DECCÂL, MEHDÎ, HZ. İSÂ
Cok yalancı, hilekÂr, kotu ve uğursuz kişi anlamına gelen DeccÂl, İslÂm toplumlarının goreceği en son ve en buyuk kufur akımının temsilcisidir. Cunku o, gorenlere ruzgÂr estirmek, yağmur yağdırmak ve bitki bitirmek, gibibir takım sıra dışı olaylar gostererek tanrılık iddiasında bulunacak ve insanları kendisine inanmaya ve tapınmaya cağıracaktır. Bu nedenle DeccÂl ve fitnesi, kıyÂmet alÂmetlerinin buyuklerinden sayılmıştır.
Yaptığımız araştırmalara gore kıyÂmetin uc buyuk alÂmeti aynı zaman dilimi icinde peş peşe ortaya cıkacaktır. Bunlar da:
DeccÂl
Mehdî
Hz. İsÂ
Konuyu hadislerin ışığı altında sırasıyla inceleyelim.

1. DECCÂL’IN CIKMASI
"Kuşkusuz on alÂmet belirmedikce kıyÂmet kopmayacaktır.
1. Doğuda bir yerin batması,
2. Batıda bir yerin batması,
3. Arap yarımadasında bir yerin batması,
4. Tum dunyayı kaplayacak bir dumanın ortaya cıkması,
5. Hz. İsa’nın gelmesi,
6. DeccÂl’ın cıkması,
7. DÂbbetu´l-arz,
8. Ye´cûc ve Me´cuc,
9. Guneşin battığı yerden doğması,
10. Aden toprağının sonundan (Yemen´den) bir ateş cıkarak insanları haşr olacakları yere surmesi". (Muslim, Fiten, 39, 40, 128, 129; Ebû DÂvûd, MelÂhim, 12; Tirmizî, Fiten, 21; İbni MÂce, Fiten, 25, 28).
“DeccÂl doğu tarafından cıkar.” [Muslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni MÂce, Ahmed İbni Hanbel, İbni Ebi Şeybe, HÂkim]
“DeccÂl dinin gucsuzleştiği, ilmin yetersiz duruma geldiği bir anda ortaya cıkar." (Musned: 3,367)
“DeccÂl’ın bir gozu kordur.” [Buhari, Muslim, Ebu Davud, Ebu Nuaym]
“DeccÂl’ın boyu kısa, sacları kıvırcıktır.” [Ebu Davud]
“DeccÂl Mekke ve Medine’ye giremez.” [Buhari, Muslim, Muvatta, Tirmizi, Ahmed İbni Hanbel]
“DeccÂl’ın cocuğu olmaz.” [Ahmed İbni Hanbel]
“DeccÂl cıkar ve tanrı olduğunu soyler, fakat onun tanrılığına inanan kÂfir olur.” [İbni Ebî Şeybe]
''AshÂb diyor ki, Hz. Peygamber'e DeccÂl’ın yeryuzunde ne kadar kalacağını sorduk. Bize şoyle cevap verdi:
“Kırk gun kalacak. Birinci gunu bir sene gibi, ikinci gunu bir ay gibi, ucuncu gunu bir hafta gibi ve diğer gunleri de sizin gunleriniz gibi olacaktır.” Bunun uzerine kendisine:
''Ey Allah'ın Rasûlu, bir sene gibi olan o gunde bizim bir gunde kıldığımız namaz yetecek mi?” diye sorduk. Şoyle buyurdu:
''Hayır, o an yetecek kadar kılın!'' Ardından şoyle sorduk:
''Ey Allah'ın Rasûlu deccalın yeryuzundeki hızı nasıldır?'' Şoyle buyurdu:
“RuzgÂrın alıp goturduğu yağmur gibidir. Bir topluluğa geldiğinde onları davet eder. Onlarda kendisine iman edip cağırısına koşarlar.”(Muslim, Fiten: 110; Ebu Davud, MelÂhim: 14; Tirmizî, Fiten: 59; Musned, 6: 455-456.).
