“Benim şefaatim ummetimin gunah-ı kebair (buyuk gunah) işleyen kısmınadır” Allah Resulu....

Arkadaşlar Efendimizin mubarek sozlerinden birisi ve ona yaklaşımımız nassıl olmalı ????

Oncelikle buyuk gunahları bir bilelim....

Allah'ın emirlerine aykırı davranış, kotu amel, isyan, karşı gelme, suc, kabahatlerin buyukleri. İslÂm literaturunde bu tur fiillerin bir kısmı buyuk gunah, bir kısmı da kucuk gunah olarak adlandırılır. Bu tabirin gectiği ayetlerde şoyle denilmektedir: "Eğer size yasaklanan buyuk gunahlardan kacınırsanız, sizin kucuk gunahlarınızı orteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız. " (en-NisÂ, 4/31)

"Buyuk gunahlardan ve cirkin işlerden kacınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler." (eş-ŞurÂ, 42/37)

"O (muhsin ola)nlar ki gunahın buyuklerinden ve cirkin işlerden kacınırlar, yalnız bazı kucuk kusurlar işleyebilirler... " (en-Necm, 53/32).

Aynı ifadenin gectiği hadislerden bir kısmında ise Hz. Peygamber (s.a.s.) şoyle buyurmuştur:

Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: Rasûlullah'a "Allah indinde en buyuk gunah nedir?" dedim. "Seni yaratan Allah'a Şirk koşmandır." buyurdu.

"Bu gercekten pek buyuk, bundan sonra nedir?" dedim. "Seninle beraber yemek yemesinden, tuketici olmasından korkarak evlÂdını oldurmendir. " dedi. "Ondan sonra nedir?" dedim. "Ondan sonra komşunun hanımı ile zina etmendir" buyurdu.

Yine Abdullah b. Mesud'dan değişik bir senetle aynı hadis rivayet edildikten sonra şu ayetin nazil olduğu ilÂve edilmiştir.

"Allah'ın (halis) kulları o kimselerdir ki, Allah'tan başka ilÂha dua etmezler; Allah'ın haram kıldığı nefsi oldurmezler; meğer ki hakla ola. Zina da etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya carptırılır. " (el-Furkan, 25/68 ).

Abdurrahman b. Ebû Bekr, babasından, şoyle dediğini rivayet ediyor:Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanında idik. Uc defa şoyle buyurdu: "Size buyuk gunahların en buyuğunu haber vereyim mi? Allah'a Şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı Şahitliği yapmak... " (Buharî, Edeb 6; İman, 16)

Başka bir hadiste, buyuk gunahlar, "el-MubîkÂt: helÂk edici" kelimesiyle ifadelendirilerek şoyle buyurulmuştur: "Yedi helÂk edici Şeyden kacının." Bunlar nedir y Rasûlallah diye sorulunca: "Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere oldurmek; yetim malı yemek; faiz yemek; duşmana hucum anında harpten kacmak: namuslu, kendi halinde mumin kadınlara zina iftirası atmaktır" buyurdular. Diğer bir hadiste ise: "Buyuk gunahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam oldurmek; temiz bir kadına kotuluk isnat etmek; zina yapmak; duşmana hucum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; musluman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir. " Diğer hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap icmek de ilÂve edilmiştir. (BuhÂrî, VasÂya 23; Muslim, İman 141-146; Ebû Davûd, VasÂya 10)

KebÂir kelimesiyle ifade edilmediği halde, yukardaki hadislerde bildirilen fiillerin dışında bir cok suclar daha vardır ki, onlar İslÂm Âlimlerince, ayet ve hadisler doğrultusunda, buyuk gunah kabul edilmiştir: Bilerek ve kasten İslÂm'ın şartlarını terketmek; icki icmek; kumar oynamak; hırsızlık yapmak; adaletten ayrılmak gibi. İslÂm Âlimlerinden bir kısmı genel hatlarıyla "buyuk gunah"ları şoyle tarif etmişlerdir:

İbn AbbÂs'a gore: "Allah'ın yasak ettiği her şey buyuk gunahtır. Ayrıca buyuk ve kucuk gunah arasındaki fark şudur: Allah'ın Cehennem, gazap, lÂnet, veya azap gibi ifadelerle sona erdirdiği her gunah buyuktur. Diğerleri kucuktur." Hasan Basrî de buna yakın bir ifade kullanmıştır.

Ebû Amr İbn SalÂh'a gore: "Buyuk ismi verilecek şekilde buyuk olan ve mutlak surette buyuklukle vasıflanan her gunah buyuktur." Buna gore buyuk gunahların bazı alÂmetleri vardır.

"Şer'i cezayı icab ettirmek; Cehennem azabıyla tehdit olunmak; yapana fasık denilmek; lÂ'net olunmak."

Cumhûr-ı ulemaya gore; gunahlar buyuk ve kucuk olmak uzere ikiye ayrılır. Beş vakit namaz, Ramazan orucu, hac, umre, abdest gibi hayırlı amellerin kendilerine keffaret olabileceği gunahlar "kucuk gunah"; bu tur ibadetlerin keffÂret olamadığı gunahlar ise "buyuk gunah"lardır. Mesela: "İki umre, aralarında yapılan gunahlara keffarettir. (Ahmed İbn Hanbel, II, 461). "Kabul edilmiş bir hac, o yıl ki hatalara keffarettir. " (Ahmed İbn Hanbel, II, 348), "Şehidden akan ilk damla kan, onun butun gunahları icin keffarettir." (Ahmed İbn Hanbel, IV, 300), "Allah, cuma'yı kılanın iki cuma arasındaki gunahlarını orter." (Ahmed İbn Hanbel, V, 181). Hadislerde, başka ibadetlerin kendilerine keffaret olduğu bildirilen cinsten gunahlar kucuk gunahtır. Ancak herhangi bir ibadetin, kendisi hakkında keffaret kabul edilmediği gunahlar ise buyuk gunahlardır. MeselÂ: hic bir ibadet adam oldurmeye, zina yapmaya, icki icmeye ve benzeri gunahlara keffaret olarak kabul edilmez; bunlara ancak Şerîat'ın, haklarında takdir ettiği cezalar tatbik edilir.

Hz. Omer'le İbn Abbas (r.a.) "İstiğfarla buyuk gunah, ısrarla da kucuk gunah kalmaz" demişlerdir. Yani (Şerîat'in verdiği cezalar tatbik edildikten sonra) istiğfarla buyuk gunahlar affedilir. Fakat kucuk gunahlar ısrarla işlenmeye devam edilirse, onlar da buyuk gunah olur. Bu ifadelere gore buyuk gunahlara sayısal acıdan sınır koymak mumkun olmaz.

Buyuk gunahların başında gelen ve en buyuk gunah olarak kabul edilen "şirk"in kufur olduğu muhakkaktır. Diğer gunahların, onu işleyen mumin bir kulu imandan cıkarıp cıkarmayacağı hususunda İslÂm KelÂm Âlimleri ihtilaf etmişlerdir.

Ozetle, Şerîat'ın hakkında tehdit edici bir nass (korkutucu bir delil) tahsis ettiği veya buyuk gunah olarak bildirdiği bir gunahı işleyen hakkında Ehl-i Sunnet mezhebinin goruşu şudur: Buyuk gunah mumini imandan cıkarmaz ve onu kufre sokmaz. Ancak boyle bir mumin asi sayılır. Ameller imandan bir cuz (parca) değildir. Ancak işlenen gunahı helÂl saymak, onu hafife ve alaya almak, kesinlikle kufurdur.

Mu'tezile mezhebinin goruşu: Buyuk gunah işleyen ne mumin, ne de kÂfirdir. O fasıktır ve iki menzil arasındaki bir menzildedir. Bu mezhep, imanı kalbin tasdiki, dilin ikrarı ve amellerin yapılması şeklinde tarif ettikleri icin; buyuk gunah işleyenleri mumin kabûl etmemişlerdir. Ancak kÂfir de kabul etmemişlerdir. Cunku, Peygamber (s.a.s.) asrında ve takip eden donemlerin hicbirinde buyuk gunah işleyenlere, dinden cıkanlara verilen olum cezası verilmemiştir. Eğer kÂfir olsalardı, imandan sonra kufre gitmenin cezası olarak oldurulmeleri gerekirdi. Bu yapılmamıştır, onun icin bunlar iman ile kufur arasındadırlar. Bunlara "fÂsık" denir.

Haricîlere gore; buyuk ve kucuk gunah işleyen kimse kÂfir olur. İslÂm'ın, yapılmasını emrettiği ameller imanın bir parcasıdır. Yani amel imandan bir cuz'dur.

Hasan el-Basrî'ye gore; buyuk gunah işleyen kimse "munafık"tır. Kalben inanmadığı halde dıştan inanmış gibi gorunenlere munafık denildiği halde Hasan Basri nifÂkı; imanı gizleyip buyuk gunahı işlemek suretiyle kufru acığa cıkarmak, şeklinde kabul etmiştir.

Haricîlerden bir fırka olan el-EzÂrika'nın goruşu: Buyuk gunah işleyen kimse "muşrik"tir. Cunku boyle kimse hem Allah icin, hem de Allah'tan başkası icin amel etmektedir. Yaptığı buyuk gunah ile Allah'tan başkasını (nefsini veyahut şeytanı) ona ortak koşmuştur.

Yukarda belirlenen butun goruşler, sahiplerince bir takım delillere dayandırılmıştır. Biz bunlardan sadece Ehl-i Sunnet'in deliline bakacağız. Diğerleri icin akaid kitaplarında geniş malûmat verilmiştir; oraya bakılabilir.

1. Delil: İman, kalp ile tasdiktir. Mumin'in imandan cıkması icin kalbindeki tasdikin değişmesi gerekir. Hangi beşerî zaaflardan kaynaklanırsa kaynaklansın, işlenen buyuk gunahlar, tasdiki değiştirecek mahiyette olmadığı surece işleyenini imandan cıkarmaz. Kalpteki tasdiki değiştirme ise ancak yapılan gunahı helÂl sayarak veya o hukmu alaya alarak meydana gelir. Şer'i hukumlerle alay etmedikce, hafife almadıkca ve helÂlleri haram, haramları da helÂl kabul etmedikce; kalpteki tasdik değişmemiş olur. O değişmedikce de kÂfir olunmaz.

"Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki (gunahları) dilediğine affeder. " (en-Nisa, 4/116) ayeti, ancak şirkin affedilmeyeceğini, diğer gunahların ise -eğer Allah dilerse- affedebileceğini ifade etmektedir. Eğer buyuk gunahlar da kufur kabul edilseydi, ayetin ikinci bolumunde "ma dûne zÂlik = bunun dışındakiler.." ifadesinin kullanılmasına gerek kalmazdı.

2. Delil: "Asi" denilen buyuk gunah sahiplerinin gercekte mumin olduklarını belirten bir cok ayet vardır:

"Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları, şeytan işi pisliklerdir. " (el-MÂide, 5/90)

"Eğer muminlerden iki zumre birbirleriyle savaşırlarsa.. " (el-HucurÂt, 49/9)

"Ey iman edenler, yurekten, hÂlis (samimi) bir tevbe ile tovbe ederek Allah'a donun. " (et-Tahrim, 66/8 )

"Ey iman edenler, oldurulenler hakkında size kısas farz kılındı. " (el-Bakara, 2/178) Ayetlerde gorulduğu gibi buyuk gunah işleyenlere "Ey inananlar" diye hitap edilmiştir.

3. Delil: Mumin bir kimse olduğu zaman cenaze namazı kılınır ve musluman kabristanına defnedilir. Asr-ı saadetten bugune kadar buyuk gunah işlemiş ve tovbe etmemiş olsa bile (gizli halleri Allah'a ait olmak uzere), olen her musluman icin, gunahkÂr veya gunahsız ayrımı yapılmaksızın cenaze namazı kılınmış ve musluman kabristanına defnedilmiştir. Peygamber'in tatbikatı boyle olmuştur ve İslÂm Âlimleri bu konuda icmÂ* etmişlerdir.

