21 Aralık 2012 FOTON KUŞAĞI ETKİSİ ve NİBİRU...

21 Aralık 2012
Bu tarihte olması beklenen 2 felaket var!
FOTON KUŞAĞI ETKİSİ ve NİBİRU...
Nibiru
Sumerler tarafından, Nibiru, yani geciş gezegeni ismi verilen, Babil astronomları tarafından ise Marduk olarak adlandırılan gezegendir. 2012 yılında dunyaya yakın geciş yapacağı one surulmektedir. Zecharia Sitcin tarafından yapılan araştırmalara konu olmuştur. Dunyadan 4 kat daha buyuk olduğu ve guneş cevresindeki turunun 3600 yıllık periyoda sahip olduğu bu araştırmalarda ortaya atılmıştır. Sitchin,Mısır ve Mezopotamya'daki araştırmaları esnasında eski uygarlıkların da bu gezegenden haberdar olduğunu saptamıştır.

Turkiye'de de yazar Burak Eldem konu ile ilgili bir kitap yazmış ve bu gezegenin eski uygarlıklar donemindeki onemi ve 2012 yılında yapacağı one surulen yakın gecişle ilgili teoriler sunmuştur.

Teorilere gore 10. gezegen denen Nibiru (NASA'nın 2001 KX76 olarak katalogladığı gezegen) guneş etrafındaki 3657 yıllık her donuşunude dunya'ya yakın olarak gelip gecerken dunya uzerinde turlu felaketlere sebep olmaktadır. Bu seferki geciş ise kimilerine gore 2012 yılında gercekleşecektir. Guneş sistemimizdeki elemanlar olarak Zecheria Sitchin Guneş'i ve Ay'ı da cisim olarak ele aldığında 11 cisim soz konusu olmaktadır. Nibiru'yu bu sisteme eklediğinde 12 sayısına ulaşılmaktadır (Sumer tabletlerini ceviren Sitchin'e gore). Guneş ve Ay'ı saymazsak 9 gezegenden oluşan guneş sistemimizde Nibiru 10. Gezegen olmaktadır. Zecheria Sitchin'in kitabında anlatılan 12. Gezegen ile bugun tartışılan 10. Gezegen aynı gezegendir. Son zamanlardaki, Guneş sistemimizdeki gezegenlerin parlaklıklarındaki artış, Jupiter'in uyduları ile arasında iyonize bir bağlantı oluşması, gezegenlerin manyetik cekim guclerindeki artış, Jupiter, Uranus ve Neptun atmosferlerindeki sıradışı değişiklikler dunya uzerinden teleskoplarla izlenmektedir. Son aylarda tum dunya'da gorulen atmosferik anormallikler ve ceşitli buyuklukteki depremlerin yoğunluk kazanması ile ilgili acıklamalar 10. gezegenin gelişi ile ilgilidir.




Tum resmi gormek icin tıklayın

FOTON KUŞAĞI ETKİSİ
(Işın cağına giriş olarak tanımlanmakta)
İndigo Dergisi
Haber: Didem Civici

Foton Kuşağı Etkisi

Karşımıza cıkan herhangi bir sağlam bilimsel veri yok. Tum kaynaklarda bilimsel bir kanıtın one surulmediğinden bahsediliyor, zira gecerli kanıtlar da yok deniliyor. Elde olan tek şey birkac bilim adamı ve astronomun tezlerinden ve araştırmalarından ibaret. Zaten bu konu uzerinde araştırmalar yapan bilim adamları da bulundukları yerlerden uzaklaştırılmışlar. Elde olan veriler, bilinen dongunun 26.ooo yıl olduğu, bu gecişin belirtisi olan Schumann Rezonansı'nın değişimi ve Foton Kuşağı icerisinde bulunan yıldızların varlığından ibaret. Acıkca bir kanıt ortaya konulamamış. Foton Kuşağı guclu elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğu ve bazı x-ışınlarını da icermekte. Galaksi icerisine akan manyetik bir ışık olarak ta tanımlayabiliriz.

