VE
SEVGİYLE ANALIM!
Her insanda ayıp ve kusur bulunur. Fakat Muslumalar sadece kusurları gorup yazarsa; bugun ve gelecekte hatalardan başka ne okunur, ne konuşulur?
Bu durumda her yeni nesil, gecmişine sovecektir ve onları lanetleyecektir! Kusurları ifşÃ‚ etmek de, lanetlemek de, kotuluğe vesile olmak da mu'minlerin sıfatları değildir!
Musluman, din kardeşini hayırla anar, onun hakkında husn-u zann'da bulunur, kusurlarını yayıp acıklamaz, gizler ve onun affedilmesi icin dua eder.
Rabbimiz şoyle buyurmaktadır:
"Onlardan sonra gelenler derler ki: 'Rabbimiz, bizi ve bizden once iman etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hicbir kin bırakma! Rabbimiz, şuphesiz ki Sen cok esirgeyicisin, cok merhametlisin.'"
(Haşr: 10)
Peygamberimiz de şoyle buyurur: "Kucuklerimize merhamet etmeyen, buyuklerimize hurmet etmeyen bizden değildir." (Tirmizî, Musned, TaberÂnî

Muslumanlar arasında sevgi, saygı, hurmet ve şefkat vardır. Bu, Selef-i SÂlihîn'in;
"Ben, ancak guzel ahlakı tamamlamak icin gonderildim" (Musned-i Ahmed) buyuran, Peygamberimizden oğrendiği bir İslam ahlakıdır.
Hadiste "buyuklerimiz" diye ifade edilenler bazı alimlere gore; ilim bakımından buyuk olan kimselerdir. Yani ilim ehlidir, alimlerdir.
Dolayısıyla bu Hadis-i Şerif'e gore; alimlere hurmet edip, saygı gostermek ve değer vermek İslam ahlakının bir gereğidir.
Alimlerin ummet icindeki değeri, pek cok Hadislerde detaylıca beyan edilmiştir. İlim ehli, cennete de inşÃ‚allah ilim kapısından girecektir.
Alimin faziletini acıklayan bir kac Hadis zikredelim:
İlk iki Hadisi, ezberlenilmesi temennisiyle metniyle birlikte veriyoruz..
فضل العالم على العابد كفضلي على أدناكم
"Alimin (ilim sahibinin) Âbid (ibadet eden)'e ustunluğu, benim sizden (imanca) en aşağı olanınıza olan ustunluğum gibidir." (Tirmizî, İlm)
فَقِيهٌ وَاحِدٌ أشَدُّ عَلى الشَّيْطَانِ مِنْ ألْفِ عَابِدٍ
"Tek bir fakih, şeytana bin Âbidden daha cetindir." (Tirmizî, İlm)
İnsanlara ilim oğreten kimse icin, herkes ve her şey bağışlanması icin dua eder:
Peygamberimiz şoyle buyurdu: "Allah TeÂlÂ, melekleri, semÂvat ehli, yuvasındaki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, insanlara hayrı (ilmi) oğretene mağfiret duasında bulunur." (Tirmizî, İlm)
"Kim bir ilim oğrenmek icin bir yola sulûk ederse (girerse), Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim tÂlibinden memnun olarak kanatlarını (uzerlerine) koyarlar. Goklerde ve yerde olanlar hatta denizdeki balıklar alim icin istiğfar ederler (bağışlanma talep ederler). Alimin Âbid uzerindeki ustunluğu, dolunaylı gecede ay'ın diğer yıldızlara ustunluğu gibidir. Alimler, Peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasip elde etmiştir."
(Ebû DÂvud, İlm; Tirmizî, İlm; İbn MÂce, Mukaddime)
İlim talebesi, Allah yolundadır:
"İlim talebi icin yola cıkan kimse donunceye kadar Allah yolundadır." (Tirmizî, İlm)
İlim tÂlibinin oğrendiği ilim, gunahlarına keffÂretir:
"Kim ilim taleb ederse, bu işi, gecmişteki gunahlarına keffÂret olur" buyurmuştur."
(Tirmizi, İlim)
İlmini acıklamayıp, gizleyen ateşten bir gem ile gemlenecektir:
"Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip soylemezse (Kıyamet gunu) ateşten bir gem ile gemlenir."
(Ebû DÂvud, İlm; Tirmizî, İlim)
Hadislerden de anlaşılacağı gibi; alimler ummetin gozudur, kalbidir.. Kendini bilen her Musluman, ilmin ve alimin faziletinden ve değerinden haberdardır.
İlmin tarifsiz onemini idrak edemeyen, alimlerin ilim sıfatından kaynaklanan değerlerini anlayamayanlar, ancak gÂfil ve cÂhil kimselerdir.
Âhir zamanın kıyamet fitnelerinden en buyuğu, ilmin ortadan kalkması ve alimlerin olerek azalmasıdır! Bu donemde ilim ehli oldukce yerlerine de yenileri yetişmez!
Tum insanlık icin en buyuk fitne cehÂletin yaygınlaşması ve ilim ehlinin yetişmemesidir. Bu zamanda cÂhiller, alimlerin hakkı olan makamlara gecerler!
Ehil olmadan bir takım makamları işgal edip, ilim ve bilim kursulerinde yer alanlar, ilimsizce fetva verip hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.
Gercek ilim ehli olanlar, bırakın cÂhilî makamlara sevdalanmayı, cÂhiller icinde bile yaşamak onlara eziyet ve zul olur.
Herkesin ilim ehli olması belki zordur ama; herkes alimin değerini bilebilir. Bu da haddini bilmektir ki; buna edep de denir!
