(10) Riya İcin Savaşan Kimse Ateştedir!
(26) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kıyamet gunu aleyhine ilk hukum verilecek kimseler şunlardır:
−Birincisi şehit olmuş kişidir. O huzura getirilir, Allah ona nimetlerini hatırlatır, o da ihsan olunduğu butun nimetleri hatırlar.
Kendine:
−Bu nimetlere karşı sen ne yaptın? buyurur.
O kul:
−Senin yolunda cihad ettim, nihayet şehit edildim! der.
Allah:
−Yalan soyledin, aksine sen cesaretlidir denilmek icin savaştın ve sana oyle de denildi buyurur. Sonra emir verilir de bu kimse yuz uzeri suruklenir ve sonunda cehenneme atılır!..’ buyurdu.”
Muslim 1905/152
(11) KÂfir, Musluman Olduktan Sonra Oldurulmez!
(27) Mikdad bin el-Esved (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
“Ya Rasulallah! Ben kÂfirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam o da benim iki elimden birini kılıcla vurup koparsa, sonra bir ağacın arkasına sığınıp:
−Allah icin Musluman oldum dese, bu sozu soyledikten sonra ben onu oldurebilir miyim? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, onu oldurme!’ buyurdu.
Mikdad bin el-Esved (Radiyallahu Anh):
−Ya Rasulallah! O benim iki elimden birini kopardı ve o sozu elimi kopardıktan sonra soyledi! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Onu oldurme! Eğer oldurursen, o kimse sen onu oldurmeden onceki senin durumunda, sen de o kimse o sozu soylemeden onceki durumunda olursun!’ buyurdu.”
Buhari 3760, Muslim 95/155
(28) Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi Cuheyne kabilesinden el-Huraka boyu uzerine cihada gonderdi. Bizler sabah vakti o kavme baskın yaptık ve onları bozguna uğrattık. Ben, Ensardan bir kimseyle beraber onlardan bir adama yetiştik. Biz onu kuşatıp yakalayınca o, La İlahe İllallah dedi. Bunun uzerine Ensarlı ondan elini cekti. Fakat ben mızrağımı ona sapladım ve onu oldurdum!
Medine’ye geldiğimizde, bu olay Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ulaştı da bana:
−‘Ya Usame! Sen adamı La İlahe İllallah dedikten sonra oldurdun oyle mi?’ buyurdu.
Ben:
−Ya Rasulallah! O bu soze sığınarak olumden kurtulmak icin soyledi! dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sen onu La İlahe İllallah dedikten sonra oldurdun oyle mi?’ buyurdu ve bu ifadeyi bana durmadan tekrarlıyordu.
Nihayet ben:
−Keşke bu gunden once Musluman olmasaydım! diye temenni ettim.”
Buhari 6720, 6721, Muslim 96/158, 159
(12) Ezan Okunan Yere Baskın Yapılmaz!
(29) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fecir tulu ettiğinde baskın yapardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ezan okunup okunmadığını dinlerdi. Eğer bir ezan sesi işitirse baskından vazgecer, ezan sesi işitmese baskını yapardı. Bir gun bir kimsenin, Allah-u Ekber Allah-u Ekber dediğini duydu.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Fıtrat uzeresin’ buyurdu.
Sonra o kimse:
−Eşhedu Ella İlahe İllallah, Eşhedu Ella İlahe İllallah dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ateşten cıktın’ buyurdu. Sonra baktılar ve onun bir davar cobanı olduğunu gorduler.”
Muslim 382/9
(13) Kıtalden Once İslam’a Davet
(30) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Biz mescitte bulunduğumuz sırada Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve:
‘Haydi, Yahudilere yuruyun!’ buyurdu.
Biz onunla beraber cıktık, nihayet Beytu’l-Midras’a geldik.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayakta onlara şoyle nida etti:
−‘Ey Yahudi topluluğu! İslam dinine girin ki selamette olasınız!’ buyurdu.
Yahudiler:
−Ey Ebu Kasım! Sen tebliğ gorevini yaptın! dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ben de zaten bu İslam’a girin selamette olun tebliğimin tahakkukunu istiyorum!’ buyurdu.
Yahudiler yine:
−Ey Ebu Kasım! Sen tebliğ gorevini yaptın! dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ben de zaten bu İslam’a girin selamette olun tebliğimin tahakkukunu istiyorum!’ buyurdu.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sozunu ucuncu defa onlara soyledi ve:
−‘Bilin ki arz Allah ve Rasulunundur. Ben sizi bu araziden surgun etmek istiyorum! Bunun icin sizden herkim kendi malından taşıyamayacağı bir şeyi olursa onu satsın! Yoksa iyi bilin ki arz Allah ve Rasulunundur!’ dedi.”
