Hani bazı batıl inanclar vardır şu duayı bilmem kac kere okursan dileğin gercek olur salavat-ı tefriciye yi 4444 kez okursan dileğin olur. Ben size olmaz tamamen hurafedir demiyorum. Elbette ki faydası olacaktır fakat allah gercekten duanın sayısına bakmaz bunun ne kadar icten ne kadar hayırlı olacağına bakar ayriyeten Allah ' a arapca kelimelerle dua etmek zorundada değilsiniz şuphesiz Allah her dili anlar. Turkce olarak da dileğinizi dileyebilirsiniz..

Dua kitaplarında yer alan ve belirli miktarlarda okunmaları gerektiği ifade edilen dualar icin belirlenen miktarların dini bir dayanağı yoktur. Kişinin karşılaştığı problemlerde ve ihtiyacı ile bağlı kalmaksızın icinde bulunduğu durumdan kurtulması icin Allah'a dua etmesi yeterlidir.

"(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım isteriz." (Fatiha, 1/5) ; "Kullarım sana beni sorduğunda (soyle onlara): Ben cok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar." (Bakara, 2/186)
Elbette biz isteklerimizi hep O'ndan isteyeceğiz. Ama Allah bizim her isteğimizi yerine getirmek zorunda değildir: "De ki: "Ey mulkun sahibi olan Allah'ım! Sen mulku dilediğine verirsin. Dilediğinden de mulku ceker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şuphesiz sen her şeye hakkıyla gucu yetensin" (Âl-i İmran, 3/26). Bu ayette de vurgulandığı gibi mulkun sahibi O'dur.

"Rabbin şuphesiz irade ettiği şeyi kolaylıkla yapabilen ve yerine getirebilendir" (Hûd, 11/107). Bu konudaki diğer Kur'an ayetleri şoyledir: "Allah bir şeyi dilediği zaman, onun buyruğu sadece o şeye "ol " demektir; o da hemen olur" (YÂsin, 36/82); "Rabbin dilediğini yaratır ve secer" (el-Kasas, 28/68);"şuphe yok ki Allah dilediğine hukmeder" (el-MÂide, 5/1).
Kullarının isteğini yerine getirmek O'nun icin hic zor değildir. Ancak O, kullarının isteğini vererek, vermeyerek veya dilediği ceşitli şekillerde onları sınava tabi tutmaktadır.

Dikkat ederseniz ben size hadis rivayet hikaye kıssa vesaire vermiyorum kuran dan ayetler veriyorum. Ne olur abuk sabuk şeylere inanıp yok bunu yap kuş tuyu dik nohuta fatiha oku demiş peygamberimiz vs gibi şeylere inanıp olmayınca Allah tan umidi kesmeyin. Zira Allah tan umit kesmek kufre girer..

Kimi zenginlikle sınanır hic farkında olmadan. Kimi kendisine verilen ilimle, bilgiyle denenir. Kimi fakirlikle imtihan edilir. Kimi hastalıklarla dahil edilir sınava. Kimi de belki de ettiği dular kabul edilmeyerek!! Fakat şuphesiz Allah bu dunyada ki sabrının karşılığını ahirette vercektir..

Bize duşen dileğimize ulaşabilmek icin elimizden geleni yapmaktır. Otesini Allah'a bırakmak gerekmektedir. Şayet butun cabalarımıza ve dualarımıza rağmen dilediğimizi elde edememişsek; bunun mutlaka bir hikmetinin bulunduğunu goz onune almalı, bu dunya hayatında bir sınav icinde bulunduğumuzu unutmamalıyız. Yine unutmamalıyız ki bizim hoşlanmadığımız nice şeyler vardır ki bunlar bizim icin hayırlıdır. Yahut ta hoşumuza giden pek cok şey vardır ki bunlar da bizim icin şerdir. Allah her şeyi bilir. Onun ilmi sınırsızdır. Bizim bilgilerimiz ise sınırlıdır. Bakara suresi 2/216 ya bakabilirsiniz..

Cok onemli bir konu: Ayrıca "Dua ediyorum da duam kabul edilmiyor" demek de doğru değildir. Cunku Allah, mutlaka her duaya cevap verir. (Gafir suresi 40/60) Ancak duada istenen şey her zaman bizim icin hayırlı olmayabilir. Bunu Cenabı Hak bildiği icin yapılan duanın karşılığını, duada istenen doğrultuda değil de başka şekilde verir. Ya dua edenin Ahiret yurdundaki derecesini yukseltir, ya da yapılan duayı, kişinin gunahlarının bağışlanmasına vesile kılar.
O halde kulun gorevi, iradesini iyi yone sarfetmek ve uzerine duşeni yaptıktan sonra gerisini Allah'a bırakmak, O'na guvenmek ve her şeyi O'ndan istemektir.

Kur'an'da yirmi yerde dua kelimesi gecmekte, ayrıca pek cok Âyette dua kokunden fiiller yer almaktadır.
Âyet ve hadîslerde dua teşvik edilmiştir: "Rabbiniz, şoyle buyurdu: Bana dua edin, size cevap vereyim (duanızı kabul edeyim)" (Mu'min, 40/60).
Allah insana şahdamarından daha yakındır ve O'nun insana merhameti, bir annenin cocuğuna merhametinden cok fazladır. Bir Âyette şoyle buyurur: "Kullarım sana beni sorunca, haber ver ki, ben şuphesiz onlara yakınım. Bana dua edenin duasını kabul ederim" (Bakara, 2/186).

Bir Âyette, "De ki; duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin" (FurkÂn, 25/77) buyrulmaktadır.

Kur'an'da insanın ihtiyac ve sıkıntılarının giderildiği, kendini emniyet icinde ve başarılı gorduğu durumlarda dua isteğinin zayıfladığı, Allah'tan yuz cevirdiği, kendi guc ve yeterliliğini gozunde buyutup nankor ve bencil olduğu, zalimÂne tutum ve davranışlar sergilediği anlatılmaktadır ( İsrÂ, 17/67; Lokman, 31/32; Fussilet, 41/51). İnsanın başı dara duştuğunde dua etmesinin (Mu'min, 40/60.) yanı sıra ozellikle refah ve rahatlık durumlarında da Allah'ı hatırlaması kulluğun bir gereğidir.
Bu itibarla, butun bu olculere gore fiili duasını yapan bir mu'minin karşılaştığı her turlu problemleri ve ihtiyacları icin her zaman Allah (c.c.)'a dua etmesi, kabulu icin acele etmemesi ve her şeyin hayırlısını istemesi dinen tavsiye edilen bir davranıştır. Cunku dua muminin tum hayatını kapsayan surekli bir kulluktur.

Ne olur sizi dinden soğutacak hurafelere inanmayın. Dileğiniz gercekleşmeyecektir. Sadece gucu herşeye yeten Allah tan isteyin. Medyumlar falcılar Kur anda yasaklanmıştır. Gaybı sadece Allah bilir buyu ve bu gibi işler ise buyuk gunahtır.

Sevgi ve saygılarlarla..
__________________