"Kendisine emanet edilemeyen kimsenin imanı yoktur. "Zina eden kimse, mumin iken zina etmez, mumin iken hırsızlık yapmaz, mumin iken icki icmez... " (BuhÂrî, Mezalim 30; Muslim, İman 100,104; Ebû Davûd, Sunnet, 15; Tirmizî İman, 11). Şeklinde varid olan hadisler, buyuk gunah işleyenlerin kÂfir olduklarına delil değil; ancak imanlarının kÂmil olmadığına delildir. KÂmil bir iman, buyuk gunahların işlenmesine engeldir.

Hepsi bu kadar olmamakla birlikte aşağıda sıralayacağımız suclar, İslÂm'da buyuk gunahlar olarak kabul edilmiş ve bunlardan bir kısmına İslÂm hukukuna gore bazı cezalar takdir edilmiştir:

" Allah'a şirk koşmak, icki icmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yukumlu olduğu yetimin malını kendi malına katarak O'nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; İsra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi cocuğunu oldurmek (İsra, 17/31); insanlar arasında fitne cıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah'tan başkasına ibadet etmek (İsra,17/23); ana-babaya isyan etmek (İsra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; İsra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (İsra, 17/27); zina yapmak (İsra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam oldurmek (İsra, 17/33); olcu ve tartıyı tam yapmamak (İsra, 17/35); kibirlenmek (İsra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesetture riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber'e (s.a.s.) yalan hadis uydurmak (Peygamber'e yalan yere hadis uydurmak, buyuk gunah olmanın otesinde, kufur sayılabilir. Cunku şerîat'ın temel kaynaklarından ikincisi "sunnettir". Sunnete yalan isnat etmek; bazı konularda İslÂm'ı temelinden yıkabilir); insanları diliyle cekiştirmek; kaş goz hareketleriyle alay etmek (Humeze, 104/1 ). (:::ALINTIDIR::

Ve Ozet olarakk (blueyes kardeşimizden)

* Allah'a şirk koşmak
* Allah'a baba demek
* Haksız yere oldurmek, intihar etmek
* Yetim malı yemek
* Faiz yemek
* İcki icmek
* Savaştan kacmak
* İftira etmek
* Namuslu kadına zina isnat etmek
* Ana ve baba hakkına tecavuz etmek
* Yalan yere yemin etmek
* Yalan yere şahitlikte bulunmak
* Zina etmek
* Livata yapmak , Ters ilişkiye girmek (arkadan ilişkide bulunmak)
* Sihir, buyu yapmak
* Hırsızlık yapmak
* Allah'ın rahmetinden umit kesmek
* Kumar oynamak
* Yol kesmek
* Soz gezdirmek, cekiştirmek
* Ruşvet almak ve vermek
* Harem-i Şerifte gunah işlemek
* Domuz eti yemek
* Besmelesiz kesilen hayvanın etini yemek ve kan icmek

Bunları daha da genişletebilirizz......



Şimdi ise hadisin acıklaması

“Benim şefaatim ummetimin gunah-ı kebair (buyuk gunah) işleyen kısmınadır”

Peygamberleri insanlar icin birer rehber, birer onder olarak gonderen Allah, onları gunahsız kılmakla insanlara şu mesajı da vermiş oluyor: “Gunah işlememeye butun gucunuzle calışın!”

Sozu edilen hadis-i şerifi bu gerceğin ışığında değerlendirmek gerek. Bu hadisten; “şefaatin ancak buyuk gunah işleyenlere yapılacağını, kucuk gunah işleyenlerin bundan mahrum kalacaklarını” anlamaya mantıken imkÂn yok.

Dikkatle incelenirse, bu peygamber kelÂmından şu iki buyuk mesaj hemen alınabilir:

Birincisi: Bu hadis-i şerif, “buyuk gunah işleyenin kufurle iman arasında kalacağını” iddia eden mutezile fırkasına en guzel bir cevap...

Diğer mesaj da şu: Şefaat izninin verilmesinden sonra, başta peygamberler olmak uzere, melekler ve salih kullar muminlerin gunahlarının bağışlanması icin Allah katında şefaatci olacaklar. Bu herkesin manevî mertebesine gore gercekleşecek.. Buyuk gunahlar ise, Allah katında hatırı en ileri olan peygamberimizin (asm.) şefaatiyle af edilebilecekler.

AlaÂddin Başar (Prof. Dr.)



__________________