Asrın hastalıkları ve tedavi yolları
Tabiatta cari olan İlahi kanunlar vardır.
Yer cekimi gibi, ateşin yakması gibi. Her doğanın ergec olmesi gibi.
Her aydınlığı bir karanlığın, her kemÂli bir zevÂlin takip etmesi gibi.
Toplumlar, milletler, medeniyetler, ideolojiler icin de benzeri kanunlar soz konusudur.
Buyume, gelişme, terakkî zorluklarla mucadelenin neticesidir. Dar dairede her bir ferd, geniş dairede toplumlar zorluklarla yuz yuze geldikce gelişir, terakkî ederler. Saklı olan hazineler, ancak sıkıntılarla sarmaşdolaş olunmakla keşfedilebilir.
Ancak hicbir gelişme, ilerleme surekli ve devamlı olmamıştır. Cunku zorlukları kolaylaştıran, uzakları yakınlaştıran, imkansızı mumkun yapan gayret, himmet ve hamiyetin en azılı duşmanı olan "kolaylık, rahatlık, maddî ve manevî refah" sinsi bir duşman gibi bir kenarda surekli fırsat kollar.
Zorlukların azalması, rahatın ve refah seviyesinin artması hantallığa, tembelliğe, vurdumduymazlığa ve daha nice zararlı unsura davetiye cıkarır.
Butun insanlık tarihi boyunca gozlemlenen bu değişmez kanun, İslam ummetinin de yakasını bırakmamıştır. Aşılmaz zorluklarla, gecilmez sıkıntılarla, tehlikelerle, azılı duşmanlarla, fakr u zaruretle yuz yuze geldikce muslumanlar gayrete gelmiş; İlahî bir guce dayanmaktan aldıkları manevî gucle, kendilerinin bile inanmakta gucluk cektikleri buyuk neticeler elde etmişlerdir.
Buyuk zaferlerle gelen goz alıcı zenginlikler, şan ve şohretler muslumanların en guclu dayanak noktaları olan ihlÂsı, gayreti, himmeti, azmi ve fedakÂrlığı alıp goturmuştur. Ruhsuz bir bedene donuşen musluman toplumlar, kısa zamanda kokuşmaya başlamış ve ne yazık ki, tarih mezarlığındaki yerlerini almışlardır.
Aynı kanun, bir ic dairede yer alan cemaatler icin de gecerlidir. İslam'a ve Kur'an'a hizmet gayesiyle bir araya gelen, omuz omuza veren, beraber yuruyen, etletırnak misali birbirinden ayrılmayan ve ayırılamayan ehli hizmet insanlar, dunyayı kucaklayacak seviyedeki buyuk hizmetlere imza atarlar. Kucucuk bir cekirdek seviyesinde bulunan bir hizmet, gozunu budaktan sakınmayan kahramanların eliyle, butun kıt'aları birer dalının altına alacak muazzam bir ağac haline gelir. Belki bu seviyeye gelinceye kadar nice zaman, nice enerji ve nice gayret sarfedilir. Ama…
"Tahrip kolaydır." Hem de cok kolay.
Hizmet faaliyetlerini derinden etkileyen, hizmet icin bir araya gelenlerin amiplere taş cıkartırcasına bolunmelerine, parcalanmalarına sebep olan bu hastalığın elbette caresi, tedavisi vardır. Cunku her gecenin gunduzu olduğu gibi, her duşuşun bir de kalkışı vardır.
Hastalığın tedavisi icin, hic şuphesiz o hastalığın teşhisi lazımdır. Teşhis icin de, hastanın ve hastalığın bir hekimi hÂzıkın maharetli ellerine teslim edilmesi gerekir.
İşte asrımızın, en dar daireden en geniş daireye kadar, hemen her kesimde maruz kalınan hastalıkları ve receteleri:
GIYBET
Gıybet, birbirlerine duşmanlık besleyen, haset eden ve inatla bu kotu haslete sarılanların kullandıkları en alcak silahtır. İzzeti nefis sahibi insanlar, bu pis silaha tenezzul edip kullanmazlar. Ayrıca gıybet, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi salih amelleri de yakar kul eder.
ENANİYET
Din duşmanlarının insanları kendilerine cekebilmek, mukaddes davalarını baltalayabilmek icin kullandıkları en onemli silahlardan birisidir. Hak davasının hizmetinde bulunan herkes, "ENE" yerine "NAHNU"yu, "BEN" yerine "BİZ"i ikame etmelidir. Enaniyetin en tehlikeli yansıması, kıskanclıktır. HÂlbuki butun muslumanlar ve mu'minler bir vucudun ÂzÂları gibidirler.
