Muğla'nın Milas İlcesi Guvercinlik Koyu'nda rantiyeciler tarafından yakılarak kul olan 238 hektarlık ormanlık alana, bir inşaat firması tarafından 1000 yatak kapasiteli ikinci bir otel inşaatına başlanması, başta cevreciler olmak uzere duyarlı insanların tepkisine neden oldu.

Nice katliamlar, nice hortumlamalar gordu yaşadı ulkemizin en guzel koşeleri, ozellikle Akdeniz ve Ege kıyıları.
Hepimizin ortak değeri olan doğal kaynaklarımızın bazılarını yaktık, bazılarını sokup yerine inşaat yaptık, bazılarının yerlerine maden ruhsatları verip HES projeleri yaptık ve bazılarını da yok pahasına sattık.
Rantiyeciler, fırsatını buldukca doğa harikası koyları, kıyıları, ulkemizin en nadide koşesi, toplumun ortak kullanım alanları olan doğa harikası devlet arazilerini once kendilerine, doymadılar yandaşlarına, yakınlarına kapattılar.
Bir milletin geleceği, sağlığı, yaşam kaynağı olan doğayı bizim kadar katleden ikinci bir topluma rastlamak mumkun mu acaba!
Bir avuc vatansever, yiye yiye bir turlu tuketemediğimiz doğal zenginliklerimizi koruyabilmek icin, cansiperane mucadele ederken, milyonlarca insanımız uyuyor, adeta bindikleri dal kesilirken, gelecekleri yok edilirken bu duruma seyirci kalıyor, gordukleri karşısında sesini cıkartmıyor. Doğrusu beni en fazla işin bu tarafı uzuyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bir sure once yakılarak yok edilen Adrasan Ormanı ile ilgili twitter hesabından;
"Adrasan´ın yeniden ağaclandırılması icin arazi hazırlığı tamamlandı. İlk fidanları onumuzdeki gunlerde dikeceğiz" diye acıklama yaptığı anlarda sosyal medya bir başka cevre katliam haberiyle calkalanıyordu.
Birkac yıl once Muğla'nın Milas İlcesi Guvercinlik Koyu'nda yine rantiyeciler tarafından yakılarak kul olan 238 hektarlık ormanlık alana, bir inşaat firması tarafından 1000 yatak kapasiteli ikinci bir otel inşaatına başlanması, başta cevreciler olmak uzere duyarlı insanların tepkisine neden oldu.
Doğayı katlederek yapacağınız otelin size ne hayrı olacak acaba? Yarın yaradanın huzuruna vardığınızda bunların hesabı sorulmayacak mı?
Yakılan ormanlarımız, tıpkı Adrasan'da olduğu gibi yeniden ağaclandırılarak toplumun hizmeti yerine birilerine tahsis ediliyor, uzerine inşaat yapılıyorsa elbette birilerinin burnuna pis kokular gelir.
Hic kimse kusura bakmasın ama bizim cevre ile ilgili yasalarımız toplumun ortak değerlerini calan, cırpan, yakıp, yıkıp yok edenleri cezalandırmak yerine korur nitelikte.
Turkiye artık doğayı yok eden, katledenlere dur diyecek yasal duzenlemeleri biran evvel yapmalıdır.
Hepimizin ortak değeri olan doğal kaynaklarımızın bazılarını yaktık, bazılarını sokup yerine inşaat yaptık, bazılarının yerlerine maden ruhsatları verip HES projeleri yaptık ve bazılarını da yok pahasına sattık.
Rantiyeciler, fırsatını buldukca doğa harikası koyları, kıyıları, ulkemizin en nadide koşesi, toplumun ortak kullanım alanları olan doğa harikası devlet arazilerini once kendilerine, doymadılar yandaşlarına, yakınlarına kapattılar.
Bir milletin geleceği, sağlığı, yaşam kaynağı olan doğayı bizim kadar katleden ikinci bir topluma rastlamak mumkun mu acaba!
Bir avuc vatansever, yiye yiye bir turlu tuketemediğimiz doğal zenginliklerimizi koruyabilmek icin, cansiperane mucadele ederken, milyonlarca insanımız uyuyor, adeta bindikleri dal kesilirken, gelecekleri yok edilirken bu duruma seyirci kalıyor, gordukleri karşısında sesini cıkartmıyor. Doğrusu beni en fazla işin bu tarafı uzuyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bir sure once yakılarak yok edilen Adrasan Ormanı ile ilgili twitter hesabından;
"Adrasan´ın yeniden ağaclandırılması icin arazi hazırlığı tamamlandı. İlk fidanları onumuzdeki gunlerde dikeceğiz" diye acıklama yaptığı anlarda sosyal medya bir başka cevre katliam haberiyle calkalanıyordu.
Birkac yıl once Muğla'nın Milas İlcesi Guvercinlik Koyu'nda yine rantiyeciler tarafından yakılarak kul olan 238 hektarlık ormanlık alana, bir inşaat firması tarafından 1000 yatak kapasiteli ikinci bir otel inşaatına başlanması, başta cevreciler olmak uzere duyarlı insanların tepkisine neden oldu.
Doğayı katlederek yapacağınız otelin size ne hayrı olacak acaba? Yarın yaradanın huzuruna vardığınızda bunların hesabı sorulmayacak mı?
Yakılan ormanlarımız, tıpkı Adrasan'da olduğu gibi yeniden ağaclandırılarak toplumun hizmeti yerine birilerine tahsis ediliyor, uzerine inşaat yapılıyorsa elbette birilerinin burnuna pis kokular gelir.
Hic kimse kusura bakmasın ama bizim cevre ile ilgili yasalarımız toplumun ortak değerlerini calan, cırpan, yakıp, yıkıp yok edenleri cezalandırmak yerine korur nitelikte.
Turkiye artık doğayı yok eden, katledenlere dur diyecek yasal duzenlemeleri biran evvel yapmalıdır.
KAYNAK
__________________