Coğunluğa uyma!
Umit Şimşek
Yeryuzundekilerin coğunluğunauyacakolursanseni Allah yolundansaptırırlar.Onlar ancakzanpeşindengiderveuydurupdururlar.
En’ÂmSûresi, 6:116
BUTUN CAĞLARAışıktutacakbirilkeyimu’minleredersverenbu yet, insantoplumlarınınonemlibirprobleminedairbirtespit de yapıyorvebukonudabize son derecedeğerliolculerveriyor.
Âyet, herşeyden once, bize şu gerceği gosteriyor:
Hakikat ile kalabalık arasında bir ilişki yoktur.
Bu yuzdendir ki, hakikati araştıranlar ve doğru yolu bulmak isteyenler, kalabalıkların peşine takılarak amaclarına ulaşamazlar. HattÂ, tam tersine, kalabalıkların bu konuda yanlış yonlendirme yapması daha fazla muhtemeldir. Cunku coğunluğun Âdeti, hakikati araştırmak ve kesin bilgiyle bir sonuca varmak değil, zannın peşine duşmek ve uydurulmuş şeyleri izlemektir.
Âyetteki “yeryuzu” ifadesi, aynı zamanda, ulke, belde, kent anlamına da gelmektedir ki, bu noktayı da dikkate aldığımızda, bu tespitin geniş olceklerdeki butun insan toplulukları icin, hatt toplumun ceşitli katmanları icin gecerli olduğu sonucuna varabiliriz.
Bu Âyet, bir onceki yazının konusunu teşkil eden “Bilmediğin şeyin peşine takılma” buyruğu ile de butunluk arz ediyor. Hakikat olduğu bilinmeyen birşeyi, halkın coğunluğu tarafından benimsendiği icin kabullenmek, her iki Âyete birden muhalefet anlamına gelir ki, bu durumda, isabetsizlik garantilenmiş demektir. Ozellikle zamanımızda kitlelerin peşine duşurulduğu şeyler meydanda iken, bu Âyetin uyarısı daha da hayatî bir onem kazanıyor.
Bugun ister bir şehir, ister bir ulke, isterse dunya olceğinde olsun, insanlığın durumuna baktığımızda, Âyetin hukmunu fasih bir şekilde doğrulayan manzaralarla karşılaşıyoruz.
Kitleler, adeta uyuşturulmuş bir şekilde, suru halinde belirli şeyleri yapmak, belirli modaları izlemek, belirli markaları kullanmak, belirli programları seyretmek, belirli muzikleri dinlemek, belirli konuları konuşmak zorundadır. Fakat bu “belirli” şeyler de sabit kalmaz, değişir. Surekli olarak yeni şeyler uydurulur ve kitleler bu yeni şeylerin peşine duşurulur.
Taklitten en uzakta durması gereken bilim cevreleri bile bu kanunun dışında değildir. Onların arasında da her zamanın bir moda anlayışı hukmeder ve pek coğunu peşine takar. Daha once “dunya merkezli kÂinat” moda ise, bugun onun yerinde evrim teorileri vardır; herhalde yarın veya obur gun o da omrunu dolduracak ve yerini o zamanın modası olan yeni anlayışlara terk edecektir.
Kabul etmek zor da gelse, kolay da gelse, bu durum, icinde yaşadığımız dunyanın bir ozelliğidir. Bu dunyadaki insan coğunluğu zan peşinde gider. Zan peşinden gidenlerin peşine takılmakla da hicbir zaman doğru yol bulunmaz. Zaten, iman ile Âlemlerin Rabbine bağlanmış olan kimsenin doğruluk olcusunu nereden alacağı bellidir. O, dunyada tek başına da kalsa, egemenliği butun dunyaları kuşatan Âlemlerin Rabbine mensubiyetinden gelen bir manevî guce sahiptir ki, Âyet de dikkatleri imanın bu potansiyeline ceviriyor.
Bu Âyetin Huzun Yılında, Peygamber Efendimiz bir avuc Muslumanla, her turlu destekten yoksun bir şekilde, en yaman duşmanlıklarla kuşatılmış halde iken indiğini de unutmamak gerekir. Duşunulebilecek en olumsuz şartlar altında kuluna “Sen yeryuzu halkına uyma” buyruğunu veren Âlemlerin Rabbi, ona, tum yeryuzunden cok daha buyuk bir kuvvetin kaynağı olarak imanını gosteriyor.
Bunda da hem bir imtihan, hem de bir ozguven aşısı vardır. Tahkik ile, bilgi ile imanını elde eden ve guclendiren insanlar, boyle imtihanlardan yuz akı ile cıkarlar ve butun dunyanın hucumları karşısında sarsılmayacak bir ozguvenle imanlarına sarılırlar. Âl-i İmrÂn Sûresinin 173’uncu Âyeti, Kur’Ân’ın terbiyesi altında oyle bir ozguvene erişmiş insanların halini tasvir ediyor:
Onlaroylekimselerdirki, halkonlara ‘İnsanlarsizekarşıtoplandı; onlardankorkun’ dediğizaman, buonlarınimanınıarttırdıvededilerki: “Bize Allah yeter; ne guzelvekildir O.”
Coğunluğun yoluna bakarak yon ayarlaması yapanların her zaman ardına sığınacakları bahaneler olmuştur. Ancak bu bahaneler, hakikatleri hicbir zaman değiştirmiyor. Pek cabuk gelip gecen modalar, birinin cağdaşlık dediği şeyi ertesi gun cağdışı bırakabiliyor. Kalabalıklar geliyor ve geciyor. Birgun el ustunde tutulan şey, başka bir gun alay konusu oluyor. Yer ve Gokler Rabbinin kitabı ise, hic değişmeyen hakikatlerin adresini bize tarif ederken, bir taraftan da, kalabalıkların hic fayda vermeyeceği ve bir mazeret de teşkil etmeyeceği bir gunden haber veriyor ve diyor ki:
KıyametgunundeonlarRahmÂn’ınhuzurunabirerbirergelirler.
__________________
Coğunluğa Uyma !
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Coğunluğa Uyma !