Unutkanlık nasıl nimet olur?
“Unutkanlık bir nimet midir, bir bel mıdır?”
Unutkanlık, insanoğlunun onde gelen sıfatlarındandır. Yerinde kullanılırsa bazen bir nimete, bazen bir rahmete vesile olur. Yerinde kullanılmadığında bazen tehlike ve dalÂlete vasıta olur; bazen de en hafif ifadeyle hastalıktan başka bir şey ifade etmez.
Her acımızı, her gun, ilk gunku tazeliğinde hatırlamış olsaydık, hayat cekilmez olurdu. Bu, sevinclerimiz icin de gecerlidir. Her gun yeni tecellîler, karşımızda boy gosterir ve biz dunu, onceki gunu, daha onceki gunu ve nihayet derece derece gecmişi unuturuz. Eskilerden iz kalmadan, her yeni gunun kederini ve sevincini yaşayabilmemiz icin unutkanlık bir rahmet ve nimet hukmundedir.
Unutmanın iki halini nazara veren Bedîuzzaman Hazretleri, bunlardan birinin “kemal hÂli”, diğerinin de “dalÂlet hÂli” olduğunu beyan eder. İnsanın nisyandan alınması; insanın her an, her davranışında “unutkanlık hÂline”, ya kemal şıkkıyla, ya da dalÂlet şıkkıyla mubtel oluşundan kinayedir.
Saîd Nursî Hazretlerine gore unutkanlığın en kotusu, iş, calışmak ve hizmet esnasında nefsin unutulmasıdır. Yani nefsin tembelliğe temÂyul gostermesi, hizmette kendini geri cekmesi, işte verimsizce oyalanması, tefekkurde malayani şeylere daha cok kayması, iş ve hizmet almak istememesidir. Nefsin, calışmakta ve hizmette kendini unutması tam bir vahamet ve dalÂlet hÂlidir. Bunun icin calışmak “ibadet” hukmunde teşvik edilmiş, alın teri ile kazanılan şeyler helÂl kılınmıştır. Kur’Ân, “İnsan icin calıştığından başkası yoktur”1 Âyetiyle nefsi tembelliğe ve kendini unutmaya karşı uyarmaktadır.
Hizmetlerde on safta koştuktan sonra, neticede, ucrette ve mukÂfatların dağıtımı esnasında nefsin unutulması ise unutkanlığın kemal hÂlidir. Nitekim dalÂlet ehli, kendisine bir iş veya ibadet teklif edildiğinde, başını havaya kaldırarak firavunlaşır. Fakat mukÂfat ve menfaat dağıtımı esnasında bir zerreyi bile terk etmez. Ehl-i kemal ise, calışmak, tefekkur, ibadet ve hizmet zamanlarında nefsini herkesten once ileri atar.
Fakat neticelerin alınması, fayda ve menfaatlerin temininde nefsini unutur, kendini en geride bırakır.2 Fatih’in cengÂverlerinden Ulubatlı Hasan’ın, muhasara gecesinde hunkÂr cadırına yaklaşarak, “HunkÂrım, sizden bir ricam var. Yarınki hucumda on safta bulunmak istiyorum. Oysa komutanım buna izin vermiyor. İlk hucum edenler arasında bulunamayacağım” diye sızlanarak, her hangi bir dunyevî menfaat aramaksızın hizmet ve mucÂhede icin on safta bulunmak istemesi konumuza ornek teşkil etmektedir. “İyilik yap, at denize; balık bilmezse HÂlık bilir” atasozumuzu burada hatırlamalıyız.
Yani yeter ki Allah icin iyilik yap, hayır yap, ibadet yap, guzel şeyler yap, salih amel işle… İnsanlar bilmese de onemli değil; Allah biliyor ya... O yeter. Allah onu yok saymaz, kucuk gormez, unutmaz ve senin en muhtac olduğun bir zamanda en guzel mukÂfatla mukÂfatlandırır. Oyleyse Allah icin hizmette hep one atılmaya calışmalı.
__________________
Unutkanlık Nasıl Nimet Olur ?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Unutkanlık Nasıl Nimet Olur ?