CEVAP
Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları, kitaplardaki sima kelimesini calgı olarak tercume ettikleri icin mubah calgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki yazıların tamamı İslam Âlimlerinin kitaplarından alınmıştır. Nereden alındığı da sonunda yazılıdır. Kendimize ait tek cumle yoktur.
Aletsiz, calgısız nağmeli sese sima denir. Calgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [muzik] denir. Gına haramdır. (Durr-ul mearif)
Lokman sûresinin 6. Âyetindeki lehv-el hadis ifadesini Âlimler musiki, calgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, calgı aleti ve musiki olduğunu soylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi buyuk bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]
(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis Âyeti şoyle tefsir ediliyor:
Yalan hikÂyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya calışanlara Cehennem ateşini mujdele! (MevÂkib tefsiri)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Ucu haric, her lehv bÂtıldır.) [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir calgı olduğu icin boyle buyuruluyor.
Mufessirler, İsra suresinin 64. Âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin calgı ile oynat demek olduğunu, bu Âyetin, her ceşit calgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
Mufessirler Enam suresinin 70. Âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.
(Şimdi siz bu soze [Kur’Âna] mı şaşırıyorsunuz? Guluyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]
MedÂrik tefsirinde entum samidun ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek icin teganniye [şarkı turku soyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye acıklanıyor. İbni Abbas ve Mucahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu soylemiştir. (İgaset-ul-Lehfan)
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(O Peygamber, guzel şeyleri helal, cirkin, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hukmu tereddutsuz kabullenmedikce, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Kur'anı sana insanlara acıklayasın diye indirdik.) [Nahl 44]
Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki Âyet-i kerimeleri nasıl acıklamışsa ona bakalım:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberanî]
(Sesini gına ile yukseltene şeytan musallat olur.) [Deylemî]
(Rahmet melekleri, ceres, [can, zil, cıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesaî]
(Rahmet melekleri, kopek ve can bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Muslim, Ebu Davud, Tirmizî]
(Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Muslim, Ebu Davud, Nesaî] [Mizmar calgıdır]
(Şarkıcı kadını dinlemek, yuzune bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberanî]
(Bir zaman gelecek, ummetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, icki icmeyi, mizmarı [calgıyı] helal addedecektir.) [Buharî]
(Musiki, zinaya yol acar.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
(Musiki, kalbde nifak hÂsıl eder.) [Beyheki]
(Suyun otu buyuttuğu gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı buyutur. Allah’a yemin ederim ki, suyun otu buyuttuğu gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde imanı buyutur.) [Deylemî]
(Rabbim bana ickiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı soyleyen kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]
(Resulullah calgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavî]
(Ummetimden bazıları, ickilere başka isim vererek icerler. Şarkıcı kadın ve calgı aletleriyle eğlenirler. Allahu teÂlÂ, onları yerin dibine batırır da domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace]
(Şu beş şey zuhur ederse, ummetimin helaki hak olur: Birbiriyle lanetleşme, icki icme, ipekli giyme, calgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemî, HÂkim]
(Ben, mizmarları [calgıları], putları yok etmek icin de gonderildim.) [İ. Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Neccar]
(İblis, yeryuzune indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Muezzin istedi. Mizmarlar [calgılar] muezzinin denildi. Yazıların dovme, hadislerin yalandır. Resulun [elcin] kÂhinler, falcılar, tuzağın da kadınlardır.) [İbni Ebi-d-dunya, İbni Cerir]
(İblis, benim kitabım nedir dedi. Senin kitabın dovmedir, iceceğin sarhoşluk veren her icki, sadakatin yalan, muezzinin mizmarlar [calgılar], mescitlerin de carşılardır denildi.) [Taberanî]
(İki ses, melundur: Nimete kavuşunca mizmar [calgı], musibete maruz kalınca feryat.) [Bezzar]
(Allahu teÂlÂnın gazabına sebep olan şeyler: Acıkmadan yemek, uykusu yokken uyumak, tuhaf bir şey olmadan gulmek, musibette feryat etmek, nimete kavuşunca mizmar [calgı calmak].) [Deylemî]
Sual: Dinimizde muzik haram mıdır?
CEVAP
Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları, kitaplardaki sima kelimesini calgı olarak tercume ettikleri icin mubah calgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki yazıların tamamı İslam Âlimlerinin kitaplarından alınmıştır. Nereden alındığı da sonunda yazılıdır. Kendimize ait tek cumle yoktur.
Aletsiz, calgısız nağmeli sese sima denir. Calgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [muzik] denir. Gına haramdır. (Durr-ul mearif)
Lokman sûresinin 6. Âyetindeki lehv-el hadis ifadesini Âlimler musiki, calgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, calgı aleti ve musiki olduğunu soylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi buyuk bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]
(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis Âyeti şoyle tefsir ediliyor:
Yalan hikÂyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya calışanlara Cehennem ateşini mujdele! (MevÂkib tefsiri)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Ucu haric, her lehv bÂtıldır.) [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir calgı olduğu icin boyle buyuruluyor.
Mufessirler, İsra suresinin 64. Âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin calgı ile oynat demek olduğunu, bu Âyetin, her ceşit calgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
Mufessirler Enam suresinin 70. Âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.
