Hicrî ilk uc asır İslĂ‚mî ilimlerin oluşum devresidir. Daha sonraki asırlar icin ihtiyac duyulacak materyal bu donemde yer yer işlenerek, bazen de, işlenmeye hazır hale getirilerek bir birikime tĂ‚bi tutulur. Ana cizgileri ile belirlenen bircok ilmî branş, ismen de, bu donemin yadigĂ‚rıdır.
Hicbir ilim insan omru kadar kısa bir surede tam mĂ‚nĂ‚sı ile oluşmaz ve mukemmeliyeti yakalayamaz. Mukemmellik kendine ait şartlarla oluşabilir. Şuphesiz, temellerin sağlam tesbiti, aşılmazlığa ulaşmanın en temel şartı olsa gerek. Bu acıdan bakıldığında, daha sonra bir toplum, bir medeniyet, bir duşunce yapısı ve derin manevî hayat acılımlarına beşiklik edecek bu ilk donem gayretleri, her turlu takdirin uzerinde bir canlılık izlenimi verir. Sahabe, Allah Resûlu ile; tabiîn, sahabe ve Asr-ı Saadet ile ic icedir. Dolayısıyla tebe-i tabiîn, ucuncu bir kuşak olarak gozlerini dunyaya actığında kendisini hareketli ve samimi bir ilim ortamında buldu. Onlar da bu ilim ortamına daha bir renk, daha bir ahenk kattılar.
Kur'Ă‚n-ı Kerim ve hadis-i şerifler o gun icin her şeyi ile Muslumanların hayatlarını dolduran en onemli işti, vazifeydi. Murad-ı ilĂ‚hîyi anlamak, hikmet-i Nebiyi en yuksek seviyede kavrayabilmek icin metodlar geliştiriliyordu. İslĂ‚m dininin iki temel kaynağı olan Kur'Ă‚n-ı Kerim ve hadis-i şerifler, kendi icinde daha sonra her biri mustakil ilim dalı haline gelecek olan şubelerine bu erken donemde ayrılmaya başladı.
Hadis ilimleri, bircok dallara ve sınıflara ayrılmış geniş bir ilimler kutuphanesinin ortak bir ismi olarak kullanılır. Bizim bu makalede ele aldığımız konu, bu zengin kutuphane icinde oldukca mevzii bir yer işgal eden mutevĂ‚tir hadisler cercevesinde şekilleniyor.
Hadis ilminin asıl malzemesini metin, senet ve ravi kriterleri acısından araştırmaya mevzu teşkil eden 'Ă‚hĂ‚d hadis' dediğimiz kısım oluşturur. MutevĂ‚tir hadisler, taşıdıkları hususiyetlerden dolayı senet ve rical kritiği takibine alınmazlar. Bu yuzden, hadis usûlu ile alĂ‚kalı eserlerde mutevĂ‚tir hadislere dair bahisler oldukca kısadır. Hatta bunlar, meşhur hadislerin bir kısmı olarak ele alınır. İbn Hacer, mutevĂ‚tir hadislerle meşhur hadisler arasında tek yonlu bir umum-husus olduğunu soyler: Her mutevĂ‚tir hadis aynı zamanda meşhur hadis ozelliği taşır. Ancak her meşhur hadis mutevĂ‚tir olmaz. MutevĂ‚tir hadislerle ile alĂ‚kalı mustakil eserlere gelince, bunların oldukca gec bir donemde kaleme alındığı bilinmektedir.
Konu ile alĂ‚kalı tafsilata girmeden once cok tekrar edecek olan bazı ıstılahları kısaca izah etmemiz gerekiyor.
