Şansal Buyuka, ligde kotu sonuclar aldıktan sonra yoneticilerin 'Bize operasyon yapılıyor' sozlerini sert bir dille eleştirdi. Milliyet'te 'Şansal Buyuka ile Dobra Dobra' koşesinde bu eleştirisi belirten Buyuka 'Boyle bir operasyon varsa soyleyin, soyleyin ki rezil olsunlar, sokağa cıkamaz hale gelsinler' ifadelerini kullandı. İşte Şansal Buyuka'nın o yazısı: Galatasaray son 20 dakikada bir eksik kalmasına rağmen, tek pozisyon yaratamadan, tek gol atamadan macı berabere bitirip, aradaki puan farkını kapatamıyorsan... Galatasaray’ın, kaybettiği Trabzonspor macıyla birlikte, aradaki puan farkını kapatma şansını bir daha yakalamışken, ustelik bitime 20 dakika kala 3-1 onde olmana rağmen macı berabere bitirip bunu başaramıyorsan... Rakibin ilk golunde bir stoperin golun asistini yapıyorsa, ikinci golu diğer stoperin kendi kalesine atıyorsa, son saniyede gelen beraberlik golunde, sol bekin ve kaptanın hic gereksiz yarattığı bir faulle rakibe muthiş bir ikram yapıyorsa... Buyuk umutlarla aldığın iki santrforun, rakiplerinin stoperleri kadar gol atamıyorsa, Kadıkoy’de bile kalen her macta golle buluşuyorsa, ilk 10 hafta sonunda mac başı topladığın ortalama puan 1.6’da kalıyorsa... Seyircin oynadığın futbola inanmadığı icin tribunleri ısrarla boş bırakıyorsa, mac icinde yaptığın değişiklik ıslıklarla karşılanıyorsa, 90 dakika oyunda tuttuğun ve “buyuk umut” diye alınan Giuliano neredeyse her macı adeta topa vurmadan tamamlıyorsa... Takımın tempo yapamıyorsa, hızlı oynayamıyorsa, baskı kuramıyorsa, coşkuyu yakalayamıyorsa, hadi butun bunlardan vazgectim, savunma yapamıyorsa, kalesini bir turlu gole kapatamıyorsa, futbolcu kaliten “vasatı” aşamıyorsa... Butun bunlara, hatta daha fazlasına, aradan gecen 10 haftaya rağmen care bulunamıyorsa... Sen nasıl iyi futbol oynayacaksın, nasıl şampiyon olacaksın? Valbuena da isyan ederse! Valbuena iyi oynasın, kotu oynasın, Fenerbahce’nin her gol girişiminde var. Baktığınızda takım icinde Valbuena kadar gole yakın, golu hazırlayan ikinci bir oyuncu yok. Buna rağmen son maclarda değişiklik tabelası once Valbuena’ya cıkıyor. Seyirci de, 90 dakikayı saha icinde adeta uyuyarak geciren oyuncular varken, Valbuena’nın cıkarılışına haklı olarak tepki gosterip isyan ediyor. Dileyelim, bu isyana Valbuena da katılmasın... 1.6 puan ortalama yetmez Aykut Hoca istatistiği ve rakamları sever. O zaman 10 hafta sonunda Fenerbahce’nin hayati onem taşıyan bazı rakamlarına bakalım... Mac başı attığı gol sayısı 2, yediği gol sayısı 1.5... Arada sadece “yarım” golluk bir fark var. Mac başı topladığı puan 1.6... Bizim Super Lig henuz mac başı 2.3 puandan az toplayan takımın şampiyon olduğunu gormedi. Opta’nın verilerine gore, Fenerbahce’nin ligde en cok gole katkı yapan ismi Valbuena (3 gol ve 4 asist); Dirar ile birlikte takımının en fazla oyundan cıkan ismi (5). Gidecekse gitsin, kalacaksa kalsın Tudor gidecekse hemen gitmeli, Fatih Terim gelecekse hemen gelmeli... Yonetim bu konudaki tavrını, kararını hemen vermeli... Galatasaray’da bu tartışma, bu iddia cok kısa surede bitmeli. Igor Tudor, “İyi mi, kotu mu?”, Galatasaray’a geldiği gunden beri tartışılıyor. Tudor da ozellikle son maclardaki akıl almaz kararlarıyla kendisine “kotu hoca” diyenleri haklı cıkarmak icin adeta ozel bir caba harcıyor. Yenik oynuyorsun, buna rağmen tek gol umudun Gomis’i oyundan alıyorsun... Zaten yeniksin, Gomis ile Eren’i “cift santrfor” olarak oynatsan, daha fazla ne kaybedersin? Yenik oynarken, savunmadan ya da orta alandan bir oyuncu eksiltmenin, oyunu cevirmek icin risk almanın nasıl bir sakıncası olabilir ki... Buna rağmen “Tudor gitsin, Fatih Terim gelsin” tartışmaları uzarsa buna hic katılmam. Galatasaray’ın bu tartışmanın uzamasından buyuk yara alacağını duşunurum. Futbolcu, hocanın gideceğine inanırsa, ona nasıl guven duyar, onu nasıl dinler Onun soylediklerini ve istediklerini nasıl yapar? Bu bakımdan Tudor gidecekse hemen gitmeli, Fatih Terim gelecekse hemen