Mevl ile aramızı iyi tutalım
Ey insanlar! Ne zannediyorsunuz? Bir insan olduğu zaman, onun yok olup gittiğini mi zannediyordunuz? Elbette ki hayır. Oldukten sonra, toprağa konacağız, toprak olacağız, toz olacağız, havalarda ucuşacağız. Hangi şartlarda ne olursa, Allah Celle Celaluhu her bir zerremizi bir araya toplayacak, bizi biz olarak yaratacak.
Rabbimizin ne buyuk guc ve kudret sahibi olduğunu anlamak icin şu meseleye dikkat edin. Bir mezarlığı duşunun binlerce kabir, her kabrin icinde curumuş bedenler, hicbir bedenin cuzleri başka bedenin cuzleri ile birleşmez. Her beden kendi cuzi ile tekrar meydana gelecek. Her beden kendi ruhu ile buluşacak.
Allah Celle Celaluhu şoyle buyurdu:
"Ruhlar ciftleştirildiği zaman" (81/7)
Bu işler cok acayip işlerdir. Bunları, felsefi ilimlerle anlamak mumkun değildir. Kıyas kabul etmez. Rabbimizin yaptığı işlere aklımız sırrımız ermez. Hicbirimizin ruhu başkasının bedeni ile birleşmez. Her beden kendi ruhu ile birleşecek.
Ya Rabbi! Bize yardım et.
Kardeşlerim! Bu meseleleri boyle bilelim. Hicbir zaman kendimize guvenmeyelim. Yarın ne olacağımızı biz bilemeyiz ama Rabbimiz biliyor. Yarın ne ile karşılaşacağımızı O biliyor. Mademki her şey onun kudret elindedir, O'nunla barışık olalım.
Bir zaman gelecek yer yuzu başka bir yeryuzune, goklerde başka goklere donuşecek. İşte o zaman insanlar kabirlerinden cıkacaklar. İnsanların yeniden dirildikleri o gun Rabbimiz şoyle buyuracak:
"… Bu gun mulk kimindir? Vahid kahhar olan Allah'ındır." (40/16)
Vay başımıza geleceklere! İşte o zaman sorarım size:
Nerede tapularınız?
Nerede apartmanlarınız?
Nerede arabalarınız, yatlarınız?
Rabbimiz bizleri dinsizlikten, imansızlıktan muhafaza etsin.
Bu insana Allah Teala'dan başka vaaz edecek kimse yoktur.
"Din ilahi bir konudur."
Bu dusturu Rabbimiz vaaz etti, bu dusturu O ortaya koydu başkası koymadı ve koyamaz. Peygamberanı İzam, Rabbimizin emrettiği şeyler insanlara haber verirler, başka bir şey yapamazlar.
PİŞMANLIĞIN BİR FAYDASI OLMAYACAK
Ne mutlu o kimseye ki, sadece Rabbimizin dinine bağlıdır, onun vaazı nasihatlerini dinler. Başka da kimseyi dinlemezler. Kıyamet saati yaklaştığında İsa Aleyhisselam dunyaya teşrif edecekler. O yeryuzune indiği zaman Hıristiyanları ele alacak ve onlara:
–Benim şeriatımı mahvettiniz, ben size İncil'i boyle mi bıraktım. İncil'imi ne hale getirdiniz?
İsa Aleyhisselam şeriatını bozan, İncil'i tahrif edenler en ağır şekilde cezalandıracak.
Sonrada ahirete hayatında ebedi kalacakları cehenneme gonderilecekler.
Kitabı tahrip etmeden, Mevla'dan geldiği gibi nicin okumadınız? Kitabı nicin tahrip ettiniz? Maksadınız nedir? Butun yaptıklarınız eğer Mevla'ya ibadet etmek icinse, bunda da buyuk yanlış yaptınız. Mevla size dini nasıl vaaz etti ise, oyle uygulayacaksınız. Bunda değişiklik yapmak, beğenmemek, yanlış değerlendirmeler yapmak kimsenin haddine değil. Bunun hesabı ahiret de cok acı bir şekilde sorulacak, pişmanlıkta olacak ama iş işten gecmiş olacak.