Peygamber efendimiz (sav):
“DeccÂl’ın son gunleri o kadar kısa olur ki, sizden biriniz Medine kapısından cıkıp, onun tepesine varıncaya kadar, akşam olacaktır.” Buyurunca AshÂb:
“Ya Rasûlallah, o kısa gunlerde nasıl namaz kılacağız?” dediler. Cevaben buyurdu ki:
“O uzun gunlerde takdir ettiğiniz gibi takdir edeceksiniz.” [İbni MÂce]
DeccÂl’ın ortaya cıkacağını bildiren hadisler inkÂr edilemeyecek kadar acık ve nettir. Fakat gerekli şartlar oluşmadan DeccÂl ortaya cıkmaz.
DECCÂLİN ORTAYA CIKIŞINI HAZIRLAYAN ŞARTLAR
Kuşkusuz Allah’ın salih kullarının bir araya gelerek her gun gecenin son ucte birinde oluşturduğu yuce bir meclis vardır. Bu yuce meclise “SÂlihler DivÂnı” denir. SÂlihler DivÂnının başkanı “ĞAVS” adı verilen buyuk bir velidir ki, onun zamanında yeryuzunde ondan daha buyuk başka bir veli yoktur. DivÂnda, ğavsın tam karşısında oturan ve DivÂndaki diğer veliler adına ğavsla konuşan bir vekil ve yedi tane de kutup vardır. Bunlar ğavsın yardımcılarıdır. Bu dokuz buyuğun emri altında peygamberler sayısınca veli vardır.
SÂlihler DivÂnı, daha once belirttiğimiz gibi her gun gecenin son ucte birinde toplanarak ertesi gun olacak işlerin kararlarını alırlar. Bunların hepsi de aklı başında seckin kimselerdir. Yani aralarında aklı perdelenmiş meczûb hicbir veli yoktur.
KıyÂmetin kopmasına yakın zamanda SÂlihler DivÂnını, aklı başında velilerin azalmasıyla, aklı perdelenmiş meczûb veliler doldurmaya başlar. Oyle ki, DivÂnda, meczûb veli sayısı aklı başında veli sayısını aşar da ğavsı bile oy cokluğu ile meczûblardan secerler. Ne zaman ki ğavs meczûb bir veli olur, işte o zaman yeryuzunde birbirine zıt olaylar meydana gelmeye başlar.
Dunyanın bir tarafını kuraklık, bir tarafını sel baskınları, bir tarafını dondurucu soğuklar, bir tarafını kavurucu sıcaklar kaplar. Deprem ve toprak kaymaları sıklaşır. Ulkeler ve insanlar arasında karışıklıklar ve savaşlar birbirini kovalar. Ozellikle İslÂm ulkelerinde insanlar rahat yuzu goremezler. Butun bunlar, ğavs olan meczûb velinin tutarsız tasarruflarının bir sonucudur.
İşte bu durumlar meydana gelmeye başlayınca (Allah lÂnet eylesin) DeccÂl da hemen ortaya cıkar. Fakat bu karışık durumlar hadiste belirtilen sureden uzun olamaz. Cunku ğavslık makamına Mehdî getirilir. İnsanlık, Mehdî ile birlikte barış ve adÂletin on plana cıkarıldığı yeni bir dunya duzeninin başlayacağı bir cağa adım atar. Bunun boyle olacağını Hicri 12. yuzyılın Ğavsı Seyyid Abdulazîz Debbağ (ks) Hazretleri haber vermiştir.