Edmun Halley tarafından keşfedildi

Keşif, ingiliz astronom Sir Edmund Halley'in (1656-1742) gunlerinde başlayan Pleiades calışmalarıyla başladı. Halley, bu yıldız grubundaki 3 yıldızın Yunanlılar tarafından belirtilen yıldızlar arasında bulunmadığını ortaya cıkardı. Yunan astronomlar ya da Halley yanılmış olabilir miydi? 1991 yılında yayınlanan bir makalede sunulan diagrama gore 6 yıldız; Merope, Atlas, Teygeta, Electra, Coeleno ve guneşimiz Pleiades'in bir yıldızı olan Alcyone'nin yorungesindeler.Daha sonra Halley şu sonuca vardı: Pleiades takımı belli bir hareket sistemiyle ilerliyordu. Bu tez, Frederick Wilhelm tarafından onaylandı. Pleiades, her yuzyıl icin 5.5 saniye kesin bir hareketle dongusune devam ediyordu.

Altı gun icinde Dunya'nın tamamen değişeceği iddia ediliyor

Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor yayınlanan bir cok raporda:

1. gun: 21 Aralık 2012'de kor bolgeye giriş, tum canlıların beden tipinin değişmesi, hicbir elektrik aygıtının calışmaması, tam karanlık.
2. gun: Atmosfer basıncının duşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Guneş'in yeterli ısıtamaması, dunya ikliminin soğuması (buzul cağı soğuğu).
3.-4. gun: Atmosferin şafak vakti gibi sonuk bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların calışabilir hale gecmesi, yıldızların yeniden gokyuzunde belirmeleri.

5.-6. gun: 24 saatlik gunduz devresine giriş, kor bolgeden cıkıp ana foton kuşağına giriş, tum canlıların guclenip zindeleşmeleri, dunya ikliminin ısınması, foton ışınıyla calışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya cıkışı (uyanış, superbilinc).





Foton Kuşağı etkisine ilk kez Atlantis devrinde girildiği sanılıyor

Kuşağın başlangıc noktası, kucuk bir atom parcası ve onun yorungesinde olan bir grup elektrondan ibaret. İngiliz fizikci Paul Adrian Maurice Dirac, her bir partikul icin bir anti-partikul bulunduğunu one surmuştu. 1932'de Carl David Anderson bu anti-partikulu buldu ve ona "positron" adını verdi. 1956'da anti-proton ve anti-notron keşfedildi. Bir anti-partkul şekillendiğinde, sıradan bir partikuller evreninde meydana gelir ve bu, bir elektronla buluşup carpışmasından once bir anlıktır. Bu ciftin toplam kutlesi "Foton" formunda enerjiye donuşur. Bu yeni ve onceden gorulmemiş bir enerji kaynağı gucu sunar.

1961 yılında uydu kaynaklı araclar tarafından bir foton kuşağı keşfedildi. Bu kuşağın gezegenimizden 400 ışık yılı uzakta olduğu acıklandı. Astronom Jose Comas Sola yedi yıldızlı Pleiades takımı uzerinde ozel bir calışma yaptı ve bir sistem oluşturduklarını keşfetti, ki bizim guneşimiz ve daha pek cok yıldız da bu sistemin parcalarıydılar ve her biri kendi gezegensel sistemlerine sahipti. Guneşimiz bu sistem yorungesini 24.000 yılda tamamlıyor. Bu 24.000 yıl iki bolumde alınıyor; 10.000 yılı karanlık (ya da Galaktik Gece), 2000 yıl ise Foton Kuşağı'nın ışığında gecirildiği sanılıyor. Ve bazı bilim adamları tarafından, bulunduğumuz donemin ışık bolgesine geciş olduğu tahmin edilmekte. Tahmin edildiğine gore boyle bir olay dunyanın oluşumundan beri bir kez deneyimlendi ve bu tarihin de Atlantis devrine rastladığı one suruluyor.