Tabaka: Lugatte, fertleri birbirine benzeyen topluluk veya grup demektir.1 Istılah acısından ise, hem yaş hem de hadis isnadı acısından birbirine yakın olanlar ya da sadece isnad yonuyle aynı derecede bulunanlar demektir. Buna gore sahabe bir tabakadır. Tabiîn bir tabakadır. Tebe-i tabiîn ayrı bir tabakadır.2
Yakîn: İslĂ‚mî ilimler terminolojisinde geniş bir kullanım sahası bulan bu kelime, burada mutevatir haberin insanda hasıl edeceği ilim acısından ele alınmıştır. Vakıaya uygun, her turlu şuphe endişesinden salim olan ve kesinlik arzeden bir itikat demektir ki, bunu hasıl eden haber, mutevĂ‚tir haberdir.3
Zarurî İlim: Herhangi bir delile ve ilmî araştırmaya ihtiyac duymaksızın elde edilen ve ulaşılabilen bilgi demektir. Zarurî ilim hasıl etmek, mutevatir hadisin ayırıcı vasfıdır. Meşhur ve Ă‚hĂ‚d hadisler, haricî birtakım delillerle takviye edilseler de zarurî ilim ifade edemez, ancak nazarî ilim ifade ederler.4
Nazarî İlim: Belli deliller ve araştırmalar neticesi kişide hasıl olan ilimdir. Bu bilginin bir şey ifade etmesi icin, muhatapların meselenin isbatı adına ileri surulen delilleri anlayabilecek durumda olmaları gerekir. Nazarî ilim ifade etme, Ă‚hĂ‚d hadislerin bir ozelliğidir.
MutevĂ‚tir Kavramı
MutevĂ‚tir, kelime itibarıyla 'tefĂ‚ul' vezninden ism-i fĂ‚ildir. Birbiri ardınca zuhur etmek ya da birbiri ardınca meydana gelen şeyler arasında bir miktar fasıla olup peyderpey zuhur etmek demektir.5
Kur'Ă‚n-ı Kerim'de 'mutevĂ‚tir' ile aynı kokten gelen 'tetrĂ‚' kelimesi icin mufessirler, 'fasıla ile birbirini takip etme' şeklinde bir yorum getirmişlerdir. Mu'minûn sûresinin 44. ayetinde 'tetrĂ‚' kelimesi icin İmam Suyûtî, '(aralarında uzun bir zaman olmakla) ardı arkasına gonderdik'6 şeklinde; Taberî, İbn Abbas'dan (r.a) bir rivayette 'bazılarını bazılarının peşinden veya izinden'7 diye acıklama getirir. M. Hamdi Yazır tefsirinde, mezkûr ayete 'sonra ardı ardına resûllerimizi gonderdik'8 şeklinde meal vermiştir.
Istılah acısından mutevĂ‚tir, genellikle aynı mĂ‚nĂ‚yı ifade eden bazen kısa, bazen şartlarını da icine alacak şekilde genişce tarif edilmiştir. Hatib el-Bağdadî, ozlu bir tarifle 'yalan uzerine ittifakları Ă‚deten muhal olan bir topluluğun rivayet ettiği haberdir. Haber bu yolla tevature ulaştığında zarureten ilim ifade eder'9 der.
Şartlarını da icine alan daha geniş bir tarif de şoyledir: Yalan uzerine ittifakları mumkun olmayan bir topluluğun yine, kemmî (sayısal) acıdan kendileri gibi olan bir topluluktan aldıkları haberdir ki, aynı keyfiyet Allah Rasulu'ne (s.a.s) kadar oylece ulaşır. Boylesi bir munasebetin sağlanabilmesi, topluluklar arasında herhangi bir kopukluğun olmaması ile mumkundur ki, bu şartlar tahakkuk ettiğinde soz konusu haber Allah Resûlu'nden (s.a.s) işitilmiş konumuna gelir.10
MutevĂ‚tir Hadislerin Şartları
Yukarıdaki tarifin muhtevasından da anlaşılacağı uzere haberin mutevĂ‚tir olabilmesi icin şu uc şartı taşıması icap eder.
