Umit Aktan'dan anılar | Stadpaşa Mitadyumu |
Futbol0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Spor Forumları
- Spor
- Futbol
- Umit Aktan'dan anılar | Stadpaşa Mitadyumu |
-
15-10-2019, 18:27:58Kayıtlı ÜyeTurk futbol medyasının en unutulmaz figurleri arasındadır Umit Aktan.. Oldukca fazla eleştiri alır anlattığı maclar sonrasında ama bir o kadar da takdir edeni vardır Ne olursa olsun sporla yılları gecmiş biridir. Umit Aktan bir internet sitesinde anılarını anlatmaya başlamış.. Ben de futbolun dunuyle, bugunuyle, emek verenleriyle ne yollardan gectiğini gormek adına bizim icin bir kultur dağarcığı olacağını duşundum --------------------------- Stadpaşa Mitadyumu'ndan selamlar! Bazı şeylerde dunyada tekiz, benzerimiz yok... Mesela dunyada hicbir TV'de yayın sonunda İstiklal Marşı okunduktan sonra ekrana şoyle bir yazı cıkmadı: Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız. Bunun hatırlatıldığı tek ulke bizdik. Bir duğme vardı ve TV'de artık herşey bitmişti. Kapatılması gerekiyordu. Haftada uc gun yayın yapan 7'de acılıp 11'de kapanan bir TV'nin başlangıc doneminde biz de el yordamıyla program yapmıştık. Bircok kez dilimiz surctu, cok komik şeyler yaşadık. Cok acı şeyler de yaşadık. Oylesine cengaverlerle yayıncılığa omuz verilmişti ki, bugun deforme edilen eskinin icindeki ışığı sadece guneş olan o kutudan bugunku teknolojik cambazlıklara kadar ulaşabildik. O dil surcmesinin icerisinde Spor yayıncılığında oylesine vakalar oylesine olaylar yaşandı ki... Mesela o zamanlar; 70'li yılların başlarında Necati Karakaya, şimdiki adı İnonu stadı olan o zamanki adıyla Mithat Paşa Stadı'nda bir mac anlatacak. Acılışında Beşiktaş'ın efsanevi başkanı Suleyman Seba'nın takım kaptanı olarak AEK'ya karşı forma giyerek ilk defa futbolun hizmetine acılmasında buyuk gorev ustlendiği stadyum burası... Necati Abi, Allah uzun omurler versin, "stadyumu" demeye bayılırdı... Yayın sırasında "Mithat Paşa Stadyumu'ndan selamlar sevgiler..." diyecekken ağzından şu ifade cıkmıştı: Stadpaşa Mitadyumundan hepinize selamlar sevgiler... Bir başka bu stad hikayesi 1975-1976 yılında Galatasaray'ın Atletico Madrid ile oynadığı bir mucadeledeydi. Aydın Koker'le birlikte macı anlatıyorduk. Madrid'deki karşılaşma 0-0 sonuclanmıştı. 90 dakikalık bir heyecan kasırgası yaşandı. Mithatpaşa Stadı'nda tıklım tıklım dolu tribunlerin onunde Atletico'yu elemek istiyordu. karşılaşmanın 90 dakikası 0-0 bitti. Uzatmalara gecildi. Dilimiz tukenmiş, bağırıp cağırmaktan, heyecanı yaşamaktan adeta mahvolmuştuk. Ve geldi 116. dakika. Bu dakikada bir anda kalemizin onunde gercekleşen bir pozisyonda oyuna uzatmalarda girmiş olan Salcedo adında bir İspanyol oyuncu topa dokundu ve yurtdışında bir Turk takımını golunu anlatmak icin 10 yıl bekleyen adamın butun hayallerini yıktı. Aydın Koker ve ben cok yorulmuştuk. Macın son 4 dakikası icerisinde beraberlik golu hayalleriyle macı tamamladık. İspanyollar kalan 4-5 dakikayı ne oynadı ne de