(54) Fey’in Hukmu
Fey: Savaşsız kÂfirlerin mallarının Muslumanlara gecmesidir. Bu Muslumanların kÂfirleri kuşatması veya onlar hucum ettikten sonra, savaş olmadan elde edilen bir nevi ganimettir.
(86) Omer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Benî Nadîr malları Allah’ın, Rasulu (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e fey olarak verdiği şeylerdir. Bunlar Muslumanların at koşturup, deve surerek elde ettikleri ganimetler değildir. Bu sebeple Benî Nadîr’in malları ozel olarak Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e has olmuştur. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aile halkının bir yıllık nafakasını bundan harcardı. Sonra bundan geri kalanı da Allah yolunda savaş hazırlığı icin silah ve atlara sarf ederdi...”
Buhari 2726 Muslim 1757/48
(87) Malik bin Evs şoyle dedi:
“Guneşin yukseldiği bir vakitte ben ailemin arasında oturuyor iken, Omer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh)’ın elcisi bana doğru geldiğini gordum.
Geldiğinde:
−Emire’l-Mu’mininin davetine icabet et! dedi. Elcinin beraberinde Omer (Radiyallahu Anh)’ın huzuruna girinceye kadar yurudum. Omer (Radiyallahu Anh)’ı hurma dalları veya yaprakları veya yapraklarından yapılmış bir divanın şerit orguleri uzerinde oturuyor buldum. Kendisiyle divan arasında bir yaygı ve doşek yoktu. Omer (Radiyallahu Anh) deriden yapılmış bir yastığa dayanmıştı. Kendisine selam verdikten sonra oturdum.
Omer (Radiyallahu Anh):
−Ya Malik! Senin kavminden bir takım aileler bize geldiler. Ben de onlar hakkında kendilerine az miktar atiyye verilmesini emrettim! Sen bu malı teslim al, onu aralarında taksim et dedi.
Ben de:
−Ya Emire’l-Mu’minin! Sen bunu benden başkasına emretseydin dedim.
O:
−Bu malı teslim al ey adam! dedi. Ben onun yanında oturuyor iken yanına kapıcısı Yerfa geldi ve Osman bin Affan, Abdurrahman bin Avf, Zubeyr, Sa’d bin Ebi Vakkas ile goruşmek ister misin! Onlar senin yanına girmek istiyorlar dedi.
Omer (Radiyallahu Anh):
−Evet, dedi ve onlara izin verdi. Akabinde onlar iceriye girdiler ve selam verip oturdular. Sonra Yerfa biraz oturdu.
Sonra:
−Ali ve Abbas (Radiyallahu Anhuma) ile konuşmak ister misin? dedi.
Omer (Radiyallahu Anh):
−Evet, dedi ve onlara izin verdi. Akabinde ikisi de iceriye girdiler ve selam verip oturdular.
Akabinde Abbas (Radiyallahu Anh), Omer (Radiyallahu Anh)’a:
−Ya Emire’l-Mu’minin! Benimle bu Ali arasında bir hukum ver dedi. Ali ile Abbas (Radiyallahu Anhuma), Allah’ın Resulune Benu’n-Nadr’dan fey olarak verdiği mallar hususunda cekişiyor ve mucadele ediyorlardı.
Abbas (Radiyallahu Anhuma)’nın bu sozu uzerine oradaki topluluk, yani Osman ve arkadaşları:
−Ya Emire’l-Mu’minin! Bu ikisi arasında hukmet ve bunların birini diğerinden rahat ettir dediler.
Omer (Radiyallahu Anh):
−Yavaş ve sabırlı olun! Gokle yer izniyle duran Allah hakkı icin size soruyorum. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:
−‘Bizler miras olunmayız, biz ne bırakmışsak sadakadır’ buyurduğunu biliyor musunuz?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bizler...’ sozuyle kendisini kast ediyordu değil mi? dedi.
Topluluk:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu soylemiştir dediler.
Sonra Omer (Radiyallahu Anh), Ali ile Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya yoneldi ve:
−Allah hakkı icin ikinize soruyorum, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu sozu soylemiş olduğunu biliyor musunuz? dedi.
Onlar:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sozu soylemiştir dediler.
Omer:
−Ben size bu işi tahdis ediyorum. Şuphesiz Allah bu fey malı hakkında başka hic kimseye vermediği bir şeyi kendi Rasulune tahsis etmiştir dedi.