1- Haber, yalan uzere birleşmeleri Ă‚deten muhal olan bir topluluk tarafından rivayet edilmiş olmalıdır. Haberi rivayet eden bu topluluğun sayısı hakkında değişik delillerle farklı sayılar belirtilmiş olsa da (dort, beş, on, on iki...), serdedilen delillerin her biri bulunduğu konu ile alĂ‚kalı olduğundan husnukabul gormemiştir.11 Zira burada onemli olan sayı hakkında bir tahditten cok, yalan uzere birleşme ihtimalini aklın muhal goreceği bir topluluğun rivayetinin gercekleşmesidir. Bu konuda İbn Hacer, muayyen bir sayının soz konusu olmadığını, haberin her tabakada bir cemaat tarafından rivayet edilmesi gerektiğini soyler.12
2- Haberin mahsusĂ‚ta, yani gorulmuş, işitilmiş bir vak'aya dair olması gerekir. Delillerle ispatı veya nefyi mumkun olan hĂ‚diseler icin şahitlerin adet cokluğu veya azlığı vakıayı değiştirmeyeceğinden bir şey ifade etmez. MeselĂ‚ iki kere ikinin dort ettiğini isbat icin insanların şahid tutulmasına gerek yoktur, cunku bunun neticeye bir tesiri olmaz, cunku mesele aklî bir meseledir.13
3- Haber, her tabakada tevĂ‚tur vasfını taşımalıdır. Hadis icin, sahabe ve tĂ‚biîn donemlerinde tevĂ‚turu gercekleştirecek kalabalık bir topluluğa ulaşılmış olmalıdır. Ravî adedi bu tabakaların herhangi birinde tevĂ‚turu bulmaz ise bu durumda haber mutevĂ‚tir olmaz. Nitekim daha sonraki donemlerde bircok Ă‚hĂ‚d haber, kalabalık bir cemaat tarafından rivayet edilir olmuştur. Aynı şekilde, haber, ilk tabakada tevĂ‚ture ulaşmışken, orta ve son tabakalardan birinde tevĂ‚tur derecesine ulaşamaz ise, mutevĂ‚tir olma ozelliğini kaybetmiş olur.14
Bu şartlara ek olarak başka şartlar da zikredilmiştir. Ancak bu şartlar hakkında tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Bazı hadisciler mutevĂ‚tir şartının tahakkuk etmesini ravilerin Musluman olması ile sınırlandırmışlardır. Ancak ravilerin keyfiyeti, Musluman olmaları veya başka dinlere mensup olmaları mutevĂ‚tir haberin ozelliğini değiştirmeyeceğinden bu şart hadis usulculerinin hususi bir şartı olarak duşunulmuştur.15
MutevĂ‚tir Haberin Kısımları
Yukarıdaki şartları taşıyan mutevĂ‚tir hadisler ayrıca rivayet edilme yonleriyle de iki kısma ayrılırlar:
1- Lafzî MutevĂ‚tir: Ravilerin rivayet ettikleri hadisin lafzında ittifak etmiş oldukları hadislerdir ki, mutlak mĂ‚nĂ‚da mutevĂ‚tir denildiğinde lafzî mutevĂ‚tir anlaşılır. Lafzî mutevĂ‚tir konusunda butun ummetin ittifakıyla Kur'Ă‚n-ı Kerim'in Efendimiz (s.a.s)'den tevaturun butun şartlarını haiz olarak, aslî ozelliğiyle asırları aşıp bize ulaşması misal gosterilir. Bu hakikat, ummet arasında ortak bir kabule mazhardır. Artık hic kimse, 'Kur'Ă‚n-ı Kerim'in ravileri kimdir, raviler rivayet şartlarını taşıyorlar mı?' sorularını sorma ihtiyacı duymaz. Cunku bu hakikat oylesine bedihîdir ki, butun insanları bu gerceği kabule mecbur eder.
Yine muhaddisler, lafzî mutevĂ‚tir hadislere 'Kim bana, kasdî olarak yalan isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.'16 hadisini misĂ‚l verirler. İbn Cevzî, MevzuĂ‚tında bu hadisi, 61 sahabinin rivayet ettiğini soyler ve hadisi ravileriyle beraber zikreder.17 İmam Suyutî aynı hadisin 100'den fazla ravisi olduğunu soyler.18
MunĂ‚vi, Camiu's-Sağir şerhinde bu hadisin, aynı mĂ‚nĂ‚ ve yakın lafızlarla iki yuz sahabi tarafından rivayet edildiğini soyler.19 İbn Hacer, aşere-i mubeşşerenin (cennetle mujdelenen on sahabi) bu hadiste bir araya geldikleri gibi, başka bir hadiste birleşmediklerini zikreder.20
2-Manevî MutevĂ‚tir: TevĂ‚tur şartlarını taşıyan ravilerin ortak bir mevzu etrafındaki rivayetleridir ki, bu kısımda ortak bir lafızda birleşme şartı yoktur. Burada onemli olan ortak mevzu (kadru muşterek) etrafında ittifakın sağlanmasıdır. Lafzî mutevĂ‚tire nazaran şartları farklı bir zaviyeden değerlendirilen mĂ‚nevî mutevĂ‚tir hadisler, farklı lafızlarla rivayet edilmiş olsalar da, ortak bir mĂ‚nĂ‚yı takviye etmeleri yonuyle mevzunun kat'iliğini ortaya koyarlar. Duada ellerin kaldırılması,21 Ă‚hir zamanda zuhur edecek fitneler, havz, inşikak-ı kamer, şefaat ve benzeri konulardaki gibi hadisler bu minval uzere rivayet olunmuşlardır. Manevî mutevĂ‚tir hadisler adet itibarıyla lafzî olanlardan oldukca fazladır. Ayrıca manevî mutevĂ‚tir olan hadislerin her biri sahih, hasen nevilerine ayrılabilir ki, hadis ilmi icerisinde incelenirler.