gelmeli... Yonetim bu konudaki tavrını, kararını hemen vermeli... Galatasaray’da bu tartışma, bu iddia cok kısa surede bitmeli... Sanki tersten giymişler! “Her şey bitti de sıra formaya mı geldi?” diyebilirsiniz. Haklısınız ama takıldım, yazmalıyım. Galatasaray’ın son Trabzon macında giydiği formalar nedir oyle... Sanki tersten giyilmiş gibi... Omuzlarda bir renk var, kırmızı deseniz değil, sarı deseniz hic değil... Değişik forma elbette guzel ama, giydiğiniz forma asaletinizi, gucunuzu, şanınızı, şerefinizi hakkıyla temsil etmeli... En azından sarı-kırmızı renkler hakkıyla gorunmeli... Bildiğiniz bir şey varsa soyleyin Puanı kaybeden, “Bize operasyon var. Lig dengeleniyor” diye ortaya cıkıyor. Yıllardır bunu işitmekten yıldık artık... Kardeşim madem bu kadar sağlam, bu kadar emin konuşuyorsunuz; kimdir bunlar, nasıl organize oluyorlar, hakemlere nasıl talimat veriyorlar, bu sistemi nasıl uyguluyorlar? Elinizde bir bilgi, bir belge lutfen soyleyin. Madem bildiğiniz şeyler var, madem bu kadar sağlam iddia ediyorsunuz, teşhir edin bu kurumları ya da kişileri... Rezil olsunlar, sokağa cıkamaz hale gelsinler. Niye iddiaları ortaya atıp geri cekiliyorsunuz. Sonuna kadar gidin, acıklayın... Cok mu zor bu kurumları, kişileri acıklamak... Yoksa elinizde bilgi, belge olmadan camiaların gazını almak adına sallıyor musunuz? Orman haklı ama... Fikret Orman’a cok katılıyorum; “Mac oynanırken, kural değişmez.” Elbette Caner’in affedilir bir durumu olamaz ama, bir futbolcuya ceza vermek icin de yarış devam ederken kural değişmez. Hadi Caner’in asla kabul edilemeyen, herkesi ciddi anlamda rahatsız eden kufurlerini ve davranışlarını hakem gormedi diyelim. Hakemin yardımcıları yok mu, dorduncu hakem yok mu? Hakemin arkası donuk gormedi, statta cok gurultu var duymadı, hepsi tamam... Ama yardımcıları tam cepheden goruyor, dorduncu hakem tam karşıdan goruyor. Sesi işitmeseler de, eller-kollar hepsi havada, hakemin arkasından koşuyor, onu da mı gormuyorlar? Statların soyunma odalarında bile artık televizyon var. İleri-geri oynatma şansı var. Ekrandan da mı gormuyorlar? Hic mi yardımlaşmıyorlar? Bunları zamanında rapora yazsalar, yazdırsalar, ne bu kadar tartışma cıkar ne de “mac oynanırken kural değişir.” Ama bizim hakemler maalesef tam “nakavt” durumundalar... Ne yaptıklarını, ne karar verdiklerini bilmiyorlar. Uyanma, silkinme ve coşku zamanı Trabzonspor lige cok kotu bir başlangıc yapmış olsa bile bu sezon “İstanbul’un patronluğuna” sağlam bir posta koydu. Deplasmanda Fenerbahce, Başakşehir, Beşiktaş ile aynı sonuclarla 2-2 berabere kaldı, hatta bu maclarda galibiyeti kacıran taraf oldu. Trabzon’daki son macta da adeta “kullerinden yeniden doğup”, Galatasaray karşısında haklı bir galibiyet aldı. Trabzonspor’un buyukluğunu gosteren en onemli ozelliklerden biri de cok uzun yıllardır buyuk maclarda aldığı sonuclar değil mi? Trabzonspor son birkac yıldır unuttuğu bu ozelliğini yeniden yakaladı. Umarız, o eski parlak ve başarılı gunlerini ve sezonlarını yeniden hatırlar. Artık uyanma, silkinme ve eski coşkuyu yakalama zamanı... Hakca davranış Her konuda hakca davranmak lazım... Bakıyorum, canı yanan hakeme saldırıyor. Haklılar. Hakemlerin elle tutulacak hali yok... Ama aynı hakem, aynı macta rakibinin de canını yakmış. Kendi canın yandığında bağırır, aynı macta rakibin canının yandığını gormezsen, inandırıcı olamazsın. Hakca bir oyundan yanaysan kendine istediğin saygıyı, tarafsızlığı, hakca yonetimi, oynadığın rakibin icin de istemelisin... Doğrusu ve inandırıcı olanı budur. İşte forvetler Super Lig gol krallığına dikkatinizi cekerim: Jahovic (Goztepe): 11 gol, Gomis (Galatasaray): 9 gol, Burak Yılmaz (Trabzonspor): 7 gol, Vagner Love: (Alanyaspor) 7 gol, Henrique (Akhisarspor): 6 gol, Boutaib (Malatyaspor): 6 gol, Tolga (Galatasaray): 5 gol, Kone (Sivasspor): 5 gol... Bir de Fenerbahce’nin golculerine bakalım... Janssen: 2 gol, Soldado: 0 gol... HaberTS __________________