Rasulullah (SAV) Veda Hutbesinde “Kadınların haklarını gozetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emÂneti olarak aldınız. Onların nÂmus ve ismetlerini Allah adına soz vererek helÂl edindiniz. Sizin kadınlar uzerinde hakkınız, onların da sizin uzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar uzerindeki haklarınız, ÂilenÂmusu ve şerefinizi kimseye ciğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz rÂzı olmadığınız kimseleri Âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifce dovup korkutabilirsiniz. Kadınların sizin uzerinizdeki hakları ise, orfe gore her turlu (meşru ihtiyaclarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir' ifadesine dikkat cekerek şunları dedi: “Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'in veda hutbesinde ifade ettiği bu acıklama, İslam Dininin kadına verdiği değeri ve onemi gostermektedir." Yuce Kuran'ı Kerim'in nuzulu insanlıkta bir ufuk sıcraması meydana getirmiştir. Kur'an-ı Kerim, insanlığın kadın tasavvurunu, insanlığın kadına bakışını değiştiren bir kitap olmuştur. Sevgili peygamberimiz (sav)in rahmet mesajlarını dunyaya yaymaya başladığı gunden itibaren Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Munevvere yıllarını incelediğimiz zaman goreceksiniz ki, aslında Rasulullah (sav)in en buyuk mucadelelerinden biri kadın hakları mucadelesi olmuştur. Bugun modern zamanlarda kadın ve kadın haklarına atfettiğimiz bir cerceve ile bakmamıştır. Cunku sevgili peygamberimiz oncelikle cinsiyetcilik diyebileceğimiz kadın ve erkek ayrımı yapan, kadını kadın olduğu icin aşağılayan, hor goren ideolojiyle mucadele etmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) geldiği zaman tarih boyunca var olan kotu bir ideoloji egemendi. Bu ideoloji kadını kadın olduğu icin aşağılayan ideolojiydi. İnsanlık tarihi boyunca en cok ayakta duran kotu ideolojilerden biri olmuştur bu ideoloji. Kadını meta ve eşya olarak goren ve kadını kadın olduğu icin hor goren ideoloji. İslam dini aynı zamanda kendinden onceki dinlerin icine karışan bu ideolojiyle mucadele etti. Peygamberimiz (sav)in hayatında bu mucadeleyi goruyoruz. Ama vefatından sonra bazı Muslumanlar peygamberimizin ağzından kadın aleyhtarı sozler uydurarak Peygamber Efendimiz (sav) mal edebilmişlerdir. Oncelikle bu ideolojiyle mucadele ederken Kuran'ı Kerim ve efendimiz (sav)in uzerinde durduğu husus şudur. Oncelikle kadın ve erkek değil insan vardır. Yaratılış gayesi bakımından insan insandır. Sadece sorumluluklar acısından kadın ve erkek tasnif edilir. Ancak Allah'a muhatap olma bakımından, Allah'ın vahyine muhatap olmak bakımından, Allah'a kulluk bakımından, yaratılış gayesi bakımından, yeryuzunu imar etmek bakımından, yeryuzunde hakkı, hakikati, ahlakı, fazileti yerleştirme bakımından kadınla erkek arasında hicbir fark yoktur. Bu farkı kim ortaya koymaya kalkarsa o ideolojiye teslim olmuş demektir. İslam'ın mucadele ettiği cahiliye cağının anlayışını yeniden ortaya koyuyor demektir. Kuran-ı Kerim'de ve Hz. Peygamberimiz (sav)in sunnetinde bu cok acık bir mesajdır. Her şeyden once Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz (sav) meseleye boyle bakmıştır. Kadın ve erkek aynı yaratılış gayesiyle yaratılmıştır. Yeryuzunu birlikte imar etmek icin kadın da erkek de topraktan yaratılmışlardır. Uzulerek belirteyim dinimizin rahmet mesajlarını iyi anlamadığımız icin, orfler, gelenekler ve goreneklerin dinin onune gecmeye başladığı icin biz bugun kadın hakları kavramlarını yuz yıl oncesinden başlatmak durumunda kalıyoruz ve taklit ederek başka yerlere de taşımaya calışıyoruz ki bu hicbir zaman doğru değildir. Bu duygu ve duşuncelerle, kadınlarımızın, “8 Mart Dunya Kadınlar Gunu ”nu ictenlikle kutluyor, Sinop Halkı’na ve tum kadınlarımıza sağlıklı ve mutlu bir dunya temennisiyle en icten sevgi ve saygılarımı sunuyorum”

kaynak: dinihaberler
__________________