İman ve kufur birbirinin zıddı iki kavramdır. İman, inanmak, tasdik etmek, kabul etmek anlamına gelirken; kufur, inkÂr etmek, kabul etmemek anlamına gelir. İman, "Kelime-i şahadet" denilen birkac kelimeyi kabul ederek soylemekle olduğu gibi, kufur de imana ters duşecek, inkÂr sayılacak bir inanışa sahip olmak, bu manada bir soz soylemek veya bu anlamda bir davranışta bulunmakla olur. Diğer bir ifadeyle kufur, imanı bir cırpıda sıfırlayan, yok eden bir kavramdır.
Bu bakımdan her Musluman, imanını zedeleyecek, tehlikeye duşurecek hatta bozacak inanış, soz ve davranışlardan kendini korumalıdır. İmansız amelin de bir kıymeti olmaz. Zira iman, amellerin gecerlilik damgasıdır. İman olmayınca omur boyu yapılan butun iyi ameller gecersiz kalır. İmansız olarak ahirete giden kişi ebediyen cehennemde kalır. O yuzden her mumin, omrunun sonuna kadar imanını muhafaza etmeli ve ahirete iman ile gitmek icin cabalamalıdır.
Bunu yapabilmek icin de imanı bozabilecek şeyleri iyi bilmek gerekir. Kişi zararlı şeyleri bilirse korunabilir. Bilinmeyen zararlardan korunmak mumkun olmaz.
Kufru gerektiren şeyleri uc başlık altında topladık. Bunlar İslÂm Âlimleri arasında ittifakla kabul edilmiş şeyler değildir. Kuvvetli goruşler esas alınarak derlenmeye calışılmış, kaynaklar belirtilmiştir. Ancak imanı ve ameli bir anda yok etme tehlikesi olan bu şeylerden kacınmak en akıllıca bir davranış olacaktır.
Kufru gerektiren şeyleri icinden gecirmek kufur değildir. Bunlar şeytanın hatırlatmaları, caba ve gayretleridir(Vesvese). Bu hilelere aldanmamak icin dikkatli olmak gerekir.
Bir kimse bilmeyerek kufru gerektirecek bir soz soylese, tercih edilen goruşe gore kufre girmez. Bilmediğinden dolayı mazurdur.
Kufur, tekfir konusunda akait kitaplarında "Ehl-i kıble tekfir edilemez" sozu gecer. Kişi kıbleye yoneldiği ve namaz kıldığı icin elbette tekfir edilemez. Ancak kufru gerektiren inanış, soz ve davranışlar sebebiyle kendi kendini kufre goturmuş olur.
__________________
Iman ve kufur
Dini Bilgiler0 Mesaj
●42 Görüntüleme