“EY İNANANLAR!
MUMİNLERİ BIRAKIP DA KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN!”
(NİSÂ: 144)
Kufru hoş goren narcılar Allah-u TeÂlÂ’nın koyduğu hudutları inkÂr edip kaldırdılar. Onlara tÂbi olanların hepsini kufur icine daldırdılar. Hepsi kufre duştuler. Allah-u TeÂl Âyet-i kerime’sinde: “Onlarla dost olan onlardandır.” Beyan-ı ilÂhîsini ferman buyurmuştur. “Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (MÂide: 51) İşte bu Âyet-i kerime onlara kÂfidir. Bu Âyet-i kerime onların işini bitirir. Bu uzun uzun beyanlarımıza gelince halka hakikatı duyurmak icindir. Bu Âyet-i kerime bu hareketleri reddediyor ve “Kim ki kÂfirlere uyarsa o onlardandır” buyuruyor. Emr-i ilÂhi boyle olduğu halde bu kufru hoş goren narcılar bu hoşgoruyu narcılık dinine gore mi yoksa İslÂm dini namına mı yapıyor?
Kufru Hoş Gorenler:
Kufru hoş goren narcılar Allah-u TeÂlÂ’nın koyduğu hudutları inkÂr edip kaldırdılar. Kendilerine tÂbi olanların hepsini kufur icine daldırdılar. Hepsi kufre duştuler.
Allah-u TeÂl MÂide sûre-i şerif’inin 51. Âyet-i kerime’sinde:
“Onlarla dost olan onlardandır.”
Beyan-ı ilÂhîsini ferman buyurmuştur.
Allah-u TeÂl yahudi ve hıristiyanlarla dost olmayı, onlarla aynı safta bulunmayı, onlarla muminler gibi haşır-neşir olmayı yasaklamış, onlara gosterilecek bir dostluğun kotu neticesini Âyet-i kerime’sinde ihtar buyurmuştur:
“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin!” (MÂide: 51)
Bu ilÂhî hitab, İslÂmiyet’in ilk yıllarından itibaren kıyamete kadar gelip gececek olan butun muslumanlaradır.
Onlar İslÂm’ın ve muslumanların duşmanıdırlar, muslumanların başına daima bir gaile cıkarmaktan ve kotuluk etmekten başka bir şey duşunmezler. Dinini terkedip kendilerine tÂbi olmadıkca, hic bir muslumandan memnun olmazlar.
Muslumanlarla savaşmak hususunda tarih boyunca daima dinsizlerden yana olmuşlardır. İki yuz yıl boyunca haclı seferleriyle İslÂm beldelerine saldıranlar onlardır.
İslÂm’a ve muslumanlara karşı kufrun tek millet olduğuna delil:
“Onlar birbirinin dostudurlar.” (MÂide: 51)
Onlar hic bir yerde, hic bir tarihte muslumanlara dost olmamışlardır. Muslumanlarla savaşmakta her zaman icin birbirine dost olmuşlardır. İnkÂr ve sapıklıkta birleştikleri icin, muslumanlara karşı bir el gibidirler.
“Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (MÂide: 51)
Onlara benzemiş, onlardan bir kimse gibi olmuştur. Onların hukmu ne ise, onların da hukmu o olur. O artık İslÂm’a değil, onlara ve isteklerine hizmet eder. Netice itibariyle onlardan sayılır, ahirette onlarla beraber haşrolur. Onlardan olandan başkası onlarla dost olmaz.
İşte bu Âyet-i kerime onlara kÂfidir. Bu Âyet-i kerime bu hareketleri reddediyor ve “Kim ki kÂfirlere uyarsa o onlardandır” buyuruyor. Emr-i ilÂhi boyle olduğu halde bu kufru hoş goren narcılar bu hoşgoruyu narcılık dinine gore mi yoksa İslÂm dini namına mı yapıyor?
Bu sert ve şiddetli hukum, muslumanların onlardan uzak durmalarını ve sakınmalarını ihtar icindir.
“Şuphesiz ki Allah, zÂlimler guruhunu hidayete erdirmez.” (MÂide: 51)
İradelerini dalÂlete sarfettikleri icin, hidayete mustehak değildirler.
Bu halleriyle İslÂm’ın izzetini ayaklar altına almış, hem Allah-u TeÂlÂ’nın dinine, hem kendilerine, hem de muslumanlara zulmetmiş oldular.
