve bozulan nafile oruclarını kaza etmek.
Sunnet olan oruclar: Muharrem ayının dokuz ve onuncu veya on ile on birinci gunleri oruc tutmak.
Mustehab olan oruc: Pazartesi perşembe gunleri ile, şevval ayının ilk altı gunu oruc tutmak mustehabtır.
Mekruh oruclar: Yalnız cuma ile cumartesi gunu ile muharremin onuncu gunu tutulan oruc.
Haram olan oruclar: Ramazan bayramının birinci gunu ile kurban bayramının dort gunu oruc tutmak haramdır.
Oruclu olduğunu bilerke yemek yemek, cinsi ilişkide bulunmak, sigara icmek orucu bozar ve keffaret gerektirir.
Keffaret: bozulan bir gunluk Ramazan orucu yerine altmış gun oruc tutmak.
Kaza: bozulan orucun yerine gunune gun oruc tutmak.
Unutarak yemek yemek, ağızdan gelen balgamı yutmak, boğazına toz girmek, dişleri arasında sahurdan kalan nohut tanesinden kucuk olan şeyi yutmak, kendi elinde olmadan kusmak, kan aldır mak, surme cekmek bunlar orucu bozmaz.
Orucu bozan ve kaza gerektiren şeyler:
Ciğ olsa bile pirinc yemek, yemek yemesi adet olmayan bir şeyi yutmak, cok fazla tuz yemek, taş, demir, toprak yutmak, burnuna ilac cek mek, kulağın icine su damlatmak, unutarak yedikten sonra orucu bozuldu sanıp yemek, bunlar veya buna benzer şeyler orucu bozar ve kaza gerektirir.
ZEKAT
Zekat, sozlukte temizlik ve bereket manalarına gelir.
Şeriatta ise: Nisab miktarı mala ve paraya sa hib olan muslumanın malının kırkta birini muhtaclara vermesi demektir.
Zekat vermek zengin muslumanlara farzdır.
Zekatı, musluman olan, hur olan, akıllı olan, ergenlik cağına gelmiş olan, zengin olan kişiler, musluman fakirlere, işcilere, yolda kalmış yolculara, memleketinden uzak gurbette parasız kalan kişilere verir.
Zekat, anaya, babaya, buyuk ana ve buyuk babalara, oğluna, oğlunun cocuklarına, kızına ve kızının cocuklarına, zenginlere, musluman olmayanlara verilmez.
HAC
Haccın lugattaki tarifi ziyaret etmek demektir.
Şeriatta ki tarifi ise; Kabe’yi ve diğer mukaddes mekanları belirli bir zaman icinde ziyeret etmektir. Hac, hem mal hem de beden yonunden gucu olan ve zengin olan kişiye omrunde bir defa olarak farzdır.
Haccın uc farzı vardır bunlar:
İhram:
Helal olan şeyi kendine haram etmek. Niyet ederek telbiye okur, iki rekat namaz kılar. Bundan sonra hacılara mahsus olan dikişsiz elbiseye, sarıldıkları iki havluya da İhram denir.
Arafatta vakfe:
Arafat Mekke yakınında bulunan dağın adıdır. Hac zamanı bu dağda arefe gunu zeval vaktinden bayramın birinci gunu fecrin doğuşuna ka dar olan zaman icinde bir an durmak farzdır.
Kabe’yi tavaf:
Kabe’yi ziyeret etmek farzdır. Kabenin etrafında yedi kere donmekle bir tavaf yapılmış olur.
Farz, vacib, nafile olmak uzere uc ceşit hac vardır.
Farz olan; mukellef olanların omrunde bir ke re hacca gitmeleri.
Vacib olan; Adanan veya başlamışken bozulan haccın yerine getirilmesi.
Nafile olan; Hac ise, tekrar olarak yapılan hacdır.
Safa ile Merve arasında say etmek, muzdelifede durmak, şeytan taşlamak, sacları tıraş etmek veya kısaltmak, veda tavafı yapmak, haccın vaciblerindendir.
AHLAK
Ahlak insanda olması gereken bir takım guzel huylardır.
Ahlak terbiye yoluyla, islam eğitimi ile kazanılır.
Guler yuzlu olmak, temiz olmak, merhametli olmak, tevazulu olmak, affetmek, susmak, doğru konuşmak, sabr etmek, guzel ahlaktan bazılarıdır.
Ahlaki vazifelerimizin ilki Allah’a karşı olanı dır. Allah’ın ismini hurmetle anmak, onun sevgisini kalbe yerleştirmek, ona isteyerek ibadet etmek ahlaki vazifelerimizdendir.
Sonra Peygamberimize karşı olan ahlak vazifemizdir. 0 hurmete en layık olandır. Onun getirdiklerini kabul etmek, ona hurmet etmek, adı anıldığı vakit (Sallallahu aleyhi vesellem) demek, o ne soylemişse tereddutsuz kabul etmek ahlaki vazifelerimizdendir.
Sonra kitabımız olan Kur’anı Kerime karşı hurmet etmek, o okununca sessizce dinlemek, onda emr edileni yapıp nehy edilenden uzaklaşmak ahlaki vazifelerimizdendir.
