İtalyan oyuncu dar acıdan muthiş bir şut cıkardı ve kaleci Carlos Kameni ust ağlara giden topa mudahele edemedi. Bu sonuc Sarı Denizaltının Şampiyonlar Ligi bileti almasında hayati rol oynadı. Ancak Rossi'yi one cıkaran şey sadece gol sayısı değil. Juan Carlos Garrido yonetimindeki Villarreal, Cam Nou dışında en duzgun, en akıllı futbolun bir kısmını sergiledi ve New Jersey doğumlu forvet hucuma yonelik bu oyunun temel taşıydı. Borja Valero ve Santi Cazorla gibi bireysel yeteneği gelişkin oyuncular Rossi'yi cok iyi beslediler. Rossi de keskin vuruşları, top surme yeteneği, kendine boşluk bulma becerisi ve markajdan kurtulma zekası ile golleri art arda sıraladı. Butun bu beceriler bir araya gelince heyecan verici bir profil oluştu. 36 La Liga macında attığı 18 gol, Garrido'nun takımının ligi dorduncu bitirip Şampiyonlar Ligi play-off'una kalmasını sağladı. Avrupa Ligi'nde ise 12 macta 11 golle takımını yarı finale taşıyıp, kulup tarihinin ilk buyuk kupasını kazanmanın eşiğinden dondu. Takımı mukemmelliğin sınırında dolaşırken ve milli takımda duzenli forma giyerken, yaşadığı en buyuk hayal kırıklığı Guney Afrika'daki 2010 Dunya Kupası'nda ulkesinin temsil edememekti. Almanya, Ukrayna ve Estonya'ya attığı goller, Cesare Prandelli yonetiminde eski gunlerini yakalamak isteyen milli takımda boyle bir şeyi bir daha yaşamayacağını gosteriyor. "Villarreal, Cam Nou dışında en duzgun, en akıllı futbolun bir kısmını sergiledi ve New Jersey doğumlu forvet hucuma yonelik bu oyunun temel taşıydı." Rossie sezon istatistikleriyle pek cok takımın ilgisini cekti, ama Barcelona ve Juventus'un girişimleri sonuclanamadığı icin El Madrigal'de bir sene daha kalacak gibi gorunuyor. Ocak ayında sozleşmesini 2016'ya kadar uzatarak kendisine bu noktaya taşıyan Villarreal'e bağlılığını ilan etti ve bu ilişki meyve vermeye devam edecek gibi.