İnsanlar Bu Dunyaya Nereden Gelmişlerdir?

İnsanlar bu dunyaya, ruhlar Âleminden gelmişlerdir. Allah, insanların bedenlerinden evvel ruhlarını yaratmıştır. Daha sonra her bir ruha ayrı bir beden elbisesi giydirerek onları şu dunyaya gondermiştir.

İnsanlar Bu Dunyaya Nicin Gelmiştir?

Allah'a îman ve O'na ibÂdet icin gelmiştir.

Kur'Ân-ı Kerîm'de bu hususta şoyle buyurulur:

"Cinleri ve insanları, ancak beni tanıyıp îman etsin ve ibÂdette bulunsunlar diye yarattım." (ez-ZÂriyÂt, 56).

İnsanlar Bu Dunyaya Ne Halde Gelirler?

Butun insanlar, bu dunyaya İslÂm fıtratı uzere, yani, Musluman doğarak gelirler. Sonradan buyuyunce herbiri ya kendi akıl ve iradesini iyiye kullanarak İslÂm fıtratı uzere yaşamaya devam eder, Muslumanca bir hayat surerler... Veya menfî cevrelerin te'sirinde kalarak, bu temiz fıtratlarını değiştirir, İslÂm'ın dışında bir hayat surmeye başlarlar. Bu hususa Peygamberimiz, bir hadîs-i şeriflerinde şu şekilde işaret buyurmuşlardır:

"Her doğan, İslÂm fıtratı uzere doğar. Sonra onu, anası - babası (yakın cevresi) Yahudî, Hıristiyan ve Mecusî yapar."

Ne Zamandan Beri MuslumÂnız?

KÂlû BelÂ'dan beri Muslumanız.

KÂlû Bel Ne Demektir?

Allah dunyayı ve icindeki varlıkları yaratmadan evvel, oncelikle gelmiş ve gelecek butun insanların ruhlarını yaratmıştır. Bunları ruhlar Âlemi denilen bir Âlemde bir araya getirmiştir. Daha sonra hepsini birden huzurunda toplayarak kendilerine hitÂben:

- Ben sizin Rabbiniz değil miyim? diye sormuştur. Ruhlar da:

- Evet, sen bizim Rabbimizsin, diye cevab vermişlerdir. "Ancak sana ibÂdet eder, senden yardım dileriz" demişlerdir. İşte bu konuşmanın vuku' bulduğu zamana, KÂlû Bel denir.

Allah daha sonra insan ruhunun bu sozunde ne derece samimî ve doğru olduğunu ortaya cıkarmak icin, şu dunyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Ve her bir ruhu ayrı bir bedene yerleştirerek, onları belli zaman aralıklarıyla şu imtihan meydanına gondermiştir. Boylece insanın onune iki yol acılmıştır:

Ya akıl ve iradesini iyiye kullanarak KÂlû BelÂ'daki gibi Allah'ı Rab tanımakta devam edecektir. Yahut da iradesini ve aklını kotuye kullanarak Rabbini ve Allah'ını inkÂr edecek, O'na kulluktan kacacak, şeytan'ın yoluna sapacaktır.

Allah'a sonsuz şukurler olsun ki, biz Muslumanlar, KÂlû Bel zamanında Rabbimize verdiğimiz sozde duran kimseleriz. İnşÃ‚allah son nefesimize kadar da bu sozumuzde durmaya devam edeceğiz.
__________________