Bedenin ve ruhun terbiyesi
İslamda beden terbiyesinin yeri cok onemlidir. İnsanın dunya ve ahiret işlerini tam olarak yapabilmesi icin once sağlığına ve sıhhatine dikkat etmesi gerekir.
Yemesine icmesine, uykusuna, dış gorunumu ne, temizliğine, hastalanınca tedavisine dikkat et mek her insanın gorevidir.
RUH TERBİYESİ
Ruh Allah’tan gelmiştir ve yine Allah’a done cektir. İnsanı meleklerden daha ustun yapan hayvanlardan daha aşağı kılan, insanı iyi ya da kotu yapan hep ruhtur. Bunun icin ruhun sağlığı ve terbiyesi cok onemlidir.
Ruhun sağlığı kuvvetli imanla, ibadetle beslenmesiyle, kotu huylardan arınmasıyla, takva yolunda yurumesiyle gercekleşir.
Ruh hastalıkların en felaketi kotu huylar ve dunya sevgisidir. İnsanın kotu ahlaklardan korun ması, dunya sevgisinden arınması, zikirle meşgul olması, ruhi hastalıkları def eder.
Aile Vazifeleri
Aile her insanın mensup olduğu ufak topluluktur. Aile’yi karı, koca, ana, baba, cocuklar ve akrabalar teşkil eder.
Butun guzelliklerin kaynağı ailedir. İnsan buyuklerini saymayı, kucuklerini sevmeyi, butun insanlarla iyi gecinmeyi, Allah’ına ve peygamberine karşı olan vazifesini ailesinden oğrenir. O bakımdan ailede verilen terbiyenin tesiri cok buyuktur.
Cocukların ana babalarına karşı vazifeleri
Anasına, babasına sozu ile, malı ile iyilikte bulunmak, anaya, babaya of bile dememek, onla ra karşı kaba ve sert soz kullanmamak, cağırdıkları vakit hemen gelmek, yanlarında yuksek sesle konuşmamak, cocukların ana babalarına karşı vazifeleridir.
Karı kocanın birbirlerine karşı gorevleri
Her şeyden once aralarında samimi bir sevgi ve saygı olmalıdır.
Evlenmiş olan bir erkek evine karşı olan vazi felerini bilmeli, yuvasının sağlamlaştırmak icin calışmalıdır.
Erkek evin dış işlerini duşunmeli ve her turlu ihtiyacları karşılamalıdır.
Erkeğin karısına din konusunda bir eksiği var sa oğretmesidir.
Koca, karısına karşı daima nazik ve yumuşak muamelede bulunmalıdır.
Kadın, kocasına sevgi ve saygıyla bağlanmalı, ev id****ine ve cocukların terbiyesine dikkat etmelidir.
Kadın kocasının kazandıklarını israf etmemelidir. Kocasına itaat eden musluman kadının gide ceği yer cennettir.
Kocasının istemediği kişileri eve almamalıdır.
İzinsiz ve luzumsuz şekilde evden dışarı cıkmamalıdır.
Akraba hakları
Akrabalar ailemizini bir parcasıdır. Onlara karşı yapılıcak gorevlerimiz şunlardır:
Onlara sevgi ve saygı gondermek, yardıma muhtac olanlara yardım etmek, onları unutmamak, hallerini ve hatırlarını sormak vazifemizdir.
Komşu Hakkı
Komşular akrabalardan sonra bize en yakın olan kişilerdir. Dinimiz bize komşularımızla iyi gecinmeyi, gerek elimizle gerekse dilimizle onları incitmemeyi emr etmiştir. Komşusunu inci -tenler, onların dertleriyle ilgilenmeyenler, hasta olduklarında arayıp sormayanlar gercek mumin sayılmazlar.
İslam Ahlakıyla ahlaklanmış bir muslumanın sıfatları
1- Allah’ın birliğine, onun meleklerine, peygamberlerine ve onlara vermiş olduğu kitablara, ahiret gunune, oldukten sonra dirilmeye, kaza ve kadere inanmak dil ile ikrar kalbi ile tasdik etmek.
2- Hazreti Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) gosterdiği şekilde namaz kılmak, oruc tutmak, hacca gitmek, zekat vermek, yetimlere ve fakirlere yardım etmek.
3- HerhÂlukerda Allah’a guvenmek, ve ondan asla umidi kesmemek.
4- Anaya babaya itaat etmek.
5- Emanete hiyanetlik etmemek
6- Verdiği sozde durmak.
7- Temiz olmak.
8- Dinen yasak olan şeylerden kacınmak.
9- Yalan soylememek, yalan yere yemin etme mek.
10- Kibrilenmemek, kimeye karşı buyuklenmemek.
11- Allah icin sevmek ve Allah icin buğz etmek.
12- En buyuk gayesi hakiki bir musluman olmaya calışmak ve insanlara guzel ornek olmak
__________________
Anlaşılır şekilde temel Dini bilgiler
Dini Bilgiler0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Anlaşılır şekilde temel Dini bilgiler