Kuran'ın mucizevi yonlerinden biri de, gelecekte gercekleşecek olan bazı olayları onceden haber vermiş olmasıdır. Orneğin, Fetih Suresi'nin 27. ayetinde, muşriklerin işgali altında bulunan Mekke'yi fethedecekleri muminlere onceden şoyle mujdelenmekteydi:
“Andolsun Allah, elcisinin gorduğu ruyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a guven icinde, saclarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, boylece bundan once size yakın bir fetih (nasib) kıldı.„
(Fetih Suresi, 27)
Dikkat edilirse ayette, Mekke'nin fethinden once gercekleşecek bir başka fetih de haber verilmektedir. Gercekten de ayette haber verildiği gibi muslumanlar once, Yahudiler'in elinde bulunan Hayber Kalesi'ni fethetmişler, daha sonra da Mekke'ye girmişlerdir.
Gelecekte gercekleşecek olaylardan haber veriliyor olması Kuran'daki ustun hikmetlerden yalnızca bir tanesidir. Bu, Kuran'ın sonu olmayan bir ilmin sahibi olan Allah'ın sozu olduğunu kanıtlayan bir delildir de. O donemde yaşayan hicbir insanın sahip olamayacağı bilgilerle birlikte gelecekten verilen haberlerden başka bir tanesi de Bizans'ın yenilgisidir. İlerleyen sayfalarda detaylı olarak incelenecek olan bu tarihi olaydaki en dikkat cekici nokta Dunya'nın en alcak noktasında Rumlar'ın yenilgiye uğramış olmasıdır. Bu dikkat cekcidir, cunku ayette ozellikle "en alcak nokta" belirtilmektedir. O donemin teknolojisi ile boyle bir olcumun yapılması ve Dunya'nın en alcak noktasının belirlenmesi elbette ki mumkun değildir. Bu, herşeyden haberdar olan Allah'ın insanlara haber vermesidir.
BİZANS’IN GALİBİYETİ
Kuran'ın gelecek hakkında verdiği haberlerden biri de Rum Suresi'nin hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu ayetlerde Bizans İmparatorluğu'nun bir yenilgiye uğradığı, ama cok kısa bir zaman sonra tekrar galip geleceği bildirilmiştir:
“Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dunyanın en alcak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Uc ile dokuz yıl icinde. Bundan once de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gun muminler sevineceklerdir.„
(Rum Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslılar'ın, putperest bir toplum olan Persler karşısında cok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, M.S. 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın cok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar buyuk kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız goruluyordu. Yalnız Persler değil Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı buyuk tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar İstanbul onlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek icin kiliselerdeki altın ve gumuş sus eşyalarının eritilip paraya cevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı icin eritilmeye başlanmıştı. Pek cok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, İmparatorluk parcalanma noktasına gelmişti. Onceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Persler'in işgali altına girmişti.20
Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu donemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl gecmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet oylesine imkansız gozukuyordu ki, Arap muşrikleri bu ayetleri alay konusu yapacak kadar ileri gittiler. Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla gercekleşmeyeceğini duşunuyorlardı.
Fakat Kuran'ın tum haberleri gibi bu da hic kuşkusuz gercekti. Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, M.S. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında buyuk bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persler'i yenilgiye uğrattı. Birkac ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.21
Boylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gercek oldu.
Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o donemde kimsenin tespit etmesinin mumkun olmadığı coğrafi bir gerceğin haber verilmesidir.
Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumlar'ın "Dunyanın en alcak yerinde" yenildikleri belirtilir. Arapcası "Edna el ard" olan bu ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercume edilir. Ancak bu tercume, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapca'da "alcak" demek olan "deni" kelimesinden turemiştir ve "en alcak" anlamına gelir. "Ard" ise yeryuzu demektir. Dolayısıyla "Edna el ard" ifadesi de "Yeryuzunun en alcak yeri" manasına gelmektedir.
Ne ilginctir ki, Bizans İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş, yeryuzunun gercekten en alcak noktasında gercekleşmiştir. Soz konusu savaşın yeri, Suriye, Filistin ve şimdiki Urdun topraklarının kesiştiği bolgede yer alan Lut Golu havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Golu cevresi, yeryuzunun "en alcak" bolgesidir.
Yani Rumlar, tam ayette belirtildiği gibi, "yeryuzunun en alcak yeri"nde yenilmişlerdir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Golu'nun rakımının, yalnızca modern cağdaki olcumlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha once hic kimsenin Lut Golu'nun Dunya'nın en alcak bolgesi olduğunu bilmesi mumkun değildir. Ama bu bolge Kuran'da "Yeryuzunun en alcak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran'ın İlahi bir soz olduğunun bir başka delilini oluşturmaktadır.
.
__________________
Kuran'in Gelecekle İlgİlİ Haberlerİ
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Kuran'in Gelecekle İlgİlİ Haberlerİ