2. HZ. İSÂ’NIN GOKTEN İNMESİ
" Meryem oğlu (İsÂ) gokten sizin yanınıza indiği ve kendinizden olan devlet başkanınız namazda imamınız olduğu (İs da imamınıza uyduğu) zaman bakalım nasıl olursunuz?" (Sahih-i BuhÂrî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercumesi ve Şerhi, Hadis No: 1406, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1986, c. 9, s. 182)
“İs (gokten) inip DeccÂl’ı oldurecektir.” [Muslim, Ebu Davud]
“İsÂ, DeccÂl’ı oldurdukten sonra iki kişi arasında duşmanlık kalmayacaktır.” [Muslim]
Âriflerin buyuklerinden Ebu’l Vef Seyyid Suleyman Celebî 1990 yılında Ankara’daki evinde bir gun yatsı namazından sonra oğrencilerine şunlar anlattı:
- Benim Adana’da bir hanım oğrencim var. Bu sabah beni telefonla arayarak gece gorduğu bir ruyasını anlattı ve yorumunu istedi. Bu hanım şoyle dedi:

- Bundan birkac gun once Hz. İs (as)’ın sevgisi gonlume duştu ve onu gormeyi cok arzu ettim. Rabbime Onu bana gostermesi icin cok yalvardım. Bu gece ruyamda Hz. İsÂ’nın iki meleğin omuzları uzerinde yeryuzune indiğini gordum. Vallahi sen Hz. İsÂ’sın, dedim. Evet, ben Hz. İsÂ’yım, dedi. Bunun uzerine: Yoksa geldin mi yeryuzune? Diye sordum. O da: Hayır, Otuz yıl sonra geleceğim, bu gun yalnız senin icin indim, dedi.” Hz. Şeyh bu kadarını anlattıktan sonra: Doğrusu bu hanımın anlattığı bu ruya cok hoşuma gitti. Birden aklıma geldi ve sizinle paylaşmak istedim, dedi.

3. MEHDÎ’NİN GELMESİ
“Kıyamet kopmadan once, Allahu TeÂlÂ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi de benim babamın ismi gibi olur. Ondan once dunya zulumle dolu iken, onun zamanında adÂletle dolar.” [Tirmizi, İbni AsÂkir]
“Ummetim icinden Mehdi gelecektir. (Aranızda kalması) kısa tutulursa (kalacağı sure) yedi (yıl), kısa tutulmazsa (kalacağı sure) dokuz yıl olacaktır. Benim ummetim o devirde oyle bir refah bulacak ki, o gune dek onun bir benzeri kesinlikle bulmamıştır. Yer yemişini (gıda urunlerini) verecek ve insanlardan hicbir şey saklamayacak (vermezlik etmeyecek)tir. Mal da o gun cok birikmiş olacaktır. Bir adam kalkıp: Ey Mehdi! Bana (mal) ver! Diyecek ve Mehdi de: Al! Diyecektir."(Sunen-i İbni MÂce, "Kitabu’l-Fiten Tercumesi ve Şerhi", Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mutercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, s. 347)
"Ehl-i beytimden ismi benim ismimin aynı olan bir kişi Araplara başkan oluncaya kadar dunya sona ermeyecektir."(Sunen-i Tirmizi Tercumesi, Hadis No: 2331, Mutercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 91)
MEHDÎ NE ZAMAN ORTAYA CIKACAK?
Yaptığımız tesbitlere gore Mehdî, Hicrî 1400 ile 1500 yılları arasında ortaya cıkacaktır. Bu yıllar arası muslumanlar acısından zorlu ve sıkıntılı yıllardır. Oyle ki, İslÂm Dini ve muslumanlar horlanacak, aşağılanacak, zulum ve baskı altında tutulacak, bazı cevrelerce musluman olmak suc bile sayılacaktır. Bundan başka yeryuzunde akıl almaz bazı doğa olayları, savaşlar ve sosyal karışıklıklar meydana gelecektir. İşte Mehdî, insanların tam bir umitsizlik icinde kıvrandıkları bu zamanda ortaya cıkarak idareyi ele alacaktır. Mehdî’nin ne zaman geleceği ile ilgili tesbitlerimize gelince:
1. İslÂm bilginlerinin seckinlerinden olan İmam CelÂleddin Suyûtî, kıyÂmet alÂmetlerinden soz eden "El-Keşfu Fi MucÂzeveti Hazin…" adlı kitabında Peygamber (sav) Efendimizin şoyle dediğini haber vermiştir:
“Bu ummetin omru bin seneyi gececek, fakat bin beş yuz seneyi aşmayacaktır.”
