kızmak,hiddetlenmek uzerine...
Resûlullah buyurdu ki, (Allahu teÂl refîktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri ve başka hicbir şeye vermediğini, yumuşak davranana ihsÂn eder). Bu hadis, İmÂm-ı Muslimin (Sahih)inde vardır.
Yine (Muslim)de bildiriliyor ki, Âişeye, (Yumuşak davran! Sertlikten ve cirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı susler. Cirkinliğini giderir) buyurdu.
[(Muslim)deki] hadis-i şerifte, (Yumuşak davranmayan, hayr yapmamış olur) buyuruldu.
[(BuhÂr&#238deki] hadis-i şerifte, (İcinizde en sevdiğim kimse, huyu en guzel olanınızdır) buyuruldu.
[İmÂm-ı Ahmed ve Tirmuzînin bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Kendisine yumuşaklık verilen [musluman] kimseye dunya ve Âhıret iyilikleri verilmiştir) buyuruldu.
[İmÂm-ı Ahmed, Tirmuzî, HÂkim ve BuhÂrînin bildirdikleri] hadis-i şerifte, (HayÂ, îmandandır. Îmanı olan Cennettedir. Fuhuş, kotuluktur. Kotuler Cehennemdedir) buyuruldu.
[İmÂm-ı Ahmed ve Tirmuzînin bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gosteren [bir musluman]dir) buyuruldu.
[Ahmed ve Tirmuzî ve Ebû DÂvudun bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Yumuşak olanlar ve kolaylık gosterenler, burnuna yuları takılmış deve gibidir. Yurutmek istenirse, hayvan ona uyar. Taşın uzerine oturtmak istenirse, hayvan oraya oturur) buyuruldu.
[(BuhÂr&#238deki] hadis-i şerifte, (Kızdığı zaman istediğini yapabilecek [musluman] bir kimse, kızmazsa, Allahu teÂl kıyÂmet gunu onu herkesin arasından cağırır. Cennette istediğin yere git der) buyuruldu.
[Butun kitaplarda yazılı olan hadis-i şerifte], bir kimse Resûlullahdan nasihat istedikte, (Kızma, sinirlenme!) buyurdu. Birkac kere sordukta, hepsine de (Kızma, sinirlenme!) buyurdu.
[Tirmuzî ve Ebû DÂvudun bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Cennete gidecek olanları haber veriyorum, dinleyiniz! Zayıftırlar, gucleri yetmez. Birşey yapmak icin yemin ederlerse, Allahu teÂlÂ, bu [musluman]ların yeminlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gosterirler. Acele ederler. Kendilerini ustun gorurler) buyuruldu.
[Tirmuzî ve Ebû DÂvudun bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Bir kimse ayakta iken kızarsa, otursun. Oturmakla gecmezse yatsın!) buyuruldu.
[TaberÂnî, Beyhekî ve İbni AsÂkirin bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da îmanı bozar) buyuruldu.
[Beyhekî ve Ebû Nu'aymın bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Allah icin aşağı gonullu olanı, Allahu teÂl yukseltir. Bu, kendini kucuk gorur. Fakat, insanların gozunde buyuktur. Bir kimse, kendini başkalarından ustun tutarsa, Allahu teÂl onu alcaltır. Herkesin gozunde kucuk olur. Kendini yalnız kendisi buyuk gorur. Hatt kopekten, domuzdan daha aşağı gorunur) buyuruldu.
[Beyhekînin bildirdiği] hadis-i şerifte, (Mûs bin İmrÂn “al nebiyyin ve ”, Y Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir? dedikte, gucu yettiği zaman affeden [musluman kimse]dir, buyuruldu) buyurdu.
[Ebû Ya'lÂnın bildirdiği] hadis-i şerifte, (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahu teÂl onun utanacak şeylerini orter. Gazabını tutarsa, kıyÂmet gunu Allahu teÂl azÂbını ondan ceker. Bir kimse, Allahu teÂlÂya yalvarırsa, kabûl eder) buyuruldu.
