Once size merhum Nasreddin hocadan bir fıkra anlatayım: Hoca’nın devrinde bir ara asayiş sebebiyle, bıcak, kama vb. şeyleri taşımak yasaklanmış. Mutat aramalarda muderris olan Hoca’nın uzerinde kocaman bir kılıc bulunur.
Subaşı, Hoca’ya sorar,” Hoca bu nedir?” “Bu tashih bıcağıdır.Yazılardaki yanlışlıkları bununla kazıyorum.” “ Hocam, bu nasıl tashih bıcağıdır, bizim bildiğimiz o kucucuk bir şeydir. Seninki yarım metre boyunda? “ “Dediğiniz doğru, eskiden kafi geliyordu, fakat şimdi bildiğiniz gibi değil, oyle hatalar, yanlışlıklar yapılıyor ki, kazımakda bu bile az geliyor.”
Şimdi de gazetelerde yayınlanan bir haberi vermek istiyorum:
“Lester Kurtz ve Mariam (Meryem) Kurtz, Dinlerarası Diyalog toplantısının en ilginc konuklarıydı. Biri Teksas'tan yani Amerikalı, diğeri Darussalem yani Tanzanya'dan. Biri metodist protestan bir ailede buyuyup Quaker (tarikat uyesi)olarak hayatını surduruyor, diğeri ise Musluman. Biri Teksas Universitesi'nde sosyoloji profesoru, diğeri ise gazeteci. Afrika'da katıldıkları bir konferansta tanışıp evlenmeye karar vermişler. Amerika'ya yerleşip resmi nikahlarını yapmışlar ve tam bir yıldır dini nikah kıymak icin beklemişler. İşte bu bekleyiş, nihayet Urfa'da son buldu.
Haham, papaz ve muftunun huzurunda kendisini Kelime-i şehadet getirerek 'hem Hıristiyan, hem de Musluman' ilan eden ve aynen cifte vatandaşlıkta olduğu gibi cifte dinli olmak istediğini ve Meryem ile evlenerek gecmişinde sahip olduğu Hıristiyan kulturle İslam kulturunu meczetmek istediğini belirten Lester, ‘ İslamiyet'in guzellikleri ile gecmişimdeki Hıristiyanlıktan kaynaklanan guzellikler arasında bir tezat gormuyorum ve iki dinin guzelliklerini İbrahim Peygamber'in mekanında Musevi dostlarımın da duaları ile Meryem'le birlikte dini nikah kıyarak surdurmek istiyorum' dedi.
Gozleri dolu bir bicimde bu anı beklediğini belirten Meryem ise, Lester'in gecen yıl bir ay oruc tuttuğunu, Ramazan boyunca beş vakit namaz kıldığını, birlikte Hıristiyan bayramlarını da kutladıklarını; fakat İslami usullerle nikah kıymayı hep arzuladıklarını vurguladı. Uc dinin duaları ile salevatlar eşliğinde gercekleşen nikah merasimi, katılımcıları derin ve anlamlı duşuncelere sevk etti. Bu evlilik, diyaloğun bir gostergesi olarak algılandı.”
Gel de şimdi Hoca’nın fıkrasını hatırlama. Fakat, olaydaki yanlışlıkları Hoca’nın kılıcı da duzeltecek gibi değil... Cunku, diyalogun neticesi, meyvesi olarak takdim edilen olay, tamamen gayri İslami... Yapılanı izah etmeye kalksam gunler surer. Zaten luzum da yok; her Muslumanın bildiği yanlışlıklar... Bu olay, Hıristiyan aleminin ne yapmak istediğini acık şekilde ortaya koymaktadır.
Şimdi sormak lazım: Bu bir dinlerarası diyalog mu, yoksa dinleri birleştirme mi? Diyalog, zaten asırlardır devam etmektedir. Mesela, İstanbul’da aynı sokakta, Musluman, Hıristiyan ve Yahudi iyi komşuluk icinde yaşıyordu. Birbirlerinin inanclarına saygı gosteriyorlardı. Fakat, hic bir Musluman, nikah icin, Kiliseye, Havraya gitmezdi. Onlar da camiye gelmezdi. Herkes kendi ibadetini kendi mabedinde yapardı. Olması gereken de zaten bu değil mi? Bunun tersini duşunmek saygısızlık, inancları hafife almak olmaz mı?
Bu toplantılar ile ilgili şoyle de bir yorum gozume carptı: “Ehl-i kitapla temel noktalarda birlikteyiz. Daha meşhur ifadesiyle amentude ittifakımız vardır. Garip olan şudur ki, ittifak ettiğimiz amentuyu one gecirmiyor da, ihtilaf ettiğimiz teferruatı ileri surup mutlak kufre karşı dayanışmamıza engel olarak goruyoruz. Halbuki temelde ittifak varken, teferruattaki ihtilaflara takılıp kalmak makul değildir.”
İnsan ne soyleyeceğini bilemiyor doğrusu... Derler ya, kucuk dilimi yuttum... Aynen oyle. Şimdi bu iddia sahibine sormak lazım: Onlarla aramızdaki fark, amentunun sonundaki, “Ben şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam, O’nun kulu ve resuludur.” hukmudur. Muslumanı Musluman yapan da bu farktır. Bu fark olmasaydı, İslamiyet olur muydu? Bu farka hic “teferruat” denebilir mi? Peygamberimiz bu farkı kabul ettirmek icin mucadele etmedi mi? Dort buyuk halife, diğer Eshabı kiram efendilerimiz, başta ecdadımız Osmanlılar olmak uzere butun Musluman devletler, asırlardır bu farkı dunyaya tebliğ icin calışmadılar mı? Butun bunlar teferruat mıydı?..
duşunen insanlar icin!!!
saygilar!!!
__________________
İnsan hem Musluman hem Hırıstiyan olabilir mi?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İnsan hem Musluman hem Hırıstiyan olabilir mi?