Kıymetli okurlar. Bu yazı dizisinde, Turkiye’yi yoğunlukla meşgul eden bir inanc sisteminin genel hatlarını eleştiren bir icerikle karşınızda olacağım. Yaptığımız bu eleştiri, tamamen ilmi metodlar ile yapılmakta olup, salt sorulardan ibarettir. Bu sorulara karşı “Nur talebelerinin” cevap hakkı saklıdır. Dilerlerse, yine bu koşelerde yayınlamak uzere, yanıtlar verebilirler. Keza, yaptığımız calışma; bir kişiyi karalamak ya da aşağılamak değil, ortaya koyduğu metinlerin sayfa sayfa kaynaklarını gostermek sureti ile eleştirmektir. Ortaya koyduklarımız bizim iddialarımız olmayıp, tumuyle RİSALEİ NUR adlı metinler kaynak gosterilerek, cilt numarasından sayfa numarasına varana kadar, tum hassasiyetler gozetilerek hazırlanmıştır. İstifadeniz temennisi ile Allah bu yazı dizimizi hayretsin.
Ve yalanlar, dolanlar gun ışığına kavuşsun...
1) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal mıdır, değil midir?
2) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal ise Allah Kur’an’dan sonra bir başka ilahi kitap gondermiş olur ki bu idda yeni bir din, yeni bir ilahi kitap ve yeni bir peygamber demek değil midir?
3) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal değildir deniyorsa oyleyse; Şualar, Birinci Şua, c. I, s. 833.de gecen “Resailin Nur dahi ne şarkın malûmatından, ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fununundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki semavî olan Kur’an’ın, şark ve garbın fevkindeki yuksek mertebe-i arşîsinden iktibas edilmiştir.” Cumlesinin ne anlama geldiğini duşunup Said Nursiye gore bu risalelerin arştan inen kitaplar olduğunu oğrenmeleri gerekmez mi?
4) Said Nursi bilgi birikimini olmuşlerden, ruyalarından ve vehimlerinden mi edinmiştir?
5) Said Nursi bilgi birikimini olmuşlerden, ruyalarından ve vehimlerinden edinmişse Kur’an’a gore boyle bir bilginin gercekliği, guvenilirliği ve sahihliği ne olcude doğrudur?
6) Said Nursi bilgi birikimini olmuşlerden, ruyalarından ve vehimlerinden değil de alimlerden edinmişse ( bunlar kim ve eğitimi kac yıl surmuştur?) oyleyse; Emirdağ Lahikası, c. II, s. 1 1768. de gecen “Yeni Said’in hususî ustadı olan İmamı Rabbanî, Gavsı Azam ve İmamı Gazalî, ZeynelÂbidîn (R.A.) hususan Cevşenul Kebir munacatını bu iki imamdan ders almışım ve Hazreti Huseyin ve İmamı Ali’den (Kerremallahu Vechehu) aldığım ders, otuz seneden beri, hususan Cevşenul Kebir’le daima onlara manevî irtibatımda, gecmiş hakikatı ve şimdiki Risale-i Nur’dan bize gelen meşrebi almışım.” sozuyle Said Nursi kendini kutsallaştırma cabalarına mı girmiştir?
7) Said Nursi, ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi midir?
8) Said Nursi, ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi ise: Her zaman her şeyi bilen sadece Allah değil midir? Boyle bir inanc şirk, kufur değil midir?
9) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi değilse; Bediuzzaman Said Nursî, Tarihce-i Hayat, c. II, s. 2123-2124 de gecen “Ruyasında Peygamberimizden ilim istemiş o da ummetine soru sormamak şartıyla ona Kur’Ân ilminin oğretileceğini mujdelemiş, bu sebeple daha cocukken asrın bilgini olarak tanınmış ve kimseye soru sormamış ama sorulan butun sorulara mutlaka cevap vermiştir” cumlesi Said nursinin her zaman her şeyi bildiğini anlatmıyor mu?
10) “Said Nursi’nin ilim hayatını uc ayda tamamladığı, sorulan her soruya tereddutsuz ve derhal cevap verdiği ve bu ozelliğin ona ruyasında Peygamberimiz tarafından verildiği” iddiası, isbatı olmayan buyuk bir yalan mı, yoksa onu kutsallaştırma cabası mıdır?
11) Said Nursi Peygamberlik iddasında bulunmuş mudur? Kuran’da Hz. Muhammed’e acıklanmadığı halde Said Nursi’ye acıklanmış gizli gercekler var mıdır? Risalei Nur; Kuran’ın gizli gerceklerinin arştan inen kesin delili midir?