Bir hadis-i şerifte, (Bir musluman din kardeşinin ırzına veya malına saldırırsa, malın, paranın gecmez olduğu gun gelmeden once, onunla helÂllaşsın! [HelÂllaşmazsa] iyi amelleri varsa, hakkı odeninceye kadar bu amellerinden alınır. İyi amelleri yoksa, hak sahibinin gunahları buna yukletilir) buyurdu.
Bir hadis-i şerifte, (Muflis kimdir, biliyor musunuz?) buyurdu. (Bizim bildiğimiz muflis, parası, malı olmayan kimsedir) dediler. (Ummetimden muflis şu kimsedir ki, kıyÂmet gunu namazları ile, orucları ile ve zekÂtları ile gelir. Fakat, kimisine sovmuştur. Kiminin malını almıştır. Kiminin kanını akıtmıştır. Kimini dovmuştur. Hepsine bunun sevaplarından verilir. Haklarını odemeden once sevapları biterse, hak sahiplerinin gunahları alınarak buna yuklenir. Sonra Cehenneme atılır) buyurdu.
[Tirmuzî bildiriyor:] Muaviye, Hz. Âişeye mektûb yazarak nasihat yazmasını istedikte, cevap yazarak: Allahu teÂlÂnın selÂmı senin uzerine olsun! Resûlullahdan işittim. Buyurdu ki, (Bir kimse, insanların kızacakları şeyde Allahın rızasını ararsa, Allahu teÂl onu, insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahu teÂlÂnın kızacağı şeyde, insanların rızasını ararsa, Allahu teÂl onun işini insanlara bırakır) dedi.
Allahu teÂl bizi ve sizi, hep doğru soyliyenin haber verdiği bu hadis-i şeriflere uymakla şereflendirsin! Bu hadis-i şerifler, her ne kadar [Hind lisanına] tercume edilmedi ise de, şeyh Ciyû [Seyyid Ferîd] hazretlerinden bunları sorar ve anlarsınız. Bunlara uygun hareket etmeye calışırsınız.
Dunya hayatı cok kısadır. Âhıretin azÂbları pek acı ve sonsuzdur. İleriyi goren akıl sahiplerinin, hazırlıklı olması lÂzımdır. Dunyanın guzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. İnsanın şerefi ve kıymeti dunyalıkla olculse idi, dunyalığı cok olan kÂfirlerin herkesten daha kıymetli ve daha ustun olmaları lÂzım gelirdi. Dunyanın gorunuşune aldanmak akılsızlıktır, ahmaklıktır. Birkac gunluk zamanı buyuk nîmet bilerek, Allahu teÂlÂnın beğendiği şeyleri yapmaya calışmalıdır. Allahu teÂlÂnın kullarına ihsÂn, iyilik etmelidir. KıyÂmette azÂblardan kurtulmak icin, iki buyuk temel vardır: Birisi, Allahu teÂlÂnın emirlerine kıymet vermek, saygı gostermektir. İkinci, Allahu teÂlÂnın kullarına, yarattıklarına şefkat, iyilik etmektir. Hep doğru soyleyici her ne soyledi ise, hepsi doğrudur. Şaka, eğlence, sayıklama sozler değildir. Tavşan gibi gozu acık uyku ne kadar surecek. Bu uykunun sonu rezil, rusv olmak ve eli boş, mahrum kalmaktır. Mu'minûn sûresinin yuzonbeşinci Âyetinde meÂlen, (Sizi abes olarak, oyuncak olarak mı yarattım sanıyorsunuz. Bize donmiyecek misiniz zannediyorsunuz?) buyuruldu. Her ne kadar, boyle sozleri dinleyecek hÂlde olmadığınızı biliyorum. Gencsiniz. İciniz kaynıyor. Dunya nîmetleri icindesiniz. Herkese sozunuz geciyor. Her istediğinizi yapabiliyorsunuz. Fakat, size acıdığımız icin, iyilik etmek istediğimiz icin bunlar yazıldı. Elinizden birşey kacmış değildir. Tevbe edilecek, Allahu teÂlÂya yalvaracak zamandır. Haberleşmemiz lÂzımdır. FÂrisî mısra' tercumesi:
Eğer icerde kimse varsa, bir soz de yetişir!
__________________