2. Hz. Ali (ra) Efendimiz; zaman, Besmele'nin harflerinin sonuna geldiğinde Mehdi'nin cıkacağını soyler. (Ramûzu’l AhÂdis, 2: 676)
Şimdi Peygamber (sav) Efendimizin soz konusu hadisini Hz. Ali (ra)’ın sozune uyarlayalım.
Bilindiği gibi Besmelenin harfleri 19 tanedir ve son harfi de “Mim”dir. Mim harfinin ebced hesabında karşılığı 40 sayısıdır. Basit bir hesapla 1400 yılına bu sayıyı eklediğimizde karşımıza 1440 yılı cıkar ki, bu da Mehdî’nin cıkış yılı olur. 1440 Yılı Miladi yıllardan 2020 yılına denk duşer. Bu basit hesabımızı destekleyen aşağıdaki olayı hep birlikte okuyalım.
3. 1984 yılı idi. Bir akşamustu otobusle işten eve donerken, daha once tanıdığım bir dostumla karşılaştım. Kendisi benden yaşlı idi. Gubre ve Azot Sanayii Genel Mudurluğunde hizmetli olarak calışıyordu. Bana yaklaşarak:
- Hocam, sana ilgini cekecek bir olay anlatacağım, dedi. Ben de:
- Buyur, anlat, dedim. Başladı anlatmaya:
- Bizim kurumda bir kooperatifimiz var. Daha once kim işlettiyse hep acık verdi. Bir turlu kÂra geciremediler. Daha doğrusu işletenler para yiyorlardı. Sonunda İmam-Hatip Lisesi mezunu Kayserili bir genci işe aldılar ve kooperatifin başına gecirdiler. Bende temizlik işlerim bitince onun yanına gidiyor, birlikte sohbet ediyorduk. Ramazan ayının dorduncu gunu bu gence Kayseri’den amcasının olduğunu bildiren bir telgraf geldi. Bunun uzerine izin alarak Kayseri’ye gitti ve iki gun sonra dondu. Ben:
- Başın sağ olsun, Allah amcana rahmet etsin, diye taziyede bulununca, bana şoyle dedi:
- Sana amcamla ilgili garip bir şey anlatacağım, dedi. Ben de:
- Anlat, seni dinliyorum, dedim. Bana şunları anlattı:
- Allah amcama bol rahmet etsin. Amcam insanlara karşı cok iyi ve ibadetine duşkun salih bir adamdı. Kimsenin işine gucune karışmaz, herkesle iyi gecinirdi. Benim İmam-Hatip Lisesine gitmeme ve okumama da o sebep oldu. Beni de cok severdi. Allah icin ben de amcamı cok sever ve sayardım. 1980 yılı icinde idi. Ben okulu yeni bitirmiş, iş arıyordum. Amcamın hastalandığını duydum. Gecmiş olsun demeye gittiğimde bana:
- Gel, yeğenim gel. Beni senden başka kimse dinlemez ve anlamaz. Sana anlatacaklarımı bir kÂğıda yaz ve sakla, dedi. Ben de elime bir kÂğıt ve kalem alarak anlattıklarını yazmaya hazırlandım. Başladı anlatmaya.
- Oğlum ilk once şunu yaz. “Mehdî dunyaya geldi (hicrî 1400 yılı). Dunyanın butun velileri Mehdî’nin doğumunu 14 gun boyunca kutladılar.”
