Sozlukte "bitirmek, yok etmek; yoksul duşmek; malı veya parayı elden cıkarmak" anlamlarına gelen infÂk, dinî bir terim olarak, Allah'ın hoşnutluğunu kazanma amacıyla kişinin kendi servetinden harcamada bulunması, ihtiyac sahiplerine aynî ve nakdî yardım etmesi demektir. Bu yonuyle infÂk, hem farz olan zekatı hem de gonullu olarak yapılan her ceşit hayrı icerir. İnsanın sahip olduğu servetin gercek sahibi Allah'tır. O'nun emanet olarak verdiği bu servetten başkalarına vermek gerekir (Nûr, 24/33). Kur'Ân'da Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde olan muttaki mu'minlerin ozellikleri sayılırken bunlar arasında infÂk da zikredilmiştir (Bakara, 2/2-3). İnfÂk ve tasadduk gosterişten uzak, yalnız Allah rızası icin yapılmalı; infÂkta bulunan kimse, infÂkta bulunduğu kişinin onurunu zedeleyecek davranışlardan kacınmalı, malın iyisi ve kalitelisinden vermeli; verirken ozellikle gercek ihtiyac sahiplerini arayıp bulmalıdır (Bakara, 2/261-274). Varlıklı muslumanların mallarında yoksulların hakları bulunduğunun ifade edilmesi (ZÂriyÂt, 51/19; Me'Âric, 70/24-25) zenginlerin, ihtiyac sahiplerine yardım yapmakla yukumlu olduğunu gosterir. Hadislerde aile fertleri icin yapılan harcamalar infÂk kavramıyla ifade edilmiş ve bu tur harcamaların sadakaların en hayırlısı olduğu belirtilmiştir (Ahmed, V, 277; Muslim, zekat, 38, 39). Kur'Ân'da genellikle iyiliklerin sevabı bire on olarak gosterildiği halde, Allah yolunda infÂkın sevabının bire yedi yuz olduğu bildirilmiştir (Bakara, 2/261). Bu infÂkın AllÂh katındaki değerini gosterir.
__________________