Beytu’l-Midras: İcinde Tevrat okunan yere denir.
Buhari 7218, Muslim 1765
(14) Muşriklerden Fiili Yardım Alınmaz!
(31) Aişe (Radiyallahu Anha) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bedir tarafına doğru sefere cıktı. Herratu’l-Vebere mevkiine vardığı vakit, curet ve yiğitlikle namlı bir kimse, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e erişti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı onu gorunce sevindiler. O kişi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ulaşınca:
−Sana ittiba etmek ve seninle beraber ganimet elde etmek icin geldim! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Allah’a ve Rasulune iman ediyor musun?’ buyurdu.
O adam:
−Hayır, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘O halde don! Ben bir muşrikten asla yardım istemem!’ buyurdu.
Aişe (Radiyallahu Anha) dedi ki:
−Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti. Şecere mevkiine vardığımız zaman o adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yine ulaştı ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ilk soylediği şeyleri yine soyledi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de ona ilk soylediği şeyleri soyledi ve:
−‘O halde don! Ben bir muşrikten asla yardım istemem!’ buyurdu.
Adam geri dondu fakat Beyda mevkiinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yine geldi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ilk soylediği şeyleri soyledi ve:
−‘Allah’a ve Rasulune iman ediyor musun?’ buyurdu.
Bu sefer adam:
−Evet, iman ediyorum dedi.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘O halde yuru!’ buyurdu.”
Muslim 1817/150
(15) Muşriklerden Silah vb. Aracları Odunc Almak
(32) Yağla bin Umeyye şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şoyle buyurdu:
−‘Sana elcilerim geldiği zaman onlara otuz zırh ve otuz deve ver.’
Yağla bin Umeyye:
−Ya Rasulallah! Bu malları bedeli odenmek uzere mi istiyorsun? yoksa onları geri vermek uzeremi istiyorsun? dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘İade edilmek uzere istiyorum!’ buyurdu.”
İbni Hibban 4720, Ebu Davud 3566, Ahmed 4/222
(16) Gayrı Muslimleri Cezireden Cıkarmak!
(33) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şoyle dedi:
“Bana Omer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den şoyle işittiğini haber verdi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Yahudi ve Hristiyanları elbette Arap yarım adasından cıkaracağım! Nihayet orada Muslumandan gayrı hic kimseyi bırakmayacağım!’ buyurdu.”
Muslim 1767/63
(17) Savaşta Casusluk Edenlerin Oldurulmesi!
(34) Seleme bin el-Ekva (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferde iken muşriklerden bir casus geldi, sahabelerin yanına oturdu ve onlarla konuşmaya durdu. Sonra donup gitti.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Onu bulun ve oldurun!’ buyurdu. Onu Seleme bulup oldurdu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de casusun devesini diğer savaş eşyalarını Seleme’ye ganimet harici olarak verdi.”
Buhari 2845, Muslim 1754/45
(18) Halifenin Savaşanlara Savaş Adabını Vasiyet Etmesi
(35) Burde (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir orduya yahut bir seriyyeye bir komutanı emir yaptığı zaman ona ozel olarak Allah’tan sakınıp takvaya sarılmasını, beraberindeki Muslumanlara da hayır tavsiyede bulunurdu.
Sonra:
‘Allah’ın adıyla Allah’ın yolunda savaşınız! Allah’a iman etmeyen kÂfirlerle savaşınız! Savaş yapınız, ancak ganimetlerde hıyanetlik yapmayınız! Ahitlerinizi bozmayınız! Oldurduklerinize musle yapmayınız! Cocukları oldurmeyiniz! Muşriklerden duşmanla karşılaştığın vakit onları uc haslete davet et! Bu uc şeyden hangisinde sana icabet ederlerse onlardan elini cek!
Sonra onları İslam’a davet et! Eğer onlar bu hususta sana icabet ederlerse onlardan bu icabeti kabul et ve kendilerinden elini cek! Sonra onları kendi yurtlarından muhacirlerin yurduna gocmeye cağır! Onlar eğer bunu yaparlarsa, Muhacirlerin lehine olan şeyler onların da lehine, Muhacirlerin uzerinde ki mukellefiyet ve sorumluluk onlara da olacak şeklinde haber ver!
Eğer kendi beldelerini terk etmekten imtina ederlerse, bu takdirde Musluman bedeviler gibi olacaklarını, Muslumanlar uzerindeki cari Allah’ın hukumlerinin onlar icin de cari olacağını kendilerine haber ver! Muslumanlarla beraber cihad etmeleri hali mustesna onlara ganimetten ve feyden hicbir şey ayrılmayacaktır! Eğer onlar bu Musluman olma teklifini kabul etmezlerse, bu takdirde onlardan cizye iste!
