Fenerbahce’nin CSKA Moskova ile yapacağı mactan once yazdığım yazıyı “ Eğer Fenerbahce takımı Moskova’ya İnter ve Ankaragucu maclarında ortaya koyduğu mucadeleyi ve kazanma hırsını “ruhunda” gotururse donuşu mutlaka puan veya puanlarla olur” diye bitirmiştim. Lokomotiv Stadında Fenerbahce maca iyi başladı, sahada cesurdu. Korkmadı, saklanmadı. Kendi kimliği ile oynadı... İlk devrede onceki maclardaki sorunlarından arınmış, rakibi doğru bir yaklaşımla kabullenmiş, kazanmak icin her hususta rakipten ustun olmanın gerektiğini kafasına koymuş ve iyi algılamış bir goruntu ortaya koydu… Fenerin bu doğru algıları beyinle bedene guc olarak yansıyınca, o başaran “ruh” kendiliğinden geldi ve kazanma hırsına donuştu. Boylece daha ilk devrenin ilk dakikaların da başlayan mucadele baskıya donuşunce CSKA Moskova savunması hataya zorlandı. İlk hata kaptan Ignashevic’le oluştu ve golun hazırlayıcısı oldu. Alex pozisyonu iyi takip edince hic kimsenin beklemediği anda Fenerbahce’nin golu geldi. Daha 10 dakika dolmadan gelen bu gol Fener’i cesaretlendirdi. Ama ilerleyen dakikalarda pas hataları oluşmaya başlayınca, ikinci gol icin organize atağa hızlı cıkamadılar. Aksine kalelerinde tehlike oluştu. Ve ozellikle soldan Zhirkov’un taşıdığı toplara onlem alamadılar. Bunun neticesinde 28’ de Zhirkov sol caprazdan, 30’da Vagner Love savunmanın hatasıyla, 34’de Jo soldan ceza sahasına girerek attığı şutla yureklerimizi ağzımıza getirdi. Bu dakikalarda Fener geriye cekilmenin bedelini, korku olarak odedi… Ama yine de ilk devrede savunmandaki disiplin ve kademe anlayışı iyiydi… İlk devrede sahada olup oyunda olmayan, dinlenen tek adam Deivid idi. Fenerbahce ikinci devreye 1-0 onde başlarken, ikinci golun hesabı icindeydi… Ama savunmada Edu’nun kaleci Volkan’a verdiği kısa pası kapan Krasic’le 49’da cok kolay ve ucuz bir gol yedi… 3 dakika sonra yine Edu sahnedeydi ve penaltıya neden olunca ikinci gol geldi… İkinci yarıda daha 8 dakikada dolmadan CSKA Moskova’nın 2-1 one gecmesi işlerin ters gittiğini hem de cok ters gittiğini gosteriyordu. Aslında Fenerbahce takım olarak kotu başlamadı ikinci devreye, ama onemli yerde olan Edu kotu başlamıştı. İkinci golden sonra demorolize olan Edu daha once oyundan alınabilirdi… Zico’nun yerinde ama gecikmeyle yaptığı 71’de Yasin ve Colin Kazım’ı, 76’da Gokhan’ı oyuna almasıyla Fenerbahce toparlandı. Hem rakip kalede coğaldı, hem de onemli pozisyonlar bulmaya başladı… Ve ilk devrenin dinlenen adamı Deivid, yine İnter macında olduğu gibi nefis bir gole imzasını atarak kendini affettirdi. Fenerbahce’nin iyi başladığı ilk devrede ruhu da, golu de guzeldi. İkinci devreye de başlangıc iyi oldu… Ama maalesef Edu’nun 4 dakikada yaptığı iki onemli hatayla kalesinde iki gol gormesi bir anda her şeyi alt ust etti… Fakat işin guzel ve olumlu tarafı bu gollere rağmen sahada pes etmeyen, kazanmaya inanclı, hırsını ve ruhunu kaybetmeyen bir Fener vardı. Moralini bozmayarak, teslim olmayarak, alnının akıyla iyi mucadele etti, beraberliği buldu ve mutlu sona ulaşarak cok onemli bir puan aldı. Anderlecht ve İnter’den sonra CSKA Moskova karşısında da Fenerbahce’de beklenen “ruh” vardı… Artık Avrupalı olmayı kafasına koyan Fenerbahce bu trendi daha yukseltmelidir. Ve yukseltecektir de. Cunku o renklere ve o camiaya yuksekler daha cok yakışır… Bu macla goruldu ki, Fenerbahce Avrupa’da “ruhunu” buldu… Ne diyelim ?.. Ey “ruh” gitme kal !.. Ve Turkcell Super Lig’de de Fenerbahce’nin yanında ol ! Muzaffer Kartal __________________