(Şimdi siz bu soze [Kur’Âna] mı şaşırıyorsunuz? Guluyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]
MedÂrik tefsirinde entum samidun ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek icin teganniye [şarkı turku soyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye acıklanıyor. İbni Abbas ve Mucahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu soylemiştir. (İgaset-ul-Lehfan)
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(O Peygamber, guzel şeyleri helal, cirkin, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hukmu tereddutsuz kabullenmedikce, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Kur'anı sana insanlara acıklayasın diye indirdik.) [Nahl 44]
Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki Âyet-i kerimeleri nasıl acıklamışsa ona bakalım:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberanî]
(Sesini gına ile yukseltene şeytan musallat olur.) [Deylemî]
(Rahmet melekleri, ceres, [can, zil, cıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesaî]
(Rahmet melekleri, kopek ve can bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Muslim, Ebu Davud, Tirmizî]
(Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Muslim, Ebu Davud, Nesaî] [Mizmar calgıdır]
(Şarkıcı kadını dinlemek, yuzune bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberanî]
(Bir zaman gelecek, ummetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, icki icmeyi, mizmarı [calgıyı] helal addedecektir.) [Buharî]
(Musiki, zinaya yol acar.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
(Musiki, kalbde nifak hÂsıl eder.) [Beyheki]
(Suyun otu buyuttuğu gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı buyutur. Allah’a yemin ederim ki, suyun otu buyuttuğu gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde imanı buyutur.) [Deylemî]
(Rabbim bana ickiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı soyleyen kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]
(Resulullah calgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavî]
(Ummetimden bazıları, ickilere başka isim vererek icerler. Şarkıcı kadın ve calgı aletleriyle eğlenirler. Allahu teÂlÂ, onları yerin dibine batırır da domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace]
(Şu beş şey zuhur ederse, ummetimin helaki hak olur: Birbiriyle lanetleşme, icki icme, ipekli giyme, calgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemî, HÂkim]
(Ben, mizmarları [calgıları], putları yok etmek icin de gonderildim.) [İ. Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Neccar]
(İblis, yeryuzune indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Muezzin istedi. Mizmarlar [calgılar] muezzinin denildi. Yazıların dovme, hadislerin yalandır. Resulun [elcin] kÂhinler, falcılar, tuzağın da kadınlardır.) [İbni Ebi-d-dunya, İbni Cerir]
(İblis, benim kitabım nedir dedi. Senin kitabın dovmedir, iceceğin sarhoşluk veren her icki, sadakatin yalan, muezzinin mizmarlar [calgılar], mescitlerin de carşılardır denildi.) [Taberanî]
(İki ses, melundur: Nimete kavuşunca mizmar [calgı], musibete maruz kalınca feryat.) [Bezzar]
(Allahu teÂlÂnın gazabına sebep olan şeyler: Acıkmadan yemek, uykusu yokken uyumak, tuhaf bir şey olmadan gulmek, musibette feryat etmek, nimete kavuşunca mizmar [calgı calmak].) [Deylemî]
(Şarkıcı ve calgıcı kadınlar coğalınca, ickiler her yerde icilince, yere batmalar gorulecek, gokten taş yağacaktır.) [Tirmizî, Ebu Davud, İbni Mace, İ. Ahmed]
(Şunlar gelmeden once salih amel işlemekte acele edin. Sefihler başa gecmeden, guvenlik kuvvetleri coğalmadan, hukum ruşvetle satılmadan, adam oldurme hafife alınmadan, akraba ziyareti kesilmeden, Kur’an mizmarlardan okunmadan, Kur’anı şarkı gibi okuyanlar one gecmeden.) [Taberanî]
(Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman olebilirsen ol.) [Taberanî]
(Kur'anı mizmarlardan [calgı aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Musamere]
(Şu 15 kotu haslet işlendiği zaman ummetim belaya maruz kalır:
1- Ganimete hıyanet edilince
2- Emanetin ganimet sayılınca
3- Zekat cereme kabul edilince
4- Erkek karısına itaat edince
5- Evlat ana babaya isyan edince
6- Kişi, arkadaşına itaat edince
7- Babaya cefa edilince
8- Toplantılarda yuksek sesle konuşulunca
9- En rezil kimse iş başına gecince
10- Şerrinden korkulan kimseye ikram edilince
11- Her yerde icki icilince
12- Erkekler ipek giyinince
13- Şarkıcı kadınlar coğalınca
14- Calgı aletleri yayılınca
15- Sonra gelenler, onceki Âlimlere lanet edip onları kotulediği zaman.) [Tirmizî]
(Gozun zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Muslim]
İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [canları] cıkarmıştır. Halbuki can şehveti tahrik etmez. Can bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık calgıyı, calgı aletlerini siz duşunun. Şeyh-ul-İslÂm Ahmed İbni Kemal Efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları oldurmek icin gonderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, butun calgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her ceşit calgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.
Hazret-i Ebu Bekir, iki kucuk cariyenin tef calıp şarkı soylediklerini gordu ve onları azarlayarak “Şeytanın calgısını mı calıyorsunuz?” dedi. (Buharî

İbni Omer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı soyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebi-d-dunya)
Enes bin Malik hazretleri, “En pis kazanc, şarkı ve calgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebi-d-Dunya)
İbni Abbas hazretleri, “Calgı aletleri haramdır” dedi. (Beyhekî

Âişe validemiz, bir evde şarkı soyleyen birini gorunce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu cıkarın dışarı” dedi ve onu cıkardılar. (Buharî

Fudayl b. İyad hazretleri, “Muzik ve şarkı, zinanın teşvikcisidir” dedi. (İbni Ebi-d-dunya)
Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:
Saz, tanbur, def, ney ve diğer calgı aletlerini calmak, Allahu teÂlÂnın emrini tutmamak olur. (Riyad-un-Nasıhin)
İmam-ı Şa’ranî hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizî’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)
İmam-ı Birgivî hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivî

Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve muzik, şeytani duyguları harekete geciren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)
Şarkı, Kitap ve Sunnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)
Şarkı ve muzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni SalÂh)
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Multekıt kitabında (Hicbir Âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266)
Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (BezzÂziyye)
Calgı calmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)
Calgı calarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kÂfir olur. (Tergib-us-salÂt)
İmam-ı Munavi hazretleri (NikÂhı herkese duyurun! Bunun icin de, camide yapın ve def calın) hadis-i şerifini acıklarken, (Mescitlerde def calınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında calınmasını, mescitte yalnız nikÂh yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)
Camide def calmak gunah olunca, başka calgının camide calınması hic caiz olmaz. Kadınların duğunlerde def calması caizdir. (Redd-ul-muhtar)
Şimdiki tarikatcıların yaptıkları gibi, donmek, dumbelek, ney, saz calmak haramdır. (Tahtavi şerhi)
Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)
Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve guzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı guzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)
Teganni haramdır. (Tıbb-un-nebevi)
Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. BurhÂneddin-i MergınÂnî buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hÂfıza, ne guzel okudun diyen kimsenin imanı gider. Tecdîd-i iman gerekir. KuhistÂnî de, boyle yazmaktadır. (Durr-ul-muntekÂ)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Eğlence veya para kazanmak icin başkalarına şarkı soylemek, sozbirliği ile haramdır. Calgı ile raks etmek buyuk gunahtır. Sıkıntısını gidermek icin kendi kendine şarkı soylemek gunah değildir. Calgı olarak, yalnız kadınların duğunlerde def calması caizdir. (Redd-ul-Muhtar)
Fısk ve icki icilen yerlerde calgı calmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah cobanın kavalını işitince, parmakları ile mubarek kulaklarını kapadı ise de, yanında bulunan Abdullah bin Omer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da, elde olmadan duymanın haram olmadığını gostermektedir. Calgıyı, icki, oyun ve kadın bulunan yerlerde keyif icin calmak haramdır. Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, duğunlerde ve askerlikte davul calmak da caizdir. [Okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı calmak caizdir.] (Hadika)
Def, tambur ve her ceşit calgıyı evinde, dukkÂnında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek gunahtır. (Berika)
Sadece mehter marşında calınan muzik aletlerini satmak caiz olur.
