Soru:
Bir İslÂm memleketinde yaşayıp, hatta Musluman tanıdıkları olup, onların hayatlarını kısmen muşahede eden ama kendisine İslÂm’ın iceriğinden bahsedilmeyen, İslÂmî yaşantıyı yalnızca uzaktan gozlemleyebilen gayrimuslim ve fasıkların hukmu nedir? (…)
Kendisine İslÂm tebliğ edilen ama cok yuzeysel olarak ya da itici bir şekilde tebliğ edildiği icin Musluman olmayan gayrimuslimlerin hukmu nedir?
İslÂm memleketlerine yalnızca turistik ya da ticari amaclı olarak gidip kısa sureli kalan ve bu sure zarfında da kendisine İslÂm’ın iceriğinden bahsedilmeyen yalnızca camileri turistik ya da sanatsal amaclı olarak gezen gayrimuslimlerin hukmu nedir?
Gerek İslÂm memleketinde azınlık olarak yaşayanlar olsun gerek İslÂm’ı hic duymamış olanları olsun gayrimuslimlerin icinde de zalimi var, mazlumu var, hırsızı var, durustu var, iyisi var, kotusu var. Bunların hepsinin hukmu bir mi?
Cevap:
Sorunun her paragrafı ayrı bir meseleye taalluk ettiği icin cevabı maddeler halinde vereceğim:
1. Muslumanlar arasında yaşadığı halde kendisine İslÂm daveti yapılmamış, İslÂm’la tanıştırılmamış (yani bir anlamda “kapalı devre” yaşayan) gruplar/topluluklar, İslÂm hakkında dışarıdan yapabildiği gozlemle ve/veya cevresinden oğrenip duyduğuyla sınırlı bir bilgiye sahip olacaktır. Boyle grupların/toplulukların İslÂm’dan hakkıyla haberdar olduğunu soylemek mumkun değildir.
Gecmiş donemlerde İslÂm memleketleri, İslÂm’ın guzelliklerinin toplumsal hayata yansıması ve gorunur kılınması konusunda kayda değer herhangi bir sıkıntı yaşamadığı icin, oralarda yaşayan gayrimuslimler’in “İslÂm’ı tanımama/bilmeme” gibi bir mazerete sığınması inandırıcı olmayabilirdi. Ancak gunumuzde İslÂm ve Muslumanlar –ne yazık ki– yoğun bir kuresel dezenformasyonun konusu haline getirildiği icin İslÂm ve Muslumanlar hakkında uretilen olumsuz imajinatif yargılar coğu zaman gerceği perdelemekte, İslÂm’ın hakkıyla muşahede ve idrak edilmesini engellemektedir.
İmam el-GazzÂlî şoyle der: “Hz. Peygamber (s.a.v)’in peygamber olarak gonderilmesinden sonra inanmayan insanlar uc sınıftır:
A. Hz. Peygamber (s.a.v)’in davetini duymamış, kendisinden de haberdar olmamış kimseler. Bunlar kesin olarak cennetliktir.
B. Aramızda bulunan kufur ehlinin durumunda olduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.v)’in davetini, mucizelerini, guzel ahlÂkını ve ustun ozelliklerini duymuş olduğu halde iman etmeyen kimseler. Bunlar kesin olarak cehennemliktir.
C. Hz. Peygamber (s.a.v)’in davetini, –haşa– bizim, Deccal’den haberdar olduğumuz (nefret ettirici) tarzda duymuş ve kendisinden bu tarzda haberdar olmuş kimseler. Bunların cennetlik olmasını umit ederim. Zira bu durumdaki kimseler, Hz. Peygamber (s.a.v)’e iman konusunda kendilerini teşvik edici, işin aslını haber veren bir şey duymamışlardır.”
SORUYU CEVAPLAYAN EBUBEKİR SİFİL HOCA...SORUYA CEVABIN DEVAM EDECEĞİNİ BİLDİRİYOR.
KAYNAK: http://www.ebubekirsifil.com/index.p...=gazete&no=407
__________________
İlginc Bir Soru ve Verilen Cevap....
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- İlginc Bir Soru ve Verilen Cevap....