DUNYA NİMETLERİNİ
KAZANMA HIRSI
Hırsla dunyaya yonelen, hizmeti terkeden, butun gayretini derdi maişete yonelten kişi, maksadının zıddıyla karşılık gorur. Elindekileri de kaybeder; zelil duruma duşer. Bundan kurtulmanın caresi dunya malını, nimetlerini hırsla değil, kanaatle talep etmek, tevekkule dort elle sarılmaktır.
ŞAN VE ŞOHRET HIRSI
Ehli imandaki bu zayıf noktayı insî şeytanlar cok kullanırlar. Bir insanı yakalamak, kendilerine cekebilmek icin o hissi okşarlar ve kendilerine bağlamaya calışırlar. Bu tehlikeyi bertaraf edebilmek icin dunyevî işlerde, calışmalarda ve amellerde İlahi rıza ve ihlÂs hedef alınmalıdır.
REKABET
Maddî olsun, manevî olsun, bir takım makamlara pek cok insanın namzet olması, bu makamlardan gelen ucretlere cok ellerin uzanması, cok tehlikeli ve hassas bir zemin ortaya cıkarır. Dikkatli hareket edilmediği takdirde, dine hizmet edenlerin arasında vifakın yerini nifakın, ittifakın yerini ihtilafın almasına sebep olur. Boylesi muthiş ve tehlikeli hastalığın merhemi, ilacı ise ihlÂstır. Hakperestliği nefisperestliğe tercih etmek bu ihlÂsın gereğidir. Bu yolla hakkın hatırı nefsin hatırına galip gelir. Ucretini sadece Allah'tan bekleyen ve isteyen hizmet ehli insanlar, başkalarından gelen maddî ve manevî ucretlerden yuz cevirir.
DUŞMANLIK VE İNAT, NİFAK VE ŞİKAK
Bu hastalıklar manevi hayatı ve kulluğun sıhhatini zedeler; ihlaslı ve adaletli davranmayı engeller. Bu hastalıklara karşı kullanılacak en etkili ilac, musbet hareket etmek; yani kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmektir. "Hak yalnız benim mesleğimdir" yahut "Sadece benim meşrebim guzeldir" demek yerine, "Mesleğim haktır," ya da "Mesleğim diğerlerinden daha guzeldir" anlayışı hÂkim olmalıdır.
KORKU
Din duşmanları, ictima-i hayattaki hemen her kesimi etkileyebilmek icin korku damarını her fırsatta kullanmaya calışırlar. Ellerindeki imkÂnları kullanarak, hizmet ehli insanların iclerine korku salmaya, iclerindeki evham ve endişeleri tahrik etmek icin surekli fırsat kollarlar. Bu tehlikeden kurtulmanın caresi Kur'an kalesine sığınmak, ihlÂsla hizmetine devam etmektir.
TAMAH
Dunyevî acıdan daha rahat, daha konforlu ve daha luks yaşayabilme arzusuyla omuzuna yuklendiği hizmeti terk etmek; hatta hizmetin imkÂnlarını bu yonde kullanmak bu hastalığın en belirgin yansımalarıdır. Boyle davranan kimseler kısa vadede bir şeyler elde etseler de, bu hatalarının cezasını fazlasıyla cekerler. Bu elim hastalığın, iman ve Kur'an hizmetini yerle bir edecek bu illetin en tesirli ilacı "KANAAT" ve "İKTİSAT"tır.
İSRAF
İsrafın en belirgin neticesi kanaatsizliktir. Kanaatsizlik ise calışma şevkini kırar, kişiyi tembelliğe atar. Boyle bir kişi, surekli olarak hayatından şikÂyet etmeye, hep başkalarını suclamaya başlar. İsrafın tedavisi ise iktisatla olur. İktisat kanaati, kanaat ise şukredebilmeyi oğretir. ŞikÂyet ve riya kapısını kapatır, ihlÂs kapısını acar.
TEMBELLİK
Bilindiği gibi tabiatta boşluğa yer yoktur. Bir şeyin boş bıraktığı yer hemen bir başka şey tarafından doldurulur. İmani hizmetlerde de bu boyledir. Kudsî bir davaya hizmet edenler ne kadar buyuk bir azimle, ne kadar sıkı bir gayretle calışırlarsa o kadar cok netice alırlar; muvaffak olurlar. Bu hastalığın yegÂne ilacı, ifa edilen vazifenin cok kudsî ve ulvî olarak gorulmesi; bu yolda harcanan her bir saatin bir gun ibadet hukmune gecebilecek bir kıymette olduğunu idrak etmeleridir.
Dr Veli SIRIM
__________________
Asrın hastalıkları ve tedavi yolları
Dini Bilgiler0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Asrın hastalıkları ve tedavi yolları