Şayet onlar bu cizyeyi vermek hususunda sana icabet ederlerse, sen onlardan bunu kabul et ve onlarla savaşmayı bırak! Eğer onlar Musluman olma veya cizye verme teklifini kabul etmezler ise, o zaman Allah’tan yardım iste ve onlarla savaş! Bir kale ahalisini kuşattığın ve onlar da senden kendilerine Allah’ın ahdini, Nebisinin ahdini tayin etmeni istedikleri vakit, sakın sen onlara Allah ve Nebisinin ahd ve zimmetini tayin etme!
Lakin sen onlar icin kendi zimmetini ve arkadaşlarının zimmetini kararlaştır! Cunku sizlerin kendi ahitlerinizi ve arkadaşlarınızın ahitlerini bozmanız, Allah’ın ahdini ve Nebisinin ahdini bozmanızdan daha hafiftir. Sen bir kale ahalisini kuşatır ve onlar da senden kendilerini Allah’ın hukmune indirmeni istedikleri zaman, sen onları Allah’ın hukmune indirme! Fakat sen onları kendi hukmune indir. Cunku sen onlar hakkında Allah’ın hukmune isabet ettiğini veya isabet etmediğini bilemezsin!’ derdi.”
Muslim 1731/3
(19) Komutanın Askerlerini Teftiş Etmesi
(36) Ebu Berze (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir savaş yolculuğunda idi. Allah ona ganimet verdi.
Ashabına:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’ buyurdu.
Sahabeler:
−Evet, falan, falan ve falanı kaybettik! dediler.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’ buyurdu.
Sahabeler:
−Evet, falan, falan ve falanı kaybettik! dediler.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’ buyurdu.
Sahabeler:
−Hayır, dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Fakat ben Culeybîb’i kaybettim onu arayınız!’ buyurdu. Culeybîb şehitlerin icinde arandı. Nihayet onu oldurduğu yedi kişinin yanında olu olarak buldular. Oldurulen kimsenin adamları onu oldurmuşlerdi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına geldi ve uzerinde durup:
−‘Culeybîb yedi kişiyi oldurdu, sonra da kendisini oldurduler. ‘Bu bendendir ben de ondanım, bu bendendir ben de ondanım’ buyurdu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu iki bileğinin uzerine koydu onun icin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in iki bileğinden başka hicbir şey yoktu.
Ravi: Şehit icin bir cukur kazıldı ve kabrine konuldu dedi de yıkamayı zikretmedi.”
Muslim 2472/131
(20) Duşmanla Karşılaşmayı Temenni Etmemek!
(37) Abdullah bin Ebi Evfa (Radiyallahu Anh), Omer bin Ubeydullah’a bir mektup yazdı. O mektubu ben okudum şoyle idi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) duşmanla karşılaştığı bazı savaşlarında guneş semanın ortasından meyil edene kadar bekledi sonra insanların arasında ayağa kalkıp:
−‘Ey insanlar! Duşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz! Allah’tan afiyet isteyiniz. Ancak duşmanla karşılaştığınız vakit sabrediniz! Bilin ki, cennet kılıcların golgesi altındadır!’ buyurdu.
Sonra da:
−‘Ey bulutları yuruten, ey toplanmış orduları bozguna uğratan Allah’ım! Duşmanları bozguna uğrat, duşmanlara karşı bize yardım et’ buyurdu.”
Buhari 2772, Muslim 1742/20
(38) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Duşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz! Ancak duşmanla karşılaştığınız vakit, sabrediniz!’ buyurdu.”
Muslim 1741/19
(21) Savaş Etmeden ve Ona Niyet Etmeden Olenleri Zem!
(39) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Savaşmadan ve kendi kendine savaşma isteği ile konuşmadan yani, savaşa niyet etmeden olen kimse munafıklıktan bir şube uzere olur!’ buyurdu.”
Muslim 1910/158
(22) Kişiyi Savaştan Alıkoyan Ozur
(40) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Tebuk savaşından donup Medine’ye yaklaştığımızda:
‘Medine’de oyle topluluklar var ki, sizin yuruduğunuz her yerde, sizin gectiğiniz her vadide şuphesiz onlar da sizinle beraber idiler’ buyurdu.
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Onlar Medine’dedir dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Onlar Medine’dedir, ama onları Medine’de ozur alı koydu!’ buyurdu.”
Buhari 4122
(41) Cabir (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Bir savaşta biz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Medine’de oyle kimseler var ki, yuruduğunuz her yolda, kat ettiğiniz her vadide muhakkak onlar sizinle beraberdirler! Onları hastalık hapsedip menetmiştir!’ buyurdu.”
Muslim 1911/159
__________________
Savaş Kuralları
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme