Kafasına ve nefsine uymayan hadisleri inkÂr eden hadis karşıtı kişiler, bazı kitaplarda gecen bir rivayeti onunuze koyarlar.

Bu rivayete gore -guya- Hz. Peygamber (s.a.v.) şoyle buyurmuş: "Size herhangi bir hadis intikal ettiğinde onu Kuran'la karşılaştırın. Eğer Kuran'a uygunsa onu alıp onunla amel edin. Yok eğer Kuran'a uygun değilse, onunla amel etmeyin. Onu reddedin."

Bu sozu yorumlayanlara gore, hadisler ancak Kuran'ın temas ettiği konulara değindiği ve ek bir hukum koymadığı zamanlar itibara alınır. Bunlar bunu soyleyip, boylece hadislerle gelen butun uygulamaları reddetmeye calışır. Tabii bu arada namazların vakitleri, nasıl kılınacağı, her rekatta kac secde ve ruku yapılacağı, namazın rekatları, zekÂtın detayı, orucla ilgili detaylar gibi butun hususlar ortada kalır.

Bu rivayet ve bu rivayetin benzeri butun versiyonlarını İmam Şafii (v: 204) reddeder. Beyhaki (v: 458) de bu rivayetin ravilerini zayıf ilan eder. Acluni (v:1162); Sağani (v: 650) ve benzeri onlarca hadis otoritesi bu rivayetleri uydurma ilan ederler.

Haysemi (v: 807); Zehebi (v: 748); Darekutni (v: 385) bu rivayetlerin ravilerini şiddetle tenkit ederler. İbn Main'in (v: 458) goruşu de boyledir. İmam Kutubi (v: 671) bu rivayetleri reddeder. "Batıl ve asılsızdır" der.

İbn Hazm der ki: "Sahih bir haberin Kuran'a muhalif olması imkÂnsızdır. Her hadis dindir. Ya Kuran'ın kısa gectiği bir hukmunu tefsir eder, ya onun bir hukmunu acar. Hadislerin gorevi Kuran-ı Kerim'i tefsir etmektir."

Kuran-ı Kerim'e aykırı bir hadis olmayacağı ortadadır. Cunku hadisler Kuran'ın birer tefsiridir. Veya Kuran-ı Kerim'in ozet gectiği -mucmel- bir hukmu detaylandırmak uzere peygamberimize bildirilmiştir. Ebu Hanife'nin dediği gibi, Sahih hadisle Kuran-ı Kerim arasında bir celişme olamaz.

Hz. Peygamber (s.a.v.) zaman zaman bir konuda sozunu soyler ve sonra "dilerseniz bu ayeti okuyun" derdi. Boylece Kuran ve hadisi aynı bilgi formu icinde bize takdim ederdi.

Sahabe de bildikleri bilgileri Kuran doğrultusunda işletmişlerdir. Sahih hadisin gayesi; Kuran-ı Kerim'in emirlerini uygulama alanında duzenlemedir. Bu acıdan sahih hadis, Kuran'a karşı bir bilgi değil; Kuran'ın doğru anlaşılmasına bizi yonlendiren bir nebevi uygulamadır.

Onun icin İmamı Azam "Ben Allah'ın kitabını alırım. Onda bulamazsam Resulullah'ın sunnetini alırım" der.

Bu, elbette cok ciddi ve uzun bir bilimsel makale konusudur. Burada sadece konuya işaret ettik. Hadislerin Kuran'a arzı rivayeti onemli hadis kitaplarında yer almamıştır.

(Sağani, Acluni gibi tenkidcilerin eserlerinde yer bulmuştur. Bu rivayet mudrec bir rivayettir. (Kamil Cakın, Hadislerin Kuran'a Arzı, AVİFD, XXXIV, 1993 -240 -243)

Not: Mudrec: Bir hadiste sened veya metne esasında olmayan bir ilave girmişse bu rivayete denir.

Dikkat etmemiz gereken onemli nokta şudur: Gerektiğinde Buhari, Muslim gibi onemli kitaplarda olan rivayetleri rahatca inkÂr edenlerin tezlerini savunmak icin boyle reddedilmiş bir rivayete sarılıp onu gayeleri doğrultusunda kullanmaları buyuk celişkidir. Ve bilimsel verilere gore hareket etmemektir.

(Suyuti, Miiftah, 36; İbn Hacer, Tahrib, I, 218; Zehebi, Mizan, 1, 639; Acluni, Kesful Hafa, 1, 89; Heysemi, Mecme, I, 170; Şafii, Risale, 33; Şatıbi, Muvafakat, IV, 19-20)



Kaynak
__________________