Turk futbolunun icinden gectiği bu kritik surecte, atılan her adımın ve yapılan her acıklamanın cok dikkatli bir şekilde gercekleştirilmesi luzumu tartışılmaz bir gercektir. Konunun yargıya intikal etmiş ve halen yurutulmekte olan bir soruşturma ile alakalı olduğu da duşunulduğunde, bu gereklilik daha belirgin bir şekilde karşımıza cıkmaktadır. Bu bağlamda, Fenerbahce Spor Kulubu olarak, yukarıda sozunu ettiğimiz hassasiyeti gozetmek suretiyle, kamuoyunun ve sorumlu kişi ve kurumların, kasıtlı bir şekilde yanlış bilgilendirilmesine ve yonlendirilmesine karşı ceşitli hususlara acıklık getirmeyi bir odev olarak gorduğumuzden bu acıklamayı yapma gereğini hissettiğimizi vurgularız. Oncelikle, belirtmek isteriz ki icinden gectiğimiz surecin 3 ana boyutu vardır: Ceza Hukuku boyutu : Konunun bu boyutu ile ilgili olarak, Ceza Muhakemeleri Kanunu cercevesinde savcılık tarafından yurutulen bir soruşturmanın halen devam ettiği goz onunde bulundurulduğunda, yargıya intikal etmiş bir mevzuu ile ilgili yapılabilecek bir değerlendirmenin doğru olmayacağı kanısındayız. Yuce Turk adaleti tarafından yurutulen soruşturma neticesinde (eğer bir suc varsa) suclu ile sucsuzu ayırt edeceğinden şuphemiz yoktur. Geldiğimiz noktada onemli olan, bu sure zarfında adil yargılamayı etkilemeye yonelik her turlu girişimden, acıklamadan, beyandan ve haberden kacınmaktır. Bu bakımdan biz, Fenerbahce Yonetim Kurulu olarak, konunun bu boyutu ile ilgili yorum yapmayacağız ve yapılmasını da uygun bulmuyoruz. Spor Hukuku boyutu : Spor Hukuku boyutunu ele aldığımızda ise, iddialar ile ilgili olarak girişimde bulunma ve karar alma yetkisi 5894 Sayılı Turkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Gorevleri Hakkında Kanun ve sair mevzuat uyarınca Turkiye Futbol Federasyonundadır. Ne var ki, Turkiye Futbol Federasyonu’nun bu yetkisi, mutlak değildir ve tabii olduğu hukuk kuralları ile kendi talimatları gereği ceşitli kurallara bağlıdır. Turkiye Futbol Federasyonu talimatları incelendiğinde gorulecektir ki, musabaka sonucunu etkileme iddialarını inceleme ve gerekli araştırmayı yapma yetkisi Etik Kurulu’na aittir. Soz konusu Kurul, kendisine intikal ettirilen musabakalarla ilgili olarak her turlu resmi ya da ozel kuruluş, kurum veya kişilerden ve adli mercilerden bilgi ve belge temin ettikten sonra; gerektiğinde musabakada gorevli hakemleri, gozlemcileri, temsilcileri, ilgili futbolcuları ve yoneticileri, aracı kişileri ve bunların dışında olayın aydınlatılmasına yardımcı olabilecek kişileri dinlemesi neticesinde bir rapor hazırlayıp Federasyon Yonetim Kurulu’na sunar. Yukarıda belirtilen adımlar atılmadan alınacak her turlu karar, soruşturulan kişiler ve kurumlar lehine olsa bile, hukuka acık bir şekilde aykırı olacaktır. Diğer bir ifadeyle, Turkiye Futbol Federasyonu’nun eline soruşturmayı yuruten resmi makam vasıtasıyla ulaştırılmış herhangi bir belge, bilgi ve delil olmadan ve dahi kendi talimatları gereği işletilmesi gereken hukuki mekanizmaları işletmeden karar alması, bağlı olduğu kurallar uyarınca hukuken mumkun değildir, aksi durum Federasyon’un kendisini red etmesi manasına gelir ve boyle bir hareket sonucu alınacak her turlu karar hukuksuz eylem olarak değerlendirilir. Kaldı ki, şike iddiası Turk Spor Yargısında ilk defa karşı karşıya kalınan bir durum değildir. Bundan once de Federasyon’un ilgili kurulları vasıtasıyla bu konuda almış olduğu kararlar mevcuttur ve bunların hepsinde sozunu ettiğimiz resmi belgeye ve delile dayanma, taraflara savunma hakkı tanıma ve adil bir yargılamada bulunma hususları gozetilmiştir. Uluslararası boyutu : Mevzubahis olan konu, UEFA’nın da yakın takibi altındadır. UEFA yetkilileri, 5 Temmuz 2011 