Tasavvuf muziği diye bir şey yoktur. Muzik, nefsin gıdası, ruhun zehirdir, kalbi karartır. (Durr-ul mearif)
İlahileri calgı ile ney calarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kÂfir olur. (S. Ebediyye)
İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Bir evde, kucuk zenci kızları [cariyeler] def calıp şarkı soyluyorlardı. Resulullah efendimiz gelince, şarkıyı bırakıp, Resulullah'ı ovmeye başladılar. Resulullah efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem”, (Onu bırakın, oyun arasında beni ovmeyin! Beni ovmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)
[Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı soylemesinin ve calgının caiz olduğunu soyluyorlar. Şarkı soyleyenler cariye idi. Cariyenin avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. (İhya)]
Her ceşit calgı dinlemek haramdır. (FetÂvÂ-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye)
Muzik butun dinlerde buyuk gunahtır. (Durr-ul-munteka)
İncilin yasakladığı muziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledunniyye şerhi Zerkanî

Muzik kelimesi, Yunanlıların buyuk putları olan Zeus’un kızları sayılan Mousa (Muz) denilen 9 heykelin adından hÂsıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhları besleyemediği icin, muziğin, her ceşit calgı sesinin nefislere hoş gelmesi, nefisleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugunku batı muziği, kilise muziğinden doğdu. Bugun yeryuzunu kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, muzik, ibadet halini almıştır. Muzik ile, her ceşit calgı ile nefisler keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefisleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilahi ibadetler unutulmaktadır. Muzik, her ceşit calgı, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet icinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Boylece, nefisleri azdırarak, sonsuz saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. İslam dini, insanları bu felaketten korumak icin, muziği kısımlara ayırmış, zararlı olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir. (S. Ebediyye)
Bayram gunu oyun oynamak
Sual: Bayram gunu, sahabe calgı calıp oynuyorlarmış. Bize neden caiz değildir?
CEVAP
Calgı calmak caiz olmaz. Peygamber efendimiz, Medine’ye geldiği zaman, Medinelilerin iki eğlence gunu olduğunu bildirdiler. Cahiliyet zamanındaki eğlencelerden bahsettiler. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allah, o iki gunu onlardan daha hayırlı iki gun olan kurban ve Ramazan bayramının gunleriyle değiştirdi.) [Buharî]
Hazret-i Âişe anlatır:
Bayram gunu iki cariye, kahramanlık şiirlerini def calarak terennum ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yuzunu cevirdi, sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir] iceri girdi. (Bu ne hÂl, Resulullah’ın huzurunda şeytanın duduğu ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu. Babam başka şeyle meşgulken, cariyelere işaret ettim, dışarı cıktılar. (Buharî, Muslim)
Yine Âişe validemiz anlatır:
Bayram gunu Habeşiler oyun oynarken Resulullah beni cağırdı, ben de başımı onun omzuna koyup, hevesim gidene kadar seyrettim. (Buharî, Muslim, Nesaî

Oyun oynayanlar, eğlenenler, cariyeler ve Habeşi kolelerdir. Def calıp oynamak cariyelere verilmiş bir ruhsattır. Sesleri de avret değildir. Hur kadınların sesleriyse avrettir. Ancak duğunlerde, kadınlar arasında def calabilirler. Cariyeler gibi erkekler arasında calamazlar. Cariyelerin bu hareketlerini hur kadınlara da uygulamak, dinde reforma girer. Habeşi kolelerin oyunları ise, mızrak, kılıc ve kalkan oyunlarıydı. Bu hadis-i şeriflere dayanarak sahabe calgı calardı demek cok yanlış ve iftira olur.
Calgı ve Allah sevgisi
Sual: (Calgı, Allah sevgisini artıyorsa mubahtır, suslu, acık, guzel bayana bakmak da ferahlık veriyorsa, Allah sevgisini artırıyorsa, ciceğe bakmak gibi mubah olur) deniyor. Haram olan şey, nasıl mubah olabilir?
CEVAP
Cok yanlıştır. Calgının haram olduğu ceşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Haram olan şey derttir, derde deva, ruha gıda olmaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Allahu teÂlÂnın size haram ettiği şeylerde şifa yoktur.) [HÂkim]
Calgı nefsin hoşuna gider, o hain nefsi besler. Gunah hoşa gidince insanı Allah sevgisine mi kavuşturur?
Guzel bir ciceğe bakmak, onu koklamak ruha tatlı gelir. Ruhun Allahu teÂlÂnın varlığını, buyukluğunu anlamasına, Onun emirlerine uymasına sebep olmaktadır. Parfumlu acık bayana bakmak ise, nefse hoş gelir. Kulak renkten zevk almaz. Goz de sesten zevk almaz; cunku anlamazlar. Nefis, Allahu teÂlÂnın duşmanıdır. Zevklerine kavuşmak icin her kotuluğu yapmaktan cekinmez. Onun zevklerinin sonu yoktur. Namahreme bakmakla doymaz. Daha başka şeylerin zevkini tatmak ister. Nefsin taşkın zevkleri, insanı, sefalete, hastalıklara, aile facialarına, felaketlere suruklemektedir. Allahu teÂlÂ, bu facialara mani olmak icin, kadınların, kızların acılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını, ickiyi, kumarı, calgıyı yasak etmiştir.
(Calgı, Allah sevgisine goturuyorsa caiz olur) demek, (Zina, icki, kumar Allah sevgisine goturuyorsa caiz olur) demeye benziyor. Dinimizin yasakladığı calgıyı boyle savunmak, tamamen ilim dışıdır.
Ruhun ve nefsin gıdası
Sual: (Calgı haram değildir, cunku insanın calgıya da ihtiyacı vardır. İyi bilinmeli ki, musiki ruhun gıdasıdır) deniyor. Ben bekÂrım, evlenme ihtiyacı hissediyorum. Ara sıra ihtiyacımı gidermek icin geneleve gitmem, bu yazara gore caiz mi oluyor?
CEVAP
İhtiyacı gidermek icin, haram caiz olursa, bu da caiz olur. Boyle kıyası ancak dinde reformcu cahiller yapar. Dinimiz calgıyı kesinlikle haram etmiştir. Muzik, kÂfir olan nefsimizin gıdasıdır, ruhumuzun zehridir. Aşağıda vesikaları vardır, acıkca, (Kalbde nifak hÂsıl eder, ruhun zehridir) deniyor. Kalbin ve ruhun gıdası ibadet etmektir, Allahu teÂlÂyı ve onun sevdiklerini sevmektir. Nefsin gıdası haramlardır.
İbadetle başka şey mukayese edilmez
Sual: Tam İlmihal’de, “Hoparlorden cıkan imamın sesine Âmin denince namaz bozulur. Cunku imamın değil, benzeri bir sese Âmin denmiş oluyor” deniyor. Hoparlorden cıkan ses, sahibinin gercek sesi olmadığına gore, radyodan, kasetten dinlediğimiz sesler de gercek muzik olmaz. O zaman radyodan muzik dinlemek caiz olmuyor mu?
İbni Âbidin’de, “Birinin yuzune bakmayacağım diye yemin eden, aynadaki goruntusune bakabilir. Cunku bu goruntu, kendisi değildir, benzeridir” deniyor. Bu duruma gore porno film seyretmek caiz olmuyor mu?