- İkinciye de şunu yaz. “Ben 1984 yılının Ramazan ayının 4. Gunu ikindi namazından sonra vefat ederim.” Sonra bana donerek:
- Oğlum bu kÂğıdı iyi sakla ve kimseye gosterme, diye de uyardı. Ben de bu kÂğıdı nerede saklayayım, kaybederim diye amcamın evindeki Kur’Ân’ın icine koydum. Aradan tam dort yıl gecti. Amcamın vefatını haber alır almaz, biliyorsun memlekete gittim. Fakat amcamın cenÂzesine yetişemedim. Amcamın uzerimde cok hakkı vardı. Bari bir YÂsin okuyayım diye amcamın evindeki Kur’Ân’ı elime aldım. Kur’Ân’ı acar acmaz amcamın dort yıl once yazdırdığı kÂğıdı koyduğum sayfa geldi. KÂğıdı okuduğum zaman dort yıl once yazdıklarımla amcamın olum tarihi ve saatinin birbirini tam olarak tuttuğunu gordum. Beni tarifsiz bir heyecan ve sevinc kapladı. “Oyleyse, amcamın Mehdî hakkında yazdırdıkları da doğru cıkacaktır.” Dedim, dedi.


MEHDİ 40 YAŞINDA CIKACAKTIR.
Bir adam, "Ya Rasûlallah, o gun insanların imamı kimdir?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evladımdan 40 yaşındaki Mehdi'dir." (Kitabu’l- BurhÂn fî AlÂmet-il Mehdiyyi’l- Âhir Zaman, s. 22)
“Mehdi, benim evlatlarımdandır, 40 yaşlarındadır.”(KıyÂmet AlÂmetleri, s. 163)
Buraya kadar anlatılanlardan vardığım sonuc şudur:
“1400/1980 yılında doğan Mehdî’nin, 40 yaşında başa gececeği yıl 1440/2020 yılıdır. Hz. İs (as) da aynı yıl gokten yeryuzune inecektir. Bu durum, DeccÂl’ın daha once ortaya cıkıp tanrılık iddiasında bulunmasını gerektirmektedir.”
Şimdi DeccÂl’ın 40 gunluk saltanat gunlerine gelelim. Biliyorsunuz bu kırk gunun ilk gunu bir yıl (365 gun), ikinci gunu bir ay (30 gun, ucuncu gunu bir hafta (7 gun) ve diğer gunleri normal gunler gibi olacaktır. Bu da 37 gun eder. Bunları topladığımızda 439 veya bir gun fazlasıyla 440 gune denk gelmektedir. Bu sayı da hicri 1440 yılıyla uyuşmaktadır. Bir yıl kadar uzun surecek bir gun nasıl olacak? Sorusuna cevap arayalım.

MAYA KEHÂNETİ
Adrian G. Gilbert’in hazırladığı ve Ozge Akbulut’un tercume ettiği Sınır Otesi yayınlarından “Maya KehÂnetleri” adlı kitapta şu anlatımlara yer verilmiştir:
"22 Aralık 2012'de, Yerkure manyetik bir eksenin merkezine girecek ve bunun sonucunda 60 ile 70 saat arasında, buyuk bir bulut tarafından karanlığa gomulecektir. Cevresel kotuleşmenin etkilerinden kurtulmaya calışan dunyamız başka bir cağa girecek, bundan dolayı da ciddi ve buyuk olaylar yaşanacaktır. Depremler, tusunamiler, su baskınları, volkanik patlamalar ve henuz adı bile konulamayan yaygın hastalık vurgunları bunlardan bir kacıdır. Cok az kişi yaşamını surdurebilecektir."
FOTON KUŞAĞI
Foton sozcuğu, ışık parcacığı, ışık paketciği, ışık zerreciği gibi anlamlara gelmektedir. Atom fiziğinin konusu olan fotonlar, atom altı parcacıkların yuksek enerjili ışık zerrecikleridir. Bu zerrecikler uzayın bilinmeyen bir bolgesinde yoğunlaşarak guneş sistemimizi icine alacak buyuklukte devasa bir kuşak oluşturacaktır. Bu buyuk kuşak;
2012 yılında guneş sistemimizi tum gezegenleri ile birlikte icine alacaktır.
Guneş sistemimiz bu foton kuşağına girdiğinde dunyamızın ozon deliği onarılacak
Tum yaşam 3. boyuttan 5. boyuta gececektir.
İnsanların 2 sarmallı DNA’ları ikişerli olarak bir araya gelerek 12 sarmallı bir DNA'ya donuşecektir.
