Futbolseverlerden bu konuda farklı yorumlar almak mumkun olsa da, istatistikler bu iddayı ciddi bir şekilde doğruluyor. İtalyan futbolcu, Gecen hafta Shakthar Donetsk macındaki 2 goluyle Avrupa Kupaları’nda 62. golune imza attı ve bu rekorun sahibi Gerd Muller’i yakalamayı başardı. “Ofsayt pozisyonunda doğan golcu” Filippo "Pippo" Inzaghi, kariyeri boyunca futbol otoritelerini ve futbolseverleri bir konuda ayrılığa duşurmuştur. Teknik becerisi, fizik gucu ve ofsayta kalma eğilimi yuzunden o hep eleştirilmek zorunda kaldı. Manchester United teknik direktoru Sir Alex Ferguson, bir gun o cok meşhur “Pippo Inzaghi ofsayta pozisyonunda doğmuştur” lÂfını bu yuzden soylemiştir. Onun bu goze batan ozellikleri ozellikle ceza sahası icindeki olduruculuğunun yeterince kavranamamasına sebep oldu. İnzaghi’den daha iyi koşular yapan ve golculuk zekası yuksek olan cok az futbolcu orneği gosterilebilir. Markajdan kurtulma becerisi, on ve arka direklere yaptığı koşular, pozisyonları onceden sezme, doğru yerde bulunma gibi ozellikleri bu alanlarda onu eşsiz bir futbolcu yapıyor. Peki neden hep ofsaytta kalıyor? Oyun stili dikkatle izlenirse kolayca anlaşılacak bir şey bu. İnzaghi her zaman rakip defans oyuncusunun omzunda bitiyor ve surekli potansiyel bir ofsayt pozisyonunda kendini buluyor. Her atakta “Acaba şimdi ofsayt mı değil mi?” merakını uyandırıp tabiri caizse yan hakemle “bahis” oynuyor. Onun aleyhine verilen ofsayt kararları belki doğrularından fazladır. İnzaghi yan hakemler icin gercekten tam bir belÂ. Cok hareketli bir oyuncu olduğu icin ofsaytta kalıp kalmadığını mac esnasında kesin olarak anlayabilmek cok zor oluyor. Futbol camiası onu pek sevmez, ama sanki biraz da kıskanclık var.. Medyada hep basit goller attığı icin şanslı gorulen ve teknik kapasitesinin yetersizliğinden yakınılan İnzaghi icin bir gun Hollandalı efsane Johann Cruyff şoyle demiştir: “Baksanıza bu adam futbol oynamayı bilmiyor. Sadece hep doğru yerde duruyor o kadar." Bu ironik sozler aslında ceza sahası golcusunun ne yapması gerektiğini cok iyi acıklıyor. Mario Jardel de Galatasaray’a geldiğinde cok eleştirilmişti; ama sonunda altın ayakkabıları kapan da oydu. İnzaghi’nin bu parlak kariyerinin neticesi, 97 macta 63 golle Avrupa’da futbol tarihinin en fazla gol atan oyuncusu unvanını Gerd Muller’le paylaşması oldu. Aşağı yukarı 3 macta 2 gol baya muthiş bir oran olsa gerek! “Buyuk” macların adamı icin Pele ne demiş? Bunun icin en onemli orneği gecen seneki Şampiyonlar Ligi macında Liverpool macı olarak verebiliriz. Vaziyet boyleyken, Hakan Şukur misali futbolcunun kalitesinin hÂl eleştirilmesi ilginc. 6 Kasım’daki Shakhtar Donetsk macında oyuna girip attığı iki golle kendisini eleştirenleri susturduğu da kesin. Biz onun hakkında konuşmayı bırakalım, Kral lakaplı efsane Pele, bir yaz gunu şu cumleleriyle tartışmalara son nokta koymuştu bile: “Milan’ın İnzaghisi varken hÂl neden santrafor aradığını anlamıyorum. O inanılmaz bir oyuncu. Keşke onu Santos’a getirebilsem, en ileri uca onu koysak kazanmadığımız kupa kalmaz. Onu marke edecek kapasitede bir savunma oyuncusu şimdiye kadar gelmedi, saha icinde her an gol atacakmış gibi duruyor”. Pele’nin soylediklerine katılmak bir yana, ona benzeyen niteliklerde bir oyuncuyu uzun zaman izleyemeyebiliriz. İnzaghi’nin Kariyeri Alan Gol (mac) Şampiyonlar Ligi 49(69) Milli maclar 25(57) Avrupa Kupaları 62(97) Lig macları 168(382) Kariyer toplam 230(479) Başarıları AC Milan: Şampiyonlar Ligi (2003,2007), Serie A(2004), İtalya Kupası (2003) Juventus: Serie A(1997, 1998) İtalya: 2006 Dunya Kupası __________________