Bu konuda Rabbimiz şoyle buyuruyor
"Gorecek olsan o vakit ki, gunahkÂrlar Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş oldukları halde, "Rabbimiz! Gorduk ve işittik, artık bizi geri cevir. Biz sÂlih amel işleyelim. Şuphe yok ki, biz kat'i sûrette inanmışlarız, derler." (32/12)
O gun Rabbimizin huzuruna cıktımızda bir takım kimseler başlarını kaldıramayacak, boyunları bukuk bir vaziyette duracaklar. Onlar o kadar rezil–i rusvay olacaklar ki, onların durumlarını kelimelerle anlatmanın imkÂnı yok. Onların bu rezil duruma duşmelerinin sebebi Mevla Teala'nın emirlerini yerine getirmemeleridir. Mevla'nın emirlerini ciddiye almamalarıdır.
O gun bu reziller şoyle yalvaracaklar:
–Ya Rabbi! Sana ibadet etmenin ne kadar onemli olduğunu şimdi anladık. Bizi dunyaya gonderde sana ibadet edelim. Guzel ameller işleyerek huzuruna gelelim.
Goruyor musunuz ne buyuk nimet icinde olduğumuzu. Onlar Rabbimizin emirlerini dikkate almadılar, dikkate almamakla kalmadılar, Mevla'mızın ayetlerine savaş actılar. Onların İslam dinine actıkları savaşın yanlışlığını daha olum meleğini gorur gormez anlamaya başladılar.
Ahirette Mevla'nın huzuruna cıkıldığında pişmanlığın bini bir para, yalvarmanın ağlamanın haddi hesabı yok. Gerceği gorecekler, yakinen bilecekler ama care yok.
Şoyle diyecekler:
–Ey Rabbimiz! Gorduk, işittik, bizi bir daha dunyaya gonder.
Şimdi nicin aşamıyorsunuz? Şimdi şeytanı işlerle uğraşmaktan Mevla'ya kulluk etmek akıllarına gelmiyor. Şimdi elinizde imkÂn var, gerektiği şekilde iman edip ibadet etmezseniz pişmanlık kesindir.
Goruyorsunuz değil mi? İşte bu durumdan ders cıkaralım, ibadetlerimizi edeple, ihlÂsla yapalım.
NİMETİN KIYMETINI BİLMEK GEREK
Nefsimizi bizim duşmanımızdır. Duşmanımızın ne yapıyoruz? Devamlı şımartıyor, onun bir dediğini iki etmemeye calışıyoruz. Aman Ağlatmayalım, aman sızlatmayalım, aman korkutmayalım el ustunde tutalım. İnsan cahıl olursa boyle davranır.
Bu durumu Rabbimiz şoyle haber veriyor:
"İnsana nîmet verdiğimiz zaman kacınır, yan cizer ve ona bir şer isabet edince de ye'se duşer." (17/83)
Rabbimiz yağmuru devamlı ve insanlara lazım olduğu kadar yağdırsa, bu durum bizim kÂrımıza mı yoksa zararımıza mıdır? Hic tereddutsuz bizim zararımızadır. Cunku biz bir şeyin ihtiyacını hissetmezsek, o şeyin Allah'tan geldiğini unutacağımız gibi Allah'ı da unuturuz.
Bazen şahit oluyoruz, yağmurlar kesiliyor, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve toprak yağmura hasret kalıyor. İşte o anda rabbimiz hatırlıyor ve ondan yardım istiyoruz. Rabbimiz yağmuru kesiyor ve kullarını kendisine yalvarttırıyor. Bu cok onemli bir durumdur, işte bu duruma gelen kişi yada kişiler Mevla'mızdan talepte bulunurken muhim ve onemli şeyler isteyelim. Boş şeyler istemeyelim.