Hadisimizdeki "buyuklerimiz" tabiriyle yaşca buyuk olanların da kastedilmiş olması mumkundur.
Bu durumda da her Musluman, kendisinden yaşca buyuk olana hurmet eder, saygı gosterir.
Duşunsenize, kendisinden bir yaş buyuk olan herkese, kucukler yani hepimiz saygı gosteriyoruz. Buyuklerimiz de kucukleri seviyor, merhamet ediyor, şefkat gosteriyor.. Bunun sonucu saygılı bir toplum meydana gelir.
Butun beşeri sistemler bir araya gelseler, bu buyuk sevgi inkılÂbını gercekleştiremezler! İslam ise, tek bir buyrukla kalplere tesir eder ve bu sevgi toplumunu inşÃ‚ eder!
Boylece butun kalpler birbirlerini sevmeye ve saymaya başlıyorlar. Bundan guzel bir dunya olabilir mi? Bu, herkesin ruyası değil midir?
Bu ruyayı gerceğe donuşturmek biraz da biz insanlığa bağlı! Unutulmamalıdır ki, her ruya gercek hayattan bir kesittir. Ruyasını gorduğumuz bu hayali, gerceğe donuşturelim! Hayal gercek yerine, gercek hayali yaşayalım! Ruyalarla yetinmeyelim..
Hani masallarda bir hayal ulkesi varmış ve o ulkede herkes huzur, sevgi, saygı, barış ve kardeşlik icerisinde yaşarlarmış..
Boylesi bir dunyada yaşamayı kim istemez ki, değil mi? Peki bu hayatı inşÃ‚ etmek icin en onemli gerceğin sevgi ve saygı olduğunu neden unutuyoruz?
O hayal ulkesine ulaşmanın anahtarı sadece sevgi ve saygı!
O ulkenin anahtarı canavarın ininde yada ağzında değil! KÂf dağında veya periler ulkesinde de değil! Aslında cok yakınımızda.. Bizim icimizde.. Yureğimizde.. Birbirimizi Allah icin sevmek, hurmet edip saygı gostermek.. Kibirlenmemek, buyuklenmemek.. Tum kotulukleri terk ederek Âdeta melekleşmek..
O anahtar; sevgi... Bu anahtar, tum kalpleri acar. "kalplerimiz kılıflı" diyenler bile bir gun gelir; iman eder.. Ama, toplumumuzda sevgi oğretmenleri ve sevgili oğrenciler yetiştirebilirsek..
İslam, buyuklenmemeyi, gururlanmamayı, tevÂzuyu, hoşgoruyu emreder.
Bir Musluman, kendisinden yaşlı bir kimseye "o, benden daha tecrubeli, bilgili" diye değer versin..
Yaşı buyuk olan da, kendisinden daha genc olana "bu gencin gunahı benden daha az" diye sevsin..
Ve her Musluman da, ilim ehline "bu kimsenin ilmi benden cok" diye hurmet etsin..
Bakın, insanların birbirlerine hurmet etmek ve sevmek icin ne kadar cok nedenleri var. Bunlar, Hadis cercevesindekilerin başlıcaları...
Sen, falan komşunun cocuğunu "yetim" diye sev, şefkat goster, oburu "akrabam" diye saygı duysun, bir diğeri "fakir" diye kol kanat gersin.
Siz de; ailenizi, akrabalarınızı, arkadaşlarınızı, komşularınızı, carşıda/pazarda goruştuklerinizi, hocalarınızı, talebelerinizi, muşterinizi, işvereninizi vb sevmek icin kendinizce gerekceler bulabilirsiniz...
Sevmekten korkmayın!
Allah icin sevin, sevilin, sevinin..
Bu dunyadan sevmeden, sevilmeden, saymadan, sayılmadan gidersek; -Allah korusun- hicbir iz, eser bırakmadan gitmiş oluruz!
Sanki hic bu dunyaya uğramamış gibi.
Âhirette goruruz sevgi gerceğinin onemini..
Allah'ın hem etken hem de edilgen tek sıfatının sevgi sıfatı olduğu gerceğini.. Allah Vedûd'dur yani; "en cok seven" ve "en cok sevilen". Rabbimizin tum sıfatları ism-i fÂil iken; bu sıfatı hem de ism-i mef'ûl anlamı taşır. Allah, kendisini sevmemizi emrediyor. Kendi dostlarını sevmemizi emrediyor. İşte bu imandır! Allah icin sevmek, Allah "sev" dedi diye, sevmek...
Asıl konumuz, Musluman kardeşlerimizi kotu sozlerle anmamak, onlardan her ortamda hayırla bahsetmek ve onları huzurlarında ve gıyaplarında koruyup savunmak gibi onemli meseleye dikkat cekmek olduğu icin; bu ana meselenin icinde "sevgi" konusuna da cam sakızı coban armağanı mesabesinde temas ettik.
Yoksa sevgi konusu bir omur boyu işlenmesi gereken bir konudur! Bir kac satırla yada bir kac kişinin sadrıyla sevgi tanımlanamaz! O, cok yuce bir duygudur...
Allah icin olmayan hicbir ilgi, alaka, beğenme, hoşlanma da sevgi diye isimlendirilmez; o esir edici bir tutkudur! Sevgi ile tutku tamamen birbirinden ayrıdır! Sevgi, ozgurluktur; tutku esÂrettir!
Rabbim; hepimizi sevsin, sevindirsin, sevdiklerine sevdirsin, sevdiklerine bahşedeceği sevince ortak kılsın. (Amin)
Yusuf Semmak
(Forumlarda ve Sitelerde Yayınlayabilirsiniz.)
__________________