Foton Kuşağı temel olarak 3 elementi icermekte. İlki, "Null Zone" (sıfır bolgesi). Bu bolge, madde ve madde olmayan parcaların kuşağın proton parcalarını oluşturmak icin carpıştıkları bolge. Burası ayrıca Pleiades yıldız sisteminin elektromanyetik alanlarının etkisiz bırakıldığı yer. Bu surec, bilinclilik seviyelerimizi değiştirecek ve evren yapısına farklı bir acıdan bakmamızı sağlayacak. Diğer bolme ise foton ırmağı ile sıfır bolgesinin (null zone) ic kenarı arasında olan akım alanı. Bu bolgeye gecişle daha yuksek boyuta geciş imkanına sahip olunacak.



2012'de Işık devrine geciş yapılacağı soyleniyor

Foton Kuşağı, Dunya ile carpışmak uzere olan yoğun bir foton(ışık parcacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5 gunluk bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık icin psişik yeteneklerin ortaya cıkması, insan bedeninde oluşan değişimler (transformasyonlar) ve daha pek cok değişim beklenmekte. Şu anda karanlık donemin sonunda olduğumuz ve bu donemin 2012'de son bularak 2000 yıllık "ışık" devrine geciş yapılacağı soyleniyor. Yıldız aktivasyonu guneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı), Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en buyuk deneyim ise, bu kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta yukseleceğimiz. Bu sıcrayış elbette ki beraberinde bir cok farklılık ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da aslında bu sıcrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri, kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinclilik boyutlarının her birine geciş imkanına sahip olacağımız tahmin ediliyor. Şu anda kuresel bilinc değişiminin sonuclarını da birebir deneyimliyoruz aslında. Dunyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar arası anlaşmazlıklar, politik surtuşmeler ve olagelen olumsuzlukların da bu geciş doneminde, ya da "null zone"da bulunmamızdan dolayı olduğunu duşunebiliriz.

Butun canlılardaki değişim

Yaşadığımız bu donem ve beklenen değişimler kutsal kitaplarda, mitolojide ve bilim adamları tarafından da ayrıntılı şekilde incelenmişti. Raporlara gore, Foton Kuşağı'na girildiğinde, gokyuzu ateş gibi gozukecek, ancak soğuk olacak. Bu değişim ve yansımalar elbette ki icine girilen kuşağın etkileriyle birlikte ortaya cıkan kimyevi değişimler ve tranformasyonların sonucunda kendilerini acığa cıkaracaklardır. Kuşağa ilk once guneşimizin girmesi halinde ani bir karanlığın olması da soz konusu, ki bu surenin 110 saat kadar surmesi tahmin ediliyor. Guneşsel radyasyon ve Foton Kuşağı'nın arasındaki etkileşim gokyuzunun yıldızlarla dolu gibi gozukmesine neden olacak. Dunya bu kuşağa girdikce tum molekuller uyarılmış olacak ve atomlar mutasyona uğrayacaklar. Bu duruma bağlı olarak fiziksel yapılarda (insanla birlikte hayvan ve bitki aleminde de) farklılıkların meydana gelmesi bekleniyor tabii ki.

Null Zone ve Schumann Rezonansı

Bu kuşağa girmeden once, yani bu zamanda, "Null Zone" (sıfır bolgesi) denilen zaman deneyimlenmekte. Bu donem boyunca sismik aktivite ve volkanik hareketlenme goruluyor. Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar gozlemleniyor. "Null Zone", bir başka deyişle, madde ve madde olmayan butun partikullerin yok edildiği yer. Oluşacağı beklenen bu foton etkisi cok onemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun sonucunda da tahmin edildiği uzere daha yaşanılabilir bir dunya oluşturulmuş olacak. Bu bolgeye gecişin kanıtı olarak gosterilen en guclu kaynak ise Schumann Rezonansı. Dunya'nın kalp atışı olarak nitelendirilen bu titreşim daha onceki zamanlarda 8.1 iken gunumuzde 12.1'e yukselmiş durumda, ve hızla yukselmekte. 13.0 olduğunda ise "Null Zone"un tamamlanmış olacağı rapor ediliyor. Astrofiziksel hesaplamalara gore Foton Kuşağı'na saatte 208.800 km hızla gireceğiz. Kuşağın enerjisi fiziksel sonucların yanında eterik ve spirituel anlamda da kendini gosterecek.

Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor

Rus bilim adamları tarafından acıklanan değişimler de galaksinin merkezinden gelen enerjinin varlığını teyit eder yonde. Dr.Alexey N.Dmitriev'in calışması gosteriyor ki gezegenlerin atmosferleri, gezegenlerin kendileriyle birlikte buyuk bir hızla değişim geciriyor. Orneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor; Ay, kendi atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi gezegenimizde gorebiliyoruz: atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha once hic olculmediği kadar fazla. Bu oran kuresel ısınma, florkarbon emilimleri ya da bu tarz oluşumlar sonucu oluşmuyor; sadece kendilerini gosteriyorlar. İyonosfer tabakasında plazma jenerasyonu, magnetosferde magnetik fırtınalar, atmosferde ise siklonlar aracılığı ile enerji boşalımları oluşumları gozlemleniyor. Daha onceden nadir rastlanan atmosferik yuksek enerji fenomenine artık daha sık ve yoğun rastlanmakta. Gaz-plazma zarfının maddesel birleşimi de transforme olmaktadır. Gezegenlerin manyetik alanları ya da parlaklıkları da hızla değişiyor, artıyor. Jupiter, Venus, Uranus ve Neptun, bu sonucların alındığı gezegenlerden.

Rus Ulusal Bilim Akademisi Foton Kuşağı ustune calışmalar yapıyor

Dunyamızda eyleme gecmiş olan transformasyonlar ise aşikar. Gun be gun artan sismik aktivasyon, volkanik hareketlenmeler ve diğer bir cok doğal felaketler elbette ki gozlerden kacmıyor. Dr.Dmitriev'in belirttiği ve dikkat cektiği nokta ise bu ceşit bir değişimin dunyada daha once 10.000 yıl once gorulmesi. Burada goze carpan ve bazı topluluklar tarafından ortaya atılan konu ise guneş ile dunyanın değişimleri arasındaki bağlantı. Maalesef bu tarz konularda coğu bilgi ifşa edilmiyor. Bu tarz araştırmaların yapıldığı bir merkez de Sibirya'daki Rus Ulusal Bilim Akademisi. Burada yapılan calışmalar sonucu edinilen bilgi ise şoyle: Şu anda Guneş Sistemi'nde yaşanılan enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı-daha yuksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yuksek enerjiye gecişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim gecirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilim araştırmaları sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya cıkarılan 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona uğramaktadır. Bu sıcrayışla da bu sarmalın 2'den 12'ye cıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Guneş Sistemi'ndeki tum maddelerin ozunu değiştireceği bekleniyor, ki bir bir de deneyimliyoruz cevremizde.

Aslında tum bunlar, hucresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Cevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dokumu sadece. Kainata dikkatlice baktığımızda ve onu icsel sesimizle dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da aşikar. Hergun yaşadığımız ve gun gectikce artan doğal felaketler, politik surtuşmeler, savaşlar, icsel değişimler binlerce yıldır beklenilen donemin getirileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu; kutsal kitaplarda olsun, kadim medeniyetlerin yazıtlarında olsun her zaman karşımıza cıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve yeni donemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı adapte etmeye hazırlanıyoruz. Zira başka seceneğimiz de yok; ya değişimi kabul edecek ve "bir" olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı goze alacağız.



UC GUNLUK KARANLIK


F. Joseph Montagna tarafından derlenmiştir. (Kirael'in BUYUK DEĞİŞİM kitabından alınmıştır.)

Derin bir endişeyi ifade ederek başlamama izin verin. Uc Gunluk Karanlık, korku ve panik ile değil, Dunya'nın 4. Boyuta yukselişi ile ilgilidir. Lutfen anlayın, bu sadece sizi yukseliş işlemine hazırlamak icin bir girişimdir. Bu Değişim, sevgi ile ilgilidir, ve hissettiğiniz korku kendi seciminizdir. Akıllıca secim yapın, dostlarım, cunku Değişim, farkındalığın uyanışının başlangıcı olacak.

