Masonlar amaclarının "barış, kardeşlik ve insan sevgisi" olduğunu soylerler. Ancak ilk bakışta olumlu gibi duran bu kavramların altında, mason felsefesinin dine olan duşmanlığı gizlenmektedir.

Masonluk, hakkında en cok soru işareti bulunan ve insanların merakını en cok ceken konulardan biridir. Cunku orgutun calışmaları gizlidir, gercek felsefesi ve amacları hakkında da cok farklı yorumlar yapılmaktadır. Masonlar kendilerini tanıtırken "insan sevgisi, hoşgoru, evrensel kardeşlik, akıl ve bilim yolu" vs. gibi coğu insanın kulağına hoş gelen kavramlar kullanırlar. Buna karşılık, masonluk coğu insanın gozunde son derece karanlık bir orguttur; en temel ozelliği ise dinsiz, hatta din karşıtı olmasıdır.

Olayın en ilginc yanı ise, aslında masonların kendilerini tanıtırken kullandıkları kavramlarla, onlar hakkında yaygın olan "dinsizlik" suclaması arasında pek bir fark olmamasıdır. Bir başka deyişle, masonluğun ozu olarak gosterilen "insan sevgisi, hoşgoru, evrensel kardeşlik" gibi kavramlar, zaten orgutun dine karşı bir felsefeye sahip olduğunun ustu kapalı ifadesidirler.

"Peki neden?" diye sorulabilir bu noktada. Cunku bu kavramların hic biri gercekte zararlı gibi gorunen kavramlar değildirler. İnsanların birbirlerini sevmeleri, hoşgorulu olmaları, ve buna benzer diğer tum "Humanist" kavramlar, coğu insana ilk başta dine ve vicdana aykırı kavramlar gibi gelmezler. Hatta coğu insan "zaten din de bu tur ahlaki meziyetleri oğretiyor" şeklinde duşunur.

Oysa onemli olan bu kavramların iclerinin nasıl doldurulduğudur.

Marksizm bu konuda iyi bir ornektir. Marksistler, komunizmi, insanlara barış ve huzur getirecek, toplumdaki tum somuruleri, adaletsizlikleri ortadan kaldıracak, herkesin ihtiyacını karşılayıp, fakirleri koruyup gozetecek bir sistem olarak tanıtırlar. Bu tarifin icinde yanlış bir şey de yokmuş gibi gozukur. Ama Marksizmin gercek mahiyeti, dine olan bakış acısı incelendiğinde ortaya cıkar. Cunku bu ideolojiye gore ustte tarif edilen "sınıfsız toplum"un onundeki en buyuk engel dindir ve bu hedefe ulaşmak icin dini yok etmek gerekir.

İşte masonik felsefenin kulağa hoş gelen kavramları da Marksizmin bu suslu kavramları gibidir.



"İnsan Sevgisi"nin Masonlara Gore Anlamı

Masonlar her zaman tum insanların kardeşliğinden, evrensel barıştan, hoşgoruden soz ederler. Tum insanların birbirlerine karşı sorumlu olduklarını soylerler. Bunlarda bir sorun yoktur; insanlar arasındaki ilişkileri geliştirmeye yonelik sozlerdir. Peki ama insanın Allah'a karşı olan sorumluluğu ne olacaktır? Masonik felsefenin gercek yuzu, bu soru karşısında ortaya cıkar. Cunku bu felsefenin sozunu ettiği "insan sevgisi", insanların hepsinin Allah'ın kulu olduğunu bilmekten-ve Yunus Emre'nin dediği gibi "yaratılanı Yaratan'dan oturu sevmekten"-kaynaklanan dini bir sevgi değildir. Aksine, tum insanların guya Yaratıcı olmadan kendi kendilerine bir evrim sureci icinde oluştuklarını iddia eden bir kavramdır. Masonik felfesenin "tum insanların yardımlaşması" derken kast ettikleri anlayış, insanların dunyada tesadufen var olmuş bir tur olduklarını ve turlerini devam ettirip geliştirebilmek icin birbirlerine destek olmalarını savunan anlayıştır. Bu ise tam anlamıyla Allah'ı inkardır.