12) Bu sorulara cevabınız evet ise; Said Nursi yeni bir peygamber, Risaleler ise yeni bir ilahi kitap, Kuran sırlarla dolu acıklanmamış gizli bir kitap, Hz. Muhammed ise Kuran’ın sırlarından habersiz veya haberi varsa bunları ummetten saklamış bir peygamber olur ki boyle bir iddia kufur olmaz mı?
13) Bu sorulara cevabınız hayır ise, oyleyse; Şualar, Birinci Şua, Yirmi dorduncu Ayet ve Ayetler, Ucuncu Nokta, c. I, s. 842’de gecen “Kuran’ın gizli hakikatleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!! Tenzil’ul-Kitab cumlesinin sarih bir manası asrı saadette vahiy suretiyle Kitab-ı Mubin’in nuzulu olduğu gibi, manayı işarîsiyle de, her asırda o Kitab-ı Mubin’in mertebe-i arşiyesinden ve mu’cize-i maneviyesinden feyz ve ilham tarîkıyla onun gizli hakikatları ve hakikatlarının burhanları iniyor, nuzul ediyor...” sozu buyuk bir hayal mi, yoksa Said Nursi’yi ve Risaleleri kutsallaştırma cabaları mıdır?
14) Risalei Nurlar; Kuran’ı tasdik eden, tefsir eden, (varsa) sırlarını acıklayan ilahi bir kitap mıdır? Veya Risale Nurlar; Kuran’daki ayetlerin ayetleri midir?
15) Bu soruya cevabınız evet ise, Kuran’ın son ilahi kitap olduğunu reddetmiş olmaz mısınız?
16) Bu soruya cevabınız hayır ise, oyleyse; Şualar, Birinci Şua, Yirmi ikinci Ayet ve Ayetler, c. I, s. 841’de gecen “Resail’in-Nur denilen otuz uc adet Soz ve otuz uc aded Mektub ve otuz bir aded Lem’alar, bu zamanda, Kitabı Mubin’deki Âyetlerin Âyetleridir. Yani, hakaikinin alÂmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun burhanlarıdır. Ve o Âyetlerdeki hakaiki imaniyenin gayet kuvvetli huccetleridir”. Sozuyle ve yukarda gecen sozleriyle Said Nursi, Allah’ın “Vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra “bu Allah katındandır” derler. Hedefleri, onun karşılığında bir şeyler almaktır. Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara! Vay o kazandıklarından dolayı onlara!.” (Bakara 2/79) ayetinin muhatabı olmuş olmaz mı?
17) Said Nursi; Hz. Ali’ye Sekine adında bir kitap indiğini, gecmiş ve gelecek butun ilim ve sırların o kitapta olduğunu ve orada Risalei Nurlara işaret edildiğini iddia etmiş midir?
18) Cevabınız evet ise; Said Nursi, Hz. Ali’nin yeni bir peygamber hatta butun gaybı bilen (ki bu sadece Allaha ait bir ozelliktir) bir insan olduğunu kabul etmiş olmaz mı? Boyle bir inanc Kuran’a gore kufur değil midir?
19) Cevabınız hayır ise; Sikke-i Tasdik-i Gaybî, On Sekizinci Lem’a, c. II, s. 2079’de gecen: “Hazreti Cebrail’in, Âl Nebiyyina (a.s.m.) huzuru Nebevide getirip Hz. Ali’ye Sekine namıyla bir sayfada yazılı İsmi Âzam, Hz. Ali’nin (r.a.) kucağına duşmuş. Hz. Ali diyor: “Ben Cebrail’in şahsını yalnız alÂim’us-sema suretinde gordum. Sesini işittim, sayfayı aldım, bu isimleri icinde buldum” diyerek bu Ismi Âzamdan bahs ile bazı hadisatı zikirden sonra tahdis-i nimet suretinde diyor ki: “Evveli dunyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı muhimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun, sozumuze şuphe edenler zelil olur” sozuyle İslam dininin berraklığı bulandırılıp akıllara şianın sapık ve şirk kokan fikirleri mi sokulmak isteniyor?
20) Risalei Nur kusursuz, eksiksiz, izaha ihtiyacı olmayan ve mukemmel bir kitap mıdır?
21) Cevabınız evet ise; Kuran dışında kusursuz, tam ve mukemmel bir kitap olabilir mi? Bu iddia, insan eliyle yazılmış bir kitap icin aşırı gitmek değil midir?
22) Cevabınız hayır ise; Barla LÂhikası, Yirmi Yedinci Mektub ve Zeyilleri, c. II, s.1415’te gecen “Mubarek Sozler şubhesiz Kitabı Mubin’in nurlu lemeÂtıdır. İcinde izaha muhtac yerler eksik olmamakla beraber kull halinde kusursuz ve noksansızdır” sozuyle delilsiz bir şekilde Risaleler kutsallaştırılmış mıdır?