Aslında Uc Gunluk Karanlık, Dunya Ananın Foton Kuşağına girişi ile ilgilidir. Bu olay Uc Karanlık Gunu kapsamaktadır ve bu Değişimin ya da 4. boyuta (5. boyuta) yukselişin mujdecisi olacaktır. Bu donem boyunca size neler olacağı hakkında kısa bir ozet yapmama izin verin. Butun olay 7 ya da 10 gunluk bir donemde gercekleşecek fakat lutfen bu rakamların kesin olduğunu duşunmeyin, cunku 1 gun az ya da cok olabilir.

İLK GUN

İlk gun, tam tamına bir kargaşa hissi olacak. Bu korku yaratmak icin tasarlanmamıştır. Evet, Yaratıcı korkuya izin verir, ama siz bu korkuya kapılmak zorunda değilsiniz. Bu yazıyı okuyanlar, o donemde ortaya cıkacak olaylara onceden hazırlanmış olacak. Hala korkuyu onlemek icin caba sarf etmelisiniz, cunku bu olay butun Dunyada nufuz edecek. Bu, herkesin korkularını iyileştirerek Değişimi gercekleştirdiğinden emin olmak icin Işık Varlıkları tarafından planlanmıştır. Ve yine, korku icinde yaşadığınız icin, aslında bu korkudan bircok iyi şey yaratıyorsunuz. Korkularınızı iyileştirmek, tamamen, Yaratıcı'nın planının bir parcasıdır.

Bu, şimdi neden şu anki korkularınızı ele almanızın gerektiğinin başka bir nedenidir. Korkularınızın ustesinden gelmede ve onları yok etmede deneyim kazandıkca, Değişim ile daha iyi başa cıkabileceksiniz.

Bugunlerde uğraştığınız bazı korkularınız şoyle senaryolar icermekte: Faturalarım odenecek mi? Evli kalacak mıyım, kalmazsam eğer ne yapacağım? Butun paramı aptal bir yatırımda kaybedecek miyim? Evet, bunların hepsi gercek, fakat yapmanız gereken tek şey probleme karşı koymak, ve onu (bilincinizde) berraklık yaratacak noktadan ele almaya hazır/gonullu olmak. Boylece, daha az korkutucu ve yonetilebilir olacaktır.

İşte bu yuzden kendinizi tanıma calışmalarınızı ve diğer derslerinizi zamanında tamamlamanız vurgulanmaktadır. Korkularınızın ustesinden gelmeyi mumkun olduğu kadar iyi oğrendiğinizde, Değişim bir kabustan cok bir macera haline gelecektir. Uygulama/calışma mukemmeli getirir.

İlk gun boyunca, kitlesel hastalık ve gorunuşte yıkıcı bolunme illuzyonu ile titreşeceksiniz. Tam anlamıyla 3. Boyutu terk edecek ve 4. Boyuta gireceksiniz, Foton Enerjisiyle birlikte. Dunyanın değişimini o gune kadar hic deneyimlemediğiniz kadar cok hissedeceksiniz. İlk 12 saatte ya da gun boyunca, pek ortalıklarda dolanmak istemeyeceksiniz. Durağan kalmaya zorlanacaksınız.

Bu Dunya Ananın ani fren yapma yontemidir. Bu donem boyunca, kendini sarsacak ve bircok ozelliğini yeniden duzenleyecek. Butun bunların hepsi daha şimdiden planlanmıştır ve Dunya kendini yok etmeden ne kadar ileri gideceğini tabi ki bilmektedir. Bu sizin ilk işaretiniz olacak #8211; kitlesel kargaşanın ortaya cıkışıyla onu takip eden Dunya ananın gurlemeleri.