Kısaca "humanizm" olarak tanımlanan ve masonluğun temelini oluşturan bu felsefe, insanların Allah'ı değil, birbirlerini onemsemelerini ve sevmelerini ongorur. Turk mason localarının 1923'de yayınladığı "Meşrik-i Azam İctimai Zabıtları"nda, bu sapkın felsefe şoyle ifade ediliyor:

"Biz artık Allah'ı hayat gayesi olarak tanımayacağız. Biz bir gaye yarattık. O gaye Allah değil, beşeriyettir"

Bir başka masonik kaynakta ise şoyle denmektedir:

"İptidai cemiyetler, acizdiler, aczleri dolayısıyla etraflarındaki kuvvetleri ve hadiseleri ilahlaştırdılar. Masonizm ise insanı ilahlaştırdı." (55 Selamet Mahfilinde Uc Konferans, s. 51)

Masonluğun temelini oluşturan humanizmin tanımı, bu felsefenin doğrudan din aleyhtarı bir kimliğe sahip olduğunu gosterir. 20. yuzyıldaki humanist felsefe akımının oncusu olan Julian Huxley, Darwin'in evrim teorisini rehber kabul ederek "Evrimsel Humanizm" adı altında yeni bir din kurmuş ve bunun anlamını da şoyle ifade etmiştir:

"Ben "humanist" kelimesini kullanırken, insanın, aynı bir bitki ya da hayvan gibi, doğal bir varlık olduğunu kastediyorum. Yani insanın bedeni, zihni ve ruhu, doğa ustu bir guc tarafından yaratılmamış, aksine evrim sureci sonunda oluşmuştur. Dolayısıyla insan, her hangi bir doğa ustu gucun kontrolu ya da yol gostericiliğine değil, sadece kendi varlığına ve kendi gucune inanmalıdır." (American Humanist Association tarafından dağıtılan tanıtım broşurunden)

Huxley'in yolunu izleyen John Dewey adlı Amerikalı filozof, 1933 yılında bir "Humanist Manifesto" yayınlamıştır. Manifesto'da vurgulanan temel duşunce, İlahi dinlerin ortadan kaldırılmasının zamanının artık geldiği ve bunlar yerine, insanoğlunun bilimsel ilerleme ve sosyal işbirliğine dayalı yeni bir cağa girmek uzere olduğudur. 1973 yılında yayınlanan II. Humanist Manifesto'da ise insanlığı tehdit eden sorunlar anlatıldıktan sonra bu felsefenin Allah'ı nasıl inkar ettiği şoyle ozetlenir: "Bizi kurtaracak bir Yaratıcı yoktur, kendimizi biz kurtarmalıyız." (American Humanist Association. "Humanist Manifesto II". The Humanist 33 Eylul/Ekim 1973)

İşte masonik felsefenin temelindeki humanizm de budur. Bu felsefede kulağa hoş gelen tum suslu sozler de aldatıcıdır. Cunku Allah'tan yuzcevirildikten sonra "insanlar arasında sevgi, barış, kardeşlik" vs. gibi kavramların bir kıymeti kalmaz. İnsanoğlunun varoluşunun amacı, Kuran'ı Kerim'in "Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat, 56) ayetinde bildirildiği gibi, Allah'a kulluk etmektir. İnsan bu gorevini terk edip Allah'a isyan ettikten sonra hic bir şekilde kurtuluşa eremez.

Kaldı ki, insan Allah'a iman edip O'nun yoluna uymadıktan sonra, diğer insanları da gercekten sevemez. Masonların sık sık vurguladıkları "insan sevgisi" bir aldatmacadır; inkara dayalı sistemler insanın ruhundaki kotulukleri korukler ve dolayısıyla sadece kan ve zulum doğurur. 20. yuzyılda komunizm, faşizm gibi din-dışı ideolojik sistemler ya da bu sistemler arasındaki catışmalar nedeniyle yuzmilyonlarca insan katledilmiş, milyarlarca insan da baskı ve zulum gormuştur. Masonların gercekleştirdiği Fransız İhtilali'nin "ozgurluk, eşitlik, kardeşlik" sloganıyla başlatıldığını, fakat ihtilal boyunca onbinlerce insanın giyotine gonderildiğini hatırlamak gerekir.



"Bilim ve Akıl Yolu"nun Anlamı

Masonluk, nasıl "insan sevgisi" kavramını Humanizm cercevesine alıp bir inkar aracı haline getirdiyse, "bilimsellik" ve "akılıcılık" kavramlarını da yine din-dışı ve hatta din aleyhtarı bir bicimde yorumlamıştır.

Bir musluman icin bilim Allah'ın yarattığı evreni tanımak ve O'nun yaratışındaki sırları kavramak icin kullanılacak bir aractır. Akılcı duşunce ise, Kuran tarafından emredilen bir ibadet ve bir iman alametidir. Oysa masonik terminolojide bu iki kavramla kast edilenin tamamen farklı şeyler olduğu gorulur. Bu duşunceye gore, bilim Allah'ın yarattıkları incelemek icin kullanılacak bir arac değildir. Aksine, bilime inanmak ateist olmakla eş anlamlı gibi gosterilmeye calışılır. Bilim adı altında, Darwinizm gibi aldatmacalar topluma empoze edilir. Aslında bizzat bilim tarafından reddedilen Darwinizm aldatmacasıyla, dine karşı sinsi bir mucadele yurutuyor. Turk masonlarının bir yayın organında, dinsizliği "bilim" maskesi altında yaymanın masonların en buyuk gorevi olduğu şoyle ifade edilmektedir:

Hepimize duşen en buyuk insancıl ve masonik gorev, olumlu bilim ve akıldan ayrılmamak, bunun evrimde en iyi ve tek yol olduğunu benimseyerek bu inancımızı insanlar arasında yaymak, halkı olumlu bilimlerle yetiştirmektir.

Ernest Renan'ın şu sozleri cok onemlidir:

"Ancak halk olumlu bilim ve akıl ile eğitilirse, aydınlatılırsa, dinlerin boş inancları kendi kendine yıkılır." Lessing'in şu sozleri de bu duşunuyu destekler: "İnsanların olumlu bilim ve akıl ile aydınlatılmasıyla bir gun dine gerekseme kalmayacaktır." (Dr. Selami Işındağ. "Olumlu Bilim-Aklın Engelleri ve Masonluk". Mason Dergisi, yıl 24, sayı 25-26 [Aralık 76-Mart 77])

İşte masonluğun dine yaklaşımı budur. Masonların "biz Allah inancı olmayanları aramıza almayız, hepimiz Allah'a inanırız" şeklindeki sozlerinin de sadece bir kamuflaj olduğu acıkca anlaşılmaktadır. Nitekim masonik kaynaklara bakıldığında Allah inancının orgutun icinde aşamalı bir şekilde ortadan kaldırıldığı gorulebilir. Bir masonik metinde şoyle denir: " Sizler Allah'ı, kader, tabiat, kanun, kuvvet gibi zeka ve ruhunuzun temayulune, inanc ve idrakinize gore herhangi bir isimle adlandırabilirsiniz." (Mimar Sinan Dergisi, 1982, Sayı. 45, s.34)

Oysa ki Allah, kaderi de, tabiatı da, kanun, kuvvet ve zekayı da yaratmış olan sonsuz kudret sahibidir. Bu en buyuk hakikatten gaflet icinde olan masonluk, kendi gafletini topluma yayma cabası icindedir.



Onluksuz Masonlar

Sonuc olarak denebilir ki, masonik felsefe, insanların Allah'ı inkar etmesini hedeflemekte, ancak bu inkarı, insan sevgisi, bilimsellik, akılcılık gibi suslu sozlerle ustu kapalı bir şekilde yapmak istemektedir.

Bu gercek fark edildiğinde, masonluğun aslında son derece yaygın ve etkili bir orgut olduğu da kendiliğinden anlaşılmaktadır. Cunku sozkonusu inkar yontemi, toplumun farklı kesimlerinde pek cok insan tarafından ısrarla savunulmaktadır. Dinsizliği savunurken bunu "cağdaşlık", "modernlik" vs. adına yaptıklarını soyleyenler; dinle bilimin catıştığını iddia edenler; insanın, Kuran'ın yol gostericiliğine gerek olmadan doğruyu bulabileceğini savunanlar, tum bu insanlar gercekte birer masondurlar. Bazıları masonların ifadesiyle "onluklu" masondur, yani mason localarına kayıtlı birer fiili uyedirler. Daha buyuk bir kısmı ise "onluksuz" masondur, yani localara kayıtlı olmasalar, hatta masonluğu tanımasalar da masonik felsefeyi benimsemiş kişilerdir. Onları bulmak icinse uzağa gitmeye gerek yoktur. Gazete sayfalarında ya da televizyon kanallarında biraz gezinmekle yuzlercesine rastlanabilir.

Peki bu masonların-onluklulerin ve onluksuzlerin-amacları nedir?

Basit: Amacları, tamamen dinsiz bir dunya kurmak ve gerekirse bunun icin dindarları tasviye etmektir. Bu amacla Kuran'da haber verildiği gibi, "gece ve gunduz hileli duzenler kurup" insanlara "Allah'ı inkar etmeyi ve O'na eşler koşmayı emretmekte"dirler. (Sebe Suresi, 33)

Bir masonik metinde masonluğun tum dunyayı kapsayan bir "Humanist din" kurma hedefi ve bu amacla duzenlenen bir tur ayin şoyle ifade edilir:

"Bugun yavaş da olsa, şuuru tam manasıyla tatmin edebilecek tek ve evrensel bir din teşekkul etmektedir... Bu evrensel dine paralel olarak, bir de dunya goruşu olcusunde ahlak kurulacaktır...Boyle bir din insanı kainatla birleştirecektir. İşte bu MASONİZM'dir. Bu din gonulden gonule kurulacaktır. Kurulan bu dinin mabetleri insanlık mabetleri olacaktır. Bu tapınakta okunan ilahiler, bir insanın ruhundan fışkıran muzik eserlerinin en soylusu olan Bethowen'in 9. Senfonisi belki de olacaktır...

Mithra efsanesindeki Boğa'nın eti ve kanı yerine, ekmek yiyerek ve kırmızı şarap ecerek bu doğuşu kutluyoruz. Komunyonun manası olan inanc birliği yapıyoruz burada biz. Yeni bir yılda bu kutsal mucadelemizi şoyle vaftiz edip bitirmek istiyorum. Ekmekten bir parca daha yiyiniz, kardeşlerim, bu dinin misyonerleri olan sizler, ekmeği paylaşan aziz dostlar olsun. Ateş yiyerek bir daha şarabınızdan iciniz kardeşlerim, kan kardeşi olmak icin." (Mason Dergisi, Yıl:29, Sayı. 40-41, 1981, sf.105-107)

Acıkca gorulduğu gibi, masonların amacı, dinleri ortadan kaldırarak Humanist felsefeye dayalı yeni bir dunya, yani tumuyle dinsiz bir dunya var etmektir.

Ancak bilinmelidir ki eğer onların bir planı varsa, kuşkusuz Allah'ın da bir planı vardır. Bir ayette Allah şoyle buyurmaktadır:

"Onlar (inanmayanlar) bir duzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir duzen kurdu. Allah, duzen kurucuların en hayırlısıdır." (Ali İmran Suresi, 54)
__________________