RUM (8-30)
Kendi kendilerine, Allah'ın, gokleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir sure icin yarattığını hic duşunmediler mi? İnsanların bircoğu, Rablerine kavuşmayı gercekten inkÂr etmektedirler.
Onlar, yeryuzunde gezip de kendilerinden oncekilerin Âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha guclu idiler; yeryuzunu kazıp alt-ust etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha cok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice acık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.
Sonunda, Allah'ın Âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kotuluk yapanların Âkıbetleri pek fena oldu.
Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (olumden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na donduruleceksiniz.
Kıyametin kopacağı gun, gunahkÂrlar (umitsizlik icinde) susacaklardır.
(Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hicbir şefaatcı cıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkÂr edeceklerdir.
Kıyamet kopacağı gun, işte o gun (muminlerle inkÂrcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır.
İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
İnkÂr edenler, Âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yuzyuze bırakılacaklardır.
Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gunduzun sonunda ve oğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki goklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
Oluden diriyi, diriden de oluyu O cıkarıyor; yeryuzunu olumunun ardından O canlandırıyor. İşte siz de (kabirlerinizden) boyle cıkarılacaksınız.
Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.
Kaynaşmanız icin size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyd etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi duşunen bir kavim icin ibretler vardır.
O'nun delillerinden biri de, gokleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şuphesiz bunda bilenler icin (alınacak) dersler vardır.
Gece olsun gunduz olsun, uyumanız ve Allah'ın lutfundan (nasibinizi) aramanız da O'nun (varlığının) delillerindendir. Gercekten bunda, işiten bir kavim icin ibretler vardır.
Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve umit vermek uzere şimşeği gosteriyor, gokten su indirip olumunun ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim icin (alınacak) dersler vardır.
Goğun ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir cağırdı mı hemen (kabirlerinizden) cıkıverirsiniz.
Goklerde ve yerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir.
Yaratmaya başlayan, sonra onu tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun icin pek kolaydır. Goklerde ve yerde (tecelli eden) en yuce sıfat O'nundur. O, mutlak guc ve hikmet sahibidir.
Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mulkiyetiniz altında bulunan koleler icinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden cekindiğiniz gibi kendilerinden cekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz Âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim icin boylece acıklıyoruz.
Gel gor ki haksızlık edenler, bilgisizce kotu arzularına uydular. Allah'ın saptırdığını kim doğru yola eriştirebilir? Onlar icin herhangi bir yardımcı yoktur.
Resûlum!) Sen yuzunu hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat uzere yaratmış ise ona cevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların coğu bilmezler.
__________________