Cennet sevdiklerini alıp goturecek ve iki taraf arasındaki bağ kopacaktır. Ucak kalkacak, kapılar kapanacak; kalanlar bu cırpınış meydanında terkedilecektir. Hz. Peygamber (asm) herkese yolu acmak uzere cennetin kapısına vardığında, bir kadının kendisinden once cennete girmeye calıştığını gorur. Kendisine “Ne yapıyorsun , kimsin?” diye sorar. Kadın “ Ben yetimlerine bakma yolunda evlenmeyen dul kadınım. ”cevabını verir. (1)
Kimi bedenler tukenmiş ; kimileri parcalanmışcasına kapıya varmış; kurtuluş yurduna akın akın ucuşlar başlamıştır. Son cennetliklerde alınır ve artık kimse kalmamışcasına kapılar kapanır. Tam o sırada kimileri canlarının son enerjisiyle cennetin kapısına kadar surunup ulaşabilmişler; ama , iceriye girememişlerdir. Kimilerine Peygamberlerin , kimilerine meleklerin şefaati , kimilerine Allah’ın doğrudan affı rahmeti yetişir. Kimilerinde de gonullerinden duşurmedikleri “Kelime-i şehadet yakalar ve onları hızla iceriye alır. ”(2)
Dışarda kalanlar artık aradaki araf ulkerinde yaşayacaklar; asırlar icerisinde nurlarının gelişmesi ve bağışlanmaları , onlara cennetin kapısını yeniden actıracak. Gidenler giderde , sırat yolundaki can pazarı devam eder. Meydanlarından goklere baktıklarında , otelere ucan dolunaylar , kayıp giden yıldızlar , parlayıp giden şimşekler gorurler . Hz. Peygamber (asm) “Cennete ilklerin dolunay parlaklığında, sonrakilerin parlak yıldızlar gibi gireceklerini”(3) bildirmiştir.
Allah’ı sevenler , şukreden fakirler, imkanlarını hep iyiliğe harcayan zenginler, borcsuzlar, mutevaziler o ilk girenler arsında cennetteki yurtlarına dağıtırlar. Birbirlerini cennetlik cabalarda teşvik eden eşler birlikte cennetin kapısına varırlar ve onlara “Siz ve eşleriniz cennete girin sevinc icinde ağırlanacaksınız. ”(4) denilir. İceriye girdiklerinde , cennetin enginliğinden şaşkına donerler.
İnsan bir hucreden cenin vucuduna acılmış; anne vucudundan engin dunyalara gecmişti. Olum onu ceset kafesinden kurtararak berzahın sırat okyanusa acmıştı. Şimdiyse, sırattan cok daha muhteşem bir enginlik hissine acılmakta ; adete bir bakışla tum evreni avucunda gormektedir.
Birkac yıllık dunya yorgunluğuna ve acısına karşılık muhteşem saltanatlara sahip olmak. . . Şukru adedince koşklerin, sarayların , vadilerin , ulkelerin, dostluların anahtarını almak ne inanılmaz bir ikramdır. Cennete girdiklerinde goklerde inciler gibi parlayan yıldızları gorurler. Birazdan o yıldız gibi parlayan menzillerdeki muhteşem saraylarında gezinecekler. (5)
Sırat yolculuğu kimisi icin tarifsiz korkularla ve ıstıraplarla gecmiştir. Kimisi de hayal hızıyla ucarak coktan buralara varmıştır. Yeni gelenler binlerce yıldır gelmiş olanların yuzlerindeki mutluluktan ve sevincten şaşkındırlar. Oyle bir huzur hucrelerini sarar ki, coşkusu gecmişin tum acılarını silip unutturur.
Artık kurtuluş yurdundasınız. O muhteşem giriş koridorlarında Kur’an’ın selamı sizi karşılar: “Koşuşun Rabbinizden bir bağışlamaya ve cennetteki onun genişliği yer ve gokler genişliğidir. ”(6) “Allah inananlardan canlarını ve mallarını , cennet kesinlikle kendilerinin olması pahasına satın aldı. Allah’dan daha cok sozunu yerine getirecek kim vardır?Yaptığınız bu alışverişten dolayı size mujdeler olsun! İşte o buyuk kurtuluş budur. (7)
Şu an , şu kurtuluşa ulaşabilmenin icinizde oluşturduğu minnet ve şukran hisleriniz tarifsizdir. Baba yurdunuza kavuştunuz. Artık kimse gonlunuzu kıramayacak ; artık herkes ve her şey sizinle saygı ve sevgi diliyle konuşacak. . . Sonsuza dek buralarda ne akla hayale gelmez maceralar yaşayacağınızı bir bilseniz. . .
Cennet Turleri
Kur’an yorumcuları , sekiz cennetin yaratıldığını duşunuyordular. Bunlar daru’ul-Cinan, Daru’s-selam, Daru’l-Karar, Me’va, Huld, Naim, Firdevs ve Adn Cennetleridir. Kur’an bazen “cennetten”, bazende “cennetlerden” soz eder. Altlarında ırmaklar akan cennetler; (8) Adn, (9) Naim, (10) Me’va (11) veya Firdevs (12) cennetleri gibi coğul anlatımlar kullanılır.