Sonra:
“Allah’ın onlardan Rasulune verdiği ganimetlere gelince siz (elde etmek icin) onun uzerine ne at ne de deve surmediniz. Fakat Allah, rasullerini dilediği kimselerin uzerine salar (onlara ustun getirir.) Allah her şeye kÂdirdir.” Haşr Suresi 6. ayetini okudu. İşte bu Nadr’ın, Hayber ve Fedek arazileri Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e has oldu.
Allah’a yeminle soyluyorum ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu malları sizleri dışarıda bırakarak alıp toplamadı ve onu sırf kendisine tahsis etti. Şuphesiz bu fey mallarını sizlere vermiş ve onu size dağıtmıştır. Nihayet o feylerden şu mal arta kalmıştır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu fey malından kendi ailesinin bir senelik nafakasını ayırıp verirdi.
Sonra geri kalanını Allah’ın malı kılardı. Yani onu Muslumanların işlerine harcayıp vakfederdi. İşte Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi hayatında bu malları boyle kullandı. Allah hakkı icin size soruyorum, siz bunu biliyor musunuz? dedi.
Onlar:
−Evet, boyle biliyoruz dediler.
Sonra Ali ile Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya donerek:
−Sizlere Allah hakkı icin soruyorum, siz bunu boyle biliyor musunuz? dedi.
Onlar da:
−Evet, dedi.
Omer (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
−Sonra Allah, Nebisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i vefat ettirdi.
Ebu Bekir (Radiyallahu Anh):
−Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in velisiyim dedi ve Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) bu malları teslim aldı ve o mallarda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı gibi tasarruf etti. Allah bilir ki, Ebu Bekir bu hususta doğru sozludur, itaatlidir, doğru yoldadır, hakka uyucudur.
Sonra Allah, Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ı vefat ettirdi. Bu sefer ben Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın velisi oldum ve o malları teslim aldım. Emirliğimin ikinci senesinde o mallarda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ve Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın yaptığı gibi tasarruf ediyordum. Allah bilir ki ben de bu tasarruf hususunda doğru sozlu, itaatli, doğru yolda yuruyucu ve hakka uyucu idim.
Sonra siz ikiniz bana geldiniz, benimle konuştunuz. Sozunuz bir işiniz birdir. Ey Abbas, bana geldin kardeşinin oğlu tarafından miras hisseni istiyordun. Ve bana Ali de geldi de karısı Fatıma’nın babasının mirasından olan payını istiyordu.
Ben de sizlere:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Biz Nebiler topluluğu miras olunmayız! Biz ne bırakmışsak sadakadır!’ buyurdu dedim.
Muteakiben o malı size aynı şartla yani mulkiyeti hazineye ait tasarrufu da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) devrindeki gibi olmak şartıyla teslim etmek fikri bana zahir olunca;
İsterseniz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in tasarrufu, Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın tasarrufu ve mallara veli olduğum zamandan beri benim tasarruf ede geldiğim gibi tasarruf edeceğinize dair Allah’ın ahdi ve misakını uzerinize almak şartıyla o malları size teslim edeyim dedim.
Sizler:
–Bu şart ile o malları bize teslim et dediniz. Ben de bu malları size teslim ettim. Şimdi Allah hakkı icin ey topluluk! Sizlere soruyorum, ben bu malları Ali ve Abbas’a teslim ettim mi? dedi.
Topluluk:
−Evet, teslim ettin dediler.
Sonra Omer (Radiyallahu Anh), Ali ve Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya yoneldi ve:
−Allah adına yeminle size soruyorum, ben o malları bu şartla sizlere teslim ettim mi? dedi.
Onlar da:
−Evet, dediler.
Omer (Radiyallahu Anh):
−Oyleyken, benden bundan başka bir hukum mu istiyorsunuz? Gok ve yer, izni ve emriyle duran Allah’a yemin ediyorum ki, ben o mallar hakkında bundan başka hukum vermem. Bu şartlar icinde bu malları kullanmaktan ilerde acze duşerseniz, onları bana geri verirsiniz, ben onları sizin yerinize tasarruf ederim dedi.”
Buhari 2884, 2885, 2886
__________________
Fey’in Hukmu
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Fey’in Hukmu