'Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları' başlıklı panelde konuşan Oger Turk Tur Yonetim Kurulu Başkanı Vural Oger, betonlaşma, doğanın tahrip edilmesi ve turizm bolgelerinde yaşam alanlarının olmaması nedeniyle Turkiye'nin ucuz turizm ulkesine donuştuğunu ve yıllar once 50 dolara oda - kahvaltı satarken, şimdi 50 dolara her şey dahil sattıklarını ifade etti.

VitrA VE Turk Serbest Mimarlar Derneği tarafından VitrA Cağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları başlıklı bir panel duzenlendi. Moderatorluğunu ODTU Mimarlık Fakultesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. C. Abdi Guzer’in yaptığı panele, Yazar Buket Uzuner, Mimar Gokhan Avcıoğlu ve Oger Turk Tur Yonetim Kurulu Başkanı Vural Oger katıldı.

PROF. ABDİ OZER: TUKETİMİN EN YAYGIN OLDUĞU ALAN TURİZM
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) işbirliğiyle duzenlenen panelin acılış konuşmasını yapan Prof. Abdi Ozer, turizmin cok kolay sınırlanabilecek bir kavram olmadığını belirtti. Muhteşem Yuzyıl dizisinin cekildiği setin bile turizme acılabildiğini ifade eden Ozer, tuketimin kendini en cok gosterdiği alanlardan birinin turizm olduğunu, bu nedenle de turizm ile tuketim arasında onemli bir ilişki olduğunu kaydetti.
OTANTİK MEKANLAR ONCE YOK EDİLİP, SONRA TAKLİTLERİ YAPILIYOR
Mimari ile turizm arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Ozer, “Turizm giderek mimariden daha fazla guc almaya başladı. Kentteki bir muze veya tarihi yapılar kentin kaderini değiştirebiliyor, hatta marka kent olmasını beraberinde getirebiliyor” değerlendirmesini yaptı.Turizmin yıkıcı yanına da değinen Ozer, tuketim toplumunun gercek otantik mekanları once yok edip sonra ise taklidini yaptığını kaydetti. Ozer,
"Mimarlık ile turizm arasında guclu bir bağ var ve turizm giderek mimariden guc almaya başladı. Mimari yapısıyla bir muze tum kentin kaderini değiştiriyor. Veya marka kentler kavramı ortaya cıktı. Bircok kent mimari ozelliği ile on plana cıkmaya calışıyor. Dolayısıyla mimarlık ile turizm arasında fiziksel bir temsiliyet alanı var." değerlendirmesini yaptı.

GOKHAN AVCIĞLU: TURİZM BELLİ KALIPLAR İCİNDE İFADE EDİLEMEZ
Turizm ile mimari arasındaki ilişkinin konuşulduğu panelin diğer konuşmacısı Mimar Gokhan Avcıoğlu ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Turk halkı misafirperver bir halk. Bu yuzden de turizm bu ulkede bu kadar kolay gelişti. Turizm aynı zamanda belli kalıplar icinde ifade edilebilecek bir olgu da değil. “Turizm şoyle olur, turizm boyle olur” diye bir şey yok. Bir ulkeye giden turist o ulkenin gercek kulturunu ve yaşamını merak ediyor."
MİMARİ, MİMARLARA BIRAKILMAYACAK AKDAR ONEMLİ
"Turizmi konuşurken Antalya’dan hareket edemeyiz. Cunku orası yapay bir yer. Ancak Bodrum farklı. Bodrum’un kendine ozgu bir yaşam bicimi bir doğallığı var. Bodrum’da proje yapmayı seviyorum. Cunku buyuk kentlerde artık bir katlı, iki katlı projeler yapmak imkansızlaştı. Kucuk olcekli yerleşim yerlerinde oranın dokusuna uygun projeler hayata gecirebiliyorsunuz. Ote taraftan, var olan mimari anlayış sosyal ve kulturel yapının bir parcasıdır. Mimari işi, mimarlara bırakılmayacak kadar onemli bir konudur."