tarihinde yaptıkları acıklamada, kendileri acısından bir evrensel hukuk kuralı olan ve aksi kanıtlanıncaya kadar herkesin masum olduğu anlamına gelen "sucsuzluk karinesinin" esas olduğunu vurgulamıştır. Yine aynı acıklamada, soruşturma suruyor olsa da, Fenerbahce’nin yasal hakkı doğrultusunda Şampiyonlar Ligi’ne katılabileceği vurgulanmıştır. UEFA tarafından daha sonra, 12 Temmuz 2011 tarihinde internet sitesinden yapılan resmi acıklamada da, ilk acıklaması ile paralel olmak uzere, Turk yargı sistemine ve Turkiye Futbol Federasyonu’na olan guven vurgulanarak, Kulubumuz ile ilgili herhangi bir kısıtlamanın soz konusu olmadığı, yargı surecinin tamamlanmasının beklenmesi gerektiğinin altı tekrar ve hicbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde cizilmiştir. İcinden gecmekte olduğumuz surec ile ilgili olarak, UEFA yargı kurullarında ve uluslararası spor yargılamasına yetkili mercilerde rastlanılan ornek davalar incelendiğinde gorulecektir ki, bir kulup ile ilgili, yaptırımları cok ağır ve geri donulemez sonuclar doğurması muhtemel bu gibi soruşturmalar yurutulurken cok hassas davranılmakta ve zaman bakımından kesin tarihler belirtilmesi yerine, ne kadar sure aldığına bakılmaksızın, mutlak gerceğin ortaya cıkarılmasına calışılmaktadır. Kulubumuz yoneticileri hakkında yurutulmekte olan soruşturma ile aynı konudaki bir ornekte ilgili uluslararası merciiler, karar almak icin savcılıktan gelecek resmi belge ve bilgileri beklemiş, ancak ve ancak resmi kanaldan ulaştırılan belgelerin temininden sonra adım atmış, bir başka ornek de ise ceza yargılaması sonucunda ilgili kulup yoneticilerinin beraat edip etmeyeceklerini kendi kararı acısından bekletici mesele yapmış ve soz konusu kişilerle ilgili yurutulen ceza yargılaması neticesini beklemiştir. Yukarıda izah etmeye calıştığımız uzere, futbol bakımından bağlı olduğumuz uluslararası kuruluş olan UEFA konu ile alakalı olarak bir acele icerisinde değil iken, Turkiye Futbol Federasyonu’nun derhal karar almaya sevke calışılması manidardır. Bu noktada serinkanlılığı kaybetmeden, değerlendirmelerin yasal surece saygılı bir şekilde yapılması gerekir. Genel olarak ele aldığımızda, burada asıl mesele, ne kadar kısa bir surede karar verileceği değil, verilecek kararın adil bir yargılama neticesi olarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde cıkıp cıkmayacağıdır. Surec icerisinde kişi ve kurumları gereksiz bir aceleyle yanlış karar almaya yonelten her turlu yorum ve değerlendirmeden başta futbol ailesinin fertleri ve basın olmak uzere herkesin kacınması gerekmektedir. Bu noktada, Futbol Federasyonu’nun engizisyon mahkemeleri gibi calışmasını ve herhangi bir delil ve belgeye dayanmadan, başarılarla dolu 104 yıllık gecmişe sahip Kulubumuz aleyhinde karar almasını temenni etmek, en temel hukuk prensiplerinden biri olan "adil yargılama ve savunma hakkının ihlali" olacağı aşikÂrdır. Federasyon alacağı kararın sosyal ve ekonomik boyutlarını da duşunmek durumundadır. Futbol ekonomisi bugun sadece kuluplerin butceleri acısından değil Anadolu şehirlerinin ekonomisine kadar bircok konuda hayati onem taşımaktadır. Federasyon ekonomik anlamda da buyuk resmi gormek ve bu noktadaki sorumluluğun bilincinde bir karara imza atmalıdır. Tum Anadolu Kulupleri ve toplum liglerin daha onceden ilan edilen takvimde başlamasını ve milyonlarca insanı ilgilendiren ekonomik yıkımlara neden olabilecek adımlar atmaktan kacınılmasını beklemektedir. Fenerbahce Yonetimi olarak, icerisinde olduğumuz surece ilişkin her turlu gelişmeyi yakından takip etmeye devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız. Saygılarımızla, FENERBAHCE SPOR KULUBU Resmi Site
__________________