Sevgili dostlar toplumların ahlaki yapılarının dejenere edilmesi ve cinsel sapkınlıkların yayılması icin uğraşan "gizli grubun" en cok kullandığı arac televizyon ve bu alanda en cok kullandıkları platform ise televizyon dizileridir cunku diziler bir tek filmden cok daha uzun surecte ve sık tekrarlamalara uygun donuşturme araclarıdır. Şimdi size buna ornek olarak bir TV dizisi operasyonunun baştan sona hikayesini vereceğim. 1996 senesinde Amerika'da Candace Bushnell isimli bir kadın Sex and the City isimli bir kitap yazdı. Tum gencliğini "parti kızı" olarak gecirmiş ve ozellikle New Yorkta bulunan ve her tur homoseksuel ilişki,seks alemleri ve uyuşturucu tuketimi ile meşhur olan Studio 54 isimli diskonun onde gelen kaşarlarından bu bayan kendi hayatından ilham alarak yazdığı bu kitapta her tur sapık ilişkisini meydana dokuyordu. Kitabı basan Warner şirketi bu kadına medyada koşe yazarlığı yaptırmakla kalmadı bu konsept uzerine bir de dizi cekmeye karar verdi.

Dizi New Yorkta aynı evde kalan dort kadının uzerine kurulmuştu ve bu kadınlar dizinin başlangıcı olan 1998 tarihinden 2004 yılındaki bitimine kadar her tur evlilik dışı ilişki ve turlu sapkınlığı anlatan onlarca bolume konu oldular. Dizi gene Time Warner şirketine ait HBO kanalında piyasaya suruldu ve Turkiye dahil pek cok ulkede oynatıldı. Dizi uzerine pek cok magazin dergisi makalesi ve kitapta yazıldı. Dizinin senaristi Yahudi asıllı Darren Starr daha once gene ulkemizde oynayan ve gene işi gucu birbirleriyle ilişkiye girmek olan genclerin anlatıldığı "Beverly Hills 90210" dizisinin de senaristiydi. Acık olarak homoseksuel bir hayat yaşayan bu senarist yaptığı calışmalardan oturu 2003 yılında Amerikan Yahudi Kulturu vakfının onur odulunu aldı. Dizinin ana karakteri Carrie rolunu Yahudi asıllı Sarah Jessica Parker oynamaktaydı. Miranda rolundeki yardımcı oyuncu Cynthia Nixonda 2004 senesinde uzun suredir lez. olduğunu ve bir başka kadınla beraber yaşadığını acıkladı. Dizinin bitmesinden sonra Time Warner şirketi propagandayı bu sefer kitaplarla devam ettirerek dizideki bayan oyunculardan Kim Catralla iki kitap yazdırdı. Dizinin en seks manyağı karakterini canladıran bu kadına once "Kadın org..mı sanatı" sonrada daha yeni cıkan ve kapağında soyunuk poz verdiği "S..suel Zeka" isimli kitaplar yazdırıldı. Bu kitapların her ikisi de gene Time Warner şirketi tarafından basılmıştı.

Durumu bir toparlarsak cinsel sapkınlıklarla dolu hayatını yazan bir kadının romanı once dizi haline getirilip tum dunyaya pazarlanıyor ve altı sene suren dizinin bitmesinden sonrada dizinin oyuncularına gene seksle ilgili kitaplar yazdırılıyor ve tum bunlar ne hikmetse hep aynı şirket tarafından yapılıyor. İşte size cok guzel bir televizyon uzerinden toplum şekillendirme operasyonu orneği. Benzeri operasyonlar Turkiyede de yapılmaktadır ve bugun ortaya dokulen ahlaki dejenerasyon alametlerinde buyuk etkileri vardır. Nasıl ki yetmişli yıllarda "Kucuk Ev" gibi dizilerle misyonerlik ve "Dallas" gibi dizilerle kapitalist ahlaksızlık reklam edilmişse bugunde başta evlilik dışı ilişki, mafya ve etnik koken temalı dizilerle bu propagandaların benzerleri cok daha buyuk capta yapılmaktadır. Televizyon insanlığa en faydalı araclardan biri olabilecekken tum amacları dunya hakimiyeti olan "gizli grubun" yediği haltlar sayesinde en tehlikeli beyin yıkama araclarından biri haline donuşturulmuştur. Aklımızı kullanmamızın ve değerlerimize sahip cıkmamızın bundan daha onemli bir hale geldiği başka bir donem hic olmamıştı.

ALINTI.
__________________