oynattı. Mac bittiği anda mikrofonda olan Aydın Abi, bir an icin kolundaki saate baktı, hakeme baktı duduğu gozledi ve duduğu caldığı zaman ağzından şu cumle dokuldu: Evet, 120 dakikalık heyecan burada bitiyor sayın dinleyiciler. Hakem şu anda duduğune baktı saatini caldı! Kendisini şimdi rahmetle andığımız Aydın Abi'nin yanına gittim, omzuna dokundum ve elimle saat ve duduk işareti yaptım, "Abi ters soyledin" şeklinde bir şaret. Tamam diye başını salladı. Ve ekledi: 120 dakikalık yorgunluğumuza verin. Sizlere yanlış soyledim. Şimdi duzelterek yayını kapatıyor ve veda ediyorum: Hakem duduğune baktı saatini caldı! Aslında onlarca yılını bu gune ulaşmak icin heba etmiş insanların unutulmasını onlemek istedim bunları anlatarak... Her hafta bunları sizlere anlatarak olanların canlanmasını sağlamaya calışacağım. Baktım ki yeni arkadaşlar televizyon denilen kutunun seruvenini kendileriyle başlamış sanıyorlar. Baktım ki geriye bakmıyorlar. Sonra farkettim ki, art niyetsiz başlayan her anlatış, bir art niyete ulaşarak bitmiş. Evet sevgili okurlar... Bu siteden bize ulaşan herkes icin şimdi acıklıyorum; ben artık art niyetliyim. Bugun sizlere reva gorulen televizyonu başlatmak icin yola cıkılmamıştı. Cunku bana kızanlar, hatta sevimsiz bulanlar da olacak. Oysa 17 Şubat 1973'te Necati Karakaya'nın yanında 3 dakikalık bir canlı yayınla mesleğe başladığım zaman sahada Vefa-Mersin İdman Yurdu macı oynanıyordu. O karşılaşmadaki 3 dakikalık sesimi cıkartarak, 2007'ye kadar o sesle yuruyup gelmeye calıştım . Hatasıyla sevabıyla biz de hata yaptık gecmişte. Ama bugunkuler ayıbı coktan geciyorlar. Bu hikayelerde anacağımız insanların coğu aramızda değil artık. Bazı hikayelerimiz cok matrak, bazıları ise acı bir anmayla olacak dolu olacak... ----------------------------------- Sadık duduğun dedasıyla... Ali Sami Yen'deki Galatasaray-Eskişehirspor macını İlker Yasin'le birlikte anlatırken, bizde tukenmiştik. Muthiş bir mac oluyordu. Top bir o kalede, bir bu kalede... Sadık Deda'nın duduğuyle ilk yarı sona erdi diyecekti İlker Yasin; ama ne dedi biliyor musunuz? "Evet ilk 45 dakika Sadık duduğun dedasıyla sona eriyor!" Sonrasında İlker boyle soylediğini reddetti. Beraber gidip arşivden bantları cıkardık, yanlış soylediği doğrulamış olduk... ---------------------------------------------- Yoğurtlu ıspanak gibi! Bir başka hikaye... Eskişehir'de saha yeni cimlenmiş. Yerde kar var. Turkiye Kupası'nda ceyrek final macı anlatacak Aydın Abi. Akşam sekizde TV'den canlı yayınlanıyor mac. Aydın Koker, obek obek temizlenmiş bazı yerlerinde kar birikintileri kalmış yemyeşil sahaya bakarak yayını şoyle actı: "Hepinize iyi akşamlar diliyorum. Eskişehir Ataturk Stadı'na bakıyorum. Yoğurtlu ıspanak gibi!" Ne oldu? Aydın Abi tam bir ay mac alamadı. Cezalandırılmıştı. Bence cok akıllıca, cok yerinde guzel bir benzetmeydi, ama o zamanlar oyle bir donemdeydi ki TRT, ite dalaşmaktansa calıyı dolaş prensibi uygulanmaktaydı. alıntıdır __________________