Aziz kardeşlerim,
Silopili kardeşlerim. Oncelikle Cumanız mubarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi uzerinize olsun. Hutbeme Sevgili Peygamberimizin (sas) Mescid-i Nebevi’sinde yaşanan bir tabloyu canlandırarak başlamak istiyorum. Allah Rasûlunun (sas) mescidinde sahabeden bir grup halka kurmuş oturmuşlardı. Aralarında sohbet ediyorlardı. Kapıdan Selman-ı Farisi girdi. Sahabeden birisi Selman ile arasında bir munakaşa olduğu icin etrafındakilere ‘herkes kendi nesebini anlatsın’ dedi. Selman duyacak şekilde başta oturana nesebi, ırkı soruldu. O da iftiharla ‘ben filan kabilesinden falanın oğlu’ diye atalarını, dedelerini saymaya başladı. Bir başka sahabe, ‘Falan kabilesinden falanın oğluyum’ diye atalarını dedelerini saymaya başladı. Bir başkası, ‘Ben insanların en şereflileri olan Kureyş kabilesinden filanın oğluyum’ diye herkes soyunu nesebini anlattı. Sonra birisi, Selman’a donerek ‘Senin nesebin, senin ırkın ne?’ diye sordu. Selman, butun Muslumanlara ornek olabilecek, kulaklarına kupe olacak bir cevap verdi; ‘Ben de İslamoğlu Selman’ım’ dedi. Cunku ben delaletteydim. Allah, Peygamberi Muhammed (sas) ile beni hidayete erdirdi. Ben fakirdim. Allah, Muhammed Mustafa (sas) ile beni zenginleştirdi. Ben koleydim. Allah, beni Hz. Muhammed (sas) ile ozgurluğume kavuşturdu. Bu tabloya uzaktan şahit olan Hz. Omer, topluluğa donerek, ‘Benim de nesebimi oğrenmek ister misiniz?’ dedi. ‘Evet’ dediler. ‘Ben de İslamoğlu Omer’im. İslamoğlu Selman’ın kardeşiyim’ dedi.
Aziz kardeşlerim,
Bu topraklarda İslam’dan once rengimiz, dilimiz, ırkımız, kabilemiz, şubemiz ne olursa olsun atalarımız yaşıyorlardı. Ama hepimiz biliyoruz ki, İslam gelmeden once hepsi delaletteydi, hepsi İslam ile hidayeti buldu. İslam gelmeden once fakirdi, medeniyette yoksundu. İslam ile aziz oldular. İslam gelmeden once hepsi koleydi. Allah hepsini ozgurluğune kavuşturdu. Hatta yeryuzunde İslam’ın rahmet mesajını dunyanın en ucra koşelerine goturme şerefini ecdadımıza İslam ile birlikte nasip etti. Daha Resulu Ekrem’in vefatından hemen sonra sahabe, Diyarbakır Ulu Camiinde birlikte secde ettiler. O gunden bugune hep birlikte aynı Rabbe kul olduk, aynı Rahman’a secde ettik, aynı kıbleye yoneldik, kardeşler topluluğu olarak hep birlikte İslam’a hizmet etmeye devam ettik. Allah Kuran’da şoyle buyuruyor; ‘Ey insanlar, sizi bir erkek ve bir kadından, Adem ile Havva’dan yarattım. Sonra sizi şubelere ve kabilelere ayırdım. Birbirinizi tanıyasınız diye. Birbirinizi inkÂr etmeyesiniz diye. Birbirinizin dilini, rengini, ırkını tanımamazlık yapmayasınız diye’ Birbirinizi tanıyasınız ama aynı zamanda birbirinizi tanıyarak Allah’ın kardeş kulları olarak yeryuzunde hakkı, adaleti, guzelliği, fazileti, iyiliği, erdemi hÂkim kılmak gorevini butun Muslumanlara verdi. Yeryuzunde İslam’ı din olarak secmiş butun Muslumanlara Allah bu gorevi verdi.
Sevgili Peygamberimiz şoyle buyurdu veda hutbesinde;
‘Ey insanlar Rabbiniz birdir. Ey insanlar, babanız birdir. Hepiniz Ademdensiniz. Adem de topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, siyahın beyaza, beyazın siyaha ustunluğu yoktur.’ Ustunluğun bir tek olcusu vardır. Sadece takva. Sadece Allah’ın yeryuzune gonderdiği rahmet mesajına sarılmak, hakka, adalete, fazilete, erdeme sahip olmak. Sadece muttaki olmak Allah katında yuce bir değer. Başka butun değerler, başka tanımlamalar Muslumanı ifade etmekten acizdir.
Aziz kardeşlerim,
Tarih bize gostermiştir ki, kimliğin unsurları vardır. Dil, tarih, kultur, coğrafya… Ancak tarih bize şunu gosteriyor, inancını kaybeden dilini kaybediyor. İnancını kaybeden tarihini de kaybediyor. İnancını kaybeden medeniyetini de kaybediyor. Hep birlikte inanc değerlerimize sahip cıkarak, evlerden evlere kardeşliği taşıyarak bir daha Silopi'nin, Cizre'nin, Nusaybin'in, Sur’un, Silvan'ın insanları hicbir sıkıntı cekmesinler. Haneleri tecavuze uğramasın. Hep birlikte kardeşler topluluğu olarak evlerden evlere merhamet şebekesi taşıyalım. Hazreti Nuh gemisi ile beraber hareket ettikten sonra Rabbimiz ona şoyle emretti; ‘De ki Rabbim beni mubarek bir menzile indir. Sen konaklayanların en hayırlısısın. Hukum verildi. Cudi Dağı'na yerleşti. Zalimler topluluğu bu menzilden uzak olsun’ Oturduğumuz beldeler mubarek bir menzil olarak adlandırılmıştır. Bu mubarek menzilin kıymetini bilmeyi hepimize nasip eylesin. Hepinize gecmiş olsun. Allah, bizi kardeşler topluluğu olarak, Kurduyle, Turkuyle, Arabıyla hep birlikte İslam'ın cocukları olarak birbirimizden kardeşliğimizi esirgemeden birbirimizi tanıyarak, birbirimize değer vererek, vatan kıldığımız bu coğrafyada birliğimizi, beraberliğimizi daim etsin. Cenab-ı Hak bizi butun kotuluklerden muhafaza eylesin.

Kaynak: Diyanet
__________________