Buna gore daha onemli bir cok deprem yaşadınız bile. Aslında, bu sefer depremler hemen hemen sıradan bir hale gelecek. Sizin 8 ya da 9 Rihter Olceğinizden bahsetmiyorum, daha cok 5 ya da 6 hatta daha az, cunku bu Dunya Ananın kendini Değişime hazırladığına işaret etme şeklidir. Bununla birlikte, kendini, boyut enerjisinin 3.den 4.ye ilerlediği ve Foton Kuşağı enerjisinin Dunyayı icine cekmeye başladığı son Değişim pozisyonuna yerleştirdiğinde, 3. Boyuttaki son donuş aşamasını hazırlayacak. Sonuc olarak, yaklaşık ilk gunun 12 veya 16 saat sonrası, kalan zamanlar tam anlamıyla zor olacak. Lutfen panik yapmayın! Kac kere hatırlatılmaya ihtiyac duyuyorsunuz biliyor musunuz? Lutfen panik yapmayın! Bu ilk saatlerde sakin kalabilirseniz, her şey yerine oturmaya başlayacak cunku başlangıctaki deprem sarsıntıları ve bolunmeler şiddetle azalmaya başlayacak.

Ortaya cıkmaya başlayacak diğer ozellikler, sıcaklıkta ve guneş ışığında azalmalar icerecek. Daha sonraki birkac gun boyunca hava akşam ustu gibi olmaya başlayacak. Bu noktadan itibaren cok fazla guneş ışığı gormeyeceksiniz, en az bu değişimi atlatana kadar.

Bu zaman suresince, dehşet verici bir uyanış meydana gelmeye başlayacak. Psişik / telepatik yetilerinize bağlı olarak, obur tarafa gecmiş olan arkadaşlarınız ve akrabalarınız sizinle iletişime gecebilecekler. Bu sizin, bir coğunuzun daha once hic deneyimlemediği / yaşamadığı bir bicimde gorevinizi yerine getirmenize imkan verecek. Bu, son yıllarda bir cok ruhsal rehberin size neden şiddetle MEDİTASYON yapmanızı onermesinin bir başka sebebidir. Bu soz vurgulanmalıdır, ona onem vermeniz gerektiği icin.

İKİNCİ GUN

Bu gun, artan karanlık butun Dunya'ya nufuz etmeye başlayacak, daha once hic yaşamadığınız / hissetmediğiniz bir soğukla birlikte. Bu derin bir soğuk olacak cunku icinize işleyecek. Bu zamanda, karbon temelli olmayan diğer varlıklarla da bağlantı kuracaksınız. Bu, neden korkuya dayalı bir hayat yaşayamayacağınızın bir başka sebebidir, yuzleşeceğiniz şey en buyuk sınavınızın bir kısmı olacak. Anlamanız gereken tek şey; BU BİR TEST! Yapmanız gereken şey Işığı ustunuzde tutmak, boylece farkındalığınız yukselecek ve sınav yok olacak.

Ucuncu gun, Dunya Ana tamamıyla Foton Kuşağına girmiş olacak ve Dorduncu Boyuta gercek geciş meydana gelecek. Bu zamanda, Foton Enerjisi Yeryuzunu tamamen saracak, ve Uc Gunluk Karanlık başlayacak. Foton Kuşağının dış bandı, ucuncu boyutun ozunu temizleyip dorduncu boyut enerjisini ateşleyebilmek icin son derece yoğundur. Karanlık varolacak cunku ışık parcacıkları o kadar yoğunlaşacak ki "yok" gorunumu alacaklar. Bu dış banttan cıkış yaklaşık uc
gun surecek ve tamamıyla karanlığın icine cekilmişsiniz gibi gorunecek. Zamana takılıp kalmamaya cok dikkat edin, aldatıcı olacaktır ve enerjinin yerleşmesinin ve sakinleşmesinin daha uzun surmesine sebep olacaktır.