Manevî mutevĂ‚tir olarak değerlendirilebilecek bir diğer tabir de 'amelî mutevĂ‚tir' kavramıdır.22 Namazların vakitleri, namazların rekat sayıları, bayram namazları, cenaze namazı gibi uygulamalar bu turdendir. Ayrıca bunlar, Musluman cemaatin bir meselede icma etmelerine de benzemektedir. Dolayısı ile tevĂ‚ture ulaşan meseleler, dalĂ‚let uzerinde birleşmeyecekleri garantisi altında bulunan bu ummetin icmĂ‚î bir teyidini de taşımaktadır.23
MutevĂ‚tir hadisin arzu edilen şartlarının gercekleşme zorluğundan dolayı, bazı Ă‚limler Kur'Ă‚n-ı Kerim dışında lafzî mutevĂ‚tirin olmadığını soylemişlerse24 de ileri surdukleri deliller farklı şekilde yorumlanmıştır. İbn Salah'ın bu konudaki duşuncelerine Zeynuddin el-Iraki25 ve İbn Hacer cevap vermişler, mutevĂ‚tir hadislerin, hadis kulliyĂ‚tı icindeki ehemmiyetine dikkat cekmişlerdir.26
MutevÂtir Hadisin Hukmu
Hadis-i şerifler inanan insanların hayatlarını şekillendirme yonuyle tartışma goturmez bir ehemmiyet arz ederler. Bu tesir, ilk plĂ‚nda coğu zaman mutevĂ‚tir, meşhur, Ă‚hĂ‚d taksimine ihtiyac olmaksızın pratik hayatta hukmunu icra eder; ki bunun boyle olduğu konusunda 'şaz bazı eğilimleri nazar-ı itibare almazsak' ummet arasında bir mutabakatın varlığından soz edilebilir.
MutevĂ‚tir hadisler, fıkhî hukumlere dayanak olmaları acısından ayrı bir onem taşırlar. Ummetin genel kabulune mazhar olmuş bir haber, ummetin o meseledeki icma dokunulmazlığını ifade eder. İmam Serahsî, Usûlu'nde konuya geniş yer verir. O'na gore: MutevĂ‚tir hadisler, CenĂ‚b-ı Hakk'ın bir hikmet tecellisidir. Bu esas, ilĂ‚hî ahkamın, resûllerin vefatı ile sona ermeyip devam etmesi, hususî ile Allah Resûlu'nun kıyamete kadar devam edecek olan risaletinin surekliliği acısından ayrı bir kıymeti haizdir. Bu irtibat da ancak kesin bilgi ile hakiki mĂ‚nĂ‚da gercekleşebilir.27 Asr-ı Saadete yetişemeyen Muslumanlar dinleri ile alĂ‚kalı bazı mevzulara Allah Resûlu'nun mubarek ağzından dinliyormuşcasına ulaşabilmeliler ki, arzu edilen o guclu irtibat hakkıyla tahakkuk etsin.
Yine İmam Serahsî, mutevĂ‚tir hadisin hukmu ile alĂ‚kalı olarak 'Bizim mezhep alimlerimize gore tevĂ‚tur ile sabit olan haber zarurî ilim ifade eder.'demektedir.28
Hucciyyetu's-Sunne muellifi, hadisin şer'î delil olma ozelliğinden bahsederken, 'MutevĂ‚tir haberi inkĂ‚r eden, orada Allah Resûlu'nden (s.a.s) gelen bir şeyi inkĂ‚r ettiği icin, yani din ifade eden bir şeyi inkĂ‚rından dolayı kufre girmiş olur. Yoksa Bağdat'ın varlığını inkĂ‚r eden kimse niye kufre girsin ki!"29
Fahru'l-İslĂ‚m Pezdevî, mutevĂ‚tir hadis olarak tesbit edilen bir haberi inkĂ‚r edenin ve bu habere muhalif hareket eden kimsenin kufre duşeceğini ifade eder.30 Yine el-KĂ‚sımî, mutevĂ‚tir haberler ile amel etmenin zorunlu olduğunu cunku bu haberlerin ilm-i zarurî ifade ettiğini belirtir.31
Netice olarak denilebilir ki: MutevĂ‚tir hadisler, dinî hukumlerin kat'î mesnedleridirler. Şartların tam tahakkuk etmesi halinde, mutevĂ‚tir hadisin inkĂ‚rı kişiyi imanî acıdan tehlikeli bir duruma sokmaktadır.