VURAL OGER: PRAG'A 25, İSTANBUL'A 10 MİLYON TURİST GİDİYOR
Turkiye’nin turizm bolgelerinde ortaya cıkan betonlaşma, cirkin yapılaşma ve turistin otellere hapsedilmesi ile ilgili sert eleştirilerde bulunan Vural Oger, ulkede tarih ve doğanın tahrip edilmesine ornek olarak ise Prag’a giden turist ile İstanbul’a gelen turistleri gosterdi. Prag’a 25 milyon turist giderken İstanbul’a 10 milyon turist geldiğini ifade eden Oger, şu noktaların altını cizdi:
RANT DUŞUNCESİ İLE YUKSEK BİNALAR DİKİLİYOR
"Prag’a neden 25 milyon turist gidiyor? Cunku oraya giden insanlar tarihin izini surebiliyor, tarih yaşayabiliyorlar. Bu kentte bir tane gokdelen bulamazsınız. Yuksek binalar bizde modern yapılar olarak pazarlanıyor. Ancak Avrupa’da yuksek binalar, alt gelir gruplarına hitap eder. Burada bir rant duşuncesi ile hareket ediliyor.Avrupa’nın gormediği tarzda bir betonlaşma var Turkiye’de."
BELEDİYELERE BIRAKILAN YERLER REZİL OLDU
"Diğer turizm ulkelerinde insanlar otelden cıktıktan sonra bir yaşamla karşılaşıyorlar. Antalya’da balık yiyebileceğiniz bir lokanta, piyano calan bir bar bulamazsınız. Turizm planlarının Ankara merkezli yapıldığı yerlerde turizm oluştu. Belediyelere bırakılan yerler ise rezil oldu. Turkiye turizmi 1950’lerde Kuşadası’nda başlamıştır. Biz onlara eleştirilerde bulunduk. Bu beton binaları yapmayın dedik. Ancak rant galip geldi."
MARMARİS SATMIYOR
"Biz surekli bir mastır plan yapılmasını, turizm bolgelerinin belediyelerin insafına bırakılmamasını istedik. Ama belediye başkanlarının eline bıraktılar, portakal ve muz bahceleri gidiyor, yapılaşma artıyor. Marmaris mesela, Sina Yarımada’sı gibi olabilirdi. Şimdi bakıyorsunuz Marmaris satmıyor. Oraya gelen insanlar farklı mimari gormek istiyorlar. Konyaaltı icin belediye başkanına burayı farklı planlayın dedik 20 yıl once. Ama başkan bize “ben goc alıyorum yuksek bina yapmalıyım “
ESKİDEN ODA - KAHVALTI 50 DOLARA SATTIĞIMIZ ODAYI ŞİMDİ 50 DOLARA HER ŞEY DAHİL SATIYORUZ
"Turizm Bakanlığı Turkiye’de ucuncu plandadır. Şu anda Turkiye’de hep nicelik konuşulur. Ama sahil ve cevrenin yok olduğu bir noktaya gelindi ulkede. Turizmde otantik mimari cok onemlidir. Diğer turizm merkezlerine gidenler bizdeki gibi kuleler goruyorlar mı? İnsanlara otantik bir atmosfer sunmak gerekiyor.Eskiden 50 dolara oda kahvaltı sattığımız odayı, şimdi 50 dolara her şey dahil satıyoruz.”
"Ben tatil yapacağım zaman Antalya’ya gitmem. 30 senedir Avrupa’dan Turkiye’ye turist getiren ve turizmi yonlendiren insanlardan biri olarak şunu soyluyorum: Turkiye’ye 30 milyon turist geliyor diyorlar. Bakıyorsunuz yuzde 75’i Antalya’ya geliyor. Antalya’ya gelenlerin buyuk bolumu her şey dahil olarak geliyor ve tanışıkları insanlar sadece otel calışanları. Gelen insanların profiline bakın. 500 €’ya tatil satan alan Alman, cebine 20 € koyup geliyor. Onunla da alırsa bir tane tişort alıyor."
TURKİYE'YE ALT TUKETİM GRUBU GELİYOR
"Gelenler artık, en ucuz fiyatlarla, deniz guneş kuma geliyorlar. En ucuz fiyatla en luks tatili aldıkları yer Turkiye. Antalya sahillerinde tatil yapan Fransız’a rastlamadım. Alt tuketim grubu geliyor Turkiye’ye Kuzey Avrupa’dan. Yaptığımız anketlerde otellerin cok guzel olduğu, ancak şehirlerin yerle bir olduğu goruşunde turistler. Bodrum’da beyaz evler yerine buyuk beton binalar yapılsaydı kimse gelmezdi şimdi."

BUKET UZUNER: TATİL KAVRAMI BANA ANLAMLI GELMİYOR
Panelin diğer konuşmacısı Yazar Buket Uzuner ise, tatil kavramını kendisi icin cok fazla bir anlam ifade etmediğini soyledi. Turistin sırt cantasını alarak gormeye ve keşfetmeye giden insan olduğunu soyleyen Uzuner, tatilin cok yeni bir kavram olduğunu kaydetti.
KENTLERİ ERKEKLER PLANLIYOR
Kentlerin planlamasında ve mimarisinde erkeklerin dominant olduğunu soyleyen Uzuner, kadınların turizm sektorunun icinde, hem calışan, hem de tatili planlayan olarak on plana cıkmaya başladığını soyleyen Uzuner, bunun ileriki surecte kadınların mimari konusunda da belirleyici olmalarını beraberinde getireceğini kaydetti.
Turizmin yıkıcı yanlarına da dikkat cek Uzuner, “Sadece HES’ler icin değil, turizm icin de doğayı yıkıyoruz. Butun bunları artık duşunmek zorundayız” ifadesini kullandı.
Kaynak

VitrA VE Turk Serbest Mimarlar Derneği tarafından VitrA Cağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları başlıklı bir panel duzenlendi. Moderatorluğunu ODTU Mimarlık Fakultesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. C. Abdi Guzer’in yaptığı panele, Yazar Buket Uzuner, Mimar Gokhan Avcıoğlu ve Oger Turk Tur Yonetim Kurulu Başkanı Vural Oger katıldı.

