
Rabbimiz Ankebut suresinde "Namaz insanı butun kotuluklerden korur" buyurmuştur. Namaz insan icin buyuk bir terbiye metodudur
Semerkand Aile Dergisi / Kadriye Bayraktar * Temmuz 2008 - 34.sayı
Rabbimiz Ankebut suresinde "Namaz insanı butun kotuluklerden korur" buyurmuştur. Namaz insan icin buyuk bir terbiye metodudur. Namaz ile saygıyı, tevazu ve guzel ahlÂkı oğrenen bir cocuk, Rabbi'ni tanır, ebeveynine asi olmaz. Namazla cocuk rahmet kucağında yetişen bir gule benzer.
İnsanoğlu dunyada iken ne derdi ne de tasası biter. Coğu konuşmalar "İcimde bir boşluk var bir turlu dolmuyor..." sozleriyle noktalanır. Gunah ve dunya sıkıntılarıyla yıpranıp sıhhatini kaybeden kalp huzuru bulamaz. Hz. Mevlana (k.s) Mesnevisi'nde bu boşluğu şoyle tarif eder; "Namaz ehli olmayanı, gonul namazı kılmayanı, ofke ruzgÂrı, şehvet ruzgÂrı, tamah ruzgÂrı alıp goturur." Namaz gonul yaralarını sararken ic huzuru ve vicdani bir rahatlık da sunar. Peygamberimiz (s.a.v) "Namazda şifa vardır" buyurmuştur.
Mumin namaza niyet edip kıyama durduğunda sevgi ve saygı ile Rabbi'nin huzuruna varır. "Allahu Ekber" kelamını soyleyip tekbir alırken teslimiyetiyle Yaratan'ına kurban olur. Bu oyle bir teslimiyettir ki benliğe vurulan keskin bir kılıc gibidir. Cunku insan, hakiki efendisini, Rabbi'ni tanır ve onun huzurunda boyun bukmeyi oğrenir. Nefsin arzularını kurban ederken, şeytanın vesveselerini de keser.
Namazda sağ el sol el uzerine konurken; sağ elin ahireti sol elin ise dunyayı tasvir ettiği duşunulur. Dunyalık kaygılar sağ el ile bağlanarak yuce Allah'a boyun bukulur. Kıyamda başlayan saygı, rukûda tevazu ile kucaklaşır. Rukûda başlayan tevazu ise secde de zirveye varır. Ruh ve kalbin Allah'a en yakın olduğu bu anda kul Rabbi'yle en guzel bağı kurar.
Namaz hayatımızın merkezinde mi?
Allah Rasulu'nun (s.a.v) hayatının merkezinde namaz vardı. Hz. Aişe (r.anha) annemiz anlatıyor: "Rasulullah bizimle konuşur biz de onunla konuşurduk. Ama namaz vakti gelince bizi tanımıyormuş gibi bir hale burunur, butun varlığıyla Allah'a yonelirdi."
Cocuklara namazı sevdirerek oğretmek ve namazı hayatın merkezinde gormelerini sağlamak ebeveynlere bağlıdır. Namaz vakti yaklaştığında, her işini bir tarafa bırakıp guzel ve temiz elbiseler icinde Allah'ın huzuruna varmak icin hazırlanan anne-babaya şahit olan bir cocuk, namazın ne kadar onemli bir ibadet olduğunu fark edecektir. Aile danışmanı Munir Arıkan ailesini namaza alıştırmak icin şoyle bir metot izlediğinden bahseder: "Evlendiğimizde eşime cok guzel bir seccade aldım. Bunu sekiz yıldır kendim seriyorum. Eşime bir gun bile, 'hadi namaz' demedim. Bir cocuğumuz oldu, bu sefer kucuk bir seccade aldım. Şu an beş seccademiz var. Ben bunları gece gunduz seriyorum. Şimdi dokuz aylık cocuğumuz geliyor, kafasını oraya koyuyor, kendi kendine mırıldanıyor..."
Ebeveynler cocuğuna namazı sevdirmek istiyorsa oncelikle onun onemli gorduğu şeylere değer vermeli, ozel eşyalarına ve sevdiği şeylere saygı duymalıdır. Araştırmacı yazar Cemalnur Sargut bu konuyla ilgili, şahit olduğu bir olayı şoyle anlatıyor: "Bir tanıdığımızın dort yaşındaki cocuğunun namazdan nefret ettiğini oğrenince cok uzulduk ve sonradan anlaşıldı ki, namaz saatlerinde cocuğun seyrettiği cizgi film kapatılıyor. Boyle yapmak yerine, başka bir odada kılmak daha iyi sonuc verir. Diğer zamanlarda elbette cocuğun gorebileceği yerlerde kılınmalı."
Cami cocuğun Rabbi'ni tanıyacağı okuldur
Namaz yuce Kuran'da en cok zikredilen ibadetlerden biridir. Bunun icin de cocuğun ilk oğreneceği ibadet namaz olduğu gibi Rabbi'ni tanımasına vesile olacak ilk okul da camidir. Ecdadımız bu konuda oldukca hassas davranmıştır. Osmanlı doneminde her mahallede kurulan sıbyan mekteplerinde, dort yaşında eğitime Kur'an ile başlanırdı. Zira dort yaş eğitim icin cok onemlidir. Bu yaştaki cocuklara dua ve ibadet ilginc geldiği gibi hoşlarına da gider.