CEVAP
Her ikisi de caiz olmaz. Birinci ornekte ibadetle muzik dinlemek birbirine karıştırılıyor. İbadet ayrı, muzik ayrıdır. İbadetle başka şey mukayese edilmez. Namazda yiyip icmek namazı bozar, ama başka zaman yiyip icmenin mahzuru olmaz. Namazda iken başkasının sozu ile hareket edince namaz bozulur, ama başka zaman mahzuru olmaz. Biz namazda iken, biri Fatiha okusa, sonunda biz Âmin desek namaz bozulur. Ama imamın Fatiha’sına Âmin dense bozmaz. İmamdan gayrisine Âmin denmez. Hoparlorden cıkan ses de hakiki bir sestir, ama imamın sesi değildir. Hoparlorden cıkan sese gercek ses değildir denmez. Gercek sestir. Ama imamın sesi değildir, benzeri bir sestir. Onun icin namaz sahih olmuyor.
Muzik, muziktir, ister bunu Yeliz calsın, isterse Kaya calsın, isterse teypten gelsin, fark eden bir şey olmaz. Şarkıcının bizzat kendi sesi olmasa da, benzer bir ses oluyor, yani yine aynı gunah oluyor. Burada sesin benzeri ile aynısı fark etmiyor. Ortada bir iş ve bir ses var, benzeri ile aynısı olması neticeyi değiştirmiyor.
Resim bir insanın bizzat kendisi değildir, kendisinin resmidir. Resme bakmakla kendisine bakılmış olmaz. Ama cıplak resmine bakmak haram olur. Şimdi bilgisayarla cıplak kadın resmi de yapılıyor. Bu tamamen hayali bir resimdir buna bakmak haram olmaz denemez.
Bilgisayarla yazılan yazı, asıl yazı değil diye, bu yazılar, şahıslar ve kanun nezdinde ve dinimize gore gecersiz olur mu hic? İyi ise iyi yazıdır, kotu ise kotu yazıdır.
Bir CD'nin icine yuzlerce cilt kitap sığıyor. Elektronik ortamda kitaplar, hatta kutuphaneler var. Hakiki kitap değil diye bunlar yok sayılır mı? Radyoda, TV’de, telefonda veya bilgisayarda, ceşitli suc işlesek, sonra bunları dikkate almayın, bunlar bizim hakiki goruntumuz, hakiki sesimiz ve hakiki yazımız değil, benzerleridir desek, suc işlememiş mi oluruz? Yazdığımız ve soylediğimiz şeyler dinen yasak ise, gunahtan kurtulur muyuz?
Telefon sapıkları, musallat oldukları insanlara neler cektiriyor. İlanı aşk yapan, sovup sayan veya mustehcen konuşanları var, her turlusu var. Şimdi bunların hakiki sesi değil diye yaptıklarını hoş gorebilir miyiz? Bu sapık, benim hakiki sesim değil, beni suclu sayamazsınız diyebilir mi?
Bunun icin ibadetle ibadet olmayan işi karıştırmamak gerekir. Robotla cok iş yapılabilir ama, robota namaz kıldırsak kendimiz kılmış olmayız veya namazımızı filme alsak, namaz vakitlerinde onu oynatsak namaz kılmış olmayız. Bazı kimseler, “Hoparlor gunluk işlerde kullanılıyor da niye ibadette kullanılmasın” diyorlar. Robotlara bir cok işler yaptırılıyor. Robota imamlık da yaptırılabilir, Kur’an da okutulabilir, namaz da kıldırılabilir. Belki hacca da robot gonderilir. Peki ama, bunların dinimizle ne alakası olur? Bu aletler ibadet olmayan işlerde kullanılır. İbadete bid’at sokulmaz.
Calgılı cep telefonu
Sual: Cep telefonuyla, muzik de dinleniyorsa, TV’de sadece haber ve dizi seyrediliyorsa, yine calgı calan alet hukmune girer mi? O odada kılınan namaz mekruh olur mu?
CEVAP
Cep telefonuyla muzik dinleniyorsa, TV’de acık resimler bulunuyorsa veya muzik de dinleniyorsa mekruh olur. Cunku S. Ebediyye’de, (Calgı da dinlenen ve bakması haram olan resimlerine de bakılan şeyler, calgı aleti gibidir) deniyor. Kapalı da olsa, calgı calmasa da, yine o odada namaz kılmak mekruh olur. İcki, kumar, calgı aleti bulunan mahalde namaz kılmanın mekruh olduğu, buraya rahmet meleklerinin girmeyeceği ve burada yapılan duanın kabul olmayacağı Tergib-us-salÂt ve Nisab-ul-ahbÂr’da bildirildiği S. Ebediyye’de yazılıdır.
Bir odada herhangi bir calgı aleti bulunsa, calınmasa da, o odada namaz kılmak mekruh olduğu gibi, calgı dinlenen TV, kapalı da olsa, orada namaz kılmak mekruh olur. İcki icilmese de, icki bulunan odada namaz kılmak da mekruhtur. Bilgisayarda gunah da işleniyorsa, mesela acık kadınlara da bakılıyorsa veya muzik calınıyorsa, o odada namaz kılmak mekruh olur.
Namazı mekruh etmesi icin TV’de hep acık kadın bulunması ve hep calgı calınması şart değildir. Ara sıra acık kadın gosterilse de, ara sıra muzik calınsa da, calgı aleti hukmundedir. S. Ebediyye’de (Calgı da dinlenen) ifadesi geciyor. (Hep calgı calan) denmiyor. Gunumuzde calgı calınmayan ve acık kadın gosterilmeyen TV de yoktur. Her iki yonden, TV bulunan odada namaz kılmak mekruh olur. Cep telefonunda calgı da calınıyorsa, internete girilip gunah işleniyorsa, o da calgı aleti gibidir. Telefon zilinin bile melodili olması mekruhtur. Hele kasten calgı dinleniyorsa, o odada namaz kılmak mekruh olur.
Haber dinlenen TV’de, verilen haberin icinde muzik ve acık kadın varsa, kadına ozel olarak bakmıyorsak, muziğini de ozel olarak dinlemiyorsak, kasten dinlemek gibi olmaz. Yine de namazı mumkunse başka odada kılmak iyi olur.
Namaz kıldığımız yere, başkaları calgı dinledikleri telefonla gelirse, bizim elimizde olan bir durum olmadığı icin, biz sorumlu olmayız.
Cariyelerin şarkı soylemesi
Sual: Buharî ve Muslim’de bildiriliyor ki: Hazret-i Âişe anlatır:
"Bayram gunu iki cariye, kahramanlık şiirlerini def calarak terennum ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yuzunu obur tarafa cevirdi, sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir] iceri girdi. (Bu ne hÂl, Resulullah'ın huzurunda şeytanın duduğu ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu. Babam başka şeyle meşgul olunca cariyelere işaret ettim, dışarı cıktılar.”
Bu olay, kadınların erkeklerle beraber oturmasının, calgı calmasının, şarkı soylemesinin ve seslerini erkeklere duyurmasının helal olduğunu gosteriyor mu?