PROF. ABDİ OZER: TUKETİMİN EN YAYGIN OLDUĞU ALAN TURİZM
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) işbirliğiyle duzenlenen panelin acılış konuşmasını yapan Prof. Abdi Ozer, turizmin cok kolay sınırlanabilecek bir kavram olmadığını belirtti. Muhteşem Yuzyıl dizisinin cekildiği setin bile turizme acılabildiğini ifade eden Ozer, tuketimin kendini en cok gosterdiği alanlardan birinin turizm olduğunu, bu nedenle de turizm ile tuketim arasında onemli bir ilişki olduğunu kaydetti.
OTANTİK MEKANLAR ONCE YOK EDİLİP, SONRA TAKLİTLERİ YAPILIYOR
Mimari ile turizm arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Ozer, “Turizm giderek mimariden daha fazla guc almaya başladı. Kentteki bir muze veya tarihi yapılar kentin kaderini değiştirebiliyor, hatta marka kent olmasını beraberinde getirebiliyor” değerlendirmesini yaptı.Turizmin yıkıcı yanına da değinen Ozer, tuketim toplumunun gercek otantik mekanları once yok edip sonra ise taklidini yaptığını kaydetti. Ozer,
"Mimarlık ile turizm arasında guclu bir bağ var ve turizm giderek mimariden guc almaya başladı. Mimari yapısıyla bir muze tum kentin kaderini değiştiriyor. Veya marka kentler kavramı ortaya cıktı. Bircok kent mimari ozelliği ile on plana cıkmaya calışıyor. Dolayısıyla mimarlık ile turizm arasında fiziksel bir temsiliyet alanı var." değerlendirmesini yaptı.

GOKHAN AVCIĞLU: TURİZM BELLİ KALIPLAR İCİNDE İFADE EDİLEMEZ
Turizm ile mimari arasındaki ilişkinin konuşulduğu panelin diğer konuşmacısı Mimar Gokhan Avcıoğlu ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Turk halkı misafirperver bir halk. Bu yuzden de turizm bu ulkede bu kadar kolay gelişti. Turizm aynı zamanda belli kalıplar icinde ifade edilebilecek bir olgu da değil. “Turizm şoyle olur, turizm boyle olur” diye bir şey yok. Bir ulkeye giden turist o ulkenin gercek kulturunu ve yaşamını merak ediyor."
MİMARİ, MİMARLARA BIRAKILMAYACAK AKDAR ONEMLİ
"Turizmi konuşurken Antalya’dan hareket edemeyiz. Cunku orası yapay bir yer. Ancak Bodrum farklı. Bodrum’un kendine ozgu bir yaşam bicimi bir doğallığı var. Bodrum’da proje yapmayı seviyorum. Cunku buyuk kentlerde artık bir katlı, iki katlı projeler yapmak imkansızlaştı. Kucuk olcekli yerleşim yerlerinde oranın dokusuna uygun projeler hayata gecirebiliyorsunuz. Ote taraftan, var olan mimari anlayış sosyal ve kulturel yapının bir parcasıdır. Mimari işi, mimarlara bırakılmayacak kadar onemli bir konudur."