İmanın alÂmetlerinden birisi de hic şuphesiz ki Allah-u TeÂlÂ’nın duşmanlarından nefret duymaktır.
İman ve Kufur Berzahı:
Merakla sorulan bir soru:
“Fethullah bunlarla dostluğu yani kufru hoş gormeyi Narcılık dininin namına mı yapıyor, yoksa kendisini muslumanmış gibi mi gostermeye calışıyor?”
Boyle bir sapıtmayı İslÂm dini reddeder. “O onlardandır” der. O halde bunun acığa cıkması lÂzımdır. Narcılık dini namına yaptığını belirtmesi ve ilÂn etmesi gerekiyor.
Allah-u TeÂl Âyet-i kerime’sinde babalar ve oğullar dahi olsa, kufru imana tercih ettiklerinde, onlarla dostluktan menederek şoyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Kufru imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyin.
Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zÂlimlerdir.” (Tevbe: 23)
Yani, başkaları şoyle dursun oz babalarınızı, oz kardeşlerinizi bile, kÂfirliği muminliğe tercih ettikleri takdirde dost edinmeyin, kufre yardımcı olmayın.
Allah-u TeÂl bu gibi kimseleri Âyet-i kerime’sinde “Muminler yerine kÂfirleri dost edinmek” sıfatı ile vasıflandırmıştır:
“Onlar muminleri bırakıp kÂfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah’a aittir.” (NisÂ: 139)
Allah-u TeÂl boyle buyurduğu halde şu duruma bir bakın!
Bu Âyet-i kerime onların ic durumlarını ne kadar guzel beyan ediyor!
Allah-u TeÂlÂ’nın izzet vermediği kimseler hic bir şekilde şerefli olamazlar. O muminleri şerefli kılmıştır. Şu halde kÂfirlerin dostluğundan şeref beklemek ne kadar terstir!
Allah-u TeÂl değil onlarla dost olmayı, onlarla oturup kalkmayı bile yasaklamaktadır:
“O size kitap’ta şunu indirdi:
Allah’ın Âyetlerine kufredildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, onlar başka bir soze gecmedikce yanlarında oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.
Doğrusu Allah munafıkların ve kÂfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (NisÂ: 140)
Onlarla aralarında hic bir fark kalmayacaktır. Cunku kişi sevdiği ile beraberdir. Dunyada hemhal oldukları gibi cehennemde de beraber bulunacaklardır.
Allah-u TeÂl Kur’an-ı kerim’inde yahudi ve hıristiyanların, aralarında hukum vermek uzere Allah’ın kitab’ına cağrıldıkları zaman yuz cevirip geri donduklerini beyan buyurmaktadır. Bu yuz cevirip geri donuşlerinin sebebi, onların Allah-u TeÂlÂ’nın aziz edici, zelil edici, mulkun sahibi, her şeye kÂdir olduğunu kabul etmeyişleridir.
Allah-u TeÂl Âyet-i kerime’sinde şoyle du etmemizi emir buyurmaktadır:
“De ki: Ey mulkun gercek sahibi Allah’ım! Sen mulku kime dilersen ona verirsin, kimden dilersen ondan alırsın. Kime dilersen ona izzet verirsin, yukseltirsin. Kime dilersen ona zillet verirsin, alcaltırsın. Hayır senin elindedir. Sen her şeye kadirsin.” (Âl-i imran: 26)
Âyet-i kerime’de şoyle buyuruluyor:
“KÂfirlere ve munafıklara itaat etme!” (Ahzab: 48)
Bu Âyet-i kerime hakkında Elmalılı Hamdi Yazır Efendi tefsirinde şoyle soylemektedir:
“DÂvet gorevini yerine getirirken onlara dost gibi gorunmek, alcaktan almak, tebliğde yumuşak davranmak yasaklanıyor. Yasaklama ve uzlaştırma, abartı ile onları heyecana getirmek icin mÂn ‘İtaat etme!’ biciminde olumsuz ifade edilmiş ve Allah’ın emirlerini tebliğde bir nebze hoşgoru, kÂfirlere ve munÂfıklara itaat etmek mÂnÂsında olduğu anlatılmıştır.”
__________________
kafirlerle dost olmayınız
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- kafirlerle dost olmayınız