CEVAP
Kesinlikle gostermez. Yukarıdaki ifadeleri İslam Âlimleri nasıl acıklıyor, ona bakalım:
1- Şiir okuyan veya şarkı soyleyenler, hur kadın değil cariyedir. Cariyelerin saclarını, kollarını acmaları seslerini erkeklere duyurmaları gunah değildir. Hatta efendisiyle nikaha luzum gormeden ilişkiye girmeleri de caizdir. Cunku cariyenin dindeki statusu farklıdır. Cariyeyi ornek gosterip, hur kadınlara da bunların mubah olacağını soylemek Musluman’ım diyen kimseye yakışmaz.
2- Hazret-i Ebu Bekrin, def icin şeytanın duduğu demesi, calgının mubah olmadığını gosterir. Bu ve benzeri hadis-i şeriften İslam Âlimleri şu hukmu cıkarmışlardır:
Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, duğunlerde ve askerlikte davul calmak, kahramanlık turkuleri soylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı calmak caizdir. Kadınların duğunlerde ve bayramlarda kendi aralarında def calması caizdir. Bunun dışındakiler haramdır. (Hadika)
Kahramanlık şarkılarının, mehter marşlarının, duğunlerde davul ve def calmanın caiz olması, diğer şarkı ve turkulerin de caiz olmasını gerektirmez.
3- Def ile şarkı turku soylenir, ilahi soylenmez. Cunku ilahi ibadettir. İbadete calgı karıştırılmaz. Tasavvuf muziğinin dinde yeri yoktur. Bir evde, kucuk zenci kızları [cariyeler] def calıp şarkı soyluyorlardı. Resulullah efendimiz gelince, şarkıyı bırakıp, Resulullah'ı ovmeye başladılar. Resulullah efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem”, (Onu bırakın, oyun arasında beni ovmeyin! Beni ovmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)
İbadete muzik karıştırmak
Sual: İbni Mace’nin bildirdiğine gore, Resulullah, Rubeyyi binti Muavviz’in duğununde, def calarak Bedir savaşıyla ilgili kahramanlık turkuleri soyleyen iki kucuk kızı dinlemiştir. Bu esnada şarkı soyleyenlerden biri; “Aranızda, yarın ne olacağını bilen bir Peygamber var” demesi uzerine, Resulullah Efendimiz, (Bırak o sozu, onceki soylediklerine devam et, gaybı ancak Allah bilir) buyurmuştur. Bu da her ceşit calgının helal olduğunu gostermiyor mu?
CEVAP
Asla gostermez. Kahramanlık turkulerini soyleyenler cariyelerdir. Cariyelerin hukmu ise yukarıda bildirildi. İslam Âlimleri buradan iki hukum cıkarmışlardır:
1- Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, duğunlerde ve askerlikte davul calmak, kahramanlık turkuleri soylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı calmak caizdir. Kadınların duğunlerde ve bayramlarda def calması caizdir. (Hadika)
2- Beni ovmeyi bırak, onceki sozlerine devam et buyurması haram işleyerek ibadet yapılamayacağını gostermektedir. İslam Âlimleri İlahileri calgı aletleriyle soylemenin kufur olduğunu bu hadis-i şeriften cıkarmışlardır.
Sevgi gosterisi
Sual: Beyheki bildiriyor ki: Resulullah, hicret esnasında Medîne’ye teşrif buyurduğu zaman, kadınlar dam başlarında defli ve sesli olarak, “Taleal-bedru aleynÂ….” diyerek sevinclerini gostermişlerdir. Bu da, her ceşit calgının helal olduğunu gostermiyor mu?
CEVAP
Kesinlikle gostermez. Bu olay, henuz İslamiyet’in başında olmuştur. O zaman henuz hicab Âyet-i kerimesi inmemişti. Yani kadın erkek beraber oturulması yasak edilmeden once idi. Kadın sesinin haram edilmediği vakitte idi. Eshab-ı kiram, icki yasak edilmeden once icki icip namaz kılarlardı. Bunu ornek gosterip de icki icmenin caiz olduğunu soylemek nasıl yanlış ise, hicab Âyetinden onceki olayları gosterip, kadınların şarkı soylemesine cevaz vermek de o kadar yanlış olur.
Duğunlerde def calmak
Sual: Peygamber efendimizin, ney sesini işitince, yanındaki Nafi’ye kulaklarını kapatmasını emretmemesi, her ceşit calgının helal olduğunu gostermiyor mu?
CEVAP
Tabiinin buyuklerinden Nafi anlatır: Abdullah ibni Omer ile beraber gidiyorduk. Ney sesi işittik. Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapadı. Oradan hızla uzaklaştık. Ney sesi daha işitiliyor mu, dedi. Hayır, işitilmiyor dedim. Parmaklarını kulaklarından ayırdı. Resulullah da boyle yapmıştı dedi. Nafi, sonra dedi ki, ben o zaman cocuk idim. Bundan anlaşılıyor ki, NÂfi’ye kulaklarını kapamasını emretmemesi, cocuk olduğu icin idi. Cunku cocuk isteyerek dinlese de ona gunah olmaz. Yoksa, Abdullah takvası sebebi ile kulaklarını kapattı demek doğru değildir. Nafi, boyle yanlış anlaşılmaması icin, cocuk olduğunu bildirdi. (Eşiat-ul-lemeat)
Muziği helal gostermek icin, hadis-i şerifleri ve olayları değiştirenler icin, yukarıda delil gosterdikleri olayda Peygamber efendimizin mubarek kulaklarını kapatması kendi aleyhlerine delildir. Madem Peygamber efendimiz guya calgıya musaade ve teşvik etti, niye mubarek kulaklarını kapatıyor? Kapatmasına luzum yoktu ki. Buradan İslam Âlimlerinin cıkardığı hukum, muziği istemeyerek duymanın haram olmadığıdır. Ozel dinlemek ayrı, gayri ihtiyari duymak ayrıdır. Abdullah bin Omer hazretlerinin de yaptığı gibi yapmak dinin emridir.
Cennette muzik var mı?
Sual: Cennette bile calgı ve muzik vardır. Bu nasıl inkÂr edilebilir ki?