VURAL OGER: PRAG'A 25, İSTANBUL'A 10 MİLYON TURİST GİDİYOR
Turkiye’nin turizm bolgelerinde ortaya cıkan betonlaşma, cirkin yapılaşma ve turistin otellere hapsedilmesi ile ilgili sert eleştirilerde bulunan Vural Oger, ulkede tarih ve doğanın tahrip edilmesine ornek olarak ise Prag’a giden turist ile İstanbul’a gelen turistleri gosterdi. Prag’a 25 milyon turist giderken İstanbul’a 10 milyon turist geldiğini ifade eden Oger, şu noktaların altını cizdi:
RANT DUŞUNCESİ İLE YUKSEK BİNALAR DİKİLİYOR
"Prag’a neden 25 milyon turist gidiyor? Cunku oraya giden insanlar tarihin izini surebiliyor, tarih yaşayabiliyorlar. Bu kentte bir tane gokdelen bulamazsınız. Yuksek binalar bizde modern yapılar olarak pazarlanıyor. Ancak Avrupa’da yuksek binalar, alt gelir gruplarına hitap eder. Burada bir rant duşuncesi ile hareket ediliyor.Avrupa’nın gormediği tarzda bir betonlaşma var Turkiye’de."
BELEDİYELERE BIRAKILAN YERLER REZİL OLDU
"Diğer turizm ulkelerinde insanlar otelden cıktıktan sonra bir yaşamla karşılaşıyorlar. Antalya’da balık yiyebileceğiniz bir lokanta, piyano calan bir bar bulamazsınız. Turizm planlarının Ankara merkezli yapıldığı yerlerde turizm oluştu. Belediyelere bırakılan yerler ise rezil oldu. Turkiye turizmi 1950’lerde Kuşadası’nda başlamıştır. Biz onlara eleştirilerde bulunduk. Bu beton binaları yapmayın dedik. Ancak rant galip geldi."
MARMARİS SATMIYOR
"Biz surekli bir mastır plan yapılmasını, turizm bolgelerinin belediyelerin insafına bırakılmamasını istedik. Ama belediye başkanlarının eline bıraktılar, portakal ve muz bahceleri gidiyor, yapılaşma artıyor. Marmaris mesela, Sina Yarımada’sı gibi olabilirdi. Şimdi bakıyorsunuz Marmaris satmıyor. Oraya gelen insanlar farklı mimari gormek istiyorlar. Konyaaltı icin belediye başkanına burayı farklı planlayın dedik 20 yıl once. Ama başkan bize “ben goc alıyorum yuksek bina yapmalıyım “
ESKİDEN ODA - KAHVALTI 50 DOLARA SATTIĞIMIZ ODAYI ŞİMDİ 50 DOLARA HER ŞEY DAHİL SATIYORUZ
"Turizm Bakanlığı Turkiye’de ucuncu plandadır. Şu anda Turkiye’de hep nicelik konuşulur. Ama sahil ve cevrenin yok olduğu bir noktaya gelindi ulkede. Turizmde otantik mimari cok onemlidir. Diğer turizm merkezlerine gidenler bizdeki gibi kuleler goruyorlar mı? İnsanlara otantik bir atmosfer sunmak gerekiyor.Eskiden 50 dolara oda kahvaltı sattığımız odayı, şimdi 50 dolara her şey dahil satıyoruz.”
"Ben tatil yapacağım zaman Antalya’ya gitmem. 30 senedir Avrupa’dan Turkiye’ye turist getiren ve turizmi yonlendiren insanlardan biri olarak şunu soyluyorum: Turkiye’ye 30 milyon turist geliyor diyorlar. Bakıyorsunuz yuzde 75’i Antalya’ya geliyor. Antalya’ya gelenlerin buyuk bolumu her şey dahil olarak geliyor ve tanışıkları insanlar sadece otel calışanları. Gelen insanların profiline bakın. 500 €’ya tatil satan alan Alman, cebine 20 € koyup geliyor. Onunla da alırsa bir tane tişort alıyor."
TURKİYE'YE ALT TUKETİM GRUBU GELİYOR
"Gelenler artık, en ucuz fiyatlarla, deniz guneş kuma geliyorlar. En ucuz fiyatla en luks tatili aldıkları yer Turkiye. Antalya sahillerinde tatil yapan Fransız’a rastlamadım. Alt tuketim grubu geliyor Turkiye’ye Kuzey Avrupa’dan. Yaptığımız anketlerde otellerin cok guzel olduğu, ancak şehirlerin yerle bir olduğu goruşunde turistler. Bodrum’da beyaz evler yerine buyuk beton binalar yapılsaydı kimse gelmezdi şimdi."

BUKET UZUNER: TATİL KAVRAMI BANA ANLAMLI GELMİYOR
Panelin diğer konuşmacısı Yazar Buket Uzuner ise, tatil kavramını kendisi icin cok fazla bir anlam ifade etmediğini soyledi. Turistin sırt cantasını alarak gormeye ve keşfetmeye giden insan olduğunu soyleyen Uzuner, tatilin cok yeni bir kavram olduğunu kaydetti.
KENTLERİ ERKEKLER PLANLIYOR
Kentlerin planlamasında ve mimarisinde erkeklerin dominant olduğunu soyleyen Uzuner, kadınların turizm sektorunun icinde, hem calışan, hem de tatili planlayan olarak on plana cıkmaya başladığını soyleyen Uzuner, bunun ileriki surecte kadınların mimari konusunda da belirleyici olmalarını beraberinde getireceğini kaydetti.
Turizmin yıkıcı yanlarına da dikkat cek Uzuner, “Sadece HES’ler icin değil, turizm icin de doğayı yıkıyoruz. Butun bunları artık duşunmek zorundayız” ifadesini kullandı.
Kaynak
__________________