Rivayet edilir ki; bir adama uc makbul dua hakkı verilir. O sırada hanımı da adamın yanında bulunuyordu. Adam dualarını yapmaya başladı, birinci duasında:
–Ya Rabbi! Şu hanımımı dunyanın en guzel kadını yap!
Dua kabul oldu ve kadın oyle bir guzelliğe kavuştu ki, dunya da bir eşi daha yok. Kadın bir kendi haline birde kocasının haline baktı ve kararını verdi:
–Bu saatten sonra seninle evli kalamayız, ayrılacağız. Ben bu halimle krallara, padişahlara layığım.
Adam şaşırdı, yılardır beraber yaşadığı hanımına bir iyilik yapayım derken, kadın elden gidiyor, ne yapalım bu seferde ikinci makbul duasını yaptı:
–Ya Rabbi! Şu hanımımı cok cirkin bir kadın eyle!
Oda ne, kadın o kadar cirkin bir hal aldı ki, bu cirkinlikle bir arada durmak mumkun değil. Baktı olacak gibi değil bu seferde ucuncu makbul duasını yaptı:
–Ya Rabbi! Hanımını eski haline dondur!
Uc makbul dua da heba oldu gitti. Boyle mi olmalıydı, eline gecen buyuk nimeti nasılda heba etti. HÂlbuki bu adamın yerinde olsak nasıl dua ederdik? İlk makbul duayı "ya Rabbi! Bana rızanı kazanmayı nasıp et!" ikinci makbul duada, "ya Rabbi! Bizi Resulunun yolunda yaşat!" ucuncude de, "ya Rabbi! Son nefesimizi şehit olarak vermeyi nasıl et!"
SEBEPLERE TAKILIP KALIYORUZ
Mevla'mızın kurduğu şu muazzam nizama kimsenin aklı sırrı ermez. Şu yağmuru duşunun, bunun sırrını anla bakalım, anlayabiliyor musun? Ucakla yolculuk yapıyoruz, bir bakıyorsun bulutların ustundesin, masmavi bir gokyuzu, her taraf gulluk guneşlik. Sonra bir bakıyorsun, ucak bulutun icine girmiş, şiddetli bir yağmur yağıyor. Az once guneş, az sonra bulut ve yağmur, anla bakalım anlayabilirsen, bunun hikmetini.
Yağmurun hikmetini bilemezsiniz, sakın bilirim deme. Madem bilirsin, al dumanı yağdır bakalım yağmuru da gorelim seni. Bunlar Rabbimizin ayetlerindendir.
Bir gun Aişe validemiz Efendimiz Sallalahu Aleyhi ve Sellem'e:
–Bulutsuz yağmur gordum, der.
Efendimiz Sallalahu Aleyhi ve Selem buyurdular ki:
–Elhamdulillah! Mevla gozunden sebepleri kaldırdı.
Efendimizin bu sozunden ne anlıyoruz, yağmur icin bulut sadece sebeptir.
Duşunun bakalım, yağan yağmuru ozelliği tektir. Yağmur suyunu inceleseniz, yağan yağmurların sularının aynı olduğu gorulur. Butun meyveler yağmurdan aldığı rahmet ile gelişir ve olgulaşır. Toprak tek, yağmur tek ama meydana gelen, meyveler rengÂrenk, tatları ceşit ceşit, ebatları farkı. Hatta kokuları farklı, bazen insana farklı farklı faydalar sağlıyor. Bu kadar farklılık nereden geliyor.
Muhassıs olmasaydı, mutehassıs olur muydu?
Yanı rengi, o renk yapan.. O tadı, o tat yapan.. Kokuyu o koku yapan.. Kimdir? Bunlar olmasaydı, bu meyvelerin bu ozellikleri olur muydu?
İnsan bunları duşunur mu? Sadece yemesini bilir. Yediğin bu meyve nasıl yaratıldı, ne hikmet ile senin yanına kadar geldi. Bunları duşunen yok..
__________________
Mevla ile aramızı iyi tutalım
Dini Bilgiler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Mevla ile aramızı iyi tutalım