İslÂm, iman, ihsan ve aşka dayalı bir deruni tecrubenin dışa yansıyış bicimi olarak ‘ahlak nizamı’dır. Bu nizamda en esaslı yer tutan ise insana saygıdır. Yukarıda acıklamaya calıştığımız gibi, insan, bir damla uzviyetten cıkarak Allah’a uzanan hareket iradesidir. Bu yuzden İslÂm’da her şey ‘insan’ icindir. Kur’Ân’da hicbir ayrıma tabi tutulmadan mutlak manada ‘insan’ın halife olduğunun beyan edilmesi bunu gostermektedir.

Yazımızın bu son bolumunde Peygamberimizin (s.a.s.) sevgi, saygı ve hoşgorusunu gosteren bazı ornekleri nakledeceğiz.

Enes (r.a.) anlatıyor: ‘Bir ara mescitte oturuyorduk. Resulullah’ın herkesi mest eden sohbetini dinliyorduk. Bir bedevi geldi. Biraz Resulullah’ı dinledi. Fakat sıkışmış olacak ki kalktı, mescidin bir koşesine idrarını yapmaya başladı. Cemaat uzerine yurudu. Efendimiz (s.a.s.); ‘bırakın mudahale etmeyin, tamamlasın’ dedi. Sonra adamı cağırdı; ‘bak’ dedi, burası mescid. Burada namaz kılınır, Kur’Ân okunur. Allah’a ibadet edilir. Senin şu yaptığın burada olmaz’. Resulullah sonra cemaatten birilerine bir kova su ile oranın temizlenmesini emretti.

Resulullah birinin cenaze namazını kıldırmaya hazırlanırken Hz. Omer: ‘Hayır, siz bu adamın namazını kıldırmayın’ diyerek onun işlediği kotuluklerden ornekler vermeye başlamış. Efendimiz cemaate donmuş, ‘bir tane dahi olsa bu adamın iyiliğini goren kimse yok mu?’ deyince biri; ‘ben gordum. Ordu bir savaştan donmuş, dinlenmeye cekilmişti. Komutan gonullu nobetciler istemişti. İlk kabul eden bu adam oldu. Sabaha kadar nobet tuttu’ diye cevap vermiş. Bunun uzerine Resulullah adamın namazını kıldırmış, kabrine kadar da refakat etmiştir. Sonra Hz. Omer’i cağırmış; ‘Ey Omer, biz insanların iyilikleri dururken onları kotulukleriyle değerlendirme hakkına sahip değiliz’ buyurmuştur.

Rasullah’ın veda hutbesi de insana saygının evrensel dusturları ile doludur: ‘Ey insanlar unutmayınız ki hepiniz Âdem’densiniz. Âdem de topraktandır. Arabın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap olana, beyazın siyaha, siyahın beyaza ustunluğu yoktur. Ustunluk ancak takva iledir. (Kotuluklerden ve zulumden sakınarak olgun insan olmaya calışmakladır.) Allah Teala sizi değerlendirirken fiziki yapınıza, servetinize bakmaz. Kalbinizde barındırdığınız imani değerlere ve işlerinize bakar’.

Resulullah’ın sohbetlerine katılan Yahudi bir genc varmış. Bir ara sohbetlerde gorulmemiş. Peygamberimiz sorunca ‘hasta yatıyor’ demişler. Bunun uzerine Resulullah birkac arkadaşını da yanına alarak genci ziyarete gitmiş. Genc, olumle penceleşiyor. Resulullah’ı yanında gorunce sevinmiş ve kalkarak ona saygıda bulunmak istemiş. Resulullah onun halini hatırını sormuş ve moral vermeye calışmış. Bir ara gence, imanla Allah’a kavuşmasını arzuladığından, kelimei şehadet getirmesini tavsiye etmiş. Genc istekli fakat babasından cekiniyormuş. Babası Resulullah’ın insana saygıyı esas alan bu davranışından da etkilenerek oğluna seslenmiş: ‘Oğlum teklif sahibini tanımaktayız. Onun kotu şeyi onerdiği gorulmuş mudur? Serbestsin’. Bunun uzerine genc kelimei şehadet getirmiş ve hemen sonra ruhunu teslim etmiş. Resulullah buyurmuşlar: ‘Gencin bu davranışı arkasındaki kufur yukunu darmadağın etti…’

Resulullah (s.a.s.) bir cenaze gecerken ayağı kalkmıştır. Yanındakiler; ‘Ey Allah’ın Rasulu bu bir Yahudi kadındır’ diyerek Resulullah’ın davranışını garipsediklerini ima etmişler. Peygamberimiz tepki gostermiş ve ‘insan değil mi?!’ buyurmuşlardır.

Sonuc Yerine

İslÂm; fert, aile ve toplum hayatında insanilik, insanın kendini gercekleştirme azmi, temiz fıtrata uygun bir hayat nizamının sağlanması, insanların fıtratlarında getirdiklerine yabancılaşmasının onlenmesi, ilahi aşkın tezahurleri olarak kabul edilebilecek sevgi, saygı, hoşgoru gibi değerlerlerle mumkun olacaktır. Bu yuzden dini hayatımızın canlı olması gerekmektedir. Fıtratımızda saklı bulunan bu duyguyu goz ardı edip o boşluğu doldurmak icin başka alternatifler aramak, insanlık sınırlarını zorlamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu takdirde hayatta anlaşmazlıkların cozum yolu, şiddet, duşmanlık, kin ve kaba kuvvet olmaya devam edecektir. Ve ne yazık ki dunya ahiret mutluluğuna kavuşabilmesi icin yaratılan insanın bu mutluluğa kavuşması, satırlarda kalmış bir temenniden oteye gecemeyecektir.


Kaynak : dini ilimler dergisi
__________________