CEVAP
Cennette her şeyde olduğu gibi akla ve hayale gelmeyen en guzel şeyler vardır. Orada bizim bilmediğimiz şahane nağmeler vardır. Bilinmeyen şeyler bilinenlerle mukayese edilemez. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatır:
Bir kimse gelip, (Ya Resulallah nağmeli ses cok hoşuma gidiyor. Cennette guzel ses var mıdır?) diye sordu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Yemin ederim ki, dunyada ibadet eden, Allahu teÂlÂyı zikredip, calgı ve oyun aletlerinin sesine kulak vermeyenler, Cennette, bir benzeri duyulmayan, Allahu teÂlÂyı tesbih ve takdis eden guzel seslerle, surur ve neşeye gark edilirler.) [Gunye-tut-TÂlibîn]
Başka bir hadis-i şerif meali de şoyledir:
(Kıyamette, Allahu teÂlÂ, meleklerine buyurur ki: Kulaklarını ve gozlerini mizmarlardan [calgılardan] ve haramlardan koruyanları getirin. Melekler onları, misk ve amber tepeleri uzerinde toplarlar. Allahu teÂl buyurur: Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun. O kimseler oyle guzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hic kimse duymamıştır.) [Deylemî]
Yine bir hadis-i şerifte de şoyle buyuruluyor:
(Allah beni hidayet ve Âlemlere rahmet olarak gonderdi. Beni; calgıları, eğlenceleri, cahiliyet işlerini ve putları yok etmek icin gonderdi. Rabbim, izzeti uzerine yemin etti ki, bir kul dunyada şarap icerse, ona kıyamette muhakkak Cennet şarabını haram kılacak, bir kul da hamrı [ickiyi] terk ederse Allah da ona muhakkak, Cennet şarabından icirecektir.) [Ebu Nuaym]
Ahiret şarabı dunya şarabına benzemez. Ahirette şarap var diye dunya şarabına helal denir mi? Ahirette guzel sesler var diye dunyadaki calgılara helal demek de bundan daha kotudur. Ustelik Cennette bu guzel nağmeleri dinleyecek olanların, dunyada calgı seslerini dinlemeyenler yani bu haramdan kacınanlar olduğu da acıkca bildiriliyor.
Şu da onemli bir husustur ki, harama helal diyen kÂfir olur.
Biracının şahidi
Sual: Yusuf el-Kardavî, (kadının muzik yapması ve bu muziğin başkalarınca dinlenmesi haram değil; caizdir) diyor. Buna ne diyeceksiniz?
CEVAP
Kardavî, kendisinin mezhepsiz olduğunu acıkca itiraf eden bir sapıktır. Boyle deliller icin, atalarımızın (Biracının şahidi şarapcı olur) sozu gayet uygundur. Fıkhi bir hukum:
Calgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Durr-ul-mearif)
Din haramla yaşanmaz
Sual: Calgılara haram diyerek bu dini yaşanmaz hÂle getirmek gunah değil midir?
CEVAP
Calgılara haram diyen Resulullah’tır. Peygamber efendimiz mi yaşanmaz hÂle soktu? Calgı calıp haram işlenmedikce din yaşanmaz hÂle mi gelir? Dini yaşatmak icin illa yediden yetmişe calgı calıp gobek mi atmak gerekir?
Nağmesiz şarkı olmaz
Sual: Muzik yapan kadın muziğinde “duzgun, doğru, ciddî, ağırbaşlı, vakûr, edÂsız, itaatsiz, cilvesiz, cazibesiz, art niyetsiz sozler” soylerse ve duzgun hÂller ve davranışlar gosterirse, o muzik caiz olup, radyoda TV’de soylenemez mi?
CEVAP
Erkek de soylese kadın da soylese hatt Robot bile soylese muzik yine haramdır. Kadının soylediği hangi şarkıda eda, cazibe, cilve olmaz ki?
Bırakın şarkı turkuyu kadınlar zaruret olmadıkca namahrem erkeklerle konuşamaz. Ramuz-ul-ehadis kitabının 469. sayfasındaki ilk hadis-i şerif şoyledir:
(Ey kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmayanlarla konuşmayın!) [İbni Said]
Fıkhi bir hukum:
Calgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Durr-ul-mearif)
İmam-ı Gazalî hazretleri ve musiki
Sual: Bazı kimseler, hicbir İslam Âlimi muziğe cevaz vermedi ama, İmam-ı Gazalî hazretlerinin muziğe helal dediğini soyleyerek calgı dinliyorlar. Boyle bir şey var mı?
CEVAP
Hayır, hicbir İslam Âlimi calgıya, muziğe mubah dememiştir. Hepsi de haram demiştir. Bazı mutercimler, sima veya sema kelimesini muzik anlamı vererek tercume ettiklerinden dolayı bu buyuk hataya sebep olmuşlardır. Dort mezhepte de calgı haramdır.
Aletsiz, calgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Calgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [muzik] denir. Gına haramdır. (Durr-ul mearif)
Calgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Durr-ul-mearif)
Abdullah-i Dehlevi hazretleri buyurdu ki:
Sima [guzel ses], evliyanın kalbindeki sıkıntıyı rahatlığa cevirir. GÂfillerin sima dinlemesi, fıska yol acar. Hicbir calgı caiz değildir. (m. 85)
İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Gıybet veya devamlı ipek giymek, yahut devamlı calgı dinlemek gibi gunahlara devam etmek kalbin kararmasına yol acar. (K. Saadet s.580)
İcki icmek ve calgı dinlemek gibi, kul hakkı ile ilgili olmayan gunahların hepsine tevbe etmek gerekir. (İhya 4/65)
Herkes dunyadaki işine gore haşr olunur. İcki icenler, sarhoş olarak, calgıcı, calgı calarak haşr olunur. (Durre-tul FÂhire fî-keşf-i ulûm-il-Âhıre – Kıyamet ve Ahiret, s.36)
Calgı dinleyenin veya ipek giyenin şahitliği kabul edilmez. (İhya 4/41)
Davet edildiği yerde gunah bir şey varsa, mesela duvarda canlı resimleri varsa yahut calgı calınıyorsa, kadın erkek karışık ise boyle bir davete gidilmez. (K. Saadet s.207)
Ud ve saz calmak haramdır. (K. Saadet s.231)
Calgı aletlerinin imalinden kacınmak, zulumden kacınmak olur. (İhya 2/218)
Gizli haram işlenen eve girmek yasaktır. Ancak dışarıdan duyulacak şekilde iceride calgı calınıyorsa, bunu duyanların iceri girip calgıları kırması caizdir. (İhya 2/802)
Fitne cıkmayacaksa kotu işler yapanlar tehdit edilebilir. Mesela, kotu biri, namuslu kadına tecavuze yelteniyorsa veya orada calgı calıyorsa, arada ırmak veya duvar gibi bir mani varsa, o kişiye, (Bu işten vazgec, yoksa seni oldururum) diye tehdit edebilir. Oldurulmez ama tehdit edilir. (İhya 2/815)
Kalbi Allahu teÂlÂnın yasak ettiği şeylerden birine bağlılığı olanın sima, tegannili sesleri dinlemesi, haram olup, onun icin oldurucu zehirdir. (K. Saadet s. 321) [Bu sozu delil gosteren cahiller, (Calgı kotu kimselere haram, bizim gibi kalbi temizlere haram değil) diyorlar. Halbuki burada calgı denmiyor, nağmeli ses deniyor. Calgı herkese haramdır. Tasavvuf buyuklerinden Mahmud-i İncirfagnevî hazretleri buyuruyor ki:
(Yuksek sesle zikir yapabilmek icin, kalbinde yalan ve gıybet bulunmamak, boğazından haram ve şupheli şey gecmemiş olmak, gonlu riya ve gosterişten temiz olmak lazımdır.) İşte, teganni, sima yalnız boyle kimselere faydalı olur. Fıkıh Âlimleri de, teganninin, boyle olmayanlar icin ve calgının herkes icin, haram olduğunu bildirmişlerdir.]