Bu olay sırasında tum insanların cakraları acılacak, duyu ve algıları artacaktır. Boylece herkes birbirinin duşuncesini okuyabilecektir. Bu durum, ilk once kısa suren bir karışıklığa neden olacak, fakat daha sonra herkes bir duşunce birliği icinde bir araya gelecek, onyargının, yalanın ve kotu duşuncelerin olmadığı bir ortama gecilecektir. İnsanlar birbirinin auralarını gorebileceklerdir.
12 sarmallı DNA'ya sahip olan insanlarda hicbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebileceklerdir.
İnsanlar olumsuz olacaklar (!) Olum olayı, fiziksel dunya'da kalmaktan vazgecip başka bir boyuta gecmeye karar verme seklinde olacaktır. Dunya'da kalmayı secenler, olmeye yani başka boyuta gitmeye karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu goreceklerdir.
Fiziksel dunyamızda kalmayı secen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dunyada cok guzel vakit gecireceklerdir. Fiziksel olarak 2000 yıl surecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı guneş sistemimizi terk edecektir.
Guneş sistemimizin foton kuşağının icindeki yolculuğu 2000 sene kadar surecektir. Foton kuşağından cıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek icin 10.500 yıl gecmesi gerekecektir.
Bu devrelerin alt devreleri de vardır ama ust devre 206 milyon yıl surer. Foton kuşağının da aurası vardır. Dunyamız ve guneş sistemimizin tamamı ilk aura katmanına (enerji seviyesine) 1962 yılında girmiş durumdadır. Yani şu anda foton kuşağının duşuk enerjili ilk kısmının icinde bulunuyoruz. Dunyamız ikinci enerji seviyesine ise 1987 yılında girdi. Ucuncu enerji seviyesine ise 2012 yılında girecek, 5 ila 6 gun boyunca karanlıkta kalacaktır. Ucuncu enerji seviyesine tam olarak girildiğinde ise karanlık sona erecek ve yeryuzunde 440 gun boyunca artık hic gece olmayacaktır. Ucuncu enerji duzeyi foton halkasının icidir.
Foton Kuşağı guclu elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğudur ve bazı x-ışınlarını da icermektedir. Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor, yayınlanan bircok raporda:
1. gun: 21 Aralık 2012'de guneş sistemimiz kor bolgeye girecek, tum canlıların beden tipinin değişme olacak, elektrik ureten aygıtların hicbiri calışmayacak ve dunyamız tam bir karanlık icinde kalacaktır.
2. gun: Atmosfer basıncı duşecek, herkes kendisini şişmiş gibi hissedecek, guneş ısısının yeterli olamaması nedeniyle dunyanın her tarafı kutup soğuklarına benzer bir bicimde soğuyacaktır.
3. ve 4. gun: Asıl foton etkisinin başlaması ile birlikte atmosfer şafak vaktine benzer bir bicimde sonuk bir ışıkla aydınlanacak, foton enerjili aygıtlar calışır duruma gelecek, yıldızlar yeniden gokyuzunde belirecektir.
5. ve 6. gun: Dunyamız karanlık ve onu takip eden kor bolgeden cıkarak 24 saatlik gunduz devresine girecektir. Dunya ana foton kuşağı icinde iken tum canlılar guclenip zindeleşeceklerdir. Bu arada dunyanın her tarafı kutup soğuklarından kurtulacak, foton ışınıyla calışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlayacaktır. Telepati ve telekinezi gibi ruhsal yetenekler ortaya cıkacak, hemen herkes super bilince sahip olacaktır.
Sibirya'daki Rus Ulusal Bilim Akademisi’nin yaptığı calışmalar sonucu elde edinilen bilgiler de şoyledir:
“Şu anda Guneş Sistemi'nde yaşanılan enerjisel değişimin olası tek nedeni farklı, daha yuksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yuksek enerjiye gecişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim gecirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilimsel araştırmalar sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya cıkarılan 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona/değişime uğramaktadır. Bu sıcrayışla da bu sarmalın 2'den 12'ye cıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Guneş Sistemi'ndeki tum maddelerin ozunu değiştireceği bekleniyor. Bu değişimleri cevremizde bir bir deneyimliyoruz.