Cocuğunun namazın ne kadar buyuk bir ibadet olduğunu kavramasını isteyen ebeveynlere buldukları her fırsatı değerlendirmek duşuyor. Ozellikle babalar cemaatle namaz kılarken cocuklarını da beraberinde goturmeyi birer vazife olarak gormelidir. Hafta sonu tatilleri, camileri ve cami hukmundeki mubarek mekanları ziyaret icin iyi bir fırsat olabilir. Camilerin manevi atmosferiyle buluşan cocuklar, aynı zamanda tarihi hakkında bilgi verilirse kulturel değerleri tanıma ve saygı duyma bilinci de geliştirir.
"Namaz benim en vefalı dostum"
Beş altı yaşlarında namaz ile tanışan Fatma Hanım "Namaz benim en vefalı dostum oldu ama bu sevgiyi dedemin namaz sevdasından aldım" diyor ve sozlerine şoyle devam ediyor: "Koyde butun evler camiye yakın değildi. Bir de kara kış eklenince camiye gitmek zorlaşırdı. O uzun kış gunlerinde yatsı vakti gelince camiye uzak olan mahalle sakinleri bizim evde toplanırdı. Dedeme 'Hasan Ağa bize namaz kıldır' derlerdi. Dedemin kulağı zor işitirdi, sağlığı da iyi sayılmazdı ama namaz deyince gozleri parlar 18 yaşında bir delikanlı gibi kalkar guzelce abdest alır seccadesini serer, namaza başlardı. İşte ben de o cemaat arsında onların yanında boyunlarına sarılır bazen de namaz kılar gibi yapardım. Namaz bitince dedem menkıbeler kitabından hikÂyeler okurdu. Kimi ağlar, kimi esner, kimi ah cekerdi. Velhasıl herkes ruhu doymuş ve sabah namazı icin hazır bir şekilde evinin yolunu tutardı. Cocukken namazlarımda okuduğum duaların anlamını bilmiyordum fakat namaz kılarken bir mutluluk hissederdim. Şimdi yetişkin bir insan oldum ama hala o kıldığım cocukluğumdaki namazın tadı bir başka. Bu gun namazım en vefalı arkadaşsa; dedemin namaz kılarken omuzuna sıcrayıp beraber secdeye varışıma borcluyum."
Namaz kişilik gelişimi icin onemli
Allah Rasulu "Yedi yaşına gelince cocuklarınıza namazı emrediniz" buyurur. Yedi yaşında akıl muhasebesi gelişen cocuk, kendini ifade etmeye ve sosyal hayatta yerini almaya başlar. Bu yuzden o yaşlardaki bir cocuğun namazı oğrenmiş olması cok onemlidir. Namaz kılan Musluman hem kendini hem de yirmi dort saatini disiplin ve intizam altına alır. Gunde beş kez amirinin huzuruna cıkıp malumat veren bir memur gibi insan da gunun beş vaktinde Rabbi'nin huzuruna varır. İşte bu nizam kucuk yaşta başlarsa insan disiplin sahibi olmayı ve belli bir duzen icinde yaşamayı oğrenir.
Allah (c.c) "Şuphesiz ki namaz, muminler uzerinde belli vakitlerde farz kılınmıştır" buyuruyor. (Nisa, 103) Namaz icin tayin edilen her vakit bir sırra tabidir. Namazı vaktinde kılmaya devam eden mumin o sırdan nasiplenir. Yalnızca namaz kılan mumini saran ilahi atmosferin icine girer. Namaz bir nurdur. Bu nurla tanışan kucuk bedenler de birer nur parcası olur.
İstikbal endişesiyle namaz erteleniyor
Hz. Mevlana (k.s) diyor ki: "Bu dunya bir tuzaktır. İsteklerimiz o tuzağın yemi gibidir. İstek tuzaklarından kac. Bu dunya bir kuyuya benzer, o kuyudan kurtulmaya calış." Dunya hayatı insanoğlu icin bir imtihan yeri. İmtihanın şekli de zamanın şartlarına gore ceşitlilik kazanıyor. İnsan uyanık olmasa Allah'a kul olmaktan uzak, şeytanın emellerinin peşinde bulabilir kendini. Gunumuzde "ekmek parası" ya da "istikbal" endişesiyle cocuklarını okul ve ceşitli kurslara koşturan ebeveynler; namaz ve dini eğitimin onemini cocuklarına kavratmakta gec kalabiliyor. Ertelenen namazla ebedi istikbalin elden kacıp gidebileceği gozden kacabiliyor.