Foton Enerjisi, icine girildikce, guneş ışığını tamamen engelleyecektir. Bu gercek bir karanlık oluşturacaktır. Foton Kuşağının ozu guneş ışığını engelleyebilecek guctedir. Her nasılsa, guneşin termal enerjisinin bir kısmı Foton Enerjisini delip gecebilecektir, boylece bir "Buz Cağı" yaşamayacaksınız. O kadar şiddetli olmayacak ama inanın ki cok soğuk olacak. Bedeniniz, bir coğunuzun deneyimleyeceği hareketsizliğin karşılığında titreşimsel bir değişime uğrayacak.

Dışarıya cıkıp sorunları halletmeye calışmak hicbir şey ifade etmeyecek. Aşağı inip koşedeki dukkan acık mı diye bakmaya gitmeye calışmak gerekmeyecek. Aclıktan olmeyeceksiniz. Uc gunde kimse aclıktan olmez. İlk aşamada, ****bolizmanız değişecek boylece yemek ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. Onun yerine sadece cok hafif maddeler yiyeceksiniz. Başlangıcta, sadece Yaratıcının Işıktan oluşturduğu bitki alemi var olacak. Bu, Yaratıcının size sağladığı ama her nedense bu noktaya kadar akıllıca yararlanamadığınız bir şeydir. Artık bu bitkileri sadece akıllıca kullanmakla kalmayıp titreşimlerinin gercek ozunu / aslını da oğreneceksiniz. Eminim ki bazılarınız bu duruma uyumlanmakta zorluk cekecek, fakat bircoğunuz bu yeni yiyecek kaynağından zevk alacak.

Aynı zamanda bu olay gercekten Yeryuzunu icine cekecek, bu olayı tamamıyla yaşamak kaderinde olanlar, titreşimsel beden transferi ve hareket birliği hakkında zaten bilgilenmiş durumda olacak, boylece fiziksel oz tamamen korunmuş olacak. Butun bu gunluk / olağan seviyede oğrendiğiniz şeyler cok uzak gelecekte olmayan o zamana bir hazırlanış şekli.

Bu uc gunluk karanlık ve soğuk doneminin ortasında, dunya populasyonunun coğu gucsuz ve hareketsiz halde olacak. Oyle yavaşlamış olacaksınız ki bu uc gun şimdiki zamandaki gibi gecmeyecek, ve boylece korkunun bir kısmı ortadan kaldırılmış olacak. Yoğunluğun bu kısmından gecişinizi zar zor hatırlayacaksınız. Bu olay başladıktan ve uc gunun ilk gununu gecirdikten sonra, kendi icinizde tamamen kış uykusu halini alacaksınız.

GECİŞTEN SONRA

Bu karanlık gunlerden cıkışınız en uc beklentilerinizin bile otesinde olacak. Karanlık dağılınca, gunışığı gelmeden once başka bir 2 ya da 3 gunluk bir donem yaşayacaksınız. Bu donemde hava akşam karanlığı gibi olacak. İlk adımınızı attığınızda daha onceki gibi ayaklarınızın artık yere değmediğini farkedeceksiniz. Havada sıcrayabildiğinizi, bir sure orada kalabildiğinizi, yavaşca yere inebildiğinizi keşfedeceksiniz. Yeni enerjinin hala yoğun olduğu bolumler olacak, yani bazen aldatıcı durumlar olabilir.

Bedeninizin icinde hareket eden bir şey hissedeceksiniz, ve bedeninizi icinizde ışık sacan bu yeni enerji ile doldurabildiğinizi keşfedeceksiniz. Yeni sizi icine ceken bu yeni hissi seveceksiniz.

Bu yenilikle baş etmeyi yeni realitede size yardımcı olacak oğretmenlerin rehberliğinde oğrenmeniz iki yıldan dort yıla kadar bir zaman dilimi gerektirecek. Bu oğretmenler paylaştıkları icin onurlandırılacaklar ve siz de onları takdir edeceksiniz. Şimdi neden hepimizin derslerimizi Gecişten once tamamlamamız gerektiğini anlamaya başlıyor musunuz? Boylece, daha sonra bunları deneyimlemeye gerek kalmayacak.

