Gectiğimiz sezon kazanılan şampiyonlukta en buyuk pay sahiplerinden biri de Brezilyalı oyuncunun geride surekli olarak gosterdiği egemenlikti ve bu başarı istatistiklere de ligin ikinci yarısında kalelerinde sadece 7 gol gormeleriyle yansıdı. "Tartışmasız dunyanın en guclu savuma oyuncusu. Gectiğimiz sezon onemli şeyleri ispat etmişti ama bu sezon cok daha gelişti, olgunlaştı ve her mac bir bakıma canavar olduğunu gosteriyor."
__________________
- Massimiliano Allegri
Brezilya Milli Takımı'nın Guney Afrika'daki ceyrek final yuruyuşunde adını ilk 11'e yazdıramadı ama ligin ilk haftasında Milan'ın 4-0 kazandığı Lecce macında attığı golle sezona adeta koşarak başladı.
Şampiyonluğa giden yoldaki kritik virajda, Brezilyalı yıldızın defansif performansı yıkıcı galibiyetin en onemli faktorlerinden biriydi. Ertesi hafta alınan 2-0'lık Cesena yenilgisinin ardından, ligde onun oynadığı maclarda takım sadece bir kez yenildi ve yalnızca bir macta (4-4 biten Palermo deplasmanı) birden fazla golu kalesinde gordu. Ancak eski Fluminenseli oyuncuyu farklı bir seviyeye taşıyan şey sadece sayılar değildi. Alessandro Nesta'nın yorgunluk gostermeye başlaması ve diğer partnerleri Daniele Bonera ve Mario Yepes'in onun kalitesine ayak uyduramaması nedeniyle Thiago Silva, duzenli olarak iki kişilik calışmaya başladı. Harikulade sezgileri, muhteşem hızı, mukemmel pozisyon bilgisi ve fantastik duzeydeki oyunu okuma becerisiyle defansın butun boşluklarını doldurdu. Sağ ayaklı olmasına rağmen sezonun buyuk kısmını savunmanın sol ic bolgesinde oynadı ancak o cok az stoperin gosterebileceği bir yetenekle defansın her yerinde rahat bir şekilde oynayabileceğini kanıtladı. Sadece Nesta'nın yokluğunda kendisine Yepes eşlik ediyorken kendi doğal mevkisinde oynama şansı yakalayabilmiş olmasına rağmen, bir rakip forvet tarafından alt edildiği pozisyon sayısı bir elin parmaklarını gecmez. Ustun hava hakimiyeti ve mucadele hırsı, doğuştan gelen kuvvetiyle birleştiğinde, onu 2010-11 sezonunun kusursuz defans oyuncusu olmaya yaklaştırdı. 33 numaralı oyuncunun yetenekleri hakkında sorulan sorulara Teknik Direktor Massimiliano Allegri'nin verdiği cevaplar da onun onemini ortaya koyuyor. İtalya Kupası'nda Palermo karşısında alınan beraberliğin ardından Allegri, "Neredeyse tek başına savunma yaptı. Tartışmasız dunyanın en guclu savunma oyuncusu. Gectiğimiz sezon onemli şeyleri ispat etmişti ama bu sezon cok daha gelişti, olgunlaştı ve her mac bir bakıma canavar olduğunu gosteriyor." diyerek onun takım icindeki onemine vurgu yapmıştı. Harika bir başlangıcın ardından Brezilyalı yıldızın yetenekleri son maclara girildiğinde daha da on plana cıkmaya başladı. Milan'ın savunmada zaman zaman sayıca eksik kalmasına rağmen, ki bu durum Şampiyonlar Ligi'nde Tottenham karşısında pahalıya patlamıştı, onun hatasız oyunu sayesinde kazanılan zaferler gorulmeye değerdi. "Harikulade sezgileri, muhteşem hızı, mukemmel pozisyon bilgisi, oyunu okuma becerisi, hava hakimiyeti ve mucadele hırsı, doğuştan gelen kuvvetiyle birleştiğinde, onu 2010-11 sezonunun kusursuz defans oyuncusu olmaya yaklaştırdı." Son duzlukte kazanılan Napoli, Juventus ve Inter galibiyetlerinde Thiago Silva tam anlamıyla mukemmel oynadı. Ozellikle derbi macta, Alexandre Pato'nun erken gelen acılış golunun ardından Inter'in bir turlu beraberliği getirecek pozisyonlara girememesi ve Giampaolo Pazzini'nin cok etkisiz kalmasındaki en buyuk etken oydu. Milan'ın Roma karşısında gol yemeden kazandığı macla, Siva'nın boy gosterdiği 33 macın 18'i gol yemeden tamamlandı, şampiyonluğu percinlemesinin ardından, Brezilyalı oyuncunun dikkati Copa America'ya yoneldi. Ceyrek final macında Paraguay karşısında penaltılarla elenen Brezilya'da akılda kalan en onemli şeylerden biri de yine onun iyi performansı oldu. Bireysel anlamda inanılmaz gecen bir sezonun ardından tek yolun duşuşe gecmek olduğu duşunulebilir. Ama bir şekilde o, dunyanın en iyi defans oyuncusu olma yonunde kendini geliştirmeye devam ediyor. Goal / Geri Sayım