İnsana zevk veren ahenkli nağmeler, gonullerde saklı olan guzellik ve cirkinlikleri acığa cıkarır. Her kaptan icindeki sızar, sima eden kişinin icinde ne varsa dışına o sızar. Sima kalbe ulaşınca, kalbde galip olan ne ise, onu harekete gecirir. (İhya 2/675)
Kalbinde haller hasıl olmayan, hasıl olsa da nefsi şehvetten kesilmemiş tasavvuf yolcularına guzel ses, nağme faydadan cok zarar verir. Ali Hallac; Şeyh Ebu’l Kasım-ı Gurgani’nin muridlerinden idi. Sima icin izin istedi. (Hic bir şey yeme, sonra lezzetli yemekler yersin. O ac halinle simaı yemekten cok istiyorsan, sima yapman caizdir) buyurdu. Kalb hallerine kavuşmayan, hak yolu, halleri ile anlayamayan yahut bazı hallere kavuşup henuz şehvetten kesilmemiş olan muridlere ustadları simaı yasaklamalıdır. (K. Saadet s.325)
Simaı eğlence ve oyun şeklinde Âdet etmek haramdır. Nitekim bazı kucuk gunahlar vardır ki, devam edilirse buyuk gunah olur. Bazı şeyler ara sıra ve az olursa mubah olur. Cok olunca haram olur. (K. Saadet s.329)
Ses dinlerken, ud, keman, ney, saz, kaval gibi hic bir calgı calmamalıdır. Her calgıyı calmak ve dinlemek haramdır. Hoş olduğu, hoşa gittiği icin haram değildir. Bir kimse hoşa gitmeyecek şekilde rastgele calsa da, ustalıkla calmasa da yine haramdır. (K. Saadet s.326)
Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi, kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın teganni dinlemesi gunah olur. (K. Saadet s.322)
Bayramlarda ve arada bir olursa [Hazret-i Âişe validemizin seyrettiği zenci cariyelerinki] oyunlar, teganniler ve bunları seyretmek haram değildir. (K. Saadet s.322) [Cariyelerin sacını başını acmaları gunah olmadığı gibi nağmeli sesleri de haram değildir.]
Duğunlerde def calmak ve teganni etmek mubahtır. (K. Saadet s.323)
Teganni, raks, def calmak, kılıc ve kalkan oyunları ve neşeli gunlerde zencilerin oyunlarını seyretmek mubahtır. (İhya 2/695)
Bayram gunu zenci cariyelerin oyunlarını Resul-i ekrem efendimiz kapı uzerinden Hazret-i Âişe’ye seyrettirmiş ve ikisi beraber bakmışlardır. (İhya 2/827)
Kusurları, azapları bildiren [calgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek uzulmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahu teÂlÂnın kaza ve kaderini beğenmeyip, ona uzulup, uzuntusunun artması haramdır. (K. Saadet s.324)
Hacca gidenin, KÂbe, hac, Mekke, Medine şiirleri, ilahileri, kasideleri dinlemesi ve bunları guzel sesle okuyup para kazanması helaldir. (K. Saadet s.323-324)
Hacıları uğurlarken KÂbe, zemzem ve diğer mubarek makamları oven ve Arab colunu anlatan şiirlerde nefesli ve telli calgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690)
Duşmanlarla savaşmayı ve Allah sevgisi uğruna canını feda etmeyi kuvvetlendiren kahramanlık şarkılarını [mehter marşlarını] dinlemek mubah olur. (K. Saadet s.324)
Duğun, ziyafet ve sefer donuşu gibi sevinmek gereken yerlerde, bayram gunlerinde nağmeli seslerle, teganni ile neşelenmek caizdir. (K. Saadet s.324)
Duğun ve benzeri yerlerde davul, def calmak haram değildir. Hacılar ve askerlerin davul, bando calması caizdir. Ahlakı bozuk genclerin davul calması da haramdır. (K. Saadet s.326)
Calgı Âletleri uce ayrılır:
1- Haram olanlar. Tambur, duduk, zurna gibi şarkıcılara eşlik eden aletlerdir.
2- Mekruh olanlar. Bunlar tek başına calınmadığı halde şarkıcıyı coşturan kaval gibi aletlerdir.
3- Mubah olanlar. Bunlar da eğlence aleti değil de boru ve harp davulu gibi haberleşme aletleri ile nikah icin calınan def gibi toplantıya cağırma ve herhangi bir hususu ilan etmek icin kullanılan aletlerdir. (Mukaşefetu´l Kulub - Kalblerin Keşfi)
Ud, sanc [zil], telli calgılar, berbed ve benzeri Irak calgılarının hepsi yasaktır. İcki icenlerin Âdeti olmayan davul ve benzerleri [duğunlerde] yasak değildir. (İhya 2/685)
İcki Âlemlerinde kullanılan trampet, nefesli ve telli calgılar haramdır. Bu calgılar yasak, diğerleri ise mubahtır. Mubah olanlar def, davul, şahin, kadib gibileridir. (İhya 2/701)
Vezinli guzel ses haram değildir. Şayet kotu sozlerden meydana gelmişse, ister nağmeli okunsun, ister nağmesiz okunsun haramdır. (İhya 2/686)
Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak haramdır. (K. Saadet s.333) [Tecvide uygun olarak teganni edilirse mahzuru olmaz.]
Mescitlerde Kur’anı teganni ile okuyanları nehy etmek farzdır. (İhya 2/823)
Resulullah efendimiz, Rebi' binti Muavvizin evine geldi. Cariyeler def calıyor, şarkı soyluyorlardı. Onu gorunce kesip, kasidelerle Resulullahı ovmeye başladılar. [Buharî’nin rivayet ettiği] (Susun, onceki soylediğinize devam edin) buyurdu. Cunku onu ovmek ibadettir. Oyun eğlence arasında ibadet olmaz. (K. Saadet s.333)
İmam-ı Gazalî hazretlerine ait bu yazıların ozeti şudur:
1- İcki icenlerin dinlediği nefesli calgıları ve butun telli calgıları calmak ve dinlemek haramdır.
2- Şarkıcının kazancı haramdır. Şahitliği kabul edilmez, hediyesi alınmaz.
3- Belli zamanlarda [duğunlerde, bayramlarda] ve belli şartlarla [ibadete karıştırmamak, haram şeyler soylememek şartıyla] def, davul gibi calgılar calmak caizdir. Bunlara da diğer nefesli ve telli calgıları karıştırmak caiz değildir.