Tamamlanmamış her deneyimi direkt olarak bu yeni realiteye taşıyacaksınız, bu nedenle Gecişten once mumkun olduğunca hazır olun ki diğerleri yeni hızda ilerlerken siz değerli vaktinizi onlarla boşa harcamayın.
Onca zaman gecmesine rağmen neden hala acıkmadığınızı merak edeceksiniz. En ufak bir aclık hissetmemekle kalmayıp, vucudunuzdaki yağlar / şişmanlık da, hepsi olmasa da coğu, yok olacak. En sonunda aclık duyduğunuzda, Yaratıcının bizim icin yetiştirdiklerini yemek ihtiyacı hissettiğinizi fark edeceksiniz. Aslında hep orada olan ama daha once asla farkedemediğiniz bitkileri goreceksiniz. Birini alacak, ağzınıza atacaksınız ve o da yavaşca ağzınızda cozulecek ve siz de enerjisinin sisteminizde ortaya cıkışını hissedeceksiniz. Ve sonra birden değişik nefes aldığınızı fark edeceksiniz. Nefesiniz başınızın tepesinden gelecek ve alışılmadık bir bicimde tamamen bedeninizi dolduracak. Boylece, Gecişten sonraki ilk birkac gun, daha once deneyimlediğinizden, alışık olduğunuzdan farklı olan her şeyle işlev gormeyi oğrenmekle gececek.

Bir cok yeni şey, yeni ve aydınlanmış duşuncelerinizi meşgul edecek. Butun duşunme sisteminiz fazlasıyla acık olacak, ve hafızanız hazır olduğunuzun da otesinde olacak. Yaklaşık 2000 yıl boyunca Dorduncu Boyutun zevkine varacaksınız.

Genel anlamda, dostlarım, bu sarsıcı bir donem gibi gorunmesine rağmen, (bu donem) toplu aydınlanma surecinin başlangıcıdır. Hepiniz, bir cok yaşam boyunca yukselişin tamamını hatırlamak icin hazırlanıyorsunuz. Hicbir şey boşa gitmemiştir. Derslerinizi buyuk bir ilgiyle ve istekle oğrenin, boylece eski bavullarınızı yeni ve heyecan verici cağa taşımamış olursunuz.

Her birinizin yaşam planı belli başlı deneyimleri icerir ve her deneyim yeni bir anlayış duzeyi yaratmak icin tasarlanmıştır. Bir dersi kısa kesmeyi sectiğiniz her seferinde, o ders, daha sonra ustunde calışasınız diye yeni realiteye ertelenir. Deneyimleme ihtimallerini asla geri cevirmeyin.

Her şeyin gecmişte hayalini kurduğunuz bir yere taşınmış olduğu yeni bir enerjide uyandığınızı duşunun. Cevrenize baktığınızda ve hayatın potansiyellerini incelediğinizde, hayat goz alıcı guzelliktedir. Ve sonra, yeni bedeninizi ve onun yeni enerjideki yetilerini anlamaya başlarsınız. Her nasılsa, tamamlanmamış oğrenim durumuna uygun olarak, Yuksek Benliğiniz, daha once kactığınız belli başlı deneyimleri tekrarlamak zorunda olduğunuz bir plan yapar. Tum varlığınızla yeni enerjiyi deneyimlemek / yaşamak isterken, butun dersler tam oğrenilmeden bir adım dahi ileri gidemeyeceksiniz. Bu yuzden hic bir ihtimali goz ardı etmeyin. Yuksek Benliğinizin sizin icin yarattığı her şeyi buyuk bir arzuyla tamamen oğrendiğinizden emin olun, cunku bu sizin yeni bin-yıla girişinize izin verecek.

Bu sadece başlangıc. Bu kısa sure zarfınca toplam deneyimi yargılamayın, ve en onemlisi PANİKLEMEYİN!

MESUT BEKİR KOPDAĞI ARAŞTIRMACI
__________________