MutevÂtir Hadislere Dair Eserler
Hadis ilimleri ile alĂ‚kalı eserler ilk donemden itibaren kaleme alınmaya başlanmıştır. Hadis edebiyatı, her gecen asır orijinal eserlerle, surekli buyuyen cok zengin bir kitap koleksiyonuna sahip olmuştur.
MutevĂ‚tir hadisler, sahih hadis kitaplarında mevzuları ile alĂ‚kalı yerlerde ravileriyle birlikte zikredilmektedir. İmam Sehavî, mutevĂ‚tir hadislerle alĂ‚kalı olarak İmam Zerkeşi'nin bir eserinden bahseder; ancak eser hakkında herhangi bir bilgiye yer vermez.32
Bircok mevzuda kendisine cok şey borclu olduğumuz İmam Suyûtî burada da bir ilki gercekleştirir ve gerekli malumatı derleyiverir: '(MutevĂ‚tir hadisler) mevzuunda şimdiye kadar kimsenin telif etmeyi duşunmediği bir kitabı telife niyet ettim. el-Ezharu'l-Mutenasira fi'l-Ahbari'l-MutevĂ‚tira adını verdiğim bu kitabıma, mutevĂ‚tir hadisleri bab sırasına gore tertip ederek aldım. Daha sonra bu eserimi Katfu'l-Ezhari'l-MutenĂ‚sira fi'l-AhbĂ‚ri'l-MutevĂ‚tira ismi altında ozetledim. HulĂ‚sa ettiğim bu eserimde, hadisi rivayet eden on sahabi ile, bu rivayete yer veren meşhur hadis kitaplarını zikrettim.'33 Suyûtî bu sozlerle tanıttığı bu eserinde 113 adet mutevĂ‚tir hadise yer vermiştir. Eser, 312 sahife olarak 1985 yılında Beyrut'ta basılmıştır.
Diğer bir eser, İbn Tolun'un (v.953) el-LeĂ‚li'l-MutenĂ‚sira fi'l-Ehadisi'l-Mutevatira'sıdır.
İbn Tolun'un bu eserini, Zebîdî ismiyle meşhur Ebu'l-Feyz Muhammed Murtaza el-Huseynî ez-Zebîdî (v.1205) ihtisar etmiş ve ona 'Laktu'l-LeĂ‚li'l-MûtenĂ‚sira fi'l-Ehadisi'l-MûtevĂ‚tira' ismini vermiştir.
İmam-ı Zebîdî, bu eserinde 60 kadar hadisi, ravilerini, kaynaklarıyla birlikte ayrı ayrı zikretmiştir. İlk defa 1985'te tahkikli olarak basılan eserin bir diğer ozelliği, kitapta gecen mutevĂ‚tir hadislerin, mutevĂ‚tire ait yazılan eserlerdeki yerlerinin de gosterilmiş olmasıdır.
İmĂ‚m-ı Zebidî, 'men kezebe...' hadisinin 99 ravisini34 , 'Havz' hadisini 50 zatın rivayet ettiğini,35 'İsrĂ‚' ile alĂ‚kalı hadisin 27 ravisini36 zikreder. 'Şefaat' hadisi icin de 12 ravinin ismini vermiştir.
El-KettĂ‚nî olarak bilinen, Seyyid Şerif Muhammed b. Cafer (v.1345) kendi tesbit ettiği mutevĂ‚tir hadislere, İmam-ı Suyuti'nin el-Ezhar'ındaki hadisleri de ilave etmiş ve mustakil bablara ayırarak Nazmu'l-MutenĂ‚sira mine'l-Ehadisi'l-MutevĂ‚tira adlı eseri vucuda getirmiştir.