Her cennet gercek bir evren boyutudur e her boyutta super hızlı gelişmeler yaşanır. Ama, cennet evrenleri arsında orneğin Firdevs’ten Adn’e geciş, bir uzay/zaman sisteminden cıkıp otekine gecişe benzemelidir. (13)
Rivayetlerde, cennet halkına sunulacak genel cennetlerin yuzyıllar genişliğinde olduğu bildirilir. (14) Hz. Peygamber (asm) Cennetin yuksek koşklerinde kalanların, doğudan batıya giden inci parlaklığındaki yıldızlar gibi goruleceğini soyler. (15) Cennetin sayısız gezegenleri ve paralel cennetler , birinden diğerine yuz ve hatta bin yıllar icerisinde varılacak enginliktedir.
Cennetin genel sınırları belki de yuz binlerce yılda gezilip bitirilemez. Bu mesafeler sadece buyukluğu hissetmemiz icindir. Yuruyerek mi gideceksiniz; ucakla mı ucacaksınız?Dunya cisminin ulaşabildiği en yuksek hız, saniyede 300 bin kilometredir. Bu hızla Ay’a 1,5 saniyede; Guneş’e 8 dakikada varabiliriz; ama, Samanyolu galaksimizin bir ucundan diğerine ancak 100 bin yılda ulaşabiliriz. Oysa cennetin en alt katmanında bile, ışıktan hızlı hareket edebilecek yetenekte olacağız. Cennette Samanyolu galaksisi enginliğinde bir alana serpilen saraylarınızda gezinebileceğinizi duşunun.
İkinci cennet alanı , genel cennet icerisindeki ozel cennetlerdir. Genel cennetimiz dunya olsa ; ozel cennetleriniz, mulkiyedeki adalar, vadiler , koşkler , parklar , saraylar olurdu. Ozel cennetleriniz mutlak kullanımınızda olduğu halde , genel cennet alanını diğer mumin kardeşlerinizle paylaşırsınız.
Ozel cennetlerinizin ne kadar cok , zengin ve geniş olacakları, dunyada ne kadar cok sayıda ve turde iyilik yaptığımıza bağlıdır. Mevlana’nın deyişiyle, “yoksullara ihsanda bulundun, zekat verdin , elinle bir iyilikte bulundun mu, o alemde bu iyilik ağaclık, cayırlık cimenlik olur. Sabır suyun cennet ki nehirler. . . Cennetin sut ırmağı sevgin ve aşkındır. Ağzından Allah’a bir takdir ulaştı mı, tan yerini ağartan Allah o ovguyu bir cennet kuşu yapar. Nasıl oldu da Allah bu sebeplerin yerine o eserleri getirdi ; kimse bilmez. ” (16)
Her bir şukur , cennetin sonsuzluğunda bir saray olmuştur. Delikanlı veya genc kız bin kez bağışlanma dilemiş; bin yerden kendilerine cennet vadileri tahsis edilmiştir.
Ahlak , doğruluk , comertlik, yardımseverlik, ibadet gibi her bir değerin enginliğini temsil eden farklı cennetler hazırlanmıştır. Bir cennet, erken yaşta olen cocuklarının acısına sabredip doğruluğa , iyiliğe daha azimli calışan anne babalar icindir . Bir diğer cennet zerre miktarınca kul hakkına dikkat eden cennetliklere hazırlanmıştır.
Hz. Peygamber (asm) der ki: “Cennette yuz derece vardır. Bir tanesi butun alemleri icine alır. ” (17) Bunların doksan dokuzu akıl(ve ilim) sahiplerine ; geriye kalan biride diğer insanlaradır. ”(18) Dolayısıyla , ilimle imanları guclendirmemiş , azimsiz yaşamış cennetlikler , o muhteşem enginliklere doğruda acılamazlar.
Belki onlardan bazılarını kazandıracak işler yapmadık. Giremediğimiz o vatanlarda , dualarımızla desteklediğimiz dostlarımız yaşamaktadır. Peygamberler, Allahın sevgili kulları oradadırlar. Kazanmadığımız oylesi cennetlere , oralardaki dostlarımız sayesinde girebilriz.
“(Cennette ) dost dostuyla beraber bulunacaktır. ”(19) Bir gun Hz. Peygamber (asm) sizi cağıracak ; başka gunlerde dostlarınız Hz . İsa , Hz. İbrahim , Hz. Musa sizinle ziyafetlerinde buluşmak isteyecektir. Işınlanırcasına aniden birbirinizin yanında olacaksınız. Ama, yukseklerden dostlarınız yoksa, oralara gitmenizi sağlayacak bir sebep kalmaz.
Dr. Muhammed BOZDAĞ
Sonsuzluk Yolculuğu
Tugrul Abiden Alintidir
__________________
Cennetin kapısında !!!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Cennetin kapısında !!!