[IMG]http://img79.**************/img79/236/329672zq.th.jpg[/IMG]
İlginc şekillerin sırrını ozen kişi Araştırmacı Fevzi Ulgu Alsancak. 1980 yılından bu yana minber uzerinde yaptığı calışmalarla tarihin derinliklerinde kalan gerceklere ışık tuttuğunu soyleyen Alsancak, “Alan susleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır” ilkesinden yola cıkarak,minberdeki şekiller uzerine yapılan yorumların tutarsız olduğunu soyluyor. Bilim teknoloji ve uzay bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir oğretmen olduğunu belirten Ulgu, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin mihraba bakan yuzunde guneş sistemini keşfettiğini soyluyor.
Bursa’da yayınlanmakta olan Apameia dergisinde yer alan bilgilere gore, minberin gizem ve sırlar icerdiğini iddia eden Ulgu, “minberin taşıdığı kıymet ve değerler, acısından şu noktalara dikkat etmek gerekir. Doğu yakası Guneş Sistemi, Batı yakası ise ise Galaksi sistemleri yerleştirilmek suretiyle bir kul halinde kainat sembolize edilmektedir” iddiasında.
Mihrapta yer alan Guneş Sisteminde 9 gezegen var. Bunun da otesinde gezegenlerin guneşe gore konumlarının ve buyuklukleri gercek olculerle ortuşur oranlarda. Guneş ve gezegenler arasındaki mesafe buyuk olduğu icin yıldız gezegenlerden farklı olarak 9 damlacıklı kurs olarak işaretlenmiş.
Ulgu, yine Kundekari sanatının bir ozelliği olan parcaların birleşmesiyle oluşan cukur kanal cizgilerinin de gezegenlerin yorungesini temsil ettiğini soyluyor. Bu yuzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri yer alması ve buların icinda kuyruklu yıldızların da bulunması. Ulgu’nun dikkat cektiği en onemli detaylardan bir de Pluton gezegenin tek başına ayrı bir platformda ve bir acı farkı ile gosterilmiş olması. Bilindiği uzre guneş siteminin aynı duzlem uzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plutao ayrı duzlemde dolanmaktadır.
Minberin Batı Cephesinde ise 7 adet Galaksi formatı tespit ettiğini soyleyen Ulgu, galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile gosterildiğini soyluyor. Ancak ne yazık ki bugun hatalı boyama teknikleri ile bu onemli detay buyuk olcude yok edilmiş durumda. Ama kayıtlardan bunu doğrulamak mumkun...
Ulgu’nin bir diğer iddiası ise minberin her iki yuzunde yer alan 3’lu ve 12’li dolap kapaklarının Turk boylarını temsil ettiği yonunde.
[IMG]http://img149.**************/img149/3210/329139kv.jpg[/IMG]
Sırlarla dolu minberin giriş kapısı uzerinde Murat Han oğlu Yıldırım Beyazıt Hanın emriyle Hicri 804 yılında minberin yapıldığı bilgisi yer alıyor. Ulgu, kayıtlarda minberin ustası ile ilgili celişkili bilgiler bulunduğuna dikkat cekiyor. Ulgu’ye gore minberi yapan kişi adını tırabzan susleme motifine gore tırabzanın sağ ikinci sulusle yazan Devaklı Abdulaziz oğlu Mehmet. Devak Tebriz yakınlarında bir Turk koyu. O tarihte Mulki amir olan Kadızade Rumi efendi, beceri ve bilgi alış verişi icin 300 kadar sanat erbabını Tebriz’e gondermiş ve bir o kadar ustayı da oradan Bursa’ya getirmiştir. Oradan gelen Kundekari sanatcılarının başı Abdulaziz oğlu Mehmet’tir. Bu minber de onun ve ustalarının camiye bir hediyesidir.
[IMG]http://img149.**************/img149/1359/329656wh.jpg[/IMG]
Kundekari sanat acısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginc bir ozelliği de 6666 adet abanoz ağacı parcasından vucuda gelmesi. Bu rakamda halk arasında yaygın inacla Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına tekabul etmektedir....
O donemdeki İslam ve Turk alimlerinin matematik ve gok bilimlerine yonelik ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu da goz onune alınırsa Ulgu’nğn tezleri pek de tutarsız değil. Ne dersiniz butun bu benzerlikler sadece bir tesaduf olabilir mi?
Replerinizi Bekliyorum.....

__________________