El-KettĂ‚nî, bu eserinde 320 kadar mutevĂ‚tir hadisi, sahabe ve tabiîn ravilerini isimleri ile zikretmiş daha sonra da kısa da olsa zikrettiği her hadis hakkında alimlerin goruşlerine yer vermiştir.
Her ne kadar mutevĂ‚tir hadislerde ravilerin sayı ve keyfiyeti icin bir tahdit soz konusu değilse de ravilerin ismen zikri okuyucuya bir fikir vermesi acısından onem arzeder. Yine bu eserde el-KettĂ‚nî, mutevĂ‚tir ile alĂ‚kalı kıymetli bilgilere kitabının baş kısmında oldukca geniş yer vermiş. Ancak, bu eserin daha kullanılır bir hale getirilmesi icin, hic olmazsa ez-Zebidi'nin kitabındaki kadar teknik bir mesaiye ihtiyac hissedilmektedir.
İsnad, bu ummet icin, taşıdığı ehemmiyet ve ihtiva ettiği geniş mĂ‚nĂ‚ acısından CenĂ‚b-ı Hakk'ın bir lutfu ve bu dinin bir hususiyetidir.37
Hele tamamıyla nakil eksenli olan tarihî malumat nazar-ı itibare alındığında, İslĂ‚mî kaynakların ne gibi bir avantaja sahip olduğu daha iyi anlaşılır. Boylesine koruyucu bir hassasiyetten mahrum olan tarihî hĂ‚diselere akacak vahiyatın olcusuzluğu ise hesap edilemeyecek kadar buyuktur. Bu mevzuda Ahmet Naim Efendi 'Tecrid Tercemesi'nin birinci cildinde 'Metodoloji'den Bir Bahis'38 ve 'Bir Mukayese'39 adlı makalelerinde konuyu etraflıca ve mahirĂ‚ne ele almaktadır.
Yukarıda yer yer değinmeye calıştığımız gibi, bugun Amerika kıt'asının varlığını kabul etmeyen bir kişi, sadece aklî bir problemle karşı karşıya olarak duşunulur. Ama konu Allah'ın Peygamberi'ne ait bir mesele olunca dinin kriterleri devreye girer. Dolayısıyla bir mutevĂ‚tir hadisi inkĂ‚r eden kişi, dinin temel kaynaklarından biri olan hadis-i şeriflerden birini kabul etmeyen kimse durumuna duşmuş olur.
'İslĂ‚mî İlimlerin Altın Cağı' olan ilk uc asır, Allah'ın lutfuna karşı, liyakat ortaya koyma gayretlerinin en zirvelerine sahne olmuştur. Vaz' edilen muhkem prensipler de o donem insanının aşkın gayretlerinin mahsulleridir. Gunumuzun 'İslĂ‚mî ilim' tutkunlarına, bu berrak kaynaktan istifadenin yollarını arama duşmektedir. 'Altın Kuşak' adını verdiği o nesilleri ve onların gordukleri misyonu M. Fethullah Gulen Hocaefendi'nin kaleminden aktarmak suretiyle makalemizi noktalamış olalım:
'Dinlediler, bellediler, tahkik ettiler, yaşadılar ve naklettiler...Boylece Sunnet de Kitap (Kur'Ă‚n-ı Kerim) gibi o pĂ‚k kanallardan başlayarak, yine pĂ‚k kanallardan gece gece bugunlere geldi ulaştı...Ve kıyamete kadar devam edecek ani'l-merkez gucuyle...'40
(Yazar: Akif Coşkun, Mutevatir Hadisler, Yeni Umit Dergisi)
DİPNOTLAR
1) İbn Manzur, Lisanu'l-Arab, 'TBK' mad.
2) Zafer Ahmed et-Tahanevi, Kavaid fi Ulumi'l-Hadis, s. 47, 48; Mucteba Uğur, Hadis Terimleri Sozluğu, s. 380
3) İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe Nuzhetu'n-Nazar fi Tavdihi Nuhbetu'l-Fiker, s. 40.
4) Nevevi, Sahihu Muslim bi Şerhi'n-Nevevi, c. 1, s. 20
5) Asım Efendi, Kamus Tercemesi , c. 2, s. 735
6) Suyûtî, Tefsiru'l-CelĂ‚leyn, c. 2, s. 47.
7) et-Taberî, CĂ‚miu'l-BeyĂ‚n, c. 18, s. 24.
8) Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'Ă‚n Dili c. 5, s. 3455.
9) Hatib el-Bağdadi, el-Kifaye fi İlmi'r-Rivaye, s. 61; İbn Abdilber, Camiu Beyani'l-İlm ve Fadlihi, c. 2, s. 34
10) Serahsi, Usulu's-Serahsi, c. 1, s. 282-283. Abdul'l-Aziz el-Buhari, Keşfu'l-Esrar an Usul-I Fahri'l-İslĂ‚m el-Pezdevi, c. 2, s. 671
11) İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe Nuzhetu'n-Nazar fi Tavdihi Nuhbetu'l-Fiker, s. 38. Abdu'l-Hay el-Leknevi, Zaferu'l-Emani Muhtasaru'l-Curcani, s. 40. Muhammed b. Abdulhamid el-Esmendi, s. 383
12) İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe, s. 38; Fethu'l-Bari, c. 1, s. 246
13) İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe, s. 39
14) Ahmed Naim, Tecrid-i Sarih Tercemesi, c. 1, s. 102
15) Leknevi, Zaferu'l-Emani, s. 43, 44; Ali Osman Kockuzu, Rivayet İlimlerinde Haber-i Vahidlerin İtikad ve Teşri Yonlerinden Değeri, s. 61
16) Buhari, İlim, 38; Muslim, İman 113; Ebu Davud; İlm, 4; Tirmizi, Fiten, 80; İbn Mace, Mukaddime, 4; Darimi, Mukaddime, 25; Ahmed b. Hanbel, Musned, c. 1, s. 65, 70, 78.
17) İbnu'l-Cevzî, Mevzuat, c. 1, s. 56
18) Suyutî, Tedribu'r-Ravi, s. 177
19) Munavi, Feyzu'l-Kadir Şerhu Camii's-Sağir, c. 6, s. 216
20) İbn Hacer, Fethu'l-Bari, c. 1, s. 246; Leknevî, Zaferu'l-Emani, s.40.
21) Suyutî, Tedribu'r-Ravi, s. 375
22) İbrahim b. Ali l-i Kuleyb, Muhimmatu Ulumi'l-Hadis, s. 91
23) İbn Abdilber, Camiu Beyani'l-İlm ve Fadlihi, c. 2, s. 34
Muhammed b. Abdulhamid el-Esmendi, s. 383
24) İbn Salah, Ulumu'l-Hadis, s. 267
25) Zeynuddin el-Iraki, et-Takyid ve'l-İzah, s. 265
26) İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe, 42
27) Serahsî, Usûlu's-Serahsî, c. 1, s. 284
28) Serahsî, Usûlu's-Serahsî, c. 1, s. 291; Abdu'l Aziz el-Buharî, Keşfu'l-Esrar an Usûli Fahri'l-İslĂ‚m el-Pezdevî, c. 2, s. 659
29) Abdu'l-¼ani Abdu'l-Halık, Hucciyyetu's-Sunne, s. 253
30) Abdu'l-Aziz el-Buharî, Keşfu'l-Esrar, c. 2, s. 671
31) M. Cemaleddin el-KĂ‚simî, KavĂ‚idu't-Tahdis min Fununi Mustalahi'l-Hadis, s. 151; İbn Hacer, Şerhu'n-Nuhbe, s. 42.
32) Sehavî, Fethu'l-Muğis, c.3, s.44
33) Suyuti, Tedribu'r-Ravi, s. 374
34) Muhammed Murtaza el-Huseyni ez-Zebidi, Laktu'l-Leali'l 'Mutenasira fi'l-Ehadisi'l-Mutevatira, s. 263.
35) ez-Zebidî, a.g.e. s. 229.
36) ez-Zebidî, a.g.e. s. 78.
37) Nevevî, Sahih-i Muslim bi Şerhi'n-Nevevi, c. 1, s. 84
38) Ahmed Naim, a.g.e. c. 1, s. 82
39) Ahmed Naim, a.g.e, c. 1, s. 91
40) M. Fethullah Gulen, Sonsuz Nur, c. 3, s. 50.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
__________________
Mutevatir hadis hakkında bilgi verir misiniz, kac tane mutevatir hadis vardır, muteva
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eđitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Mutevatir hadis hakkında bilgi verir misiniz, kac tane mutevatir hadis vardır, muteva