4- Hacca gidecek olanın KÂbe, hac, Mekke, Medine şarkılarını dinlemesi, askerlerin cesaretlerini artırıcı savaş, kahramanlık şarkılarını, [mehter marşlarını] dinlemesi caizdir. Bayramlarda, duğunlerde, hac yolunda calınması mubah olan calgıları bile, her zaman dinlemeyi ve calmayı Âdet haline getirmek caiz değildir.
5- Muslumanların bayramlarda sevinmeleri, sevinclerini gostermeleri caizdir. Bayramlarda def ile soylenen şarkıyı dinlemek ve icinde kılıc-kalkan oyunu gibi oyunları seyretmek mubahtır. Bunları Âdet haline getirmek, her zaman yapmak caiz değildir.
6- Kur’an-ı kerim okumak veya Resulullah'ı ovmek [Mevlid] gibi ibadetlere def dahil hic bir calgıyı karıştırmak caiz değildir, yasaktır.
7- Tasavvuf ehli zatların sema [ilahi, kaside gibi nağmeli insan sesi ve şiir] dinlemesi caizdir. Sema sırasında bunlara calgı karıştırmak haramdır. Sema, henuz kalbi tam temizlenmemiş, kalb hallerine kavuşmamış muritlere yasaktır.
Yukarıda; Peygamber efendimizin ve onun vÂrisleri olan butun İslam Âlimlerinin calgıya haram dedikleri kesin delillerle ispat edildi. Calgının haram olması konusunda acaba Âyet-i kerime yok mu diyenler cıkabilir.
Kur’an-ı kerimin bircok yerinde (Resulume uyun) buyuruluyor. Eğer Kur’anı herkes anlasaydı, (Resule uymaya luzum yok, herkes Kur’andan anladığına uysun) denirdi. Aksine Kur’anın acıklanması istenerek buyuruluyor ki:
(İhtilafa duşulen şeyleri acıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]
Kur’an-ı kerimde, sadece (Allah’a uyun) denmiyor. Resulune de uyulması emrediliyor: (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Demek ki Resulullah'a uymak Allah’a uymaktan ayrı değildir.)
Yine Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Allah ve Resulune itaat eden, en buyuk kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]
(Resulum de ki, "Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!") [A. İmran 31]
(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]
(Resulumun verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Allah ve Resulune itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(İndirdiğimi insanlara beyan edesin, acıklayasın.) [Nahl 44]
(O Peygamber, guzel şeyleri helal, cirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(O, [Resulum] vahiyden başkasını soylemez.) [Necm 3,4]
Demek ki Peygamber efendimiz kendiliğinden haram etmiyor, vahye dayanıyor yani Allah’ın bildirmesine dayanıyor. Bir de bazı Âyetler var, onları herkes anlayamıyor. (İndirdiğim Kur'anı insanlara acıkla) buyuruyor. Bazı Âyetlerde muzik haram edilmiştir. Bunu Resulullah acıklayabiliyor. Biz bakınca anlayamıyoruz. Mesela muziği haram eden iki Âyet:
Lokman suresinin 6.Âyetindeki lehv-el hadis ifadesi muzik olarak bildirilmiştir. Lehv-el hadis, Turkce olarak boş soz, boş eğlence gibi manalara gelir. Ama bu boş eğlencenin, yani ahirete fayda vermeyen bu eğlencenin muzik olduğu bildirilmiştir.
İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, calgı aleti ve musiki olduğunu soylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi buyuk bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]
(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis Âyeti şoyle tefsir ediliyor:
Yalan hikÂyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya calışanlara Cehennem ateşini mujdele! (MevÂkib tefsiri)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Ucu haric, her lehv bÂtıldır.) [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir calgı olduğu icin boyle buyuruluyor.
Mufessirler, İsra suresinin 64. Âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin calgı ile oynat demek olduğunu, bu Âyetin, her ceşit calgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
Mufessirler Enam suresinin 70. Âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.
(Şimdi siz bu soze [Kur’ana] mı şaşırıyorsunuz? Guluyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]
Medarik tefsirinde entum samidun ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek icin teganniye [şarkı turku soyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye acıklanıyor.
İbni Abbas ve Mucahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu soylemiştir. (İgaset-ul-Lehfan)
Boyle Âyetler olmasa bile Resulullah'ın bildirdiğini kabul etmemek Allah’ı kabul etmemek olur. Boyle yapanların da kÂfir olduğu yine Kur’an-ı kerimde bildiriliyor.
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyurdu ki:
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin, kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O halde, Onun Resulune itaat edilmedikce, Ona itaat edilmiş olmaz. Bunun pek kesin ve kuvvetli olduğunu bildirmek icin, (Elbette, muhakkak boyledir) buyurup, doğru duşunmeyenlerin, bu iki itaati birbirinden ayrı gormelerine meydan bırakmadı. Yine Allahu teÂlÂ, (KÂfirler, Allahu teÂlÂnın emirleri ile Peygamberlerinin emirlerini birbirinden ayırmak, bir kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyerek, iman ile kufur arasında bir yol acmak istiyorlar. Bu kÂfirlerin hepsine cok acı azap hazırladık) buyurmaktadır. (1/152)
Sarhoş etmezse helalmiş
Sual: Meşhur bir ilahiyatcı, (Sarhoş etmezse şarap haram olmadığı gibi, şehveti tetiklemezse muzik ve calgı helaldir) diyor. İckinin azı da, calgının her ceşidi de haram değil midir?
CEVAP
Meşhur biri olmasa, deli sacması der gecerdik.
Domuz etinin haram olması icin illa zarar vermesi gerekmez. Bir damla kan, bir damla idrar zarar vermese de haramdır. Bir kaşık şarap sarhoş etmez, ama haramdır. Hicbir fıkıh kitabında, şarabın haram olmasında, sarhoş etme şartı aranmaz. Şarap sarhoş ederse, o zaman haram olur denmez.
Butun fıkıh kitaplarında, şarabın bir damlasının bile haram olduğu bildiriliyor. (Redd-ul muhtar, Fetava-i Hindiyye, Durer ve Gurer)
Bir hadis-i şerif meali de şoyledir:
(Coğu sarhoş eden şeyin, azını da icmek haramdır.) [Nesaî, Tirmizî]
İckiyi olduğu gibi, calgıyı helÂl saymak da cok tehlikelidir. Sanki şu hadis-i şerif, bu mezhepsiz ve benzerleri icin soylenmiştir:
(Bir zaman gelecek, ummetimden bazıları, ickiyi ve calgıyı helal sayacaktır.) [Buharî]
Muziğin, calgının haram olmasında şehvet aranmaz. Hicbir muteber din kitabında boyle bir ifade yoktur. Ustelik calgı aleti bulunan yerde namaz kılmanın mekruh, kendi calmasa bile evinde calgı aleti bulundurmanın da gunah olduğu, muteber kitaplarda yazılıdır. Yine din kitaplarında, calgı, muzik bulunan davetlere gitmenin bile caiz olmadığı bildirilmektedir.
Bezzaziy