23) Bu devirde, “Urvet-ul vuska”, yani cok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipi olan kitap Kuran mıdır yoksa Risalei Nur mudur?
24) Bu soruya cevabınız evet Risaledir diyorsanız; Bakara 2/256, Ali İmrÂn 3/103. ayetlerinin hukmu kaldırıldı da bizim mi haberimiz olmadı?
25) Cevabınız hayır ise; Şualar, On Birinci Şua, Onbirinci Meselenin haşiyesinin bir lahikasıdır, c. I, s.985’te gecen “Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir ‘urvet-ul vuska’”dır. Yani cok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah”, yani “Allah’ın ipidir” sozu, insanları Risalelere mahkûm edebilmek icin soylenmiş bir soz mudur?
26) Muslumanların şeriat, dua ve ibadet kitabı Kuran mıdır, yoksa Risaleler midir?
27) Cevabınız Risaleler ise Kuran dışında başka bir ilahi kitap olduğunu iddia etmiş olmaz mısınız?
28) Cevabınız hayır ise; Emirdağ LÂhikası I, c. II, s.1719’da gecen “Risale-i Nur’un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr-u davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlmi KelÂm, hem bir kitab-ı İlmi İlahiyat, hem bir kitabı teşviki san’at, hem bir kitabı belÂgat, hem bir kitabı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskÂttır” cumlesi, Said Nursiye gore Kuran gibi, Risalelerin de kutsal olduğunu gostermez mi?
29) Risalelerdeki bazı bolumler, Said Nursi’ye Allah tarafından; haberi olmadan, zorla mı yazdırılmıştır?
30) Cevabınız evet ise; boyle bir iddiayı hangi akla ve mantığa gore ileri surmektesiniz?
31) Cevabınız hayır ise; Kastamonu LÂhikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s.1589 ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sozler Yayınevi, İstanbul 1991, s.33’te gecen “Aynen bu ehemmiyetli hikmet icindir ki, bÂzı def’a haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, ince hakaik-ı îmaniye ve kuvvetli huccetler, muteaddit risalelerde tekrar edilmiş. Ben cok hayret ediyordum: Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtactır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat kucuk bir Risale-’in-Nur hukmune gecmiş bir risale-i cÂmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtac olduğu mes’eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyac tekerrur ettiği gibi o da mutalÂasını tekrar eder” sozuyle Said Nursi, kendisine Allah tarafından bir şeyler yazdırıldığını, dolayısıyla Allah’ın secilmiş kulu olduğunu mu iddiaya calışmaktadır?
32) Bu devirde Muslumanlar, Kuran’a mı yoksa Risalelere mi muhtactır? Muslumanların tekrar tekrar okuması gereken kitap Kuran mı, yoksa Risaleler mi?
33) Cevabınız Risaleler ise; Kuran’ın tarihte kaldığını veya yeteri kadar insanlığın sorunlarına cevap veremediğini iddia etmiş olmaz mısınız?
34) Cevabınız Kuran ise; Kastamonu LÂhikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s.1589 ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sozler Yayınevi, İstanbul 1991, s.33’te gecen “Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtactır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat kucuk bir Risale-’in-Nur hukmune gecmiş bir risale-i cÂmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtac olduğu mes’eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyac tekerrur ettiği gibi o da mutalÂasını tekrar eder” sozleriyle Said Nursi yazdığı kitaplarını kutsallaştırıp Kuran’ın onune gecirmeye mi calışmaktadır?
35) Said Nursi’ye gore A. Kadir Geylani gibi zatlar gecmiş ve gelecekle ilgili gaybi olayları bilebilirler mi?
36) Cevabınız evet ise; “Allah sizi, gaybı bilir hale getirecek değildir.” (Al-i İmran 3/179) ayeti ne anlam ifade eder?
37) Cevabınız hayır ise; Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sekizinci Lem’a, c. II, 2091’de gecen; “Gaybı Allah’tan başkası bilmez” ayeti ile, “O butun gaybı bilir, gaybını kimseye acıklamaz. Ancak dilediği peygamber bunun dışındadır” ayetinin koyduğu kutsal yasağa karşı kulluğa yakışır bir guzel edep takınmak icin acıklama yapmayıp işaretle soyleme yoluna girmişler, işaret ve simgeler kullanmışlardır ki, gayb ile ilgili bu bilginin, kendilerinin tercihi veya niyetiyle değil, Allah’ın oğretmesiyle olduğu anlaşılsın. Sozuyle Said Nursi bu kişilerin gaybı bildiklerini, fakat kudsi yasağa (sanki boyle bir yasak varmış gibi) uydukları icin acıklamadıklarını iddia etmiş olmuyor mu?
Eren Erdem /Aydınlık
__________________
Nurculuk İslam'a uygun mu ?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Nurculuk İslam'a uygun mu ?