İslÂm dini, terbiye ile alÂkalı olarak cocukları belli başlı yaş safhalarına ayırır.

Doğumdan itibaren bu safhalar şoyledir:

1- Doğum ve ilk yedi gun: Temizlik, ad konması, akika kurbanı kesilip ziyafet verilmesi, hatta sunnet edilmesi, ilk yapılacak işlerin başında gelir.

2- İlk iki yıl: Sut devresidir. Kur’Ân-ı Kerim: “Anneler cocuklarını tam iki yıl emzirirler” buyurarak, meseleye cocuğun haklarından biri olarak yer verir. Bu devre, cocuğun biyolojik gelişmesinde en muhim devredir ve anne sutu esas olmak uzere, gıdasına iyi dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koyar.

3- Konuşma yaşı: Sistemli ve şuurlu oğretimin başladığı devredir.

4- Temyiz yaşı: Cocuğun soylenenleri tam olarak anlayıp, doğru olarak cevap vermeye başladığı yaş olarak tavsif edilir.

İslÂm Âlimleri, temyiz yaşına kadar cocuklara sert davranılamayacağını, dayağın “haram olduğunu” soylerler. Bu yaştan once verilen cezaların faydalı bir tesir yapmayacağı kanaatı vardır.

5- İstiğna yaşı: Cocuğun kendi kendine bazı ihtiyaclarını gorebilme yaşıdır.

6- 10 yaş: Namazın ciddiyetle ele alınması gereken yaştır.

7- Murahık yaşı: Cocuğun 12 yaşından bulûğ cağına kadar olan devresidir.

8- Bulûğ yaşı: Mukellefiyet yaşıdır. Cocuk bu yaştan sonra artık genc’tir ve aklî gelişmesinde bir aksaklık yoksa, Allah’a karşı mukelleftir.

İslÂmî terbiye, bulûğ oncesini hayata hazırlama safhası olarak kabûl eder ve temyiz oncesi devrede cocuğun cocuksu isteklerine mudahale edilmemesini ister.

İslÂm, bulûğdan onceki yaşlarda cocukları aklen yetersiz gorur ve onları kesin bir cizgiyle buyuklerden ayırır. Bu ayırım, onun aleyhine durum hÂsıl etmez. MeselÂ, cocuklara karşı işlenen bir suc, buyuğe verilecek cezaları hafifletmez veya cocuğun mirastan alacağı payın miktarını buyukten aşağı tutmaz. Bu ayırım, cocuğun aleyhine olacak durumları onler. Cunku Efendimiz (S.A.V.), bulûğa erinceye kadar cocukların sorumlu olmayacağını belirtmiştir.

Batı Âlemi, asırlar boyu “cocuk kucuk insan, insan buyuk cocuk” telÂkkisine kapılarak, cocuğun ayrı bir fıtrata sahip olduğunun farkına varamamış, bu yuzden ayrı hukumlere ihtiyac duymamış, herhangi bir sucun kanundaki karşılığı ne ise, idam etmeye varıncaya kadar, yaşına bakmaksızın, butun cocuklara uygulayarak onları perişen etmiştir.

Batı Âleminde son zamanlarda cocuk uzerinde derinleşen araştırmalar ortaya cıkarmıştır ki; cocuk, buyukten oldukca ayrı bir varlıktır. Oylesine ayrı ki; cocuğu, buyuk insanı tahlil eden antropoloji esasları cercevesinde incelemek zordur. Bazı Âlimler, ayrı bir cocuk antropolojisinden bahsetmeye başlamışlardır. Resûlullah’ın 1500 yıl once beyan buyurduğu bir gerceği nihayet keşfetmiş olmaları bile, onlar icin buyuk bir hamle sayılabilir.

__________________