Arkadaş gurubu ve cevre onemli
Cocuklukta edinilen dini bilincin muhafazası hususunda cevrenin buyuk etkisi var. Zira ailesinde gormediği halde cocuklar kotu alışkanlıklara, gunahlara muptela olabiliyor. Bu da cevresinin etkisiyle oluyor. Ebeveynler ozellikle arkadaş edinme konusunda cocuklarını doğru yonlendirmelidir. Bunun icin de yakın arkadaşları ve aileleriyle tanışmak arkadaşları hakkında daha fazla bilgi edinmeye yardımcı olur. Arkadaş etkisi cocukluktan gencliğe geciş doneminde daha belirgindir. Bugun dini eğitimin temelleri iyi oturtulmadığı icin cocukluktan genclik donemine gecişte; medyanın olumsuz tesiri cok cabuk gorulmektedir. Cunku cocuk bu donemde oğrendiği bilgilerle hayatını şekillendirmektedir. Efendimiz cocuklara yedi yaşında namazı emretmekle; genclik donemine yapılacak olan manevi yatırıma işaret etmektedir.
Rabbimiz Ankebut suresinde şartlarına uygun kılınan namazın, insanı butun kotuluklerden koruyacağını bildirmiştir. Namaz insan icin buyuk bir terbiye metodudur. Namaz ile saygıyı, tevazuyu, guzel ahlÂkı oğrenen bir cocuk Rabbi'ni tanır, ebeveynine asi olmaz. Kotu fiillerden uzak durur ve guzel ahlÂk sahibi olur. Guneşin dunyayı aydınlattığı gibi namaz da beden evimizi aydınlatır. Namazla cocuk rahmet kucağında yetişen bir gule benzer.
Cocuklara namazı sevdirme yolları
* Sevgili anne babalar, unutmamalısınız ki umduğunuzdan daha zeki ve guclu antenlere sahip yumurcaklarla karşı karşıyasınız. Bu nedenle once kendi namazlarınıza ozen gostererek evlatlarınıza ornek olmalısınız.
* Namaz eğitimi icin oncelikle kucuk duaları oğretmeye başlayabilirsiniz. Uyumadan once tekrarlanarak oğretilen dualar kolay oğrenmeye yardımcı olur. Cocuğun bu konuda gosterdiği cabaları maddi ve manevi hediyelerle motive etmeyi de ihmal etmemek gerekir.
* Evinizin bir odasını ibadet icin ayırabilirsiniz. Yeterli bir odanız yoksa en azından namaz icin ozel bir yer hazırlayabilirsiniz. Bu şekilde cocuğun, namazın ne kadar ozel bir ibadet olduğunu fark etmesine yardımcı olursunuz.
* Bir diğer bir onemli konu da aile icin toplantılar. Haftada bir aile toplantıları yapılarak bir namaz suresinin anlamı uzerinde durulabilir. Cocuklar dini bir konuda konuşurken anne baba hic bilmiyormuş gibi dinlerse onemsendiğini hisseder. Bu tarz uygulamalar ozellikle yoğun calışma hayatında cocuklarını gormekten mahrum kalan babalar icin de bir iletişim koprusu kurar.
Tum bunları yaparken Peygamber (s.a.v) gibi sabırlı, musamahalı ve azimli olmayı elden bırakmamalıdır. Eğitimde kararlılık ve istikrar cok onemlidir. Cocuklarınıza namazı sevdirmek icin ornekleri coğaltmak siz sevgili ebeveynlerin elinde. Yeter ki uyguladıklarımız cocukların kalbini kazanmaya yonelik olsun.
İslam'ı namazla tanıdı, ilk iman eden cocuk oldu
Efendimiz'in amcasının oğlu Hz. Ali, hane-i saadette yetişti. Musluman olanların ucuncusu, cocuklardan ise birinci oldu. Hz. Ali (r.a) 10-12 yaşlarında iken, bir gun Rasulullah'ın (s.a.v) Hz. Hatice ile namaz kıldığını gordu. Namazdan sonra Rasulullah'a "Bu nedir?" diye sordu. Efendimiz "Bu Allah'ın dinidir. Seni bu dine davet ederim. Allah birdir, ortağı yoktur..." buyurdu. Hz. Ali bir cocuktu ama İslam'ı, namazla tanışmanın guzelliğini tatmıştı. Bir gun sonra Efendimiz'in huzuruna gelerek Musluman olmak istediğini belirtti.
"Namazlarımı ihlÂs ve samimiyetle kılmaya calışırım"
Allah dostlarından Hatem-i Tai namaz kılışını şoyle ifade ediyor: "Namaz vakti yaklaşınca guzelce abdestimi alır. Namaz kılacağım yere gider ve orada otururum. Aklımı başıma alır, sonra namaz icin kıyam ederim. KÂbe'yi iki kaşım arasına, sıratı ayaklarım altına, cenneti sağıma, cehennemi soluma alırım. Azrail'i (a.s) başımın uzerinde kabul eder, korku ve umit ile, alemlerin Rabbi'nin huzuruna dururum. Duşunerek tekbir alır ve ağır ağır Ku'ran okurum, tevazu ile rukûa gider, huşu ile secdeye kapanırım. Namazlarımı ihlÂs ve samimiyetle kılmaya calışırım."
__________________