Bir onceki yazıda, değişen dunya şartlarında eğer yeniden buyuk, guclu ve itibarlı olacaksak yeni bir medeniyet oluşturmamız ve bunun icin de yeni teorisyenler gerektiğini yazmıştık.

Gecen haftaki yazımıza bir dostumdan eleştiri geldi. Cumhuriyet donemine haksızlık yapmışsınız diye yazmış. Cumhuriyetin kuruluş şartları itibari ile bir Selcuklu ya da Osmanlı medeniyeti ile kıyaslanması haksızlık olur demiş. Kurulduğu donem itibari ile evet. Haklılık payı var. Ancak yeni bir oluşum soz konusu olacaksa iyi niyetli kıyaslamaların olması kacınılmaz. Her neyse asıl konu bugune kadarki donemlerimizi birbiriyle kıyaslamak değil. Bunu tarih yapar zaten.
Onurlu ve huzurlu yaşayabilmek icin gerekli en temel iki olgu var. Bilgi ve ahlak.
Bilimin objesi doğa iken, ahlakın objesi eylemdir.

Toplumu ve medeniyeti oluşturan ve inşa eden insan olduğuna gore insanın yetiştirilmesi ve geliştirilmesi aynı zamanda toplumun ve medeniyetin geliştirilmesi olarak duşunulebilir. Zira insanlar toplum kurar ve o toplumu medenileştirirler.
Bir arada olabilmenin ve meselelerimizi konuşup cozebilmenin yolu, duygularını yonetebilen, olgun, bilgili ve iyi niyetli kişiliklerin coğalmasından gecmektedir.
Hem sevebilen hem de ureten insanlara ihtiyacımız var.
Bununla birlikte aynı topraklarda yaşadığımız butun insanların onurlarının ve hukuklarının da korunması gerekmekte.
Bir toplum insanların bileşkesidir. Toplum da bu anlamda sembolik olarak tek bir insandan başkası değildir. İnsan da kendi icinde uzlaşıyla var olur. Toplum da. Sonra da hem ic hem de dış kaynaklarını kullanarak uretir ve varlığını surdurur.
Hem varlığımızı korumak ve hem de surdurebilmenin ilk ve en temel ahlaki ilkesi durustluk olmalıdır.
Sonra da gerceğe saygı duymak ve sorumluluk almak.
Bunları yaparken onceki haritalardan faydalanmak gerekecektir.
Bizler Muslumanız.

Bir Allah'ın varlığına, Peygamberlerine, Meleklerine, Kitaplarına, Kadere, Hayrın ve Şerrin O'ndan geldiğine ve Ahiret gunune iman ederiz. Bir Kitabımız ve bir Rehberimiz var. Meselelerimizi cozerken once ana kaynaklarımıza bakar ve sonra gelişen şartlara gore ona uygun yeni cozumler uretiriz. Hem duşunme ve hem de yaşama bicimimiz ana prensiplerin ruhuna uygun olmalıdır. Bunu yaparken bilgiden, dışımızdaki yaşama bicimlerinden urkmeyiz endişe etmeyiz. Tarihe bakılırsa, bugunku Batı aydınlanmasına, eski Yunan duşunurlerini, Musluman alimlerin taşıdığı gorulecektir.

İnsanın da toplumların da bir omru ve kaderi vardır.
Nasıl başlayalım?
Temizlenerek ve okuyarak.

1- Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2- İnsanı bir kan pıhtısından yarattı!
3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
4- O Rab ki kalemle yazmayı oğretti.
5- İnsana bilmediği şeyleri oğretti.
6- Hayır! Doğrusu (kÂfir) insan azgınlık eder.
7- Kendisinin muhtac olmadığını zannettiği icin.
8- Muhakkak ki donuş mutlaka Rabbinedir.
Alak Suresi.

Dr. M.Faik Ozdengul

__________________