Aslında tum bunlar, ya hucresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Butun bunlar, cevremizde her an deneyimlediğimiz olayların yalnızca bir dokumu. Evrene dikkatlice baktığımızda ve onu kalbimizin icsel kulağıyla dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da apacık ortada.
Her gun yaşadığımız ve gun gectikce artan doğal felÂketler, politik surtuşmeler, savaşlar, icsel değişimler binlerce yıldır beklenilen donemin habercileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu. Bunlar kutsal kitaplarda ve eski uygarlıkların yazıtlarında her zaman karşımıza cıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve yeni donemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı uyarlamaya hazırlanıyoruz. Cunku başka bir seceneğimiz de yok. Ya değişimi kabul edecek "BİR" olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı goze alacağız.”
BİLGİLERİN ANALİZ VE YORUMU
Geleceğe ve diğer bilinmeyenlere ait bilgilerin uc guvenli kaynağı vardır.
1. Allah’ın son kitabı Kur’Ânı Kerîm,
2. Rasûlullah (sav) Efendimizin şerefli sozleri,
3. Allah dostları Âriflerin muşÃ‚hedelerine dayanan sozlu ve yazılı anlatımları.
Bu uc guvenli kaynağın dışından aktarılan gelecek ve bilinmeyenle ilgili her turlu haber doğru ve guvenli değildir. Bu tur haberlerin kaynağı kuşkusuz cinler ve şeytanlardır. Onlar da geleceği bilemedikleri gibi, bildikleri başka konularda da asla doğru soylemezler. Bu durum cin ve şeytan kaynaklı haberlerin guvenli ve doğru olmadıklarının acık bir kanıtıdır.
Yalnız guneş sistemimizi icine alabilecek devasa boyutlarda bir foton kuşağının varlığı DeccÂl gunlerinin acıklamasına bir yorum olabilir.
Cunku foton kuşağına giren dunyamız, bu kuşağın elektro manyetik etkisi altında kalacağı icin elektrik uretilemeyecek, pusulalar calışmayacak, fuze fırlatılamayacak, uydular aracılığıyla internet ve telefon haberleşmesi sağlanamayacaktır. Bundan başka yangın, kuraklık, sel baskınları, depremler, toprak kaymaları ve iklim değişiklikleri olacak, insanlar ve ulkeler arasında can, mal ve namus guvenliğini yok edici bir takım karışıklıklar meydana gelecektir. En onemlisi dunyanın super gucleri kendi dertlerine duşeceklerdir. DeccÂl da bu karışıklılardan yararlanarak ortaya cıkacak, fakat hadislerde belirtildiği gibi 439 veya 440 gunden fazla bir saltanat suremeyecek ve bu surenin sonunda Hz. İs (as), gokten inerek DeccÂl’ı oldurecektir.
Beklenen kurtarıcı olarak Mehdî, Medine’den cıkacak, Şam’ı başkent yaparak İstanbul’u alacak, Vatikan ve Roma’ya kadar uzanacak ve tum Hıristiyan dunyasını Hz. İs (as) ile birlikte musluman yapacaktır. Boylece muslumanların ve insanlığın altın cağı başlayacak, kurtla kuzu yan yana yaşayacaktır.
Her ne kadar zamanlama doğru olmasa da Foton Kuşağı teorisini, DeccÂl gunlerinin bir yorumu niteliğinde gorduğumuz icin bu yazımıza almayı yararlı gorduk. Bununla birlikte her şeyin doğrusunu yalnızca Allah bilir. Allah’tan kurtuluş ve esenlik dileriz.
Bu yazı bazı cevrelerin: “ DeccÂl cıktı, Mehdî geldi, Hz. İs yeryuzune indi ve DeccÂl’ı oldurdu” gibi sacma sapan goruşlerine bir cevap olarak yazılmıştır.

alıntıdır..
__________________