Bircok medeniyete ev sahipliği yapmış ve arkeolojik acıdan oldukca zengin olan Turkiye’nin en iyi 10 arkeolojik yapısı, ceşitli kişilerden oluşan bir juri tarafından secildi.



Gobekli Tepe – ŞANLIURFA


M.O. 10000 yılında yapıldığı duşunulen ve belki de kendinden sonra inşa edilecek bircok yapıya ilham vermiş olan Gobeklitepe, dunyanın “şu an” icin bilinen en eski tapınağı olarak kabul ediliyor. Tapınak, UNESCO Dunya Kultur Mirası Gecici Listesi’nde bulunuyor. Merkezinde iki dikili taş ve cevresinde 20 adet dairesel şekilde yerleştirilmiş taş bloklar ve bunların uzerinde orumcek, akrep, yılan gibi tasvirlerin bulunduğu tapınak son 50 yılın en onemli keşiflerinden birisi olarak kabul ediliyor.


Troya – CANAKKALE


2700 yıl once Homeros tarafından İlyada Destanı’nda anlatılan bu kent, sahibi olunmak icin 10 yıl savaşılmıştır. 1863 yılından beri suren kazılarda kentin 5000 yıllık bir yerleşim gecmişine sahip olduğu belirlendi. Ayrıca, Troya’da 10 farklı kentin varlığı tespit edildi. Kazı tarihiine bakacak olursak, “bu tarih modern arkeolojinin başlangıcı olarak kabul edilir” desek yanlış olmaz.


Catalhoyuk – KONYA



Catalhoyuk, insanlık tarihi acısından oldukca onemli bir bolgedir. Bu bolge insanoğlunun toplayıcılıktan, yerleşik hayata, uretime gectiği en buyuk yerleşim yeridir. Bolgede ayrıca duvar resimleri, ana tanrıca heykelcikleri ve sanatsal gelenekler oldukca onemli yer kaplar. 1960 yılında başlayan kazıların oldukca geniş yankı uyandırdığı bolge, 2013 yılında UNESCO Dunya Kultur Mirası Listesi’ne girmiştir.


Hattuşaş- CORUM


Boğazkale’de bulunan Hattuşaş, M.O. 1650-1200 yılları arasında oldukca buyuk bir bolume yayılan Hitit İmparatorluğu’nun başkentiydi. Kentte bulunan saray, şehir suru ve tapınak gibi yapılar, kentin en parlak donemlerinden kalma mimariler. Hattuşaş, yabancı turistlerin fazlasıyla ilgisini cekiyor. Buradan cıkarılan eserler Boğazkale ve Corum muzesinde sergileniyor.


Sagalassos – BURDUR


Burdur’a bağlı Ağlasun ilcesinin, Akdağ yamacında bulunan bu yapı Roma Donemi’nin ihtişamını yansıtıyor. Burada seyahate cıktığınızda, sadece eski yapılar gormek yerine “Bir arkeolojik kazı nasıl yapılır? , “Eski yapıların restorasyonu nasıl yapılır?” gibi sorulara da cevap bulabilirsiniz.


Hasankeyf – BATMAN



İlk kez, Neolitik donemde yerleşilmiş ve Artuklular doneminde bolgenin en onemli merkezlerinden birisi olan bu kent baraj suları altında kalmadan gorulmesi gereken bir yer. Kayaların icinden gecen konutlar arasında ilerlerken, Hasankeyf ile Dicle nehrinin kesişimine şahit olabilirsiniz.


Bergama – İZMİR


Bakırcay Ovası’nda belirgin bir tepeye kurulu bu kent Attalid Hanedanlığı’nın başkentliğini yapmış. Kent, Hellenistik donemin onemli kultur merkezlerinden birisi olup, heykeltıraşlığın ve mimarinin ozgun orneklerini barındırır. Bizans ve Osmanlı’ya kadar varlığını barındıran Bergama, M.O.133 yılında vasiyet yoluyla Roma’ya bağlanmış ve Roma’nın Asia Eyaleti’nin başkentliğini ustlenmiştir.


Zeugma Antik Kenti ve Muzesi – GAZİANTEP



Helenistik donemde Doğu ve Batı kulturlerinin kaynaşması icin Fırat kıyısında kurulan kent, 90’ların sonunda Bilecik Barajı’nın yapılmasıyla gundeme geldi. Greko-Romen kulturune ait Roma Konutları’nda ortaya cıkarılan bircok mozaik, fresk Zeugma Mozaik Muzesi’nde sergileniyor. Zeugma Antik Kenti, UNESCO Dunya Mirası Gecici Listesi’nde yer alıyor.


Efes – İZMİR



Efes, Kucuk Menderes Deltası uzerinde kurulu olup, Turkiye’nin gecen yıl en cok ziyaret edilen arkeolojik bolgesi. Efes’te, Artemis Tapınağı, Roma doneminde hem kutuphane hem mezar anıtı olarak kullanılan Celsus Kutuphanesi ve Meryem Ana evi oldukca ilgi goruyor.



Anavarza – ADANA



Adana’ya 70 km uzaklıkta, Sunbas cayının Ceyhan ile birleştiği yerin 8 km kuzeyinde bir tepe uzerinde bulunan kent hakkında, Roma İmparatorluk Devri’ne kadar herhangi bir bilgi yoktur. Kent topografik acıdan bulunduğu bolge ile oldukca uyumludur. Anavarza, Roma doneminde, ilk iki yuzyıl boyunca pek bir varlık gosterememiş Kilikya başkenti Tarsus’un golgesinde kalmıştır. Kent siyasi yaşamda sonraları aktif hale gelmiştir. 194 yılında Roma İmparatoru Severus doneminde en parlak zamanlarını yaşamış ve 260 yılında Sasani Kralı Şapur tarafından fethedilmiştir. 525 ve 561 yılında deprem felaketi ve daha sonra gelen veba salgını nedeniyle kent nufusunun buyuk coğunluğunu kaybetmiştir. Kentin yanı başında Hemite’de doğan Yaşar Kemal İnce Memed romanında, bu kentten, “Zaman gemisinde usulca ilerleyen bir gemi” şeklinde bahsetmiştir.


Bulunduğunuz bolgedeki bu tarz tarih kokan yerleri yorum olarak bizimle paylaşırsanız hepimiz icin yararlı olacaktır şimdiden teşekkurler

__________________