[FV][/FV]KARACİĞERDEKİ MUHTEŞEM AKIL

Karın boşluğunun sağ ust kısmında yeralan karaciğer vucut icin son derece hayati bir organdır. Vucudun diğer pekcok organı gibi karaciğerin yokluğu ya da gorevlerini yerine getirememesi insanın kacınılmaz olumu anlamına gelir. Yani butun organları ve sistemleri yerli yerinde olan bir insanın yalnızca karaciğeri eksik olsa, o insan yaşayamaz.
• Bu noktada şu gercek bir kez daha kendini gosterir:
Evrimcilerin iddia ettiği gibi insanlar ve hayvanlar kademe kademe evrimleşerek varolmuş olsalar, bunların hayatta kalabilmeleri icin daha en başta, karaciğer dahil tum hayati organlarının ve sistemlerinin aynı anda, kusursuz bir bicimde varolmuş olmaları gerekirdi. Hatta bu da yetmez; hepsinin birbirleriyle olan mukemmel uyum ve bağlantılarının da aynı anda ortaya cıkmış olması şarttır. Boyle bir sistemin ise tesadufle, rastlantıyla acıklanabilecek hicbir tarafı yoktur. Bu durum ancak bilincli bir yaratılış sayesinde meydana gelebilir.
Şimdi bu bilincli yaratılışın carpıcı orneklerinden biri olan karaciğerin başardığı ve herbiri ayrı birer uzmanlık gerektiren işlerden bazılarına goz atalım:
• Kan dolaşımı icinde mukemmel bir filtre gorevini ustlenir:
Suda cozulebilen, vucut artığı basit maddeler bobrekte temizlenirken, ilaclar ve hormonlar gibi karmaşık kimyasal yapılı atıkları ancak karaciğer temizler. Karaciğer olmasaydı ya da sadece bu ozelliği olmasaydı, sozkonusu kimyasal atıklar vucutta ciddi zehirlenmelere yol acarlardı.
• Vucudun enerji kaynaklarını uretir:
Karaciğerin ozelliklerinden biri de vucudun en onemli enerji kaynağı olan glukozu uretmesidir. Normal beslenme sırasında alınan glukoz, glikojene cevrilerek karaciğerde depolanır. Karaciğer kandaki glukoz oranını devamlı kontrol eder. Yemek aralarında besin alınmadığı ve kandaki glukoz miktarı duşmeye başladığı zaman, karaciğer depoladığı glikojeni tekrar glukoza cevirerek kana verir. Boylece kandaki glukoz duzeyinin fazlaca duşmesi engellenmiş olur. Karaciğer ayrıca yağ asitleri ve amino asitlerden de glukoz uretebildiği gibi, enerji uretiminde kullanılması mumkun olmayan diğer karbonhidratları da glukoza cevirebilir. Vucudun yeterli enerjiye sahip olup olmadığını hassas bir bicimde denetler. Bunun icin ozel bir haberleşme sistemine sahiptir. Vucuttaki tum organlar karaciğer ile bağlantılıdır.
• Savunma sistemini lojistik yonden destekler:
Karaciğer sadece beslenme ve metabolizma atıkları icin bir filtre olarak kalmamakta, ayrıca bağışıklık maddeleri olan globulinleri ve damar tamir grupları olan enzimleri de uretmektedir. Bu maddeler insan vucudu icin hayati onem taşırlar.
• Kanı depolar:
Karaciğer, genişleyebilen veya kuculebilen bir yapıya sahiptir. Bu ozelliği sayesinde kan damarlarındaki kanı depolayabilir veya salabilir.
Karaciğer sağlıklı bir vucutta, toplam kanın % 10'unu, yani 450 ml. kanı bunyesinde tutar. Bazı durumlarda, orneğin kalp yetmezliği sozkonusu olduğunda vucutta dolaşan kan miktarı, kalbin calışma temposuna fazla gelecektir. Bu durumda karaciğer kan tutma hacmini iki kat daha arttırarak, 1 litre kanı fazladan depolar.
Boylece kalbin, kaldırabileceği bir tempoda calışmasına fırsat yaratır.
Vucutta kan ihtiyacı arttığında ise (orneğin ağır egzersizler sırasında) karaciğer, bunyesinde depoladığı kanı dolaşıma vererek kan ihtiyacını giderir.
• Bakterileri temizler:
Karaciğerde bulunan Kupffer hucreleri, buradan gecen ozellikle de bağırsaklardan gelen kanda bulunan onemli miktardaki bakterileri yutarlar. Kupffer hucreleri kandaki parcacıkların ya da oteki yan urunlerin artması durumunda, bunları kandan filtre edebilmek icin kendi sayılarını da arttırırlar.
• Ekonomik calışır:
Kaslarda glukoz harcanması sırasında, metabolizma artığı olan laktik asit acığa cıkar. Laktik asit kasta kaldığı surece acı verir ve calışmasını engeller. Karaciğer bu asidi kaslardan toplar ve yeniden glukoza dondurebilir.
• Olu alyuvarların yenilerini uretir:
Karaciğer ve dalak, olen alyuvarların yerine yenilerinin uretildiği, proteinin buyuk bir kısmının parcalandığı ve amino asitler olarak tekrardan farklı amaclar icin kullanıldığı yerlerdir.
• Vucudun en gelişmiş deposudur:
Tum mineralleri, proteinleri, az miktarda yağı ve vitaminleri karaciğer depolar. Karaciğer ayrıca, vucutta onemli işlevleri olan demirin de depolandığı organdır. İhtiyac duyulduğunda, depoladığı maddeyi en kısa yoldan gerekli bolgeye verir.
• Kendi kendini onarabilir:
Karaciğerin kendi kendisini tamir etme yeteneği vardır. Bir kısmı tahrip olsa, kalan diğer hucreler hemen coğalarak eksik kısmı tamamlar. Hatta organın 3'te 2'si alınsa bile, kalan kısım karaciğeri bir butun olarak yeniden meydana getirebilecek bir yapıya sahiptir.
Karaciğer kendi kendisini onarırken, olen ve zedelenen hucrelerini ortamdan uzaklaştırır ve yerine yenilerini koyar.
Bu saydıklarımız karaciğerin fonksiyonlarından yalnızca birkacıdır. Normalde bir karaciğer hucresi, yaklaşık 500'den fazla işlemi yapabilecek yetenektedir. Bu işlemleri de, birbiri arkasından değil, coğu kez aynı zamanda başarmaktadır.
Burada cok "akıllı"bir organla karşı karşıya olduğumuz acıktır. Karaciğer cok gelişmiş bir bilgisayar gibi vucut dengelerini surekli olarak kontrol eder ve ceşitli mudahalelerle ayakta tutar. Bu denli akıllı bir organın, daha buyuk bir akıl tarafından yaratılmış olması gerektiği de acıktır. Nasıl bir bilgisayar, ustun bilgi ve yeteneklere sahip bilgisayar muhendisleri tarafından yapılıyorsa, karaciğer de "yapılmış" olmalıdır. Bu organın tesadufler ve rastgele mutasyonlar sonucunda ortaya cıktığını iddia eden evrim teorisi ise, bir bilgisayarın, birbirini izleyen depremler, yıldırımlar gibi etkiler sonucunda plastik, bakır, aluminyum, cam ve benzeri maddelerden tesadufen oluştuğunu one suren insan kadar buyuk bir safsata savunmuş olur.
Kaldı ki, karaciğer vucudumuzdaki yuzlerce kompleks organ ve sistemden yalnızca biridir.

MESUT BEKİR KOPDAĞI
__________________